Zaman Davası'nda karar
FETÖ/PDY soruşturması kapsamında 2014 yılında Zaman Gazetesi'nin kapatılmasını protesto etmek amacıyla Edirne Adliyesi önünde düzenlenen 'Zamana Sahip Çık' eylemine katıldığı tespit edilerek haklarında dava açılan 6'sı tutuklu 7 sanığın yargılandığı davada karar verildi. Mahkeme, 7 sanığa 6 yıl ile 8 yıl arasında değişen hapis cezaları verirken, 2 tutuklu sanığı ise tahliye etti.
Altısı tutuklu 7 sanığın Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme', 'Silahlı terör örgütüne üye olma' ve 'Terörizmin finansmanının önlenmesi hakkındaki kanuna muhalefet' suçlarından yargılanmasına devam edildi. Davanın dün görülen karar duruşmasında tutuklu sanıklar Abdülkadir A., Hakkı Y., Serkan U., Ersin B., Yusuf Ö. ve Yavuz Y. ile avukatları duruşma salonunda hazır bulundu.
'Protesto anayasal bir haktır'
Tutuklu sanık Abdülkadir A., savunmasında 'Demokrasi ile yönetilen tüm ülkelerde miting, basın açıklaması, protestoya katılmak demokratik ve anayasal bir haktır. Protestoya katılmayı savcı yönetim kadrosuna destek olarak değerlendirmiştir. Ülke genelinde yapılan bir protesto idi. Edirne'de adliye önünde düzenlendi. Hakim, savcı, emniyet mensupları önünde. Bu basın açıklamasından 4 yıl sonra suç istinadını bilseydim katılmazdım. Bir yılı aşkın süredir tutuklu olarak yargılanmam hak hukuk ile bağdaşmamaktadır' dedi. Gazete aboneliğinin örgüt üyeliğine delil olarak gösterildiğini belirten A., şirketten çıkarıldıktan sonra aboneliğinin sonlandığını, bu tarihte gazetenin terör örgütünün yayın organı olmadığını ifade etti.
'Kızım bakıma muhtaç'
A., savunmasının devamında engelli bir çocuk babası olduğunu belirterek, '%90 oranında engelli raporu mevcut. Her duruşmada ve tahliye talebimde hastalığa ilişkin raporları sundum. Kızım bakıma muhtaçtır. Eşim psikolojik desteğe muhtaç. Ailem maddi ve manevi olarak zor durumda. Aralık ayında annemin ölüm haberini aldım. Adeta yıkıldım. Annemin cenazesine bile gidemedim. Mezarının başında helallik isteyemedim. Tüm bu mağduriyetlerim göz önünde bulundurularak tahliyemi talep ediyorum' dedi.
'İftira suçundan tazminat davası açacağım'
Tutuklu sanık Hakkı Y., dernek üyeliği ve Zaman Gazetesi ile ilgili suçlandığını belirterek, 'Şirketi ben kurmadım. 2014 yılında şirketin gayrimenkulleri satışa çıktı. Ben de ticari menfaat güderek bunları satın aldım. Bir nevi bu gayrimenkulleri alarak şirkete hissedar oldum. Dağıtım olayını da şirketin hissedarı olmam nedeni ile yürütüyordum' dedi. Protesto gösterisine katılma sebebinin şirket hissedarı olması olduğunu söyleyen Y., basın açıklamasında slogan atmadığını söyledi. Bank Asya'ya para yatırdığı iddiaları ile ilgili olarak ise 'Satın aldığım şirket hisselerinin hesapları bu bankadaydı. Benim hesabım daha önceden açılmıştı. Şirket hesapları bu bankadan yapıldığı için devam ettik' dedi. Himmet adı altında örgüte parasal yardımda bulunduğu hususunda ise 'Örgüte herhangi bir şekilde parasal yardımda bulunmadım' diyen Y., 'Bu asılsız bir iddiadır. Bu iftirayı atan Ö. A. ve Ü. M.'yi tanımam. Bu şahısla yüzleşmek isterim. Ayrıca Ö. A. hakkında iftira suçundan maddi manevi tazminat davası açacağım' dedi.
'Kaçma imkanım varken kaçmadım'
Sağlık durumunun kötü olduğunu belirten, Y., 'Cezaevi koşullarında kalmaya elverişli değilim. Sağlık nedenleri ile tahliyemi talep etmekteyim. Yunanistan'a kaçma imkanım varken kaçmadım. Cezaevinde banyoya tuvalete bile giderken kapımda insan bekliyor. Tek başıma hareket edemiyorum. Beraatımı ve tahliyemi isterim' dedi.
'Kızımla beraber olmak için tahliyemi istiyorum'
Tutuklu yargılanan Ersin B. de öğretmen olarak verdiği seminerlerin örgüt toplantısı olarak değerlendirildiğini belirterek, '25 yıllık meslek hayatımda örnek bir insan olduğumu düşünüyorum. İşlemiş olduğum fiillerin suç tanımı yoktur' dedi. B., hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, '15 yaşında kızım var. Eşim 16 aydır tutuklu. Kızım 16 aydır aileye hasret. Yazdığı mektupta annesinin yaptığı bez bebekle sabaha kadar konuştuğunu söylüyor. Kızımın anne ve babasına ihtiyacı var. Benim kaçma şüphem yoktur. Ceza verilse dahi kızımla beraber olmak için tahliyemi isterim' dedi. B., savunması sırasında gözyaşlarına hakim olamadı.
'İftiradan dolayı içeri girdim'
Yusuf Ö., '19 aydır derdimi anlatamadım. Ben temsilci sohbet hocası değilim. Bir iftiracıdan dolayı içeri girdim. Kendimi inandıramadım' dedi. Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Ö., 'Askerlik dahil 5 yıl çalışma hayatımdan dolayı FETÖ'den suçlanıyorum. Ben 1,5 yıl önce istifa ettim. Buna rağmen yine tutukluyum' dedi. Sağlık sorunları yaşadığını ifade eden Ö., beraatını ve tahliyesini talep etti.
'O işyerinde ailemin geçimi için çalıştım'
Serkan U. da savunmasında 17 aydır tutuklu olduğunu belirterek, 'herhangi bir terör örgütüne sempati duymadım. Üye olmadım. Devlet ve milletimin aleyhine fiili veya sözlü hiçbir eylemde bulunmadım' dedi. Suç tarihinde tatilde olduğunu belirten U., 'Demokrasi nöbetlerine ve yardım kampanyalarına katıldım. Hayatım boyunca herhangi bir suç işlemedim. Ben evimden işime, işimden evime giden bir vatandaşım. Tutuklanmadan önce ayrıldığım Fetö ile iltisaklı işyerinde çalışmam nedeni ile yargılanıyorum. Bu işyerinde ailemin geçimi için çalıştım. İlk fırsatta buradan ayrılarak kendime başka iş buldum. Ben o kurumun niyetini bilemezdim' dedi. U., 'Tutuklandığımda işim ve eşim vardı. İşimi kaybettim. Ailem dağılmak üzere. Öğrencilik hayatım yarım kaldı. Eşimle çocuk tedavisi görüyorduk. Tedavi yarım kaldı. Cezaevinde muhtaç duruma düştüm. Sağlık durumum cezaevinde kötüye gitmektedir. Ben hiçbir suç işlemediğimden beraatımı isterim' dedi.
'Firmalarla haberleşmek için kullandım'
Bir diğer tutuklu sanık Yavuz Y., hakkında beyanda bulunan şahısların mahkemede baskı altında ifade verdiklerini ifade ettiklerini belirttiklerini söyleyerek, 'Hakkımdaki tüm beyanlar çökmüştür. Zaman'a sahip çık eylemine katıldığımı ikrar ettim. Tesadüfi olarak katıldım' dedi. Bank Asya ile ticaret yaptığı firmaların bu bankayla çalışması sebebiyle çalıştığını ifade eden Y., 'Bankadaki param ticaretimden dolayıdır. Talimat gereği yatan bir para değildir' dedi. ByLock'u Google Play üzerinden indirerek kullandığını söyleyen Y., 'Bunu ticaret yaptığım firmalarla haberleşmek kullandım. içeriklerinde herhangi bir terör eylemi olmadığı açıktır. Listede 5-6 kişi vardır çok kısa bir süre kullandım. Gelen yazılara cevap vermedim' dedi. Y., savunmasının devamında 'Bu fiillerin suç olduğunu bilseydim ne bu firmalarla çalışır, ne Bylock kullanırdım ne de Bank Asya ile çalışırdım. 18 aydır tutukluyum. Ben terörist değilim. Hiçbir terör eylemini desteklemiyorum. Uzun süredir tutuklu olduğumdan işyerimi kapamak zorunda kaldım. 14 kişiye istihdam sağlıyordum. Biz bakıma muhtaç hale geldik' dedi. Duruşma sanık avukatlarının savunmalarıyla devam etti.
Duruşmada fenalaştı
Avukatların savunma yaptığı sırada tutuklu sanık Hakkı Y. fenalaştı. Salondakilerin müdahale ettiği Y., duruşmaya ara verilmesinin ardından 112 sağlık ekipleri tarafından hastaneye götürüldü. Verilen aradan sonra duruşma avukatların savunmasıyla devam etti. Sanıklara son sözlerinin sorulmasının ardından mahkeme heyeti, kararını açıkladı. Bu karara göre sanıklar Yusuf Ö., Yavuz Y. ve Hakkı Y.'nin üzerlerine atılı 'Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme' suçundan kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraat ederken, bu sanıkların üzerlerine atılı 'Terörizmin finansmanının önlenmesi hakkındaki kanuna muhalefet' suçundan ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verildi.
6 yıl ile 8 yıl arasında değişen hapis cezaları
Mahkeme, 'Silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan Hakkı Y. ve Yusuf Ö.'nin 6 yıl 10 ay 15 gün, Yasemin Ö., Yavuz Y. ile Ersin B.'nin 8 yıl 6 ay 15 gün, Serkan U. ve Abdülkadir A.'nın ise 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verdi. Mahkeme, tutuklu sanıklardan Yusuf Ö. ve Hakkı Y.'nin sağlık durumlarını da göz önüne alarak yurtdışı çıkış yasağı konularak tahliyelerine karar verirken; diğer sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Mahkeme, tutuksuz sanık Yasemin Ö.'ye ise verilen ceza miktarı göz önünde bulundurularak, imza atma şeklindeki adli kontrol tedbirinin kaldırılarak yerine 'konutu terk etmeme' (ev hapsi) şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verdi.