Yenilmez, 'İntihar eyleminde medyanın etkisi çok büyük'
Edirne Sultan 1. Murat Devlet Hastanesinde görev yapan Psikiyatri Uzmanı Dicle Oymak Yenilmez, intihar haberlerinin basında doğru şekilde yer verilmesinin sağlanması amacıyla medya çalışanlarına yönelik bilgilendirme eğitimi verdi.
Edirne’de Sultan 1. Murat Devlet Hastanesinde görev yapan Psikiyatri Uzmanı Dicle Oymak Yenilmez, medya çalışanlarına yönelik intihar haberlerinin basında doğru şekilde yer verilmesinin sağlanması amacıyla eğitim verdi.
İntihar davranışı kişinin kendisine zarar vermesiyle ya da yaralamasıyla sonuçlanabilecek eylemleri kendini öldürebilme niyetimle yapması ya da yapmayı düşünmesini söyleyen Yenilmez, “Her intihar düşüncesi olan hasta intiharı planlamıyor ve eylemde bulunmuyor. İntihar düşüncesinde bulunan yaklaşık yüzde 34’ken yüzde 72 kişi ise intihar planında bulunuyor ve intihar girişimi ile sonlanıyor.” Dedi.
İntiharların baş etmekten vazgeçildiği dönemde meydana geldiğini belirten Yenilmez, “Genellikle kriz evresindeki aciliyet ve çaresizlik duyguları içinde yapılan yardım çağrısı ya da zorlayıcı durumdan uzaklaşma isteği niteliğindeki yapılan eylemler bunlar. Artık baş etmekten vazgeçildiği dönemde intiharlar oluyor.” Şeklinde konuştu.
İntihar girişiminin erkeklerde daha sık görüldüğünü dile getiren Yenilmez, “Sıklık ve Sosyodemografik verilere baktığımızda tüyler ürpertici sonuçlar görüyoruz. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre (DSÖ), dünyada 40 saniyede bir 1 kişi her yıl yaklaşık 800 bin kişi intihar sonucu hayatını kaybediyor. Gerçek verilerin bu rakamların daha da üstünde olduğu düşünülüyor. 20 girişimin 1’i ölümle sonuçlanıyor. TÜİK verilerine göre ise kaba intihar hızı ülkemizde 1977’de yüzde binde 1.75’ken 2019’da yüz binde 4.12’ye yükselmiştir. İntihar girişimi erkeklerde daha da çok görülüyor.” İfadelerini kullandı.
Yenilmez, dünya genelinde tarım ilaçları, ısı ve ateşli silahlarla intihar girişiminde bulunulduğunu belirterek yaş grubu olarak bakıldığında 15-29 ve 39 yaş aralığında yoğunluk olduğunu ve daha sonra 75 yaş üzerinde yoğunluk olduğunu aktardı.
Kadınlarda ve toplumda cinsiyetler arası eşitsizliğin yerleşmesinin intihara sebep olduğunun altını çizen Yenilmez, “Gelişmiş ülkelerde yaşlılarda sosyal olarak yüksek katı düşünce sistemi ve övme konusundaki kararlılık intihara sebep olabiliyor. Tamamlanmış intiharlarda erkekler daha fazla çünkü ciddi cesaret eden şeyleri erkekler daha çok yapıyor. Kadınlar intihar ederken daha çok kimyasal maddelere ve ilaçlara yöneliyor. Erkekler kadınlardan daha dürtüsel, psikolojik sorunlar için daha az yardım arıyorlar ve yardım önerilerini daha az kabul ediyorlar. Kadınlarda ise postpartum depresyon ve psikoz, aile içi şiddet ve istismar, cinsiyet rolleriyle ilgili beklentilerin katı olması ve toplumda cinsiyetler arası eşitsizliğin yerleşmesi intihara sebep oluyor.” Dedi.
Yenilmez, evli ve çocuk sahibi olmanın intihardan koruduğunun gözlendiğini belirtti.
Daha önce intihar girişiminin olmasının önemli risk faktörü olduğunu belirten Yenilmez, şunları kaydetti:
“Eğitim düzeyinin düşük olması, dul ya da boşanmış olma, işsizlik, yalnız kalma, ekonomik zorluklar diğer sosyodemografik özelliklerinin içerisinde risk etmenleri arasında yer alıyor. Bireysel faktörlerin öyküde daha önceki intihar girişimlerinin olması tamamlanmamış intihar girişimleri açısından en önemli risk etmenidir. İntihar sonucu ölenlerin yüzde 50’sini daha önce en az bir kez, yüzde 25’i ise son 1 yıl içerisinde intihar girişiminde bulunmuştur. İntihar varsa yüzde 90 ruhsal bozukluk vardır. Ergenlerde intihar girişiminde daha belirgin bir oran var. Bir ruhsal bozukluğa sahip insanların yüzde 25-50’si yaşam boyu en az bir kez intihar girişiminde bulunmakta, yüzde 8-19’u ise tamamlanmış intihar sonucunda hayatını kaybetmektedir. Ruhsal bozukluğu olup intihar sonucu ölen kişilerin yüzde 25’inin ölmeden önce ruh servisleri ile ilişkisi olmuştur.”
İntihar eyleminde medyanın etkisinin çok fazla olduğunu belirten Yenilmez, “Literatğürde, intiharın bir taklit eylemi olarak meydana gelebileceğini ve medyada verilen intihar haberlerinin bu taklit eylemlere yol açabileceğini gösteren çok sayıda çalışma var. Taklit ve bulaşma etkisine werther etkisi demişler. Bu tür haberlerin özenle hazırlanması gerekiyor. Medyanın intiharları romantikleştirme ve detaylarıyla verme eğiliminden kaçınması gerekiyor. Bu tür haberlerin kümülatif etkisinin intihar olaylarını artırabiliyor.” İfadelerini kullandı.
İl Sağlık Müdürü Mustafa İshak Yıldırım, Edirne'de intihar haberlerinin medyaya yansıması konusunda bir sıkıntı olmadığını ve basın çalışanlarının intihar haberlerini yaparken gerekli özeni gösterdiklerini belirterek toplumun bu konuda bilinçlenmesinin önemli olduğunu dile getirdi.
Yıldırım, toplantıyı yapmalarının amacının intiharları azaltmak ve farkındalık oluşturmak için neler yapabileceğini göstermek için gerçekleştirdiklerini vurguladı.
Ebru Yıldız Günenç – Alper Tavukçu