
Bahar temizliği
Cüneyt Özdemir
Değişim başta insana korkutucu gelir.
Genelde ya kaçarsınız ya da donakalırsınız.
Bir ihtimal savaşırsınız, yani değişime direnirsiniz.
Değişime direnenin kazandığı bugüne kadar görülmemiş olsa da insan belki de
kahraman olma dürtüsünden uğraşır da uğraşır.
O eski Türk filmlerindeki meşhur 'Seni yeneceğim İstanbul!' sahnesi gibi.
Filmin sonunda o karakter İstanbul'u yenemez ya tasını tarağını toplar köyüne
geri döner ya da İstanbul'un kurallarına alışır, değişir.
Hayatta da bu böyledir.
İsteseniz de istemeseniz de er ya da geç öyle ya da böyle girmeniz gereken
yola, bir şekilde girersiniz.
Ne kadar ayak direseniz de hayat akıp yolunu buluyor.
Bu konuya nereden geldik?
Artık bahar geldi.
Önümüzde her ne kadar belirsiz bir süreç olsa da her bahar gibi bu bahar da
temizlik zamanı.
Karamsar havayı biraz da olsa dağıtmak, sadece evdeki eşyaları değil iç
dünyamızdakileri de güzelce bir havalandırma zamanı.
Kenarda köşede kalan umutlarımızı, hayallerimizi, hedeflerimizi birer birer
ortaya çıkarıp şöyle güzelce bir havalandırmak lazım.
Aralarından atılacakları atmak, dönüştürülecekleri dönüştürmek, bırakılacakları
bırakma zamanı.
Yeni başlangıçlar, yeni tohumlar ekme zamanı.
Sadece evi havalandırmak, eşyaları toparlamak yetmez.
Biraz da içimizi havalandıralım.
İçini havalandırmak, yazması kolay olsa da yapması zor bir eylem.
İçimizden dökülenlerin neyi tetikleyeceği, bizi neyle yüzleşmeye zorlayacağı
belli değil.
Ardında yorgunluk bırakması da cabası.
Ama bahar temizliği de böyledir zaten.
Temizliği yaptıktan sonra her yeriniz ağrır ama ferahlarsınız da.
İçinize bir yaşama sevinci gelir, oturur.
Etrafınıza yeni gözlerle bakmaya başlarsınız.
Uzun süredir kullanmadığınız şeyler 'yeni' hissi verir.
Yaşamaya mecbur hissedersiniz.
Ne olursa olsun hayatın akıp yolunu bulacağını bildiren bir mecburiyetle
yaşamaya devam edersiniz.
İçinden geçtiğimiz zamanların zorluğu hakkında hep konuştuk.
Dış dünyanın belirsizliğinden bahsettik.
Artık madem bahar geldi.
Fırsat bu fırsat biraz da gelecek günlerin olası güzelliklerinden bahsedelim
sevgili okur.
Kalbimizi, zihnimizi biraz da güzelliklerde tutalım.
Madem hayatta kaldık; madem yaşamaya mecburuz, biraz bunun tadını çıkaralım derim
ben.
Siz ne dersiniz?
***
Geldik sona'¦
Buradan sizinle buluşmaya başlayalı birkaç gün sonra bir yıl olacak.
İlk yazımı yazarken de heyecanlıydım şimdi bu son yazıyı yazarken de
heyecanlıyım.
Yine her hafta yaptığım gibi önceden konu bulmak yerine içimden gelenleri, gözüme
ilişenleri aklımdan geçenleri yazdım.
Ayrıca bu bir yılda zorlu günleri birlikte atlattık.
Buradan hep söylediğim gibi insan böyle günleri ancak yalnız olmadığını
bildiğinde daha kolay atlatabiliyor.
Benim açımdan sizin burada olduğunuz bilmek,
güzel bir deneyimdi.
Umarım sizin için de öyle olmuştur.
Buradaki yolculuğumuz sona erdi sanırım.
Başka yerlerde ve daha güzel günlerde görüşmek dileğiyle sevgili okur.
Şimdilik hoşçakalın.