Yaşantımız Somali, karnımız bukali
Edirne Roman Eğitim Gönüllüleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Turan Şallı, Türkiye' de yaşayan Romanların sosyal entegrasyonu, ayrımcılık ve yoksullukla mücadele konularında dezavantajlı konumu gereği Avrupa Birliği'nden verilen milyonlarca Euro'luk hibe desteğinin Çingenelerin (Roman) gecekondusuna yansımadığını söyleyerek 'Hayallerimiz Paris, yaşantımız Somali, karnımız Bukali (Aç)' dedi.
Edirne Roman Eğitim Gönüllüleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Turan Şallı, Türkiye' de yaşayan Romanların sosyal entegrasyonu, ayrımcılık ve yoksullukla mücadele konularında dezavantajlı konumu gereği Avrupa Birliği'nden verilen milyonlarca Euro'luk hibe desteği ile ilgili açıklamalarda bulundu. Şallı, AB'nin Romanlara fon aktarmasının zamanla proje sektörü oluşturarak rant kapısına dönüştüğüne dikkat çekerek, hibelerin Çingenelerin (Roman) gecekondusuna yansımadığını söyledi. Şallı, yazılı açıklamasında; 'Hayallerimiz Paris, yaşantımız Somali, karnımız Bukali (Aç)' dedi.
Türkiye'nin,
AB sürecine dahil edilmesiyle birlikte Türkiye' de yaşayan Romanların kendi
kültürleri ile kabulünün ve sorunlarının görünür bir yapıya bürünmesinin güzel
gelişmeler olduğunu belirten Şallı; 'Türkiye' de yaşayan Romanların sosyal
entegrasyonu, ayrımcılık ve yoksullukla mücadele konularında dezavantajlı
konumu gereği milyonlarca Euro hibe desteği verilmiştir. Devletin gözetiminde
olduğu kadar, bir o kadar da farklı kaynaklardan proje bazında çalışmalara
destek verilmiştir. AB'nin Romanlara fon aktarması zamanla doğal olarak proje
sektörünü oluşturmuştur. Bu gidişat zamanla Romanlar üzerinden rant kapısına
dönüşmüştür. Ancak, hiçbir zaman Çingene (Roman) gecekondusuna yansıdığı
görülmemiştir' ifadelerine yer verdi.
'Bizim belimiz çoktan kırılmıştır'
AB
ülkelerindeki genişlemenin ardından milyonlarca Romanın AB vatandaşı olduğunu
söyleyen Şallı; 'Avrupa'daki projeler de onlara derman olamadı. Projeyi
yürütenlerin yaşamı değişti. Gariban Roman yine Çingene kaldı. Yurt dışındaki
Roman akrabalarımız, AB vatandaşı oldu. '˜Türkiye'dekilere nasıp olur mu?' Diye
düşünüldüğünde bugünkü gelişimler ışığında hiç de mümkün görünmüyor. 2016
yılında dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Ankara'da
lüks bir hotel de yapılan proje imza töreni öncesinde Romanlara da vurgu
yaparak; '˜Daha çok proje yazalım, fonları kullanalım' demişti. Fon havuzunda
Türkiye'nin parası olduğunu geç de olsak öğrendik. Ama anlayamadığım veya benim
düşündüğüm, '˜Türkiye, Roman sorunların çözümü konusunda AB fonlarına bel
bağladı' ise; bizim belimiz çoktan kırılmıştır' dedi.
'Umut garibin ekmeğidir'
Çingenelerin
ekonomik şartlarının daha da zorlaştığını açıklayan Şallı; 'Türkiye'de kriz
yok. Evet, evet gerçekten yok. Sadece ekonomik dalgalanma var. Bazıları
dalgalarda yüzmeye çalışırken, bizler de boğulmamak için çırpınıyoruz. Şarkıcı
Çingene Kibariye ablam, Romanların sosyolojisini çok uzun yıllar önce çözmüş.
Bir şarkısının içinde '˜Etsiz yemek yemezler, çalgısız yaşayamaz ölürler'
demişti. Piyasa koşullarını iyi gözlemleyen rahmetli meşhur gırnatacı Deli
Selim ağabeyimiz; '˜O fasula yedi buçuk lira, hem oynasın, hem kaynasın' derdi.
Fasulyenin şimdilerde ortalama fiyatı on beş lira. Kaynatmak zor, oynamaya mecal
yok. Romanların çalgısız yaşayıp yaşamayacağı tartışılır. Ancak, şimdilerde
Romanların tenceresinde et değil, dert kaynıyor. '˜Umudumuz var mı?' diyecek
olursak neden olmasın. Umut garibin ekmeğidir. Hayallerimiz Paris, yaşantımız
Somali, karnımız bukali (aç)' sözlerine yer verdi.