Uzunköprü'nün yazar damadı
Uzunköprü Belediyesi tarafından bu yıl 4'üncüsü düzenlenen Kültür, Sanat ve Tarım Festivali kapsamında Odatv haber sitesinde Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan ve Odatv haber sitesi Haber Müdürü ve Cumhuriyet Gazetesi köşe yazarı Barış Terkoğlu, okurları ile buluştu. Pehlivan ve Terkoğlu, söyleşide 2019 yılının Şubat ayında yayınlanan ve okurların yoğun ilgisiyle en çok satan kitaplar arasında yer alan '˜Metaztas' adlı kitaplarını tanıtırken Terkoğlu, Uzunköprü'ye ilk defa gelmesine rağmen kentin yabancısı olmadığını söyledi. Terkoğlu 'Eşimin annesi Uzunköprülüdür. O yüzden aslında Uzunköprü'nün damadı sayılırım' dedi.
Uzunköprü Belediyesi tarafından bu yıl 4'üncüsü düzenlenen Kültür, Sanat ve Tarım Festivali kapsamında Odatv haber sitesinde Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan ve Odatv haber sitesi Haber Müdürü ve Cumhuriyet Gazetesi köşe yazarı Barış Terkoğlu, okurları ile bir araya geldi.
Atatürk
Kültür Merkezi konferans salonunda düzenlenen söyleşide Pehlivan ve Terkoğlu,
2019 yılının Şubat ayında yayınlanan ve okuların yoğun ilgisiyle en çok satan
kitaplar arasında yer alan '˜Metaztas'ı anlattılar. Söyleşi, Pehlivan'ın
'˜Metaztas'tan bölümlere yer verdiği konuşmasıyla başlarken; Pehlivan,
konuşmasının sonunda laiklik, bilim ve eğitime dikkat çekti. Pehlivan; 'Bizim
sırtımızı dayayacağımız üç şey var; laiklik, bilim ve eğitim. Biz ancak
sırtımızı onlara dayayabilirsek iyiye ve güzele çıkabiliriz. Bundan hiç ama hiç
vazgeçmememiz gerekiyor. Kitabımızı okuyanlar eğer umutsuzluk içine girdiyse, o
umutsuzluğu da silmelerini rica ediyoruz. Çünkü biz bu kitabı yazarken
umutsuzluk değil, umut aşılamak istedik. Biz, mesleki olarak da olaya böyle
bakıyoruz. Eğer gerçeğin ne olduğuyla gerçek anlamda yüzleşirsek biz o zaman
mücadele ederiz. Önce hastalığın ne olduğunu bilmemiz gerekiyor. Biz hastalığı
ortaya koyduk, mücadele edeceğiz ve en sonunda mutlaka kazanacağız' ifadelerine
yer verdi.
Pehlivan'ın
konuşmasının ardından söyleşide konuşma yapan Terkoğlu ise Uzunköprü'ye ilk
defa gelmesine rağmen kentin yabancısı olmadığını söyleyerek; 'Çünkü eşimin
annesi Uzunköprülüdür. O yüzden aslında Uzunköprü'nün damadı sayılırım. Burada
akrabalarımız var. Çağırdığınız için teşekkür ederim. Bu fırsatla onları da
görmüş oldum' dedi. Terkoğlu, Metaztas'ı yazma nedenlerini açıklarken; 'Çünkü
bizim Cumhuriyet'e bir borcumuz var. O borcu ödememiz için küçük bir
karşılıktır. Yoksa daha yapacağımız çok şey var. Çünkü Cumhuriyet dediğimiz
şey, insanları krallıklardan, monarşilerden, şeyhlerden, şıhlardan kopardı ve
birer yurttaş yaptı. Bir insanın kulu olmaktan kurtardı, kendi başına ayakta
durabilen kişiler haline getirdi. Oy, örgütlenme, istediği yerde çalışma,
seyahat etme hakkı verdi. Hukuk önünde eşit hale getirdi. Cumhuriyet böyle bir
hak verirken; 100 sene sonra sürekli Cumhuriyet'e yönelik bir saldırı var.
Cumhuriyet'in en temel metni olan anayasaya saldırı var. Anayasayı bu kadar
tartışıyorsanız düzeni değiştiriyorsunuz demektir. Anayasa sürekli delik deşik
ediliyor. Anayasa, iktidarlara, '˜Senin gücünün sınırları buraya kadar' diye
çizildiği metindir. Demek ki siz, o sınırları istemiyorsunuz. Biz, böyle bir
tarihsel dönemde bu kitabı yazdık ve şunu gördük; eğer anayasa ve cumhuriyet
ortadan kaldırılıyorsa bir şey oluyor. Cumhuriyet ile birlikte eski
ayrıcalıklar ortadan kaldırılırken; o eski ayrıcalıklar yeniden hortlamaya
başlıyor. Bazı dini ayrıcalıklar, dini mensubiyetler hortlamaya başlıyor. Bazı
tarikatlara mensupsanız ayrıcalıklı hale geliyorsunuz. Ekonomik ayrıcalıklar
var. Eğer zengin ve varlıklıysanız siz hukuk önünde artık eşit değilsiniz. Aile
ayrıcalıkları var. Bazı soyadlarını taşıyorsanız siz artık hukuk önünde eşit
olmaktan çıkıyorsunuz. Bazı siyasi mensubiyetlere sahipseniz, iktidar
partisinin çevresindeyseniz yine toplumun diğer insanlarından farklı yasalara
tabi oluyorsunuz. İşte bugün Türkiye'de bu kitabın anlattığı şey şudur;
Cumhuriyet yıkılırken, anayasa ortadan kaldırılırken bu dört imtiyaz yeniden
patladı' sözlerine yer verdi.
'Eşitliğe dayalı sistem hâkim kılınmalı'
Türkiye'de
eşit yurttaşlık hakkının ortadan kalktığını söyleyen Terkoğlu; 'Yerine dini,
siyasi, ekonomik ve aile ayrıcalıkları getirildi. Bizim bunu yeniden ayakları
üzerine oturtmazsak, tıpkı Cumhuriyet'in kuruluş değerlerindeki gibi eşitliğe
dayalı bir sistemi yeniden hâkim kılmazsak; emin olun bu konferans salonundaki
herhangi bir kişinin ülkede güvenliği yok demektir. O yüzden benim çözüm
önerim; hep birlikte o felsefeyi ülkede hâkim kılmaya yöneliktir' dedi.
Söyleşi, Terkoğlu'nun
konuşması ile sona ererken; Pehlivan ve Terkoğlu, okurları için kitaplarını
imzaladılar.