Türkiye ABD'den 75 yıl önde

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Türkiye Bilimler Akademisi Şeref Üyesi Prof. Dr. Sadık Kakaç, '˜Elektrik Enerjisi ve Yenilenebilir Enerji Kaynaklarında Ülkemizdeki Durum' konferansında Türkiye'nin, ABD'den 75 yıl önce biyo yakıt kullanımına başladığını açıkladı. Bitkisel yağın yakıt olarak kullanımının Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün çalışmaları ile 1934 yılında Atatürk Orman Çiftliği'nde başladığını söyle yakıt kullanımına başladığını açıkladı. Bitkisel yağın yakıt olarak kullanımının Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün çalışmaları ile 1934 yılında Atatürk Orman Çiftliği'nde başladığını söyleyen Kakaç, ABD'de de 2009 yılında başladığını açıkladı.

Türkiye ABD'den 75 yıl önde
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Türkiye Bilimler Akademisi Şeref Üyesi Prof. Dr. Sadık Kakaç, '˜Elektrik Enerjisi ve Yenilenebilir Enerji Kaynaklarında Ülkemizdeki Durum' konferansında Trakya Üniversitesi öğrencileriyle buluştu. Balkan Kongre Merkez'inde düzenlenen konferansa; Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, Trakya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cem Uzun, öğretim görevlileri ve öğrenciler katıldılar. Konferans, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve şehitler anısına bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başladı. İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından konferansın açılış konuşmasını Prof. Dr. Uzun yaptı.

Prof. Dr. Uzun, açılış konuşmasında Trakya Üniversitesi'nin yenilenebilir enerji konusunda gayretler içerisinde olduğunu söyleyerek; 'Özellikle Trakya Bölgesi'nde hem sanayi hem de tarımın önemli bir elektrik ihtiyacı söz konusudur. Bu konuda da Üniversite olarak bilimsel gelişime katkıda bulunmak amacıyla birtakım projeler geliştiriyoruz. Güneş enerjisinden faydalanmak bu projelerden biridir. Yine aynı şekilde hocalarımızın geliştirdiği yeni ürünler var. Bu ürünleri geliştirerek sahada da kullanılması amacıyla teknopark bünyemizde birtakım projeler başlattık. Bu alanda da hem güneş enerjisinden faydalanma hem de efektif kullanım anlamında bir grup oluşturduk' ifadelerine yer verdi.

Ders gibi sunum
Prof. Dr. Uzun'un konuşmasının ardından konferansta Prof. Dr. Sadık Kakaç'ın özgeçmişi okundu. Prof. Dr. Kakaç, özgeçmişinin ardından konferansta sunumunu gerçekleştirdi. Prof. Dr. Kakaç, sunumunun başlangıcında katılımcıları selamlarken; kürsü kullanmayı düşünmediğini belirterek katılımcıların arasına indi. Kakaç, sunumunun '˜ders gibi' olmasını amaçladığını söyledi.

'Türkiye'de hedef yüzde 30'
Kakaç, sunumunda mevcut bütün enerji kaynaklarının kullanımının önemine değinerek; 'Türkiye'de bugün hakim olan enerji kaynakları elektrik enerjisi bakımından kömür santralleri ve ileride kurulacak olan nükleer santrallerdir. Zaten gelişmiş olan ülkelere baktığımız zaman esas enerji kaynakları kömür, doğalgaz, hidrolik ve nükleer santrallerdir. Buna paralel olarak da bütün ülkeler çevre sorunları ve kendi kaynaklarını geliştirmek bakımından yenilenebilir enerji kaynaklarına önem vermektedirler. Yenilenebilir enerji kaynaklarının ülkelere enerji katkıları sınırlıdır. Örneğin; Avrupa ülkelerinden Almanya'da elektrik ihtiyacının yüzde 25'i yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanmaktadır. Türkiye'de bir önceki dönem Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı'nın hedefi yüzde 30'du. Çünkü Türkiye'de su kaynaklarından dolayı hidrolik potansiyel fazladır. Hidrolik potansiyel de yenilenebilir enerji kaynaklarının en önemli unsurudur' dedi.

'Linyit kazanları geliştirildi'
Türkiye'nin şu anki hedefinde elektrik enerjisinin yüzde 30'nun yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanmasının olduğunu fakat bakan değişimleri nedeniyle hedeflerin de değiştiğini söyleyen Kakaç; 'Şu anki Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı yenilenebilir enerji kaynaklarına biraz daha ağırlık verirken; önemli olanın yerli kaynaklar olanın linyit kömürlerin enerji kaynaklarında değerlendirilmesidir. Linyit yatakları bakımından ülkemiz zengindir fakat itirazlar olabilir. Linyitlerin kilogramından elde edilen enerji miktarının az olduğunu söyleyebilirler. Hâlbuki bunu yakacak kazanlar geliştirilmiştir. Türkiye de geliştirmiştir. Bakanlığın bu politikasını uygun buluyorum' sözlerine yer verdi.

'Çevreye zarar vermeyen enerji yok'
Çevreye zarar vermeyen hiçbir enerji kaynağının mevcut olmadığını söyleyen Kakaç; 'Her türlü enerji kaynağı çevreye zarar verir ama sistemleri öyle bir şekilde geliştireceksin ki çevreye en az zarar verecek. Çevre zararlarını azaltmak için en önemli program karbondioksit üretimidir. Santralleri, karbondioksit tutucuları, kömür santrallerini geliştirdikçe çevre de az kirlenecek. Bütün mesele budur' dedi.

'Önemli olan bataryalardır'
Yerli otomobil girişimini enerji bakımından değerlendiren; 'Yerli otomobil çevre bakımından önemlidir. Yerli otomobilde en önemlisi bataryalardır. Batarya geliştirme üzerine çalışmalar var. Elektrikli taşıtlar var. Bataryalar geliştirerek arabaların fiyatları bataryaların ağırlığına göre değişecek. Arabaların mesafeleri bataryaların kapasitesine göre değişecek. Bununla birlikte hidrojenle çalışan, yakıt pil ile çalışan ve çevreyi koruyan araçlar vardır. Özellikle kampuslarda, öğrencinin yoğun olduğu bölgelerde minibüsler dolaşıyorsa; o minibüslerin bu tür araçlar olması lazım' ifadelerine yer verdi.

'Enerjide bağımsız ülke yok'
Türkiye'nin enerjide bağımsız hale gelmesi için yapması gerekenlerin sorulması üzerine; 'Enerjide bağımsız olan bir ülke yoktur. Öyle ya da böyle bağımlı olacaksın. Bizim çelik üreten merkezlerimiz var. Buralara yüksek kaliteli kömür gerekiyor. Dışarıdan kömür almaya mecburuz. Dolayısıyla birinden alacaksın. Ama bağımlılığı azaltmak için yenilenebilir kaynakları artıracaksınız. Hidrolik santrallerin yüzde 40'ı, kömür yataklarının 3'te 1'i değerlendirilmiş. Bunların değerlendirilmesi gerekiyor' dedi.

'Enerji en etkin belirleyici'
Sunumunda enerjinin, son 40 yılda dünya siyaset politikasını yönlendiren bir meta haline geldiğini söyleyen Kakaç; 'Son 20 yılda ise iklim değişikliği etkileri dolayısıyla dünyanın ekonomik, sosyal ve coğrafik düzeninin gelecekteki en etkin belirleyicisi olarak görünmektedir. Son yarım asırda, hızlı değişmeler görmekteyiz. Dünya nüfusu hızla artıyor. İnternete dayalı haberleşme sistemlerine her gün yenileri eklenmekte, insanlar artan nüfusu beslemek, gerekli temiz içme suyu, enerjiyi sağlamak, çevreyi korumak ve hayat standardını geliştirmek gibi önemli sorunları çözmek zorunda kalmaktadırlar' sözlerine yer verdi.

2050'de 9,4 milyar olacak
2050 yılında dünya nüfusunun 9,4 milyar olmasının öngörüldüğünü açıklayan Kakaç; 'Çin ve Hindistan gibi ülkelerdeki modernleşme, enerji talebini yükseltmektedir' dedi. 2016 yılı sonu itibariyle Türkiye'deki elektrik enerjisinin kurulu gücünü açıklayan Kakaç; 'Hidrolik barajlı yüzde 24.9, çok yakıtlılar yüzde 5.1, jeotermal yüzde 1.0, yenilenen enerji, atık ve diğerleri yüzde 0.7, ithal kömür yüzde 9.5, taş kömürü, linyit ve asfaltit yüzde 12.5, fuel oil, nafta ve motorin yüzde 0.5, güneş yüzde 1.1, rüzgar yüzde 7.3, hidrolik akarsu yüzde 9.1 ile doğal gaz ve LNG yüzde 28.2'dir' ifadelerine yer verdi.

'Henüz gelişmekteyiz'
Türkiye'de 2016 yılında kişi başına elektrik enerjisi tüketiminin 3425 kWh olduğunu açıklayan Kakaç; 'Almanya 7191 kWh, Fransa 6986 kWh, Bulgaristan 4398 kWh ve Yunanistan 5230 kWh'dir. Bu henüz gelişmekte olduğumuzun bir göstergesidir. Ülkemizde 1980'de üretim 23 milyar kWh, 2005 yılında 150 milyar kWh, 2010'da 194 milyar kWh, 2016 yılında ise 274 milyar kWh olmuştur' dedi.

'Enerji yenilenemez form değiştirir'
Yenilenebilir enerji kaynaklarını açıklayan Kakaç; 'Biyokütle enerjisi, güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, jeotermal, hidrolik potansiyel, med cezir ve yakıt pillerdir. Termodinamikten biliyoruz ki enerji yenilenebilir olamaz. Yalnız bir formdan başka bir forma dönüşebilir. Yenilenebilirlerin enerji üretim kapasitesi dünya mevcut üretiminin yüzde 20'sidir' sözlerine yer verdi.

Türkiye, ABD'den önce başlamış
Türkiye'de tarım traktörlerinde bitkisel yağın yakıt olarak ilk kez 1934 yılında Atatürk Orman Çiftliği'nde kullanıldığını söyleyen Kakaç, Atatürk'ün bitkisel yağın yakıt olarak kullanımıyla ilgili sözlerine yer vererek; 'Her memleket harp veya buna mümasil fevkalade bir vaziyet karşısında haricin yardımından kurtularak mümkün mertebe kendi hudutları dahilindeki membalardan elde edilebileceği madde-i müşteilerle ihtiyacını temin etmek lüzumunu ehemmiyetle hissetmiştir' dedi. Kakaç, ABD'nin ise 5 Mayıs 2009 tarihinde Başkanlık bildirisi ile biyo yakıtlar için yatırım ve üretimin hızlandırılmasını istediğini açıkladı.

Bakmadan Geçme