Trakya'da felaket kapımızda

DAYKO Vakfı Başkanı Nusret Türkkan, Trakya'nın il ve ilçelerinde kurulması planlanan termik santral projeleri, ÇED raporları, doğaya, köylü ve kentli yaşamına etkileri ile ilgili açıklamalarda bulunarak Trakya'da toplam 900 adet ÇED raporu olduğunu açıkladı. Türkkan 'Yaşam döngüsü, bu felaket ile karşı karşıyadır. Felaket kapımızın önündedir' dedi.

Trakya'da felaket kapımızda
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Doğal Yaşamı Koruma Vakfı (DAYKO)Başkanı Nusret Türkkan, Trakya'nın il ve ilçelerinde kurulması planlanan termik santral projeleri, ÇED raporları, doğaya, köylü ve kentli yaşamına etkileri ile ilgili açıklamalarda bulundu.

GÜNDEM Gazetesini ziyaret eden Türkkan, Trakya'da toplam 900 adet ÇED raporu olduğunu belirterek; Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ'daki projelerle ilgili bilgi verdi. Türkkan, açıklamalarında Edirne'de 5 adet termik santral projesinin ÇED raporlarının hazırlanma sürecinde olduğuna dikkat çekerek, termik santrallerin doğada yaratacağı tahribatı vurguladı.

Trakya'daki sivil toplum örgütlerinin ve belediyelerin çalışmalarını da örneklerle açıklayan Türkkan, Trakya'nın en verimli bölgesi olan Kırklareli Ovası'na kurulmak istenen termik santrale karşı Kırklareli il, ilçe ve belde belediye başkanlarına çağrı yaptı. DAYKO Vakfı'nın Trakya'daki projelerini de açıklayan Türkkan, vakfın Edirne'de şube açma çalışmalarının başladığını açıkladı.

'Trakya yaşam jeneratörüdür'

Trakya bölgesinde 900 adet ÇED raporu olduğunu söyleyen Türkkan; 'Nasıl bir alandır, burası çöl mü? Hayır. Burası bir yaşam jeneratörüdür. Kuzey rüzgârları 9 ay esiyor ve bıraktıkları esintiden oluşan yoğunlaşma bütün Trakya'yı ve İstanbul'a klima sağlıyor. 22 milyon insanın yaşam kaynağı buradan geçiyor. Istrancalarda 3-4 derece soğutma görevi görüyor. Bir de Karadeniz'in sağladığı soğuk akıntılar serinletme yapıyor. Burada bir yaşam zinciri oluşmuş. Trakya'nın bütün nehirleri, dereleri Istrancalardan doğar. Sadece Meriç ve Arda, Bulgaristan'dan gelir. Bir de Istrancaların altından gelen su akıntıları vardır ki bütün Trakya ovasının altına yerleşir. Trakya ovasının üstündeki bütün dereler şu anda kirli ve zehirlidir. Onları çok fazla kullanamıyoruz ama yer altı suları ile geçinebiliyoruz. Düne kadar 50 metreden yer altı suyu kullanırken, Çerkezköy bugün 300 metreye inmiş. 400 metreden sonra zaten zehirli ya da tuzlu su geliyor. Her sene de Belediyeler birkaç metre daha aşağıya iniyorlar. 5-6 sene önce Trakya'da kişi başına 14 ton temiz su kullanımı düşerken, şimdi 5 tonlara düştü. Bu kadar yaşam döngüsü, bu felaket ile karşı karşıyadır. Felaket kapımızın önündedir' ifadelerine yer verdi.

'Edirne'de 5 adet termik santral projesi var'

Trakya'da tarımın bitme noktasına getirilmek istendiğine dikkat çeken Türkkan; 'Betona yatırıma rağbet ediliyor. Domatesin kilosu 1 TL iken 25 kuruşluk kömüre dönüşüm yapmaya çalışıyorlar. Her yere bir tane termik santral var. Tekirdağ'ın bütün ilçelerine birer tane termik santral var. Çerkezköy, Marmaraereğlisi, Şarköy, Hayrabolu, Malkara, Ergene'¦ Hepsine birer tane termik santral var. Şimdi de Kırklareli'ne yönelmişler. Kırklareli'nde İğneada, Kıyıköy, Vize, Merkez, Büyükkarıştıran'a termik santral var. Yavaş yavaş Edirne'nin iç taraflarındaki kömür ocaklarında da 5 adet termik santral projesi olduğunu söylüyorlar. Buradaki yaşam döngüsü nasıl işleyecek? Buradaki tarım ile Türkiye'nin yüzde 55'lik ayçiçeğini, yüzde 25'lik buğdayını, yüzde 80'lik pirincini buradan çıkarıyorsun. Her şeyini ithalata bağlamışsın' dedi.

'Termik santraller tarımı bitirecek'

Edirne'de planlanan 5 adet termik santral projesinin ÇED dosyalarının hazırlanma aşamasında olduğunu söyleyen Türkkan;'Kömür ocaklarının olduğu yerlerde planlandığını söylüyorlar. Edirne'nin kuzeyinde kömür madeni varmış. Onları işletmek için termik santral kurmak istiyorlarmış. Uzunköprü ve Keşan tarafında da kömür ocakları var. Onlara da birer termik santral projeleri var. Ama bunları noktasal olarak şu anda bilmiyoruz. Şu anda saydığım bütün ilçelerde karşımıza birer tane mantar gibi termik santral çıkıyor. Trakya'nın en ünlü ve bereketli olan ovası olan Kırklareli ovasının tam üstüne termik santral kurmak istiyorlar. Termik santral kurulması ile Yenimahalle Köyü'den Babaeski'ye kadar kömür ocağı rezervi yapacaklar. Bu kadar büyük bir alanı termik santral için ayırdıkları zaman, oradaki tarımın yaşam pozisyonu ne olacak? Sıfır. Termik santralin olduğu yerde tarım bitecektir. Tarım bittikten sonra oradaki topraklarda bereket bitecektir. Bereket bittiği zaman işsizlik, işsizliğin arkasından fakirlik gelecektir. Hiç kimse zenginlik demesin. Oradaki nüfus azalacaktır. Başka ilçelerdeki termik santrallere bakıyoruz; Afşin'in nüfusu 20 binden 2 bine düşmüş' sözlerine yer verdi.

'Asitler Trakya'ya dağılacak'

Termik santral projelerinin duyurulmasının ardından halka istihdam konusunda verilen vaatlerin gerçeği yansıtmadığını açıklayan Türkkan; 'Termik santrallerde belki 1-2 kişiye iş imkânı sağlanır ama binlerce insan; ekili arazi, su, ekili topraklarını kaybedecek. O toprak verimini ve bereketini kaybedecek. Termik santralin dibinde hiç kimse bir domates bile yetiştiremez. Edirne'de ayçiçeği yetiştiremezsiniz. Termik santralin olduğu yerde bir koyun otlayamaz. Çünkü asit var ve otlayacak bir şey bulamaz. Kuzey rüzgârları burada 9 ay esiyor. Kışın burada koridorlar var. Bu koridorlar, asitleri Trakya'ya dağıtacak. Bölgede oturan zenginler önce lüks arabalarını kaçırıyorlar. Çünkü arabanın üzerine yağıyor. Arkasından işi, gücü, imkânı olanlar terk ediyorlar ve nüfus boşalması başlıyor. Hiç kimse bir termik santralin dibinde oturmak istemez. Niye pis bir hava soluyayım? Burada da bir nüfus boşalması başlayacak. Zonguldak'ın Çatalağzı Beldesi'nde belediye başkanını dinleyin. Nasıl nüfus düşmüş, dükkânlar boşalmış, ticaret düşmüş? Termik santral olan hepsinde böyledir' dedi.

'Vize Belediye Başkanı örnek olsun'

Trakya'daki il, ilçe ve belde belediye başkanlarının açıklanan projeler karşısındaki tutumlarını açıklayan Türkkan; 'Belediye başkanları bir karşı duruş sergiliyorlar ama gördüğüm kadarıyla bu işin yılmaz savunucularından bir tanesi Vize Belediye Başkanı Sedat Balkı'dır. Trakya'daki diğer belediye başkanlarından farklı olarak 2-3 senedir bu işin mücadelesini veriyor ve belediye binasının önünde termik santral istemediğini beyan eden büyük bir pankart asılıdır. Bu cesareti Vize Belediye Başkanı gösterdiğine göre, sivil toplum kuruluşları olarak aynı cesareti diğer belediye başkanlarının da göstermesini bekliyoruz. Bunun yanında Çerkezköy'de, Kapaklı'da, Tekirdağ'da birçok belediye, termik santrallere karşı dava açmıştı. Ama Vize Belediye Başkanı, biraz daha farklı bir duruş ile tavrını sürdürüyor. Vize Belediye Başkanı'nın yaptığı mücadeleyi keşke Trakya'daki diğer belediye başkanları da aynı şekilde gösterse. Biz, sivil toplum olarak böyle bir duruş bekliyoruz ve maalesef şimdiye kadar göremedik' ifadelerine yer verdi.

'Belediye meclislerinden geçmeli'

DAYKO Vakfı'nın Kırklareli'ndeki termik santral projesi için belediye başkanlarına birer mektup yazdığını söyleyen Türkkan;'Onlardan, kendi aralarında ortak bir toplantı yapmalarını, tavsiye kararı almalarını ve bu tavsiye kararını kendi meclislerinden geçirmelerini istedik. Eğer belediye meclislerinden geçmiş ortak bir karar olursa, santrallere karşı önemli bir yasal dayanak olacaktı. Aynı zamanda belediyelerin ortak bir birliği de olacak. Bu mücadele halkın karşısında bir prestij kazanacaktır. Böyle bir mektup çağrısı yaptık. Belki de sonuç alır. Aynı duruşu İğneada'daki Nükleer Santrale karşı göstermişlerdi. 29 tane ilçe ve 3 tane il belediye başkanı ile ortaklaşa toplantı yapmışlardı. Burada ortak bir bildiri yayınlamışlar, Trakya'da nükleer santral istemediklerini ve karşı duracaklarını yayınlamışlardı. Şimdi de termik santral konusunda aynı toplantıları yapıp bir adım atmalarını istiyoruz. Ama çıkan tavsiye kararını her belediye başkanı, kendi meclislerinden geçirmeli. Tabi bu mektubu gündemde sadece Kırklareli olduğu için Kırklareli'deki belediye başkanları için hazırladık' dedi.

'8 bin 112 tane itiraz dilekçesi topladık'

Kırklareli'ndeki termik santral projesine karşı DAYKO Vakfı olarak farklı bir yöntem uyguladıklarını söyleyen Türkkan; 'Edirne'de, Kırklareli'nde, Babaeski'de, Lüleburgaz'da, Pınarhisar'da, Süloğlu'nda ve köylerde itiraz dilekçeleri doldurma stantları açtık. Çok yoğun geçti. 8 bin 112 tane itiraz dilekçesi topladık. Bunları da Çevre ve Şehircilik Kırklareli İl Müdürlüğü'ne teslim ettik. Köy kahvelerinde gece toplantıları yaptık. O toplantılar çok verimli oldu. Toplantılar, insanların İnece'ye gelmesine sebep oldu. Salon toplantılarında pek randıman alınmıyor ama köylerdeki kahve toplantılarından daha çok kişi geliyor' sözlerine yer verdi.

'Mücadeleyi siyasallaştırarak bölmek istiyorlar'

İnece'de düzenlenmek istenen halkın bilgilendirme toplantısında termik santral projesinin iptalini isteyen halk için '˜marjinal gruplar' söyleminin bilinçli olarak yapıldığını belirten Türkkan; 'Karşılarındaki insanları etkileyebilmek için marjinal, vatan haini diyecek ve bu işi siyasallaştırmaya çalışacaklar. Bizim mücadelemize AK Parti'li, MHP'li de geliyor. Örneğin; Vize Belediye Başkanı MHP'li. Babaeski'de en çok mücadeleyi destekleyen kadınlarımız İYİ Parti'li. Siyasallaştırarak mücadeleyi bölmeye çalışıyorlar. Çerkezköy'de de böyle yaptılar' dedi.

'Edirne'de şube açmak istiyoruz'

Trakya'yı zor günler beklediğini söyleyen Türkkan;'Önümüzdeki bu zor günler, ekonomik hayatı, huzuru da değiştirecek. Böyle giderse her ilçeye bir tane termik santral açmayı düşünürlerse Trakya'da işler zor olacak. Biz mücadele ediyoruz. Ama Trakya'da örgütlü bir mücadele yok. Edirne'de bir takım sivil toplum kuruluşları bir araya gelmeye başladılar. Ortak açıklamalarda bulunmaları, ortak hareket etmeleri güzel bir şey oldu. Bu ortak çalışmalar, Edirne'nin diğer ilçelerinde de gerçekleşebilirse Edirne için olumlu bir başlangıç olacağına inanıyorum. Çünkü bireysel mücadelede uğraştığın ile kalıyorsun. Ama örgütlü bir mücadele, bir kazanım oluyor. Biz, bunu sivil toplum kuruluşu olarak başarırsak Edirne'de yapmak istiyoruz. Edirne'de şube açmak istiyoruz. Edirne'den bir beklentimiz var. Edirne'deki bu mücadele ve karşı duruşun yanında projelerimiz de var. Istrancalar'da projelerimiz var. O projelerin yansımasını da Edirne'de yapmak istiyoruz. Biz, karşı durduğumuz projeler karşısında alternatif projeler de geliştiriyoruz' ifadelerine yer verdi.

'Yerelden çalışma yürütüyoruz'

DAYKO Vakfı'nın çalışmalarının Istrancalar bölgesinde gerçekleştirilmeye devam edildiğini söyleyen Türkkan; 'Doğa eğitim alanlarımız, doğa eğitim kamplarımız, doğa eğitim merkezlerimiz var. Bütün bölgeyi yürüyüş parkurları ve rotalarıyla bezedik. Doğa eğitim okulu, doğa gözlemevi, doğa köyü projemiz var. Aynı zamanda bölgenin tarihini, yemek kültürünü, damak tadını yansıtan bir tarihi damak mutfağı projemiz var. Onun için bir bina satın aldık. Bütün projelerimiz arazisi, binası satın alınmış çalışmalardır. Mesire alanımız var. İstanbul'daki üniversitelerle 25 tane ortak protokolümüz var. Üniversitelerin atölye çalışmaları için imkan sağlıyoruz. Üniversitelerde doğal yaşam kulüpleri kuruyoruz ve ortak çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Edirne'de geçen sene Trakya Üniversitesi'nde doğal yaşam kulübü kurma projemiz vardı. Fakat prosedürü gecikti. Bu sene tamamlamaya çalışacağız. Bir de Edirne'de şube oluşturacağız. Şubelerimiz ve kulüplerle ortak bir çalışma ile projeleri gerçekleştireceğiz. Tepeden bir çalışma değil, yerelden bir çalışma yürütüyoruz' dedi.

'Topraklarımıza sahip çıkmalıyız'

AYKO Vakfı'nın halkın sahibi olduğu toprakların nasıl ellerinden çıkarılmak istendiğini anlatmaya çabaladığını söyleyen Türkkan; 'Topraklarımızı kaybettiğimiz zaman her şeyi, çocuklarımızı, geçmişimizi, geleceğimizi, mirasımızı da kaybetmiş olacağız. Bize verilen bu miras için Çanakkale'de 100 binlerce insan öldü. Bu topraklarda biz özgür ve onurlu yaşayalım diye kanlarını orada bıraktılar. Bu topraklar yavaş yavaş bizim elimizden alınıyor ve kirletilecek duruma geliyor. Biz, bu toprakları kaybetmekle, her şeyimizi kaybedeceğiz. Bu nedenle topraklarımıza sahip çıkmamız lazım. Dedelerimiz bu toprakları bizlere temiz bir şekilde bıraktı. Biz de temiz bir şekilde torunlarımıza aktarmak istiyoruz. Şu anda bütün dünya yeşile, besine, tarıma yatırım yaparken, biz tam tersine betona yatırım yapıyoruz. Burada bir yanlışlık var. Beton ve inşaat bir ranta ve talana dönüşmüş. Tehlikeli sonuçlar yaratabiliyor. Domates pahalılaşıyor, yediğimiz ekmek zehirleniyor. Şu anda Trakya çiftçisi, kansere en yakın aday. Çünkü bütün buğdaylar ilaçlı ve kendisi doğrudan ilaçlama yapıyor. Geçtiğimiz günlerde Keşan'da arı ölümleri oldu. Hiçbiri kovana geri dönemediler. Şu anda Türkiye'de, Avrupa'da yasaklanmış ilaçlar kullanılıyor. Devlet de, çiftçi de, kooperatifler de bunun farkında. Farkındayız ama bilerek yapıyoruz' sözlerine yer verdi. 

 

 

Bakmadan Geçme