Tabiplerden eylem açıklaması
Edirne Tabip Odası, yazılı basın açıklaması yaparak birinci basamak sağlık sisteminin güçlendirilmesi, sevk sisteminin kurulması, acil servislerde sadece acil hastalara hizmet verilmesi ve sağlıkta şiddetin durdurulmasına dikkat çekti. Açıklamada, 17 Nisan Sağlık Şiddeti Önleme Günü'ne kadar her ayın 17'sinde basın açıklaması yapılacağı duyurulurken 17 Nisan 2020 tarihinde de '˜İş Bırakma '' GöREV' eylemi gerçekleştirileceği açıklandı.
Edirne Tabip Odası, birinci basamak sağlık sisteminin güçlendirilmesi, sevk sisteminin kurulması, acil servislerde sadece acil hastalara hizmet verilmesi ve sağlıkta şiddetin durdurulması konusunda yazılı açıklama yaptı. Edirne Tabip Odası'ndan yapılan yazılı açıklamada; sağlıkta şiddete karşı hiçbir ciddi adımın atılmadığı belirtilirken; 80 milyon nüfuslu Türkiye'de 120 milyon kişinin acil servislere başvurduğuna dikkat çekildi. Açıklamada ayrıca her yıl 17 Nisan'da sağlıkta şiddete dikkat çekmek amacıyla kutlanan '˜Sağlıkta Şiddeti Önleme Günü'ne kadar her ayın 17'sinde sağlıkta şiddet konulu basın açıklaması gerçekleştirileceği açıklanırken; 17 Nisan 2020 tarihinde de iş bırakma eylemi yapılacağı ifade edildi.
Açıklamada
Türkiye'de şiddetin kol gezdiği belirtilirken; 'Yaşamın her anında şiddeti
besleyen, neredeyse kutsayan bir iklim var. Ülkeyi ve sağlık sistemini
yönetenlerin, duygusal ve kırılgan zemini olup tüketim nesnesi haline getirilen
sağlık hizmetindeki şiddete karşı hiçbir ciddi adımı olmadı. Sağlıktaki şiddet
eğilimini önce inkâr eden, ardından şiddetin mağduru hekimleri ve sağlık
çalışanlarını suçlayan idareciler; olaylar yılda en az bir hekim ya da sağlık
çalışanının ölümüne, yüzlercesinin yaralanmasına ve binlercesinin sözlü ya da
fiili tacizine dönüşünce şekilsel ve kararlılık içermeyen adımlarla oyalama
yoluna gittiler. Sağlık hizmeti sunarken şiddete uğrayan, öldürülen,
bıçaklanan, kafasında mermer kırılan, tekmelere maruz kalan, küfür ve hakaret
edilen hekimlerin ve sağlık çalışanlarının arkasından timsah gözyaşları
döktüler. Oy kaybederiz kaygısıyla her beklentilerinin anında ve talep
ettikleri biçimde karşılanmasını isteyenlerin sırtını sıvazladılar' ifadelerine
yer verildi.
Etik dışı taleplerinin karşılanmaması
durumunda sağlık çalışanlarına karşı şiddete başvuran kişilerin sıradan bir
kavgaya karışmış gibi muamele gördüğü söylenen açıklamada; '80 milyon nüfuslu
ülkede 120 milyon kişinin acil servislere gittiği yanlış kurgulanmış bu sitemde
kendi hastasının ve yakınlarının beklentileri karşılanmadığı anda acil
servisleri savaş alanına çeviren, acil servis içerisinde cinayet işleyebilen,
sağlık çalışanlarının yanı sıra sedyede yatan başka hastaların bile ölümüne yol
açan bir cinnet ortamı sıradanlaştı. Ne bir Aile Sağlığı Merkezi'nde, ne de
herhangi bir hastane ortamında sözel ya da fiili şiddete hiç kimsenin
kalkışamayacağı, şiddete sıfır tolerans
gösterileceğine dair caydırıcı, sonuç alıcı ve somut adımların atılması artık
zorunluluktur' denildi.
'1. basamak değersizleştirildi'
Birinci
basamak sağlık sisteminin önemine dikkat çekilen açıklamada; 'Gelişmiş
ülkelerde sağlık hizmetinin çok önemli kısmını daha az maliyetle ve nitelikli
bir biçimde karşılayan birinci basamak sağlık sistemi ülkemizde ne yazık ki her
dönem olduğu gibi bugünde popülist yaklaşımların kurbanı oldu. 2018 yılında
kişi başına yapılmış olan ortalama 2030 liralık sağlık harcamasının sadece 88
lirası koruyucu sağlık hizmetleri için yapılmış, 1. basamak sağlık hizmetlerini
kuvvetlendirmek adına yatırım yapılmamış, 1. basamak sağlık kurumları
değersizleştirilmiştir. Sağlık hizmetinin kışkırtılmış talebe göre değil de
bilim ve gereksinimler doğrultusunda yönetilebileceği sevk zincirinin adı bile
anılmamaktadır' sözlerine yer verildi.
'Şiddet her geçen gün artıyor'
Aile
hekimliği uygulamasının, hekimlerin gelirlerinde artış sağlamasına rağmen iş ve
gelir güvencesi ortadan kaldırdığı belirtilen açıklamada; 'Büyük propaganda ile
getirilen Aile Hekimliği uygulaması, hekimlerin gelirlerinde artış sağlamakla
birlikte, hekimlerin iş ve gelir güvencesini ortadan kaldırarak
devletin-hükümetlerin birinci basamaktaki sorumluluğu hekimler üzerine yıkma
programının ötesine gidemedi. Binasından alt yapısına kadar şiddete de zemin
hazırlayabilecek koşulların iyileştirilmesi için adım atılmadı. Sıfır nüfuslu,
binasız sanal ASM'lerin açılması ile sistem sürdürülmeye çalışıldı. Birinci
basamak ekibinin bir parçası olan sağlık personelini de güvencesiz hatta çoğu
zaman taşeron şirketler üzerinden çalışmak zorunda bıraktı. Partilerin dönemsel
çıkarlarına, siyasetçilerin günlük popülist yaklaşımlarına kurban edilmemesi,
aşılama, takip, kontrol, eğitim ve önleyici tıp uygulamaları ile sağlık
tüketimine değil de insanların koruyucu hekimlik esaslı sağlıklı bir yaşam sürmelerine
odaklanması gereken birinci basamakta da şiddet ne yazık ki her geçen gün
artıyor' denildi.
İş bırakacaklar
Açıklamada
17 Nisan tarihinin önemi de vurgulanırken; 'Bugün sağlıkta yaşadığımız şiddete
karşı birinci basamak sağlık ortamından hareketle yaptığımızı açıklamamızla bir
kez daha sağlıkta şiddet sona erene bu konuda somut ve inandırıcı adımlar
atılıncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğimizi ilan ediyor, her ayın 17'sinde yeniden
çağrısını yapacağımız ve Sağlıkta Şiddeti Önleme Günü olan 17 Nisan'da '˜Ya
Sağlıkta Şiddet Duracak Ya Da Biz Sağlık Sistemini Durduracağız!' söyleminin
kararlılığıyla '˜İş Bırakma '“ GöREV' eylemi gerçekleştireceğimizi bir kez daha
duyurmak istiyoruz' ifadelerine yer verildi.