Tabiplerden Bahçeli'ye tepki
Edirne Tabip Odası, korona virüsü salgınında hayatını kaybeden yurttaş ve sağlık emekçilerini 1 dakikalık saygı duruşu ile andı. Etkinlikte basın açıklaması yapan Oda Başkanı Dr. Gürcan Altun, '˜Yönetemiyorsunuz, tükeniyoruz' diyerek tepki gösterirken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin ise korona virüsü savaşında cepheyi yanlış belirlediğini söyledi. Dr. Altun, Edirne'de KYK yurtlarında kalan 46 korona virüsü pozitif vakasının bulunduğunu da açıklarken Edirne'deki hastanelerde yatak yoğunluğu problemi bulunmadığı belirtti.
Türk Tabipleri Birliği Edirne Tabip Odası, Türkiye'de korona virüsü salgınında hayatını kaybeden 7 bin 249 yurttaş ve 92 sağlık çalışanı anısına Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi protokol girişinin önünde 1 dakikalık saygı duruşunda bulunarak, basın açıklaması yaptı. Edirne Tabip Odası Başkanı Dr. Gürcan Altun, yönetim kurulu üyeleri ve çok sayıda hekim ile sağlık çalışanının katıldığı etkinlikte MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Türk Tabipleri Birliği'nin kapatılmasına yönelik ifadelerine de tepki gösterildi. Dr. Gürcan Altun, açıklamada yetkililere '˜Yönetemiyorsunuz, tükeniyoruz' diye seslenirken; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin ise sağlık çalışanları ile savaşarak cepheyi yanlış belirlediğini söyledi. Edirne'deki yoğun bakımlarda yatak doluluk oranı konusunda sorun yaşanmadığına dikkat çeken Dr. Altun, KYK yurtlarında ise karantinadan kaçarak kolluk kuvvetleri tarafından yakalanan 46 korona virüsü pozitif olan vatandaşın kaldığını açıkladı.
ÖLENLERİN ANISINA SAYGI DURUŞU
Dr.
Altun, korona virüsü salgınının başlangıcından bugüne Türkiye'deki resmi
rakamlara göre 7 bin 249 yurttaşın hayatını kaybettiğini hatırlatırken; 'Kaybettiklerimizin
92'si sağlık çalışanıydı. Haziran ayında uygulamaya konulan '˜yeniden
normalleşme' politikasının ortaya çıkan vahim sonuçlarını görünür kılmak ve KOVID-19
ile mücadelenin en ön safındaki hekim ve sağlık çalışanlarının durumunu
yansıtmak ve yetkili konumdakilere sorumluluklarını hatırlatmak üzere burada
toplandık. Sizleri bu süreçte kaybettiğimiz, resmi olarak KOVID-19 vefatı kabul
edilen ve resmi KOVID-19 kayıtlarında görülmese de bu dönemde '˜bulaşıcı
hastalıktan' vefat eden on binlerce yurttaşımızın ve sağlık çalışanlarının
anısına 1 dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum' ifadelerini kullandı.
'HER GÜN 50 YURTTAŞIMIZ ÖLÜYOR'
Bir
dakikalık saygı duruşunun ardından açıklamalarına devam eden Dr. Altun; 'Suçu
vatandaşa, yükü hekimlere ve sağlık çalışanlarına yıkanlara tarihsel sorumluluklarını
yılmadan her gün hatırlatmaya devam edeceğiz! Sadece hekimler ve sağlık
çalışanları değil, babalarımız, annelerimiz, kardeşlerimiz ölüyor. Daha çok
olduğunu bildiğimiz ama resmi olarak açıklanan rakamlarla dahi her gün 50
yurttaşımız, önlenebilir bir hastalık olan KOVID-19'dan hayatını kaybediyor. KOVID-19
Salgın sürecinin bilimsel yöntem, şeffaf veri ve ilgili tüm kesimlerin katılımı
ile etkin ve koordineli bir anlayışla yönetilmesini istiyoruz. KOVID-19 salgın
sürecinin bugüne kadar ki yönetiliş biçimini yetersiz ve kaygı verici
buluyoruz. Ülkeyi yönetenler ve kurumlardan salgın tedbirleri, salgın bütçesi,
salgın koordinasyonu, salgın planlaması konusunda acil, kapsayıcı ve inandırıcı
program açıklamalarını bekliyoruz. Buradan yetkililere sesleniyoruz; yönetemiyorsunuz,
tükeniyoruz' dedi.
KOVID-19 İŞBİRLİĞİ VE ORTAK ÇALIŞMA MECLİSİ ÇAĞRISI
Dr.
Altun, açıklamada Türkiye'yi yöneten siyasilere de seslenirken; 'Ülkenin en
önemli ve gerçek gündeminin KOVID-19 salgını olduğunun kabul edilmesini ve
ülkeyi yönetenler başta olmak üzere tüm kişi ve kurumların bu gerçekliğe uygun
tutum almasını istiyoruz. TBMM'ni açılmasını beklemeden bütün partilerin KOVID-19
salgını konusunda işbirliği ve koordinasyon sağlamak üzere bir araya gelmeleri
için çağrı yapıyoruz. TTB olarak uzmanlık dernekleri ile birlikte KOVID izleme
heyetimizin birikimini ve önerilerimizi paylaşabileceğimiz bir zeminin
oluşmasını, ülkeyi yöneten hükümetin bu
konuda çağrıcı olmasını istiyoruz. Sağlık Bakanlığı'nı başta TTB olmak üzere bütün
sağlık meslek odaları, sağlık sendika ve dernekleri ile birlikte '˜KOVID-19 işbirliği
ve ortak çalışma meclisi' oluşturmasını talep ediyoruz' sözlerine yer verdi.
'BAKANLIK VE HÜKÜMET TUTUMU İSTİYORUZ'
Hiçbir
salgının vatandaşların bireysel çabalarıyla önlenemeyeceğine dikkat çeken Dr.
Altun; 'Bireysel tedbirler merkezi ve kapsamlı bir irade ve güven verici
kararlarla birlikte uygulandığında anlamlı olur. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı İl
Hıfzıssıhha Kurullarını işlevli kılmalı, başta belediyeler ve kent konseyleri
olmak üzere işçi-memur sendikaları, hemşeri '“ köy derneklerinden, kültür sanat
dernek ve vakıflarına kadar bütün demokratik kitle örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarını
sürece katmalıdır. Hekimler ve bütün sağlık çalışanlarının ölüm '“ kalım
savaşına dönüşen KOVID-19 mücadelesinde yalnız bırakılmayacaklarını,
korunacaklarını, bu insanüstü çabaların farkında olunduğunu gösterecek; maddi
ve manevi olarak destekleyecek, hastalanan ve vefat eden arkadaşlarımızın
'˜meslek hastalığı' tanımını kabul edecek Sağlık Bakanlığı ve hükümet tutumu
istiyoruz' dedi.
'EK SAĞLIK PERSONELİ ATANMALI'
Dr.
Altun, şehir hastanelerinin korona virüsü salgını ile insanı değil, sermayeyi
ve kârı öncelediğinin görüldüğünü belirtirken; 'Sağlıkta dönüşüm programı
yarattığı tüm sonuçları ile birlikte iptal edilmeli, salgın biliminin öngördüğü
üzere kamusal bir sağlık programı hayata geçirilmelidir. '˜Koruyucu hekimlik
'“sağlık' hizmetlerinin öncelenmesi geçmişte kalmış bir nostalji değil; bugünün
ve geleceğin sağlık perspektifidir. İlk adım olarak birinci basamak sağlık
hizmetlerinin kamusal bir perspektifle yeniden düzenlenmesini, Aile Sağlığı
Merkezleri'nin varlığı ve çalışanları ile birlikte kamu sağlık merkezi olarak
tanımlanmasını ve acil olarak tüm ASM binalarının kamu eli ile temini ve
onarımı ile ek sağlık personel ataması yapılmasını istiyoruz' ifadelerine yer
verdi.
'HİÇBİR AKSAMA YAŞANMAMALI'
Salgının
yaygınlaştığı ve uzun süreceğinin yadsınamaz hale geldiği bir dönemde hekimler
ve sağlık çalışanlarının çalışma sürelerinin 6 saate indirilmesini talep eden
Dr. Altun; 'Dinlenme yer ve zamanlarının pandemi göz önünde bulundurularak
yapılandırılmasını ve yeterli sayıda kişisel koruyucu ekipman sağlanmasını, bu
hususta hiçbir aksama yaşanmamasının sağlanmasını istiyoruz. Çalışma yaşamı,
ulaşım, eğitim başta olmak üzere toplu bulunma ortamlarına yönelik insan
yaşamını önceleyen, insan emeğinin değerini koruyan yasal ve idari
düzenlemelerin hak kaybı yaratmadan ve en dezavantajlı, yoksul kesimleri -
emekçileri gözeterek ivedilikle yapılmasını bekliyoruz' dedi.
'SORUMLULUĞU HER GÜN HATIRLATACAĞIZ'
Dr.
Altun, salgının yaygınlaştığı, 8 günde 8 hekimin hayatını kaybettiği, herkesin
kendisi ve bütün yakınları için sürekli tedirgin olduğu bir süreçte herhangi
bir başarıdan söz edilemeyeceğini belirtirken; 'Bu adımları atmayanların, KOVID-19
salgını ile mücadeleyi gerçekler üzerinden, olağandışı durum tanımıyla ve bir
seferberlik ruhuyla karşılamayanların;
suçu vatandaşa, yükü hekimlere ve sağlık çalışanlarına yıkanların
tarihsel sorumluluğunu her gün ama her gün hatırlatacağımızı buradan ilan
ediyoruz. KOVID-19 salgını mücadelesinde başarı; akıl ve bilim esas alınarak,
gerçekleri konuşarak, filyasyon ve test süreçlerini çok iyi yöneterek, tedavi
ortamını iyileştirip, sağlık çalışanlarını motive ederek sağlanır' sözlerine
yer verdi.
BAHÇELİ'YE MESAJ GÖNDERDİ
Açıklamanın
ardından Dr. Altun, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçeli'nin, Türk Tabipleri Birliği'nin kapatılması gerektiğine dair
ifadelerinin hatırlatılması üzerine düşüncelerini paylaşan Dr. Altun; 'Şu anda
Meclis tatilde. Ona rağmen siyasi parti liderlerine çağrıda bulunduk. Dedik ki,
'˜Bir an evvel bir araya gelin. Ülkenin en büyük sorunu şu anda KOVID-19. Bunun
önlenmesi konusunda bir işbirliği içerisinde olun. Oysa karşımızda
savaşacağımız KOVID-19'dur. Burada savaşılacak olanlar sağlık çalışanları
değillerdir. Buradan Bahçeli'ye bu şekilde mesaj gönderiyorum; cepheyi yanlış
belirlemiş durumda' dedi.
'YATAK SORUNU YOK'
Edirne'deki
yoğun bakım yoğunluğunun sorulması üzerine cevap veren Dr. Altun; 'Edirne'de
yerele ilişkin bilgi almakta zorlanıyoruz. O yüzden net bir şey
söyleyemeyeceğim. Ama yoğun bakımlarda genel anlamda bir yatak sorunu
olmadığını şu an için söyleyebilirim. Ancak ülke geneline bakıldığında yoğun
bakımlardaki doluluk oranı şu anda yüzde 66'lardadır. Yatan hasta sayısı
açısından bakıldığında da yatak doluluk oranı yüzde 56'lardadır. Bu süreçte
hastaların ciddi solunum sıkıntısı, nefes darlığı ya da beslenememe gibi bir
sorunu olmadığı takdirde hepsi evde tedavi ediliyor. Buna rağmen var olan yatak
sayılarının doluluk oranları açıkçası endişe veriyor' ifadelerini kullandı.
'KYK YURTLARINDA KALAN 46 KİŞİ VAR'
Dr.
Altun, test sonucu pozitif çıkanlara tedavi uygulansa da izolasyonun evde
yapılamayacağını belirtirken; 'Burada en temel sıkıntı, izolasyon evde
yapılamaz. Ya sağlık kurumlarında ya da KYK yurtlarında bu iş yürütülür. En son
dün aldığımız habere göre KYK yurtlarında 46 kişi var. Bunların test sonucu
pozitif olup kolluk kuvvetlerince dışarıda yakalanan insanlardır' diye konuştu.