Şen'den asgari ücret açıklaması
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Trakya Bölge Temsilcisi Salim Şen, yeni yılda geçerli olacak asgari ücretin, salgın koşullarındaki iş ve gelir kayıpları dikkate alınarak insan onuruna yaraşır bir geçim ücreti olarak tespit edilmesi gerektiğini vurguladı.
2021'de geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında ilk toplantı öncesi açıklamalarda bulunan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Trakya Bölge Temsilcisi Salim Şen, "2021 yılında geçerli olacak asgari ücretin, pandemi koşullarında yaşanan iş ve gelir kaybı dikkate alınarak insan onuruna yaraşır bir geçim ücreti olarak tespit edilmesi ortak düşüncemizdir" dedi.
Korona salgınının tüm dünya ve ülkemizde ağır insani, sosyal ve
ekonomik tahribata yol açtığını belirten Şen, DİSK, Türk-İş ve Hak-İş'in ortak görüşlerini açıkladı. Küresel
salgın, başta işçiler olmak üzere tüm ücretli çalışanların yaşama şartlarını
daha da ağırlaştırdığını dile getiren Şen, 'Ciddi iş ve gelir kayıplarına yol
açtı. Nitekim devletin resmi kurumu tarafından açıklanan son büyüme
rakamlarında, çalışanların milli gelirden aldıkları payın ciddi oranda
gerilediği de görülmektedir. 2021 yılında geçerli olacak asgari ücretin,
pandemi koşullarında yaşanan iş ve gelir kaybı dikkate alınarak insan onuruna
yaraşır bir geçim ücreti olarak tespit edilmesi ortak düşüncemizdir. Asgari
ücret, işçi ve ailesinin günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre insanca
yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaşacak bir ücrettir. Asgari
ücret, çalışanların yaşama ve çalışma şartlarının düzenlenmesine yönelik önemli
uygulamalardan birisidir. Asgari ücret ve civarında çalışan milyonlarca
işçinin olduğu ülkemizde, belirlenecek asgari ücret rakamı sadece asgari
ücretli çalışanları değil, işsizlik ödeneği, kısa çalışma ödeneği vb. ödemeleri
alan hak sahiplerini de doğrudan etkilemektedir' ifadelerine yer verdi.
'PAZARLIK ÜCRETİ DEĞİLDİR'
Asgari ücretin bir pazarlık ücreti olarak değerlendirilmemesi
gerektiğini kaydeden Şen, 'İşçinin ailesiyle birlikte insanca yaşamasını
sağlayacak gelirdir. Asgari ücretin belirlenmesi müzakerelerinde göz önünde
tutulması gereken öncelikli husus, çalışanların karşı karşıya bulundukları
geçim koşullarıdır. Çalışanlar, yaşanılan ekonomik sıkıntıların nedeni değil
mağdurudur ve "ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum' gerekçesiyle
asgari ücretin düşük belirlenmesi kabul edilemez. Türkiye'nin rekabet
şartlarını düşük ücret politikasıyla sağlamak doğrultusunda bir anlayışı
olmamalıdır. Ülkemizdeki asgari ücret düzeyi AB üyesi çoğu ülkenin
gerisindedir.
Bugün
ücretliler üzerinde dayanılmaz boyutlarda vergi yükleri bulunmaktadır. Ücretli
çalışanların eline geçen ücret vergi nedeniyle ilerleyen aylarda düşmektedir.
Asgari ücret alan işçiler bile yılın son aylarında daha düşük ücret almaktadır.
Asgari ücret kadar bir gelirin ücretli çalışanlar için vergi dışı bırakılması
yönünde tüm sosyal taraflar arasında görüş birliği oluşmasına rağmen -şimdiye
kadar- herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. İşverenin sosyal güvenlik primi
düşürülmesine rağmen işçilerin sosyal güvenlik primi muhafaza edilmiştir' dedi.
'İNSAN ONURUNA YAKIŞIR
DÜZEYDE OLSUN'
İşçi temsilcileri, "insan onuruna yakışır' bir düzeyde asgari
ücret belirlenebilmesi için, komisyon çalışmaları sırasında temel alınması
gereken ilkeleri sıraladıklarını kaydeden Şen, 'Asgari ücretin saptanmasında
Anayasa'da yer alan '˜geçim şartları' yaklaşımına öncelikle uyulmalıdır. Günün
ekonomik ve sosyal koşullarına göre işçinin ve ailesinin insanca yaşamasını
mümkün kılacak ve insanlık onuruyla bağdaşacak asgari ücret belirlenmelidir.
İçinde yaşadığımız salgın koşullarının yarattığı gelir kaybı ve gider artışları
da dikkate alınmalıdır.
Asgari ücret Asgari Geçim İndirimi (AGİ) hariç ve net olarak
açıklanmalıdır. Bu ücretten yapılacak vergi, sosyal güvenlik vb. kesintiler net
tutarın üzerine ilave edilmeli ve yıl boyunca asgari ücret açıklanan bu net
ücretin altına düşmemelidir. Ücretlerin asgari ücrete
tekabül eden kısmı vergiden muaf olmalıdır. Ayrıca ücretliler için damga vergisi
uygulaması kaldırılmalıdır. Asgari ücret sonrası ilk vergi basamağı için
uygulanacak oran yüzde 10 olmalıdır' dedi.
'AYRIM YAPILMADAN
DÜZENLENMELİ'
Asgari ücret, herhangi bir ayırım yapılmadan yine ulusal düzeyde tek olarak ve yıllık olarak belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Şen şunları kaydetti; 'İşçilerin arasında nitelik, kıdem, işin mahiyeti gibi ekonomik amaçlı değerlendirmelerin tümünden bağımsız olarak ele alınmalıdır. Asgari ücret, ekonomik ölçülerin ötesinde sosyal bir ücret olarak kabul edilmeli ve bu özelliği temel alınarak belirlenmelidir. Devlet çalışanlar arasında ayrım yapmamalı, kamuda geçerli en düşük aylık tutarını asgari ücret belirlenirken de dikkate almalıdır. Asgari ücret ile bağlantılı olarak ve günümüz ekonomik koşullarını da dikkate alarak; İşverenlere sağlanan sosyal güvenlik prim desteğin benzeri işçilere de verilmeli ve işçilerin sosyal güvenlik haklarında bir kayıp yaratmayacak şekilde işçi SGK prim payı 5 puan düşürülerek bütçeden karşılanmalıdır. Pandemi koşullarında işsizlik sigortasından işçilere yapılan ödemelerin (kısa çalışma ödeneği, nakdi gelir desteği ve işsizlik sigortası) alt sınırı asgari ücret olmalıdır. Pandemide iş ve gelir kaybı olan işçilere asgari ücret düzeyinden az olmayan bir nakdi gelir desteği verilmelidir. Bu destek kayıtsız çalışan işçiler için bütçeden karşılanmalıdır. Sosyal devlet ilkesi gereği aile yardımı çalışmayan eş için uygulamaya konulmalıdır. Sendikal örgütlenmenin olduğu işyerleri için asgari ücret teşviki uygulanmalıdır. Konfederasyonlarımız, ortak çalışma ilkelerine uygun olarak, ortaya çıkan görüşleri paylaşmaya devam edeceklerdir.'