Saraçlar'dan TBMM'ye 2 talep
Edirne'de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'na bağlı Edirne Kadın Meclisi ile EŞİK Edirne İnisiyatifi basın açıklaması düzenledi. Edirne Kadın Meclisi, açıklamasında İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanmasını talep ederken EŞİK Edirne İnisiyatifi ise TBMM'yi bugün kadına karşı şiddeti ve cinskırıma varan kadın cinayetlerini önlemek için özel oturum düzenlemeye davet etti.
Edirne'deki kadın örgütleri, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında Saraçlar Caddesi'nde basın açıklaması gerçekleştirdiler. Cadde üzerindeki PTT Şubesi önünde düzenlenen açıklamaların ilkini Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'na bağlı Edirne Kadın Meclisi gerçekleştirdi. Edirne Kadın Meclisi'nin ardından bir açıklama da Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) Edirne İnisiyatifi yaptı.
Edirne
Kadın Meclisi adına basın açıklamasını okuyan Yaren Şenkal, 8 Mart Dünya Emekçi
Kadınlar Günü'nde Türkiye'nin dört bir yanındaki kadınların meydanlarda
olduğunu söylerken; 'Kadın cinayetlerini durdurmak, kadın cinayetleri şüpheli
kalmasın diye meydanlardayız. İstanbul Sözleşmesi'ni uygulatmak için budayız.
Kadın cinayetlerini mücadelemizle durduracağız, şüpheli bırakmayacağız'
ifadelerini kullandı.
'28 GÜNDE 28 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ'
Şubat
ayında 28 günde 28 kadının öldürüldüğünü söyleyen Şenkal; '12 kadın şüpheli
şekilde hayatını kaybetti. Geçtiğimiz 5 Mart'tan bu 5 Mart'a kadar 303 kadın
öldürüldü, 181 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Bu rakamlara kimse
alışmasın. Her ay açıkladığımız bu veriler birer sayı değil, kadınların
mücadele dolu yaşamı. Bizler artık kadın cinayeti verilerini açıklamak zorunda
kalmak istemiyoruz. Bizler hiçbir kadının öldürülmediği günlerde buluşmak
istiyoruz' dedi.
'İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİ UYGULATACAĞIZ'
Şenkal,
İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanmaması nedeniyle etkin soruşturma ve kavuşturma
yapılmaması sonucu katillerin, kadın cinayetlerinin üstünü kapatabileceğini
düşündüğünü belirtirken; 'Şüpheli kadın ölümlerinde gerçek açığa çıkarılmıyor.
Sadece biz mücadele ettiğimizde soruşturma ve kovuşturma süreçleri ilerliyor. Üstü
kapatılmaya çalışılan hiçbir kadın cinayetini şüpheli bırakmayacağız, İstanbul
Sözleşmesi'ni uygulatacağız. İstanbul Sözleşmesi uygulanırsa, soruşturma süreçleri
etkin işletilirse, katiller cinayeti saklayabileceklerini akıllarından dahi
geçiremezler. Topyekün mücadele edecek, eşitliği ve özgürlüğü kazanacağız'
sözlerine yer verdi.
'YERELDEN EVRENSELE GÜÇLENİYORUZ'
Edirne
Kadın Meclisi'nin açıklamasının ardından bir açıklama da EŞİK Edirne
İnisiyatifi yaptı. EŞİK Edirne İnisiyatifi adına basın açıklamasını Benay
Gürsel okurken; kadınların, pandemiyle birlikte daha da derinleşen ekonomik,
sosyal ve siyasal eşitsizliklere son verme mücadelemizi yerelden evrensele,
dayanışma ile güçlendiğini söyledi. Kadınların yaşam biçimi tahakkümüne ve
ayrımcılığa karşı mücadele ettiğini belirten Gürsel; ' Etnik köken ve inanç
farlılıklarıyla sosyolojik çeşitliliğin zenginliğimiz olduğu; cinsel yönelim,
cinsiyet kimliği, yaş, medeni hal, engellilik, sınıfsal durum vb. nedenlerle
ayrımcılığın olmadığı; hayatın her alanında cinsiyet eşitliğini mümkün kılacak
eşit ve özgür bir yaşamı herkes için istiyor ve bunun kurulması için
çalışıyoruz. Ailede, toplumda, devlette reis istemiyoruz. Yaşam biçimi
tahakkümüne, nefret söylemine ve cinsiyete dayalı ayrımcılığa karşı mücadele
ediyoruz' dedi.
'10 KADINDAN EN AZ 7'Sİ YOKSULLAŞTI'
Gürsel,
eğitim, sağlık, gıda sektörü gibi alanlarda yoğun olarak çalışan kadınların,
pandemi sürecinde artan ev içi bakım emeği ile birlikte küresel salgının yükünü
en çok üstlenen kesim olduğuna dikkat çekerken; 'Bakım işlerinde çalışan pek
çok kadın yaşamını yitirdi. Her 10 kadından en az 7'si yoksullaşırken, pek çok
kadın işini kaybetti. Kod 29 uygulamasıyla getirilen iyi niyet ve ahlak
istisnası, işverene iddiasını ispat yükümlülüğü içermeden, keyfiyete açık halde
emekçinin işini ve gelecekte iş bulma şansını kaybetmesine yol açıyor. Emek
sömürüsüne açık bu düzenleme, sözde namus, iffet gibi cinsiyetçi önyargılardan
uzak, cinsiyet eşitlikçi ve somut kriterler içerecek şekilde değiştirilmelidir.
İşveren iddiasını ispatla yükümlü tutulmalı, emekçiyi, işverenin keyfiyetine
terk etmeyecek bir düzenleme yapılmalıdır. Aksi davranıştaki işverenler için
etkili, caydırıcı yaptırımlar getirilmelidir' ifadelerine yer verdi.
'HER GÜN EN AZ 3 KADIN ÖLDÜRÜLÜYOR'
Her gün
en az 3 kadının öldürüldüğünü söyleyen Gürsel; 'Türkiye'de kadına karşı şiddet
ve kadın cinayetlerinin çok yüksek oranlarda olduğunu yıllardır dile
getiriyoruz. Pandemi döneminde dünyada ve Türkiye'de ev içi şiddet ve kadın
cinayetleri daha da arttı ama şiddetle mücadele aynı ölçüde güçlenmedi tersine
zaafa uğradı. EŞİK olarak 'Her gün en az 3 kadın öldürülüyor; bu ülkede
#CinskırımVar farkında mısınız?' diyerek Ağustos 2020'den itibaren dile
getirdiğimiz taleplerimizi yineledik ve Meclis'i göreve çağırdık. Büyük
çoğunluğu örgütlü kadınlardan gelen, aralarında sanatçı, gazeteci, akademisyen,
STK temsilcilerinin de olduğu 300'den fazla video sesimize ses kattı ve
kampanyamız milyonlara ulaştı. İstanbul Sözleşmesi madde 70 ve Anayasa gereği
göreve çağırdığımız Meclis'i izleyerek yayınladığımız TBMM İzleme Raporları ve
bu raporları takiben yaşanan gelişmeler gösteriyor ki bizler, eşitlik adına
nelerin yapılmadığını izlemiş ve kamuoyuna duyurmuş olmakla kalmadık Meclis'i
dönüştürdük' dedi.
MECLİSİ GÖREVE DAVET ETTİLER
Gürsel, meclisi
göreve davet ederken; 'Yasamanın yürütmeyi denetleme görevini yok eden, yerli
ve milli olduğu iddiasındaki başkanlık sisteminin ülkeyi bir çözümsüzlük ortamına
sürüklediğini görüyoruz. Etkisizleştirilmeye, devre dışı bırakılmaya çalışılan
meclise sahip çıkmaya çalışıyoruz. Toplumun egemenliği kendi elinde tutmasının
en önemli yolu olan Meclis'in göstermelik hale getirilerek parça parça devre
dışı bırakılmasına karşı çıkıyoruz. Egemenliğin halktan alınarak bir kişiye,
bir aileye, bir dinin siyasal yorumuna terk edilmesine izin vermeyeceğiz. Bu
egemenlik mücadelesinin demokrasi, laiklik ve hukuk devletini yaşatmak ya da
imha etmek isteyenler arasında olduğunu biliyoruz. Tavrımızı net olarak ortaya
koyuyor ve bu ortamı aşmak niyetiyle '˜#MeclisGöreve' çağrımızı yineliyoruz. Bir
gün değil her gün 8 Mart, her gün mücadele kararlılığı ile TBMM'yi 9 Mart Salı
günü kadına karşı şiddeti ve cinskırıma varan kadın cinayetlerini önlemenin ilk
adımı olarak bu konuda özel oturum düzenlemeye çağırıyoruz. Ayrıca tüm siyasi
partileri, milletvekillerini belediyelerden meslek örgütlerine,
üniversitelerden medyaya tüm sorumlulara sesleniyoruz: Göreviniz olanı yapın.
Sizin göreviniz değilse, görevi olandan talep edin' sözlerine yer verdi.