Profesöre neden muayene etmedin davası
Adli makamlar tarafından, 2013 yılında 'cinsel istismar' şüphesiyle muayene edilmesi talep edilen üç çocuğu muayene etmediği için hakkında dava açılan Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Gürcan Altun yeniden yargılanıyor. Mahkeme, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için yargılamayı ileri bir tarihe erteledi.
2013 yılında cinsel istismar şüphesi nedeniyle mahkeme kararıyla iç beden muayenesi yapılması için Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı'na gönderilen üç çocukla görüşüp, çocukların muayene olmayı istememeleri üzerine çocukları muayene etmeyen, Prof. Dr. Gürcan Altun hakkında 'Görevi kötüye kullanma' suçundan dava açıldı. Altun, yapılan yargılama sonucunda beraat etti. Ancak, savcılığın itirazı üzerine Yargıtay, Altun'un çocukları muayene etmemesi nedeniyle delil kaybına veya gözaltı ya da tutukluluğun uzamasına sebebiyet verilip, verilmediğinin araştırılması gerektiğini ifade ederek, Altun hakkındaki kararı bozdu. Altun'un yeniden yargılanmasına kararı üzerine, Altun yeniden hakim karşısına çıktı.
Meslektaşları yalnız bırakmadı
Edirne 5. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki
duruşmada Prof. Dr. Gürcan Altun ve avukatı Ziynet Özçelik duruşma salonunda
hazır bulunurken, Adli Tıp Uzmanları Derneği, Türk Tabipleri Birliği, Edirne
Tabip Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Edirne Şubesi ile
Edirne Barosu Çocuk Hakları Komisyonu avukatları da duruşmayı takip etti.
'Hastanın zorla muayenesi kavramı yok'
Duruşmada ilk olarak Yargıtay'ın bozma
ilamı ve gerekçeleri aktarılarak, Altun'dan savunmada bulunup bulunmayacağı
soruldu. Altun, önceki yargılamalardaki savunmasını okumak istediğini belirtti.
Altun savunmasında mesleğini uygularken en büyük yol göstericisinin tıp etiği
ve hekimlik meslek etiği olduğunu ifade etti. Altun, cinsel suç mağdurlarının
değerlendirilmesinin özellik arz ettiğini ifadede ederek, 'Dikkat edilmesi
gereken en önemli nokta muayene edilecek bireyin bu süreçte zarar görmemesidir'
dedi. Altun, Adli Tıp uzmanları olarak, hekimlik yetkisini kullanarak
yaptıkları bilirkişilik görevini yerine getirirken de hekimlik mesleğine
ilişkin normlara uymakla yükümlü olduklarını vurgulayan Altun, 'Tıp etiği ve
tıp öğretisinde '˜hastanın zorla muayene edilmesi' diye bir kavram yer
almamaktadır. Bir insanın zorla iç beden muayeneye zorlanması, ona yapılan
cinsel saldırıdan bir farkı olmadığı gibi '˜Kişide ruhsal travma yarattığı' da
tıbben bilinen bir konudur. Bu nedenle bizden hastalarımıza zarar verici bir
davranış sergilememiz beklenmemelidir' dedi.
'Davranışım suç değil, örnek tutum'
Altun son olarak savunmasında, çocukların
muayene edilmemesi nedeniyle; herhangi bir delil kaybına neden olunmadığı,
gözaltı ya da tutukluluğun uzamasından kaynaklanan kişilerin mağduriyeti
biçimindeki bir durumun cumhuriyet savcısının ihmali ya da hatasından
kaynaklandığı ve yapılmayan muayene nedeniyle herhangi bir kamu zararının
oluşmadığı kanaatinde olduğunu ifade ederek, '25 yıldır Adli Tıp Uzmanlık
alanının içinde çalışan bir hekim olarak, davranışımın bir suç olmak yerine,
tıbbın iyi hekimlik değerlerine uygunluğu nedeniyle ancak örnek bir tutum
olarak değerlendirilmesi gerektiği düşüncesindeyim. Bu nedenle beraatımı talep
ediyorum' dedi.
'Tıp etiğine ve mevzuata uygun davranmıştır'
Altun'un avukatı Ziynet Özçelik de müvekkilinin
görevini yapmada ihmal veya gecikme göstermediğini, müvekkilinin eylemi
neticesinde kişilerin mağduriyetine veya kanunun zararına neden olunması ya da
kişilere haksız bir menfaat sağlanmasının söz konusu olmadığını savunarak,
'Müvekkilin mağdur çocuğu zorla muayene etmemesi, çocuğa zarar vermekten
kaçınma, mesleğini hekimlik mesleğine, çocuk haklarına, insan haklarına ilişkin
emredici normlara uygun yapma amacından kaynaklanmakta olup, hukuka uygundur.
Tüm bu nedenlerle, tıp etiğinin gereklerine ve mevzuata uygun davranan müvekkil
hakkında atılı suçun unsurları oluşmadığından beraat kararı verilmesini talep
ediyoruz' dedi. Mahkeme, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için yargılamayı
ileri bir tarihe erteledi.
'Mesleki uygulamayla ilgili yanlış bir durum yok'
Duruşmanın ardından, adliye önünde
gazetecilere açıklama yapan Altun şu ifadeleri kullandı: 'Dava bozulma
gerekçesi bir önceki yargılama esnasında savcının eksik soruşturma yapmasından
kaynaklı bir durum. Sonuçta mesleki uygulamayla ilgili yaptığımız yanlış bir
durum yok. Zaten biz bu davanın önümüzdeki yargılamalarda beraat ile sonuçlanacağını
ön görüyoruz. Biz hekimlere aldığımız eğitimlerde muayene öncesi hastanın
rızasını alması öğretilir. Hastaları zorla muayene etmek gibi bir
yükümlülüğümüz yok. İster normal muayene olsun ister yargı birimleri tarafından
muayeneye gönderilenler olsun. Değişen hiçbir şey yok.'
'Çocuklara hoyrat uygulamalara son verilsin'
Altun'un açıklamasının ardından Adli Tıp
Uzmanları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Edirne Tabip Odası, Türk
Tabipleri Birliği, Sağlık Ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Edirne Şubesi
ve Edirne Barosu Çocuk Hakları Komisyonu ortak bir basın açıklaması yaptı.
Edirne Tabip Odası Onur Kurulu Üyesi Dr. Ertuğrul Tanrıkulu'nun okuduğu
açıklamada, mahkemenin beraat gerekçesi hatırlatılarak şu ifadelere yer
verildi: 'Çocuklar; devletin, yasaların ve uluslararası sözleşmelerin güvencesi
altındadır. Bir kez daha ve umarız son olarak; yargı mensuplarını, ulusal yasa,
yönetmelik ve genelgelere, yanı sıra devlet olarak imzaladığımız uluslararası
sözleşmelere uygun davranmaya, yargılama sırasında çocukların kırılganlığını
unutmadan hoyrat uygulamalara son vermeye davet ediyoruz. Adalet Bakanlığı ve
Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun çocukların üstün yararı ilkesine aykırı
uygulamalar yapan sorumlular hakkında değerlendirme yapmasını bekliyoruz.'
'Arkadaşımız bir an önce bu süreçten çıkartılsın'
Türk Tabipleri Birliği ve İstanbul Tabip
Odası adına davayı takip eden İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Osman
Öztürk de davanın açılmasını bile hicap verici bulduklarını ifade ederek,
davanın yeniden beraatla sonuçlanacağına inandıklarını söyledi. Türkiye İnsan
Hakları Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Dr. Ümit Biçer de 'Hiçbir insana hiçbir
şekilde zorla müdahale edilemez. Hele bu çocuksa. Bu onda yalnızca utanma
değil, onun hayatında büyük kırılmalar yaratır. O toplumun en temel
unsurlarında kırılmalar yaratır. Biz bu yüzden dolayı arkadaşımızın bir an önce
bu süreçten çıkartılmasını ve gerçekleştirdiği hekimlik uygulaması, insan
hakları savunuculuğu nedeniyle takdir edilmesini bekliyoruz' şeklinde konuştu.