Memur-Sen'den 28 Şubat talebi
Memur-Sen Edirne İl Kadın Komisyonu Başkanı ve Eğitim-Bir-Sen Edirne Şube Kadın Komisyonu Başkanı Yeliz Yanar, 28 Şubat 1997'de olağanüstü toplanan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla başlayan ve irticaya karşı, ordu ve bürokrasi merkezli sürecin 24'üncü yılı ile ilgili açıklama yaptı. Yanar, 28 Şubat kararlarına karşı öneri ve taleplerini sunarken hayata geçirilmesi için kurul veya komisyon kurulması gerektiğini söyledi.
Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) Edirne İl Temsilciliği ve Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Edirne Şubesi, Türkiye'nin siyasi tarihinde post-modern darbe olarak adlandırılan 28 Şubat Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla başlayan ve irticaya karşı, ordu ve bürokrasi merkezli süreçle ilgili açıklama yaptı.
Eğitim-Bir-Sen
Edirne Şubesi'nde düzenlenen basın açıklamasına Memur-Sen Edirne İl Temsilcisi
ve Eğitim-Bir-Sen Edirne Şube Başkanı Erdinç Dalgıç, Memur-Sen Edirne İl Kadın
Komisyonu Başkanı ve Eğitim-Bir-Sen Edirne Şube Kadın Komisyonu Başkanı Yeliz
Yanar ile kadın komisyonu üyeleri katıldılar.
'6 MİLYON KİŞİ SAKINCALI İLAN EDİLDİ'
Kadın
Komisyonu Başkanı Yeliz Yanar, 28 Şubat sürecinin üzerinden 24 yıl geçtiğini
belirtirken; 'Milletin iradesinin ve egemenliğinin, çoğunluğu kadın olmak üzere
kamu görevlilerinin emeğinin, ekmeğinin, hak ve özgürlüğünün gasp edildiği 28
Şubat darbesinden bugüne tam 24 yıl geçti. Post-modern olarak tesmiye 28 Şubat
askeri müdahalesi, o meşum MGK toplantısının tarihiyle anılsa da, 90'lı
yılların başında başlamış bir '˜vesayet' sürecidir. Millete bakan yönüyle vahşi
bir toplum mühendisliğinin, devlete bakan yönüyle de ülke varlığını talan etme
yolsuzluğunun adıdır. Milletin içinden çıkan inançlı kadroların iktidara
gelmesini hazmedemeyenlerin şuursuz intikam hırsıyla 6 milyon kişi hukuksuz
fişlemelerle sakıncalı ilan edildi. Binlercesi haksız soruşturma ve
kovuşturmalarla mahkûm edildi. Öğrenciler okullarından, kamu görevlileri
memuriyetten, işçiler işlerinden ihraç edildi. Şirketler yeşil sermaye kumpasıyla
ekmeklerinden edildi' ifadelerini kullandı.
'YETERLİ BULMUYORUZ'
28 Şubat
sürecinin ortadan kaldırılması amacıyla yapılan çalışmaları hatırlatan Yanar; 'Bin
yıl sürecek iddiasına karşı millet 7 yılda darbecilerin heveslerini
kursaklarında koydu. Türkiye'de bir ilk olarak darbecilere ve vesayetçilere
yargı eliyle yaptıklarının hesabı soruldu. Darbecilerden 21'i müebbet hapisle
cezalandırıldı. Tedricen de olsa, vesayet düzeni ve düzenlemeleri bütün yasaklarla
birlikte ortadan kaldırıldı. Küçümsenmesi imkânsız bir biçimde; 28 Şubat
döneminde ihraç edilen kamu görevlilerinin açıkta geçirdikleri sürelerin
çalışılmış sayılmasına, kazanılmış hak aylığında ve emekli müktesebinde
değerlendirilmesine yönelik düzenleme yapıldı. Belirtilen dönemde kendileri
tarafından ödenen primlerin iadesi gerçekleştirildi. Kadın çalışanların
başörtülü olarak görev yapmalarına, kız öğrencilerin eğitimin tüm safhalarında
okula başörtüsüyle gidebilmelerine yönelik düzenlemeler yapıldı. Bu çalışmaları
değerli buluyor, takdir ediyoruz. Fakat yeterli bulmuyoruz. Çünkü hala
mağduriyeti süren insanlar var. Hala geçmişteki kayıplar telafi, zararlar
tazmin edilmedi. Brifingli yargının neden olduğu mağduriyetler tam olarak giderilmedi'
dedi.
'ORTAK SORUMLULUĞUMUZDUR'
Yanar, 28
Şubat mağdurlarının haklarına dikkat çekerken; '28 Şubat mağdurlarının
haklarını tahkim, hukukunu tanzim ve zararlarını tazmin etme iradesi; adaletin,
aklın, inancın, ahlakın gereğidir. Ve bu irade, 28 Şubat'ın faillerini mahkûm
etme iradesinden daha az önemli değildir. Doğru olan; adaletsizliğin maliyetine
katlanmak değil, adaletin maliyetini karşılamaktır. Bir tek kişi dahi dışarda
kalmaksızın herkesin hakkının tastamam verilmesi için en yüksek düzeyde çabanın
ve hassasiyetin gösterilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu hassasiyeti göstermek;
mazlum ve mağdurlara karşı borcumuz, tarihe ve geleceğe karşı ortak
sorumluluğumuzdur' sözlerine yer verdi.
'ÖNERİ VE TALEPLERİ AÇIKLADI'
28 Şubat
kararlarına karşı öneri ve taleplerini açıklayan Yanar; 'Vesayet dönemindeki
'haksız-hukuksuz cezaların' affedilmesi yerine 'yok hükmünde kabul edilmesi'
düzenlemesi yapılmalı, mağdurların haklı oldukları, özgürlüklerinin ve
onurlarının ihlal edildiği ortaya konulmalı, hukuki kapsamda iade-i itibar
yapılmalı, Haklarında verilen idari
kararlar ile idari yargı kararlarına yönelik hukuki yollara başvuru nedeniyle
yapılan giderler, ödenen ücretler güncellenmek suretiyle ilgililere ödenmeli,
Adli ve idari soruşturma ve kovuşturmalarla taciz edilmeleri dolayısıyla
mağdurlara manevi tazminat ödenmeli,
Eğitim hakkından mahrum edilenlerin maddi ve manevi zararlarını
belirlemeye yönelik komisyon oluşturulmalı, komisyon tarafından yapılan çalışma
sonucunda belirlenecek kişilere 'vesayet tazminatı' ödenmeli, Dönem
soruşturmalarıyla başörtüsü başta olmak üzere inanca dair hassasiyetleri
nedeniyle devlet memurluğundan çıkarılanların açıkta geçen sürelere ilişkin
maaşları, ücretleri, diğer mali ve sosyal hakları kendilerine emsalleri esas
alınarak hesaplanmalı ve güncelleme yapılarak kendilerine ödenmeli ve zararları
karşılanmalı, Mağdurların zararların
karşılanmasına yönelik kamu bütçesinden karşılanan tutarlar, 28 Şubat darbesinin
asli ve fer'i iştirakçilerine rücu edilmeli ve millet adına kendilerinden
tahsil edilmeli, Söz konusu dönemde
eğitim hakları gasp edilenlerin kamuda istihdamlarını sağlamak için durumlarına
ve mezuniyetlerine uygun kadrolar-pozisyonlar ihdas edilmeli, Görevlerine son verilmesine, devlet
memurluğundan çıkarılmalarına bağlı olarak farklı sosyal güvenlik kurumlarıyla
ilişkilenerek emekli olmak durumunda kalanların emekli ikramiyesi ile emekli
maaş kayıpları hesaplanmalı ve ödenmeli, emekliliklerine ilişkin hukuki
konumları düzeltilmeli, Af, göreve dönüş
veya sosyal güvenlik primlerinin ödenmesi ve iadesi gibi iş ve işlemlerle
ilgili olarak hak düşürücü süre ve/veya zaman aşımı süresi uygulanmamalı, söz
konusu iş ve işlemler ilgililerin başvurusuna ihtiyaç olmaksızın doğrudan tesis
edilmelidir' dedi.
'KURUL VEYA KOMİSYON KURULMALI'
Yanar,
öneri ve taleplerin gerçekleştirilmesi için sivil toplum örgütlerinin paydaşı
olduğu bir kurul veya komisyon kurulması gerektiğini vurgularken; '28 Şubat
zihniyetinin tarihin çöp sepetinde gerçek anlamda yerini alması sadece
faillerinin mahkûm edilmesiyle değil mağduriyetlerin telafisi, zararlarının
tazminiyle mümkün olabilir. 28 Şubat'ın bin yıl süreceği iddiasında
bulunanların heveslerini kursaklarında bırakan millet iradesi ve inancı;
mağdurların hukukunu koruyan, haklarını sağlayan, zararlarını karşılayan
iradeyi de kayda ve hayata geçirecektir. Bu iradenin tesisi ve teşkilinde
yetkili ve ilgili herkesi sorumluluk almaya çağırıyoruz' ifadelerine yer verdi.