Kronik hastalar dikkat! Bayramda şeker tüketimini arttırmayın
Ramazan Bayramı'nda kronik rahatsızlığı olanlar besin tüketirken daha dikkatli olmaları gerekiyor. Bayram dolayısıyla artan şeker tüketimi sonucunda oluşabilecek sağlık sorunlarına değinen Kardiyoloji Uzmanı Çetin Gül, vatandaşları sağlıklı beslenme konusunda uyararak, dikkat edilmesi gereken noktaları açıkladı.
Ramazan Bayramı’nın son bir ayın iftarı olduğunu belirten Kardiyoloji Uzmanı Çetin Gül, “bayramda iki şeye dikkat etmemiz lazım. Birincisi bir aydır oruç tutan yemek yemeyen kısıtlı yemek yiyen insanların beslenmesi. İkincisi de son bir aydır oruç nedeniyle hareketsiz kalan, fazla seyahat etmeyen bazı insanların taşıdığı riskler var. Bu kişiler Ramazan Bayramı’nda oldukça dikkatli olmalı.” Dedi.
Gül, kronik hasta grubunda yer alan tansiyon, kalp, şeker hastası, ritim bozukluğu gibi hastaları bayramda besin tüketirken daha dikkatli olmaları için uyardı.
Şeker ve çikolatanın fazla tüketildiği zaman riske neden olabileceğini söyleyen Gül, “Beslenmeden başlayacak olursak, Ramazan Bayramı’na eski adıyla şeker bayramı denirdi. Türk insanın adetleri ve gelenekleri gereği sembol tüketim gıdamız şeker ve çikolatadır. Bu ürünler bizim kronik hasta grubu içerisinde olan, kalp hastaları, şeker hastaları, ritim bozukluğu ve damar tıkanıklığı olan hastalar için çok ciddi risktir. Şeker ve çikolata eğer olduğundan fazla tüketilirse büyük riske neden olur. Keşke adetlerimiz değişse de çocuklara şeker yerine kuruyemiş ikram edilse. Mümkün olduğunca şeker ve çikolatadan bu bayramda kaçınmak gerekir.” Şeklinde konuştu.
Gül, Ramazan Bayramı’nda tatlı ikramlarının ön planda olduğunu ama sütlaç, irmik tatlısı gibi sütlü tatlılar ve meyvenin tercih edilmesi gerektiğini aktardı.
Çikolata tüketilecekse eğer bitter çikolatanın tercih edilmesi gerektiğini belirten Gül, bitterin nispeten diğer çikolatalara göre daha az zararlı olduğunu dile getirdi.
Karbonhidrat tüketiminin kronik hastalarda ani tetiklenmelere neden olduğunu ifade eden Gül, “Böyle günlerde sadece tatlı ikramlarımız olmuyor yanında karbonhidratın yoğun olduğu Börek, kurabiye gibi ikramlarımızda çok oluyor. Bu ürünlerde özellikle şeker hastaları için ani şeker yükseklikleri ve mevcut kronik hastalıklarında ani tetiklenmelerine neden olabiliyor. Tuz tüketimi çok önemli, birdenbire ramazan ayından sonra bayramda tuz tüketimine çok dikkat edilemeyebiliyor. Hipertansiyon hastalarının, tansiyon kontrolü bozuluyor ve acillik olabiliyorlar. Kronik hasatlarda tuz tüketiminden dolayı vücutta ödem miktarı çok artıyor. Beslenmede şeker, tatlı kadar tuz da büyük önem taşıyor.” Dedi.
Gül, bayramda et tüketiminin Türk adet ve göreneklerine göre biraz fazla miktarda olduğunu ve mümkün olduğunca yağsız ve haşlama tarzında etler tercih edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Alkol ve kahve tüketiminden bayramda uzak durulması gerektiğini vurgulayan Gül, “İçecekte ise çok fazla alkol ya da kahve tüketiminden ziyade ayran, limonata, soda gibi zararsız içecekleri tercih etmemiz lazım. Alkol kullanan vatandaşların Ramazan ayı dolayısıyla tüketmedikleri için. Ramazan Bayramı’nda da yoğun alkol tüketmemeli. Bu durum Tatil Kalbi (Holiday Hearth) olarak adlandırılıyor. Bu sendrom geç saatte ağır yemekle birlikte yoğun alkol alımında sabaha karşı gelişen ciddi ritim bozukluklarına neden olabiliyor. İçecek kısmında da alkol tüketimine çok dikkat etmemiz gerekiyor.” İfadelerini kullandı.
Uzun yolculuğa çıkan kronik hastaların ilaçlarını ihmal etmemesi gerektiğini dile getiren Gül, “
İkinci uyarımız ise seyahat ile ilgili, Ramazan Bayramı havaların ısındığı, güneşin kendini gösterdiği döneme denk geldi. Bu yüzden mümkün olduğunca saat 12.00-15.00 arasında çok fazla dışarıda bulunmamak güneşte kalmamak gerekiyor. Seyahat esnasında pamuklu ve açık renkli giyinmek ve mümkün olduğunca yürüyüş yapmak, hareket etmek gerekiyor. Ramazan ayı dolayısıyla insanlar bir ay hareketsiz kalmış oluyor. Uçak ya da araba ile yapılacak uzun yolculuklarda kronik hastaların ilaçlarını ihmal etmemesi gerekiyor. Bu uzun yolculuklarda hijyende oldukça önemli. Gıda tüketimi veya normal hijyen nedeniyle birtakım bulaşıcı hastalıklar, viral ve bakteriyel enfeksiyonlar bizim çok fazla rastladığımız durumlar arasında yer alıyor.” Şeklinde konuştu.
Kronik rahatsızlığı olan vatandaşların tıbbi müdahalenin olmadığı köy kasaba gibi yerlere gidip kendini tehlikeye atmaması gerektiğini söyleyen Gül, şunları kaydetti:
“Türk insanının gelenek ve görenekleri gereği bayramda memlekete gitme gibi bir durumu var. Tabii ki gidilebilir ama özellikle ciddi kalp hasatlarının ilgili uzmana veya hastanede olması gereken anjiyo, pil gibi imkanların bulunmadığı küçük köy ve kasabalara gitmesi tehlikeli olabilir. Ani bir durumda ilgili hekime ulaşamaması sıkıntı yaratabilir ve sevk sırasında vakit kaybedebilir. O yüzden durumu stabil olmayan ciddi ritim bozukluğu, kalp pili olan, yakın zamanda anjiyo ya da stent yapılmış ve yakın zamanda kalp krizi geçirmiş hastaların bu sıcak havalarda uzun yolculuklar sonrası her türlü tıbbi müdahalenin olmadığı köy kasaba gibi yerlere gidip kendini tehlikeye atmaması lazım.” Ebru Yıldız Günenç