Kömür işletmesi mühürlüymüş
Demirhanlı Köyü'nde çevreye ve köylü arazisine zarar veren kömür işletmesi ile ilgili Çevre ve Şehircilik Edirne İl Müdürlüğü ile görüşen sivil toplum örgütleri ve meslek odaları temsilcileri, toplantının ardından düzenledikleri basın açıklaması ile kömür işletmesine 13 Temmuz 2018'de ceza kesildiğini ve İl Özel İdaresi tarafından kömür yıkama bölümünün mühürlendiğini açıkladılar.
Edirne
Çevre Gönüllüleri Derneği, Edirne Tabip Odası, Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları
Birliği (TMMOB) Edirne İl Koordinasyon Kurulu ve Edirne Kent Konseyi
temsilcileri, Çevre ve Şehircilik Edirne İl Müdürü Abdullah Bülbül ile
Demirhanlı köyünde çevreye ve köylü arazisine zarar veren kömür işletmesi ile
ilgili toplantı gerçekleştirdi.
Toplantıya
Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ayten Eren, Edirne
Tabip Odası temsilcisi Dr. Ertuğrul Tanrıkulu, TMMOB Edirne İKK Sekreteri
Yılmaz Eren ve Edirne Kent Konseyi Başkanı Ziya Gökerküçük katıldılar.
Toplantıda Bülbül'den kömür işletmesi ile ilgili bilgi alan heyet, toplantının
ardından basın açıklaması gerçekleştirdi.
Edirne
Çevre Gönüllüleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ayten Eren, açıklamalarında
önceki gün Demirhanlı köyüne gerçekleştirdikleri ziyarete dikkat çekerek; 'Demirhanlı
köyü merasına yapılmış olan ve 4 yıldır faaliyet gösteren kömür ocağı
işletmesinin çevreye verdiği zararla ilgili gündeme bir haber düşmüştü. Bunun
üzerine biz de Türk Mimar ve Mühendisleri Odası temsilcisi, Makine Mühendisleri
Odası temsilcisi, Edirne Tabip Odası temsilcisi, DAYKO Vakfı temsilcisi ve
Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği olarak önce işletmeyi gezdik. Çevreye verdiği
zararı tespit ettik. Daha sonra köy kahvesinde muhtar ve köylülerle oturup
konuştuk. Bize süreci anlattılar. Biz de görüşlerimizi onlarla paylaştık. Bir
süredir o bölgede müthiş bir koku olduğunu, dereye yatağının değiştiğini ve bir
göl haline geldiğini gördük. Gelin Hanım dedikleri tarihi köprü artık ortada
yok. Çünkü dere, büyük bir göl haline dönüşmüş. Havada çok ağır bir koku var.
Bütün bunların toplamında bu işletmenin çevreye zarar veren bir işletme
olduğundan yola çıkarak sivil toplum örgütleri ve meslek odalarıyla birlikte
çalışmaya karar verdik' ifadelerine yer verdi.
'İl Özel İdaresi kapatmış'
Eren,
Demirhanlı Köyü'ndeki incelemelerin ardından Çevre ve Şehircilik Edirne İl
Müdürlüğü'nden randevu talep ettiklerini belirterek; 'Müdür bey ile birlikte
konu bize aktarıldı. Bu işletmeye geçen ay bir kapatma verilmiş. Çünkü
işletmenin kömür çıkarma ruhsatı var ama yıkama gibi işlemlere ait hiçbir
izinleri yok. Yani kaçak bir şekilde çevreye ve dereye zarar vermişler.
Normalde bir yıkama havuzlarının olması gerekiyormuş. Bu işletme ise dereye bir
yerden baraj koyup doğal yıkama haline getirmişler. Dere, köylülerin
tarlalarını basmış, ürünlerini sular altında bırakmış. Sonuç olarak 13 Temmuz
2018'de cezası kesilmiş. Diğer işlemlerle ilgili ÇED ve ruhsatı olmadığı için
tamamen kapatılmış. Jandarma, İl Özel İdaresi'nden bir komisyon ile kapatmaya
gitmiş' dedi.
'Ruhsat iptalini öğreneceğiz'
Eren,
kömür işletmesi ile ilgili çalışmaların uğranana zararların karşılanması
üzerine devam edeceğini söyleyerek; 'Ayrıca İl Özel İdaresi ile görüşüp, ruhsat
işinin ne durumda olduğunu, ruhsatın tamamının iptal edilip edilmeyeceğini
öğreneceğiz. Çünkü sadece yıkama konusunda kapatma yapılmış. Devlet Su İşleri
ile dere yatağının tekrar eski haline getirilmesi ve zararın önlenmesi ile
ilgili işletmeye bir süre vermiş. Onu da takip edeceğiz. Sivil toplum
örgütleri, meslek odaları ve köylülerle birlikte çalışmalarımız devam ediyor. Edirne
Çevre Gönüllüleri Derneği olarak konunun takipçisiyiz' sözlerine yer verdi.
'Halkımızın sağlığını koruyacağız'
Eren'in
açıklamalarının ardından bir açıklama da Edirne Tabip Odası temsilcisi Dr.
Ertuğrul Tanrıkulu yaptı. Dr. Tanrıkulu, Tabip Odası'nın halkın sağlığı ile
yakından ilgilendiğini söyleyerek; 'Özellikle koruyucu hekimlik anlamında,
çevre ve halk sağlığı konusunda biz de Edirne Tabip Odası olarak bileşenlerle
beraber Demirhanlı Köyü'ne gittik ve orada çok ağır bir koku olduğunu tespit
ettik. Köylüler de poyraz estiği zaman camları açamadıklarını ve kokudan
duramadıklarını söylediler. Kokunun, kükürdün ve toz zerreciklerinin de doğaya,
insan sağlığına zararlı olduğunu biliyoruz. Bu konuda da hızlı davrandık.
Basınımız, bize bu konuda çok ciddi bir yol gösterdi. Eğer tarlaların su
altında kalması haberi olmasaydı, bizim Demirhanlı'daki kömür işletmesinden
haberimiz olmayacaktı. Köylü de ne yazık ki kokudan dolayı şikâyet etmedi,
tarlaları su basınca şikâyet etti. Biz de dün oraya gittik. Edirne Tabip Odası
olarak da halkımızın sağlığını korumaya kararlıyız. Bu konuda çalışmalarımız
devam edecek' dedi.
'Ceza kesilmesini talep ediyoruz'
Dr.
Tanrıkulu'nun açıklamalarının ardından bir açıklama da TMMOB Edirne İKK
Sekreteri Yılmaz Eren yaptı. Eren, bölgede bulunan dere yatağına işletme
tarafından bent çekildiğini ve bent nedeniyle derenin gölete dönüştüğünü
söyleyerek; 'Gölette de Hacıumur ve Demirhanlı köylerine ait tarlaları su
basıyor. Yaklaşık olarak 500 dönüm civarında çiftçinin zararı var. Kendileri de
bunu ifade ediyorlar. Ama zararı nasıl tanzim edeceklerini bilemiyorlar. Burada
da hukukçuların devreye girmesi gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca Toprak Koruma
Komisyonu'nun, Tarım İl Müdürlüğü'nün, Devlet Su İşleri'nin de ilgili işletmeye
ceza yazmasını talep ediyoruz. Çünkü doğaya büyük tahribat vermişler. 36 dönüm
için yer kiraladıkları halde mera sahasında 80 dönümden fazla alanı işgal
etmişler. Bunun cezasının karşılıksız kalmaması gerektiğini düşünüyorum' ifadelerine
yer verdi.
'Vatandaş kime gideceğini şaşırmış'
Eren'in
açıklamalarının ardından bir açıklama da Edirne Kent
Konseyi Başkanı Ziya Gökerküçük yaptı. Gökerküçük, açıklamalarında kurumlardaki
çok başlılığa dikkat çekerek; 'Planlama hatası mı var? Çok başlı bir kurum.
Bugün Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Abdullah Bülbül'e gittik, '˜Yetkili ben
değilim' diyor. Bir başka yere gidiyorsunuz, aynı şeyi söylüyor. 8-10 tane
kurum ve çok başlılık var. Vatandaş hangisine gideceğine şaşırmış. Vatandaşımız
mağdur olarak da hepsini gezemez. Oysa bizim bugüne kadar bildiğimiz, bütün bu
kurumlardan sağlıklı bilgileri ve izinleri alıp Çevre ve Şehircilik İl
Müdürlüğü izin verirdi. Ama bugün öğrendik ki meğer böyle bir şey yokmuş.
İnsanların tek tek bütün kurumlara giderek şikâyetlerini yapmaları söz konusu.
Bugüne kadar yaşadığımız olaylarda ÇED raporu dediğimiz raporda bütün kurumlar
raporlarını yazarlar; Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, İl Özel İdaresi veya
Valiliğe gider. En azından sorumlu bir tek kurum olması lazım. Bu kuruma
verirler ve o kurum, izin verir veya vermez. Bu şekilde çok başlılık olduğu
zaman yurttaşımız ne yazık ki daha çok mağdur oluyor. Bu da olumsuz bir şey. Bu
konuda Kent Konseyi'nin Çevre Çalışma Grubu olarak da tüm STK'larla beraberiz'
dedi.