Kırkpınar, Guinness'e giriyor
Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, 2018 yılında 2-8 Temmuz tarihleri arasında yapılacak 657'nci Kırkpınar Yağlı Güreşlerinin onayının alındığını belirterek 'Başvuru yapıp dünyada en çok yağlı pehlivanın güreş yaptığı yer olarak da Guinness Rekorlar Kitabı'nda Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nin UNESCO'dan sonra farklı bir alanda tescilini de yaptırmış olacağız' dedi. Gürkan, çöplük ihalesinin müfettişler tarafından incelendiğini belirtti. Gürkan '5 gün yokum ama yerime kayyum atanmadı' diye konuştu.
Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Edirne Belediyesi Meclis Salonu'nda basın toplantısı düzenledi. 5 gün boyunca hem Edirne Belediyesi'nin işleri hem de CHP Olağan Kurultayı nedeniyle Ankara'da olacağını açıklayan Gürkan, Ankara'ya gitmeden önce Edirne'nin gündemi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Gürkan, Ocak ayında sık sık Ankara'ya gittiğine dikkat çekerek; '1-2 gün görünmediğim zaman '˜Başkan nerede?' diye sorular başlıyor. Başkan burada, kimse merak etmesin. 2017 yılını hep beraber bitirdik ve 2018'e girdik. 2017 yılının sonlarına doğru 2017 yılının değerlendirme toplantısı yapmıştık. Bugün Ocak ayının son günü. 2018'den bir ayı da tükettik. Bu süreç içerisinde 2018'in önceden yapmış olduğumuz planlamaları, 2018 ile ilgili sonradan oluşan beklentiler ve 2018 ile ilgili daha sonra planlarımıza dâhil olmuş işler var. Onları hep beraber yapmaya çalışıyoruz' ifadelerine yer verdi.
Kırkpınar'da yeni rekor bekleniyor
2018 yılında 2-8 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilecek 657'nci Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nin onaylarının alındığını söyleyen Gürkan; 'Ocak ayı itibariyle de 657'nci Kırkpınar'ın çalışmalarına başladık. Bu yıl Kırkpınar'da farklı bir değişiklik yapacağız. Geçtiğimiz yıl onu kaçırdık. Benim biraz zamanlama hatam oldu. Guinness Rekorlar Kitabı'na başvuru yapacağız ve dünyada en çok yağlı pehlivanın güreş yaptığı yer olarak da Guinness Rekorlar Kitabı'nda Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nin UNESCO'dan sonra farklı bir alanda tescilini de yaptırmış olacağız. Geçen yıl 2 bin 199 pehlivanımız kayıt yaptırmıştı. Aslında 2 bin 204'tü ama sonra 5 tanesi çeşitli nedenlerle elendi ve 2 bin 199 pehlivan tüm zamanların rekoruydu. Bu yıl, bu rekor daha da artarak tazelenecek. Dolayısıyla biz de Guinness Rekorlar Kitabı'na hem Kırkpınar'ımızın hem de Yağlı Pehlivanda en çok katılım olan organizasyon olarak kaydımızı yaptırmak istiyoruz. Arkadaşlarım başvuru evraklarını hazırlıyorlar. Yakında onun başvurusunu da yapacağız' dedi.
UNESCO'ya Kakava başvurusu
5-6 Mayıs tarihleri arasında Kakava ve Hıdrellez Şenlikleri'nin düzenleneceğini söyleyen Gürkan; 'Hıdrellez, UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültür Mirası Listesi'ne Makedonya ve Türkiye işaretiyle girdi. Tabi ağırlıklı olarak Edirne'dir. Yine bu yıl hem Kakava'nın hem de Hıdrellez'in bir festival şeklinde yapılıp yapılmamasını önümüzdeki günlerde hem halkımızla hem de sivil toplum örgütleriyle paylaşıp, halka açık bir toplantı yapıp, halkın görüşlerini aldıktan sonra Kakava'nın bir festivale dönüştürülüp dönüştürülmemesini tartışacağız. Buradan çıkacak karar doğrultusunda da Kakava'nın da ayrı bir etkinlik olarak UNESCO Somut Olmayan Kültür Mirası Listesi'ne alınması için çabamız devam edecek. O çabamız zaten vardı ama UNESCO, Kakava yerine Hıdrellez olarak almayı tercih etti. Ama biz Kakava olarak ayrıca tescil edilmesi ve UNESCO listesine girmesi için de bu mücadeleyi sürdüreceğiz' sözlerine yer verildi.
'Gerekli itirazlarımızı yaptık'
Edirne Belediyesi'nin Selimiye'nin bahçesinde ve etrafında iki farklı proje yürüttüğüne dikkat çeken Gürkan; 'Birincisi, Selimiye Camii ve Külliyesi Rekreasyon Projesi. Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanmıştı. İkincisi de Yemişkapanı Hanı Konservasyon Projesi. Bunlar iki ayrı projeydi. Rekreasyon projesi onaylandı, tam uygulama aşamasına geçilirken Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün Han ile ilgili itirazı nedeniyle Kurul, rekreasyon projesini de durdurdu. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün Ankara'da Yüksek Kurul'da görüşülüyor. Biz de gerekli itirazlarımızı yaptık. Şimdi Yüksek Kurul'un karar vermesini bekliyoruz. Yüksek Kurul, karar verdikten sonra ona göre hareket edeceğiz' dedi.
'Kültür Bakanlığı göz koymuş'
Edirne Belediyesi tarafından restore edilen ve Nikâh Salonu ve Kültür Merkezi olarak faaliyette olan elektrik fabrikası ile ilgili açıklamalarda bulunan Gürkan; 'Bu elektrik fabrikasının bulunduğu bölge; yani 25 Kasım Stadı, elektrik fabrikası, Pazartesi ve Cuma Pazarı'nın olduğu bölge; 1400'lü yıllarda Tatarhaniler Mezarlığı olarak kullanılan yaklaşık 92 dönümlük bir alan. Tabi tarihi bir mezarlık. 1940'ta mezarlık özelliğinden çıkarılmış, imara açılmış ve üzerine Pazar yeri, 25 Kasım Stadı yapılmış. Daha öncesinde de elektrik fabrikası yapılmış. Ankara merkezli bir vakıf, burada bir türbe olduğunu iddia ediyordu. Burası ile ilgili müzenin, bir mezar olduğuna ama türbe olmadığına dair 4 tane kazı raporu var. Biz de Koruma Kurulu'ndan aldığımız restorasyon izinleri doğrultusunda orada Koruma Kurul Kararlarına uygun olarak restorasyonumuzu yaptık ve kullanıyoruz. Kültür Bakanlığı, bize ulaşan gayri resmi bilgiler neticesinde burasını kamulaştırma kararı almış diye bir bilgi geldi. 20-30 yıldır metruk halde duran, içerisinde bir sürü gayrı yasal faaliyetin yapıldığı alanı Edirne'de ayağa kaldırarak Edirne halkının hizmetine sunduktan sonra Kültür Bakanlığı buraya göz koymuş ve kamulaştırma kararı almış diye bir bilgi geldi. Bu bilgi, resmi bir bilgi değil. Eğer böyle bir karar yoksa da özür dileriz. Ama varsa da Edirne halkı, kendisine ait bir yerin Kültür Bakanlığı tarafından kamulaştırılmasına, hangi amaçla olacak bilmiyoruz ki bu kanuni bir olay da olmayacaktır, nasıl kamulaştıracaklar? Hangi gerekçe ile kamulaştıracaklar? Onu hep beraber göreceğiz. Çünkü Kültür Varlıklarını Koruma Kanunu'nda Kültür Bakanlığı'na bu yetki veriliyor ama bu tescilli esere bakılmaması, korunmaması, Koruma Kurulu Kararlarına aykırı hareket edilmesi hallerinde verilen bir izindir. Yoksa böyle keyfe keder; '˜Siz burada şunu yapmadınız, bunu yapmadınız, bizim istediklerimizi yapmadınız' ya da '˜ Burada türbe yapmadınız' gibi gerekçelerle alınacak bir karar değil. Sonuçta Türkiye Cumhuriyeti, kim ne derse desin bir hukuk devletidir. Biz de böyle bir karar çıkarsa hem halk, hem Edirne halkının temsilcileri, hem de hukuka güvenen birisi olarak hakkımızı arayacağız' ifadelerine yer verdi.
'Yerime kayyum atanmadı'
Cumartesi ve Pazar günleri CHP'nin Ankara'da kurultayı olduğunu hatırlatan Gürkan; 'Genel Başkan ve parti meclisi seçilecek. Ben de bu akşamdan TED Koleji'nin 90'ıncı kuruluş yıldönümü resepsiyonuna davetliyim. Ona katılmak için bu akşamdan gideceğim. Pazartesi gününe kadar hem Kurultay için, hem de Belediyenin diğer işleri için Ankara'da olacağım. Pazartesi akşam döneceğim. 5 gün yokum, kimse merak etmesin. Görevden falan alındığım, uzaklaştırıldığım yok. Yerime kayyum da atanmadı. Üzülenler de olacaktır ama durum böyledir. Müfettiş arkadaşlarımız 2 aydır bizdeler. Çalışmaya devam ediyorlar. Hiçbir rahatsızlığımız yok. Hatta bizatihi '˜didik didik edin' dedim. Onlar da didik didik ederek bakıyorlar. Çok doğaldır, 34 yıldır bu hesapları veren birisiyim. Bazıları bir şeyler söylüyorlar. Hakkımızda bilgisi, belgesi, söyleyecek sözü olanlar; müfettişler burada, gidip söyleyebilirler. Hiç rahatsız da olmayız. Ama hakkımızda bilgi, belge olup; bunu ilgili adli makamlara, müfettişlere vermeyen de namerttir. Bu işler lafla olmuyor. Bize sorulan bir belge yok. 2 müfettişimiz, çeşitli kurumlardan aldıkları 20'nin üzerinde de denetçi veya bilirkişi var. Hakikaten A'dan Z'ye bir denetim oldu. Ben de bundan çok memnunum. Hiçbir şikâyetim yok. Çünkü müfettiş beyler de görevlerini yapıyorlar. İlk geldiklerinde zaten ben de kendilerinden '˜didik didik edin, bakılmadık hiçbir şey kalmasın' diye talepte bulundum. Onlar da didik didik ederek bakıyorlar, baksınlar. 5-6 kez bakılan birim bazında dosyalarımız var. Hiçbir şikâyetimiz yok. Henüz bize yansıyan bir şey yok. Şikâyetlere de bakıyorlar. Gelip şikâyet eden arkadaşlarımız da oldu. Bunlar da doğaldır. Bunlara da bir itirazımız yok. Çöplüğün hem yapım hem de işletme ihalesine bakılması için talepte bulundum. Onlara da bakıyorlar. Bakmalarını çok arzu ediyorum. Çünkü orada çöplüğün iki boyutu var. Birincisi yapım ihalesidir. Biz, KDV dahil 10.1 milyon TL'ye mal ettik. Bir il 110 milyon TL, biri 70 milyon TL ve diğeri 85 milyon TL'ye mal etmiş ve onlarda KDV yok. Kapasiteler de aşağı yukarı aynı. Dün (önceki) akşam da Çorum Belediye Başkanı istifa etti. Bakmalarından memnun oluyorum. Hiçbir şikâyetim yok' dedi.
'OHAL bürosuna soruluyor'
Gürkan, açıklamalarında altyapı ihalesine de değinerek; 'Altyapı ile ilgili 4 Aralık'ta ihalesi yapıldı. OHAL kanunu gereği, artık ihalelere katılan bütün firmalar, ihale komisyonu kararını vermeden önce Valilikler bünyesinde kurulmuş olan OHAL bürosuna soruluyor. Oradan cevap geliyor. Gelen cevaplardan sonra nihai karar veriliyor. Henüz cevap gelmediği için bekleniyor. Başka bir problem yok. Yerinde kentsel dönüşüm ile ilgili bütün analizlerimizi bitirdik. Şimdi mahalle toplantılarımızı yapacağız. Mahalle toplantılarımızın sonucunda da nihai kararı vereceğiz' sözlerine yer verdi.
'1,5 aydır kullanamıyoruz'
Açıklamalarında makam aracının Havsa'da bariyerlere çarptığı iddiasına da açıklık getiren Gürkan; 'Bugün sabah duydum; benim kullandığım bir makam aracı var. Kullandığımız Audi'nin 15 Aralık gibi katalitik konvektöründen bir parçası arıza yaptı. Arıza da şudur; katalitik konvektör, arabanın kurumlarını temizliyormuş. Araba otomatik olduğu için zaman zaman manuelde kullanıp o kurumları atması gerekiyormuş. Bunu bilmediğimiz için hep otomatikte kullanmışız ve dolayısıyla kurum toplanmış. 15 Aralık'ta arıza verince arabayı İstanbul'da AVEC'te servise bıraktık. Yılsonu olduğu için henüz Almanya'dan parçayı getirtemediler. Sabah duydum ki Havsa'da bariyerlere çarpmışız falan. Yine bir arkadaşımız bir senaryo yazıyor. Ben, o senaryolara yetişemiyorum. Merak eden İstanbul'da AVEC'e gider ve arabayı görür. Almanya'dan parça gelmediği için arabayı 1,5 aydır kullanamıyoruz' dedi.
'1 kuruş kira vermiyoruz'
Gürkan, toplantının sonunda makam aracının kirasının sorulması üzerine cevap vererek; 'Makam arabasını kira ile kullanmıyoruz. 1 kuruş dahi kira vermiyoruz. Mazotu, kaskosu dahil. Makam arabasına verdiğimiz tek para şoförünün maaşıdır. Mülkiyeti firmaya ait. Mazotu, kaskosu, sigortası, HGS'si, bakımı, aklınıza ne geliyorsa tek kuruş kira vermiyoruz. Bunu seçimlerde açıklayacaktım. Bazı arkadaşlar; '25 bin TL veriyor' diyor. 25 kuruş vermiyoruz' ifadelerine yer verdi.