Karabağ'ın yolu Edirne'den geçsin

Azerbaycan Milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi Azerbaycan Delegasyonu Üyesi Ganire Paşayeva, Türk dünyasının meseleleri Afrin ve Karabağ adlı konferansta yaptığı konuşmada Edirne Valisi Günay Özdemir'den Edirne'de Azerbaycan Caddesi ve Karabağ Parkı istediğini açıkladı. Paşayeva konuşmasında Edirne'ye bir Azerbaycan Caddesi yakışır. Avrupa'dan gelenler Edirne'den geçiyor. Burada bir Karabağ Parkı olursa Karaba'ğın yolu Edirne'den geçiyor deriz ifadelerine yer verdi.

Karabağ'ın yolu Edirne'den geçsin
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Azerbaycan Milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi Azerbaycan Delegasyonu Üyesi Ganire Paşayeva, Türk Ocakları Edirne Şubesi tarafından Deveci Han Kültür Merkezi'nde düzenlenen '˜Türk dünyasının meseleleri Afrin ve Karabağ' adlı konferansa konuşmacı olarak katıldı.

Konferansa Türk Ocakları İstanbul Şube Başkanı Cezmi Bayram, Edirne İl Emniyet Müdürü Ali Kemal Kurt, Edirne İl Milli Eğitim Müdürü Hakan Cırıt, Türk Ocakları Edirne Şube Başkanı Yakup Öz ile çok sayıda davetli katıldılar. Konferans, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve Şehitler anısına bir dakikalık saygı duruşu ve Azerbaycan Milli Marşı ile İstiklal Marşı'nın okunması ile başladı. Milli Marşların okunması sırasında Paşayeva'nın her iki milli marşa da eşlik etmesi dikkat çekti. İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından konferansın açılış konuşmalarını Türk Ocakları Edirne Şube Başkanı Yakup Öz ile Sivil Toplum Kuruluşu Temsilcisi Arzu Bagirova yaptılar.

Bagirova'nın konuşmasının ardından Ganire Paşayeva, '˜Türk dünyasının meseleleri Afrin ve Karabağ' adlı sunumunu gerçekleştirdi. Paşayeva, sunumunda konferans öncesinde Edirne Valisi Günay Özdemir'i ziyaret ettiğini açıklayarak; 'Vali Bey'den rica ettim, uygulanmasını takip etmek Türk Ocakları'nın vazifesidir. Batı kapımız Edirne'dir. Edirne'ye bir Azerbaycan Caddesi yakışır. Avrupa'dan gelenler Edirne'den geçiyor. Burada bir Karabağ Parkı olursa '˜Karabağ'ın yolu Edirne'den geçiyor' deriz. İnşallah siz de bunun takipçisi olursunuz. Biz, burada Karabağ Parkı'mızın ve Azerbaycan Cadde'mizin açılışına da geliriz. Cumhuriyetimizin ve Kafkas İslam Ordusu'nun Bakü'yü kurtarışının 100'üncü yıldönümüdür. Güzel bir etkinlik olacak ve Edirne'den kardeşlerimizi de bekliyoruz' ifadelerine yer verdi.

'Marşlarımızı beraber okumalıyız'
Paşayeva, sunumunda Türk dünyasının ilk meselesinin milli marşlar olduğunu söyleyerek; 'Birimizin marşı, hepimizin marşıdır. Ben İstiklal Marşı'nı okumaktan her zaman gurur duydum. Çünkü İstiklal Marşı'nın yazılmasında benim binlerce dedemin Şehit kanı var. O kanla yazıldı. Bayrağımızın üzerinde de dedelerimizin, ninelerimizin Şehit kanı var. Onu okumaktan daha güzel ne olabilir? Ama Azerbaycan Milli Marşı da bizim marşımızdır. Bu marş da binlerce Şehidimizin kanıyla yazılmış. O yüzden gelecek defa Türk Ocakları'nın konferansında Azerbaycan Milli Marşı'nı hep birlikte daha güzel şekilde okuyacağız. Edirne'ye tekrar geldiğimde bunun yapılacağına inanıyorum. Çünkü marşlarımızı beraber okumazsak, birlik buradan başlıyor. Dilde bir olamayanlar, işte bir olamazlar. Marşımızı öğrenmek çok kolaydır. Ben bu yaşımda bütün Türk devletlerinin milli marşlarını öğrendim. Eğer Özbekistan'a kardeşim diyorsam ve onun milli marşını okuyamayacaksam; '˜Senin konuşman slogandır' demezler mi? Çok zor değil' dedi.

'Uluslararası hukuk bitti'
Dünyadaki uluslararası hukukun bittiğini söyleyen Paşayeva; 'Uluslararası örgütler ise büyük güçlerin çıkarlarını savunma mekanizması dışında hiçbir şey ile uğraşmıyorlar. Başında Birleşmiş Milletler'den başlayalım, diğerlerine gelelim. Örneğin; Birleşmiş Milletler, Azerbaycan toprakları modern dünyanın gözleri önünde Ermenistan tarafından işgal edildi. BM Güvenlik Konseyi'nin 4 kararı var. 26 yıldır '˜Ermenistan işgal ettiği Azerbaycan topraklarından çıkmalıdır' diyor. Ama o kararların uygulanması için Ermenistan'a bir baskı yok. Ama Amerika'nın çıkarlarına uygun bir şey varsa kararı alırlar, 2 hafta bekletmeden, gerekirse silahı alırlar ve gidip uygulatırlar. Tüm Avrupa örgütlerinde manzara hemen hemen aynıdır' sözlerine yer verdi.


'Türkiye'ye destek vermiyorlar'
Paşayeva, Türkiye'nin Afrin'de terörle mücadele amacıyla olduğunu söyleyerek; 'Çünkü bütün sınırlar boyunca terör örgütünü yuvalandırdılar. Adı PKK; PYD; YPG olsun destek verdiler. Bu terör örgütü insanımızın hayatını almış. Paris'te 20 kişi terör kurbanı oluyor ve ne diyoruz? '˜Biz terörü lanetliyoruz' diyoruz. Dünyanın neresinde olursa olsun terör insanlık aleyhine suçtur. Terörle mücadelede Azerbaycan ve Türkiye olarak aynı şeyi söylüyoruz. Ama terörle mücadelede bu yaklaşım var mı? Türkiye'nin terörle mücadelesinde destek var mı? Yok. Bazı ülkeler destek bir tarafa terör örgütüne destek veriyor. Parlamentolarda fular takarak açık şekilde terörü desteklediklerini de gösterdiler. Böyle adaletsiz bir dünyada adalet beklemek boşuna zaman kaybıdır. Bizim insanımız adalet beklemesin. Hristiyan toprağı olursa işgal edilemez. Ama Türk ya da Müslüman toprağı olursa '˜Hangi Hristiyan işgal ederse etsin, biz sizin yanınızdayız' mesajı veriliyor' dedi.

Özalkan'ın vasiyetine dikkat çekti
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Afrin'e düzenlediği Zeytin Dalı Harekâtı sırasında şehit olan Piyade Astsubay Üstçavuş Musa Özalkan'ın vasiyetinde, şehit olunca devletin ailesine vereceği parayla Telafer´deki çocuklar için anaokulu, kreş veya kültür merkezi yapılmasını istemesine dikkat çeken Paşayeva; 'O, gerçekten Kızıl Elma'nın ne olduğunu biliyordu. Çünkü bir adam, mektup yazarak devletin ailesine vereceği Şehit parasını Telafer'de okul dikilmesini istiyorsa; Kızıl Elma'nın ne olduğunu bilen bilinç budur. Vatan kavramının ne olduğunu bilen bilinç de budur. Bizim zayıflığımız, vatan kavramının gençlerimize doğru anlatmamaktan başladı. İyi Türkiye ya da Azerbaycan milliyetçisi gençlerimiz var. Devlet sınırları içerisindedirler. Ama bize sınırlar üstü milliyetçi düşünce lazımdır. Çünkü bizim gücümüz, sınırlar üstü milli bir anlayıştadır. Edirne, benim için doğduğum vatan kadar vatandır. Türkiye benim için Azerbaycan kadar vatandır. Biz vatan sınırlarını doğru öğretemedik. Devlet ve vatan sınırlarını aynı kavram içerisinde öğrettik. Devlet ile vatan sınırları farklı kavramlardır.' ifadelerine yer verdi.

'Bu coğrafyada bizim insanımız ağlıyor'
Türk milletinin bu coğrafyadaki en büyük milletlerden biri olmasına rağmen en çok ağlayan milletlerden biri olduğunu söyleyen Paşayeva; 'Balkanlar'da öyle acı hikâyeler var ki. Kırım'a gittiğinizde zaten gördüğünüz manzara sizi üzecek. Ahıska'ya vatan diyoruz ama zaten elimizde yok. Azerbaycan topraklarının yüzde 20'si işgal altında. İşgalci devleti kurmuşlar, destek olmuşlar, yüzde 20 topraklarımızı da işgal etmişler ve Hristiyan işgalci devlet koridorunu daha da genişletmişler. Kerkük, Telafer, Bayırbucak derken bu coğrafyada bizim insanımız ağlıyor. Türk dünyasının durumu budur. Şimdi sıra Türkiye'ye geldi. Çünkü bu kale en güçlüsüdür. Bu kale zaten zayıflarsa oralarla ilgili durum daha da zorlaşır' dedi.

'Türk birliğini kuracağız'
Türklerin kendi birliğini kurması gerektiğini söyleyen Paşayeva; 'İnşallah kuracağız da. Bu, onların tabii ki onların hoşlarına gitmez. Bizim güçlü olmamız hoşlarına gitmez. Ama hoşlarına gitse ne olur, gitmese ne olur? Biz daha da çok çalışıp birliğimizi kurmamız lazım. O yüzden gençlerimizin yetiştirilmesinde Türk Ocakları'nın misyonu büyüktür' sözlerine yer verdi.

'Müslüman dünyasından destek görmedik'
Türk dünyasının Müslüman dünyasından Pakistan dışında destek görmediğini söyleyen Paşayeva; 'Pakistan sağ olsun Ermenistan ile işbirliği kurmadı. Azerbaycan'ın yanında olduğunu açıkladı. Ama bugün birçok Arap ülkesi nasıl ki bugün Türkiye'ye mücadelesinde sahip çıkmıyorlarsa Azerbaycan'a da sahip çıkmadılar. Sağ olsun Türkiye ve kendi kardeşlerimiz. Ama kendi kardeşlerimizin de hepsini yanımızda görememiştik. Eğer yanımızda olsaydılar, o çadır kampları bizim acımız olmazdı. Aslında Türkiye'nin mücadelesi tüm Arap ülkeleri için önemlidir. O yüzden Telafer'deki, Bayırbucak'takinin çağrısını iyi anlamak lazım. Nerede doğduğumuz fark etmez. Birimiz seslendiğinde hepimiz tepki gösterirsek durum başka türlü olur' dedi.

Kitaplarını ücretsiz dağıttı
Sunumun ardından Edirne İl Emniyet Müdürü Ali Kemal Kurt, Edirne İl Milli Eğitim Müdürü Hakan Cırıt, Türk Ocakları Edirne Şube Başkanı Yakup Öz, Paşayeva'ya plaket ve hediyeleri takdim ettiler. Plaket töreninin ardından Paşayeva da Türk Ocakları Edirne Şubesi'ne hediye takdim ederken; katılımcılar için de kitaplarını ücretsiz imzaladı.