Kapıdaki kuraklık

Meteoroloji Mühendisleri Odası Edirne İl Temsilcisi Bilhan Dalkılıç, Edirne'de ve Trakya bölgesinde yaşanan iklim değişikliği ile ilgili açıklama yaptı. Edirne'de son 3 ayda yağışların yüzde 54 oranında azaldığını açıklayan Dalkılıç, Meriç Nehri'nin debisinin ise yüzde 35 düştüğünü söyledi. Meteorolojik kuraklığa karşı farkındalık yaratılmaması durumunda hidrolojik ve tarımsal kuraklığın da ortaya çıkacağına dikkat çeken Dalkılıç, tarımsal kuraklık ile birlikte çeltik ekiminin de azalabileceğini öngördü. Dalkılıç, düzensiz yağışlarla şehir sellerinin de ortaya çıkabileceğini söylerken ağaçlandırma çalışmalarının artması gerektiğini ifade etti.

Kapıdaki kuraklık
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Edirne, dünyada meydana gelen iklim değişikliklerinin etkisinde bir kış mevsimi geçiriyor. Tüm dünyanın ortak sorunu haline gelen iklim değişikliği sonucunda yağışsız bir kış mevsimi geçiren Edirne'de çiftçilerden çevrecilere kadar çok sayıda yurttaş tedirginlik içinde toprağın yağışlarla buluşmasını bekliyor. Meteoroloji Mühendisleri Odası Edirne İl Temsilcisi Bilhan Dalkılıç, Edirne'de ve Trakya bölgesinde yaşanan iklim değişikliği ile ilgili açıklamalarda bulunarak, yapılması gerekenlerle ilgili bilgiler verdi. Dalkılıç, Dünya'nın yaklaşık 100 yıl önce ortalama sıcaklığının 13 santigrat dereceyken, günümüzde 16 santigrat dereceye yükseldiğine dikkat çekerken; 'Sıcaklıkların artması ile beraber toplam yağışlarda da azalma olmuştur. Bilim adamları buna küresel ısınma veya iklim değişikliği demektedirler. Biz buna iklim değişikliği diyelim. Atmosfere salınan kloroflorokarbon, karbondioksit, metan gibi gazların etkisiyle sera etkisi oluşmakta, atmosferin troposfer dediğimiz yeryüzüne en yakın tabakasında sıcaklık artışları oluşmaktadır. Yeryüzündeki insani faaliyetlerden özellikle fosil yakıtlardan kaynaklanan gaz salınımları, bu tabakada sıkışmakta, atmosferdeki meteorolojik olaylar bundan olumsuz etkilenmektedir. Tabi bu sadece ülkemizin değil, bütün dünyamızın sorunudur' ifadelerine yer verdi.

Dünyanın, sıcaklıkların artması ve yağışların azalması sonucunda öncelikle meteorolojik kuraklık, sonrasında ise hidroloji ve tarımsal kuraklık sorunlarıyla baş başa kalabileceğini söyleyen Dalkılıç; 'Ülkemizin yıllık ortalama toplam yağışı 575 mm'dir. Edirne'mizin yıllık ortalama toplam yağışı ise 620 mm civarındadır. Yani ülke ortalamasının biraz üstündedir. 2019 yılının son 3 ayında (Ekim-Kasım-Aralık ayları toplamı) Edirne ilinde toplam yağış miktarı 92 mm olarak saptanmıştır. Oysa Edirne İlinin aynı aylardaki 90 yıllık ortalamaya göre toplam yağış miktarı 200 mm'dir. Bu da son üç ayı dikkate aldığımızda Edirne'de yağışların yüzde 54 oranında azaldığını göstermektedir. Yani, son 3 aya göre Edirne ilinde yağışlar, ortalamaya göre yarı yarıya azalmıştır' dedi.

'Meriç'in debisi yüzde 35 azaldı'

Dalkılıç, açıklamalarında Meriç Nehri'nin debisine de dikkat çekerken; 'Edirne'den geçen Meriç Nehri'ne baktığımızda; Meriç Nehri'nin son 3 ayı ortalama debisinin 98 m³/s olarak olduğunu görmekteyiz. Oysa aynı aylarda Edirne il merkezindeki Meriç Nehri'nin debisinin uzun yıllar ortalamasının (2019 Ekim-Kasım-Aralık ortalaması) 150 m³/s olduğunu bilmekteyiz. Bu da Meriç Nehri'ndeki son 3 aylık ortalama debinin yüzde 35 oranında azaldığını göstermektedir. Bir başka deyişle meteorolojik kuraklık, artık hidrolojik kuraklığa geçme aşamasındadır. Bir sonraki aşamada tarımsal kuraklıktır' sözlerine yer verdi.

'Sıcaklık artacak, yağışlar azalacak'

Kuraklığa karşı tedbirler alınması gerektiğine dikkat çeken Dalkılıç; 'İnsanoğlu tarihte bu tür kuraklıklarla karşılaşmış ve bunu atlatmıştır. Ancak şimdiki olay farklıdır. Son 200 yılda sanayi devrimi sonucu insan kaynaklı oluşan faaliyetler ve müdahaleler doğadaki dengeyi negatif yönde bozmuştur. Böyle giderse önümüzdeki 50 yıl sonrasında dünya sıcaklığının en az 0,5 derece ile 1,0 derece arasında artacağına dair senaryolar ve tahminler bilim adamları arasında tartışılmaktadır. Tabi aynı şekilde yağışların da azalması beklenmektedir' dedi.

'Farkındalık yaratmalıyız'

Yaşanan ve yaşanabilecek kuraklıklardan tüm insanların ders çıkararak tedbir alması gerektiğini söyleyen Dalkılıç; 'Çocuklarımıza suyun değerini öğretip, tasarruflu olmaları konusunda eğitimler yapmamız gerekmektedir. Ülke olarak seferberlik başlatıp, insani kaynaklı gaz salınımlarını azaltmamız gerekmektedir. Edirne olarak da farkındalık yaratmamız lazım. Edirne'de zaten aydın bir toplum var ve bu farkındalığı kısa zamanda algılayacaklardır. Özellikle çocuklar ve veliler ile farkındalık yaratmamız lazım. Tehlikenin farkında olmamız lazım. Şu anda meteorolojik kuraklık yaşanıyor. Daha sonra hidrolojik ve tarımsal kuraklık olacak' ifadelerine yer verdi.

'Yağışlar 3 ayda yüzde 54 azaldı'

Meteorolojik kuraklığın, yağışların azalması olduğunu belirten Dalkılıç; 'Edirne'de yağışlar son 3 ayda yüzde 54 oranında azalmış. Umarım önümüzdeki yıl toparlar. Meteorolojik kuraklıkta, toprakta nem oranı azalıyor. Yağış azaldığı zaman yeraltı suyu kaynaklarımız ve akarsularımızı besleyen kaynaklarda da azalma oluyor. Uzun vadede meteorolojik kuraklıktan, hidrolojik kuraklığa geçilebilir. Hidrolojik kuraklık ise akarsularda su azalması demektir. Hidrolojide su kaynakları azaldığı için bir sonraki kuraklık ise tarımsal kuraklık oluyor ve rekolte düşüyor. Halkımız kıtlıkla baş başa kalacak. Bu durum tabi bugünden yarına olacak bir şey değil. Uzun vadede ortaya çıkabilir' dedi.

'Düzensiz yağışlar istemiyoruz'

Edirne'de 2019 yılının Mayıs ve Haziran aylarında da yağışların birden bire arttığını hatırlatan Dalkılıç; 'Çiftçi çok fazla yağış olmasından dertliydi. Bizim için bu uygun değildi. Çiftçi yağışları dağılarak ortaya çıkmasını istiyor. Birden bire olan yağış hem bitkiye, hem bitki köklerine zararlıdır. '˜El Nino' dediğimiz bir hava dalgası ile karşı karşıyayız. Buna göre yağışların artması bekliyor aslında. Hatta geçen yıl yağışlar arttı ama düzensiz arttı. Biz yağışları Mayıs ayında beklemiyoruz. Buğday bitkisi için çiftçimiz bu aylarda yağış bekliyor. Haziran ayında yağış geldiği zaman çiftçiye bir faydası olmuyor. Çünkü bitki kurumaya geçmiş oluyor' sözlerine yer verdi.

'Çeltik ekimi azalabilir'

Çiftçilerin tarımsal kuraklığa karşı bitki paterni geliştirmesi gerektiğini söyleyen Dalkılıç; 'Örneğin; nohut, mercimek gibi az su isteyen ürünler olabilir. Biz şu anda çeltiğimize güveniyoruz ama çeltiğin su ihtiyacı en fazladır. Meriç nehri kurumaya geçerse sıkıntı olur. Belki de biz çeltik ekimini azaltacağız. Buna bilim adamları karar verecek. Trakya olarak biraz şanslıyız. Buğday, ayçiçeği gibi ürünlerde 7-8 defa yağış olsun ve kışın kar yağsın yeterli oluyor. Biz Edirne ve Trakya olarak bir geçiş iklimine sahibiz. Balkanlar'dan gelen cephe sistemleri, Trakya'mız üzerine yağışları bırakıyorlar. Biz yıllarda buna güvendik. O yağışlar bitkinin gelişmesini sağlıyordu. Bu yağışlardaki azalmalar, rekolte azalışına sebep olacaktır' dedi.

En az Istrancalar etkilenecek

Türkiye'nin yağış ortalaması 575 mm olduğunu belirten Dalkılıç; 'Edirne'nin yağış ortalaması 620 mm, Kırklareli'nin ise 650 mm'dir. Yüksek kotu olan Demirköy, Kofçaz gibi bölgelere gidildiğinde yağış artıyor. Trakya'da kuraklıktan en az etkilenecek yer Demirköy ve İğneada civarıdır. Çünkü oradaki yağışlar bu durumdan pek etkilenmeyecek. Ama bu durumdan özellikle Tekirdağ gibi denize yakın yerler etkilenecek. Edirne de büyük bir oranda etkilenecek. Edirne'de hem karasal, hem de Akdeniz iklimi var. Kırklareli'de ise Istrancalar'ın Kuzeydoğu yüzü en az etkilenecek yerdir. Bizim kış aylarında olan suyu depolamamız lazım. Bunu kurumlarımız Hamzadere, Sultanköy, Altınyazı barajlarında yapıyor. Ama bu da belirli bir sulama sahasına yetiyor. Trakya'da suyu depolama imkânımız az. Trakya engebeli olmadığı için depolama imkânının çözümünü küçük göletler yapılmasıyla bulundu' ifadelerine yer verdi.

'Şehir selleri oluşabilir'

2018 yılının Kasım ayında yaşanan Oğulpaşa Deresi taşkınında da birçok kişinin mağdur olduğunu hatırlatan Dalkılıç; 'Birden bire 100 mm'nin üzerinde bir yağış, Oğulpaşa Deresi'ne düştü. Artık meteorolojik kuraklık olduğu gibi ekstrem yağışlarla da karşı karşıya kalma noktasındayız. Şehir selleri oluşabilir. Daha önce Kocasinan Mahallesi'nde oluştu. Helvacı Deresi birden bire yağış almıştı. Tedbir olarak da bugün Edirne Belediyesi atık su drenaj inşaatını başlattı. Şehirleşmede ağaçlandırma faaliyetleri olabilir. Edirne'ye yeşil diyoruz ama yeşil olarak sadece Söğütlük ormanı var. Neden ikinci bir Söğütlük olmasın? Ağaçlandırma faaliyetlerine devam etmemiz lazım' dedi.

Dalkılıç, açıklamalarında ayrıca TEMA Vakfı Kurucu Başkanı Hayrettin Karaca'yı da anarken; Karaca'nın ağaç dikerek toprak kaybı ve erozyonun önüne geçilmesi vasiyetinin unutulmaması gerektiğini söyledi.