İriş: Borcu borçla ödemek sıkıntı yaratır
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa İriş, TBMM'de görüşülen 2020 yılı bütçe görüşmelerine istinaden, 'Yeni bütçeye konulan faiz 139 milyar TL. Bu rakam düne kadar 55-60 milyar TL'ydi. Bu para nereden ödenecek? Borcu borçla ödemek ya da elde avuçta ne varsa satarak ödemek daha da sıkıntı getirir' dedi.
Saadet Partisi (SP) Genel Başkan Yardımcısı Mustafa İriş, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) görüşülen 2020 yılı bütçesi ile ilgili çeşitli eleştirilerde bulundu. Yeni bütçenin denk olması gerektiğini savunan İriş, 'Sene sonuna yaklaşmaktayız. Sene sonu, bütün müesseselerde olduğu gibi devletimizin de hesabını toparladığı, değerlendirdiği ve bu imkanlara göre bir sonraki sene için ne yapacağımızın planlandığı bir dönemdir. Bütçeler hem kurumların hem de devletin en önemli yol haritasıdır. Çünkü bütçelerdeki rakamlar ve tercihler ülkenin geleceğini ciddi anlamda etkiler. Öncelikle bütçe deyince herkesin ilk aklına gelen şey, açık oluyor, faiz ödemesi oluyor. Her zaman sıkıntılı şeyler akla geliyor. Biz diyoruz ki; seneye daha huzurlu, daha verimli, daha güzel bir ortam olmasına dair adımlar atılması lazım. Çok kısa dönemler hariç aşağı yukarı 60 yıldan beri bu maalesef sağlanamadı. Öncelikle gelirleri ve giderlerinin denk olan bir bütçe olması lazım. Bunun karşılığı da şudur; ülkenin kaynak ve imkanlarıyla, kendi potansiyeliyle ülkede yaşayan insanların ihtiyaçlarını rahatlıklar karşılıyor demektir. Bütçe açığı ise; ülkede yaşayan insanların ve tüm hizmetlerin karşılanması için kendi kaynaklarımız, üretimimiz yetmiyor, borç alıyoruz demektir. Bu sürdürülebilir bir şey değildir. Mutlaka çok ağır sorunlara yol açacak bir yöntemdir. Zaten ekonomik krizler de bu nedenle yaşanıyor. Denk bütçe olması için kendi ihtiyaçlarımızı, kendi kaynaklarımızla karşılayacağımız bir yapılanma gerekiyor. Bunun için de sadece tarımda, hayvancılıkta değil her sektörde çalışan insanların teşvik edilip yönlendirilmesi lazım. O insanların önündeki engellerin belirlenip tek tek kaldırılması lazım. Eğer bir üretici hem kaliteli hem de makul fiyatlarda üretemiyorsa, rekabet edemiyorsa bunun sebepleri bellidir. Olmadı '˜Zam yapalım', olmadı '˜borç alalım' gibi şeyler yerine köklü tedbirler alınmalı. 1950'li yıllarda bizim yardıma gittiğimiz Güney Kore şu anda bize otomobil ve teknoloji satıyor. Peki biz o yıldan beri ne yaptık? Algı yönetimiyle, oy kaygısıyla ve ya başka sebeplerle mevcudu korumak gayreti yerine, reel düşüncelerle ekonomiyi sağlam temellere oturtmamız lazım' dedi.
Tutarsızlık
var
Önümüzdeki yıl
hükümetin enflasyon beklentisinin yüzde 5-6 aralığında beklendiğini hatırlatan
İriş şunları söyledi: 'Şu anda yüzde 12-13'ten borçlanıyorsun. Enflasyonu 5
beklerken, 12 faizle nasıl oluyor bu iş? Bir ortaokul çocuğu bile baksa, bu iş
olmaz der. Demek ki bir tutarsızlık var. Birinden biri yanlış. Allah yardım
etsin; işimiz kolay değil. Oy kaygısı, ne pahasına olursa olsun iktidarda ben
bulunayım kaygısı ne yazık ki ülkemize zor zamanlar yaşatıyor. Mesela AK Parti
Hükümeti yıllardan beri istikrar vurgusu yapıyor. Bu gerçekten önemli ama şu
anda 17 yıldan beri aynı zihniyet devam ediyor. 17 yıldan beri hala aynı
sıkıntılar varsa; o zaman düşünülmesi gerekiyor. Bugün üniversite bitiren
insanları n 4'te 1'i işsiz dolaşıyorsa; bir sıkıntı var demektir. Ülkedeki her
6 kişiden 1'i işsiz olarak dolaşıyorsa; bir sıkıntı var demektir. Sosyal
yardımlar ile geçinen insanların sayısı milyonları aşıyorsa; hem üretimde hem
paylaşımda sıkıntı var demektir. Yani düzen adil değil demektir en amiyane
tabirle. Saadet Partisi olarak biz, Türkiye'nin imkan ve kabiliyetlerinin;
potansiyelinin çok daha güzel, çok daha ileri, çok daha adil bir ülke
oluşturmaya yeterli olduğunu düşünüyoruz. Sadece irade gerekmektedir. İnanın
başka bir şey gerekmiyor. Stratejik ortaklar iyi belirlenmelidir. Geleceğimizi
belirlerken belli siyasi görüşün, belli insanların değil de; ülkenin bütününün
geleceğini esas alarak programlar yapmak lazım. Bütçeler böyle planlanırsa
olur. Olmazsa; yine faize dayalı bir ekonomi çıkar ortaya. Yeni bütçeye konulan
faiz 139 Milyar TL. Bu rakam düne kadar 55-60 Milyar TL'ydi. Bu para nereden ödenecek?
3 yol var. Ya daha fazla borçlanarak ödeyeceğiz. Ya elimizdekileri satarak
ödeyeceğiz. Ya da bu borçlanmayı kontrol altına alarak azaltıp, diğer taraftan
da kendi üretim ve kazancımızı arttırarak ödeyeceğiz. İlk 2 yol çıkmaz. Borcu
borçla ödemek ya da elde avuçta ne varsa satarak ödemek daha da sıkıntı
getirir. O zaman dengeleri yeniden kurmamız gerekiyor. Bunun başka yolu yok. Şu
anda herkes yapıyor '˜muş' gibi yapıyor ama sonuç yok. İşte tarımdaki,
hayvancılıktaki halimiz ortada. Türkiye buğdayda, 1975 senelerindeki üretim
seviyelerine düştü. Demek ki üretimde adım atamadık. Yeniden işin ele alınması
lazım. Mesela ben şunu sorayım; hükümet kimin adına borçlanıyor? Vatandaş
adına. O zaman bu borçlanmayı yaparken vatandaşa sorman gerekiyor. Milyar milyar
aldığınız borçları biz ve çocuklarımızın ödeyecek.'
Proje
üretmek lazım
Türkiye'de ilim ve
teknolojinin kullanımına dikkat çeken İriş 'İlim en hakiki mürşittir. Mürşit ne
demek? Yol gösterici. Peki Türkiye ilmi, teknolojiyi ne kadar kullanıyor? Kopyala-yapıştır
hazır almak başka bir şey, teknoloji üretip onu hayatın her alanında kullanıyor
olmak başka bir şey. Türkiye'de AR-GE, markalaşma, patent vs. gibi konulara ne
kadar önem veriliyor? Türkiye fikir üretmeye, gelecek için proje üretmeye ne
kadar kafa yoruyor? Türkiye'de proje için kafa yoran kuruluşların sayısı 30 civarında;
ABD'de ise bu rakam bin 700. Halkın önemli ana başlıklarında sürekli proje
üretiyor bu kuruluşlar. Bu kurumların bir çoğu kar amaçlı kuruluş değil.
Stratejik planlar üretiyorlar. Aslında bu rakamlar bizim bu işe ne kadar önem
vermediğimizi gösteriyor. Yazılım konusu günümüzün gerçeğidir. Türkiye'de henüz
doğru düzgün bir tane yazılım şirketi yok. Bu kadar üniversitemiz var;
üniversiteleri ve öğrencileri suçlamıyorum. Sorumlu olan kişiler
yöneticilerdir. O çocuklarımızın geliştirilmesi ve beyin göçünün önlenmesi
Türkiye'nin yapması gereken en önemli işlerden biridir. Ama şeffaflık,
denetlenebilir olmak, dürüstlük sadece kağıt üstünde var. Uygulamaya gelince
ise yok' ifadelerini kullandı.