EŞİK de 'Gazi yıkılmasın' dedi

EŞİK Edirne İnisiyatifi, 2013 yılında depreme dayanıksız raporu verilen ve 2020 yılında binası için yıkım kararı alınan Edirne'deki Gazi İlkokulu'nun binasının yıkım kararına tepki gösterdi. Umurbey ve Meydan mahallelerindeki dezavantajlı Roman ailelerin çocuklarının Gazi İlkokulu'nda eğitim öğretim gördüğüne dikkat çeken kadınlar, okulun yıkılmasının kadının iş yaşamını da olumsuz etkileyeceğini söylediler.

EŞİK de 'Gazi yıkılmasın' dedi
TAKİP ET Google News ile Takip Et

EŞİK (Eşitlik İçin Kadın Platformu) Edirne İnisiyatifi, 2013 yılında depreme dayanıksız raporu verilen ve 2020 yılında binası için yıkım kararı alınan Edirne'deki Gazi İlkokulu ile ilgili açıklama yaptı. Gazi İlkokulu önünde bugün düzenlenen açıklamada EŞİK Edirne İnisiyatifi, Gazi İlkokulu'nun yıkım kararına tepki gösterdi.

Edirne Valiliği, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün 2013 yılında İstanbul Aydın Üniversitesi ile imzaladığı protokol sonucunda Edirne'deki okulların depreme dayanıklılığı tespit edilirken; Gazi İlkokulu'na depreme dayanıksız raporu verildi. Edirne İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan gelen yazı nedeniyle 2020'de okul binası için yıkım kararı aldı. Karar sonrası başta Edirne'deki bazı eğitim sendikaları olmak üzere sivil toplum örgütleri ile okul binasının bulunduğu Umurbey ve Meydan mahalleleri muhtarlıkları ve veliler karara tepki gösterdiler. Gazi İlkokulu'nun yıkım kararına bugün de EŞİK Edirne İnisiyatifi tepkiliydi.

'EDİRNELİ KADINLARI DERİNDEN ÜZDÜ'

EŞİK Edirne İnisiyatifi adına açıklama yapan Edirne Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Sevim Karaman, kadınların İstanbul Sözleşmesi'nden, haklarından ve çocuklarından vazgeçmediğini söyledi. Karaman, Gazi İlkokulu'nun yıkım kararının, Umurbey ve Meydan mahallelerinin halkı kadar Edirneli kadınların da derinden üzdüğünü belirtirken; 'Eğitim öncelikle bir kadın sorunudur, özellikle de kendi çocuğu ise. Mahalle okulu demek; kadınların çocukları için istedikleri güvenlik, sağlıklı beslenme, ona hızlı ulaşım anlamına gelir. Çocuklar için ise; kendini güvende hissetme, daha çok dinlenme, uyku ve oyun, kaynaşmış olduğu ortamdaki mahalle arkadaşlığı demektir' ifadelerine yer verdi.

'KADINLARI İŞ YAŞAMININ DIŞINA ATAR'

Gazi İlkokulu veli profilinin büyük çoğunluğunun dezavantajlı gruplardan olan Romanlardan oluştuğuna dikkat çeken Karaman; 'Burası Umurbey Mahallesi ve Meydan Mahallesi'nden 7-10 yaş aralığındaki çocukların gittiği bir okuldu ve mevcudu yaklaşık 170 civarıydı. Ekonomik ve sosyolojik yönüyle 170 kadını burada baz alırsak karşımıza şu sonuçlar çıkmaktadır. Umurbey Mahallesi'ndeki 100 kişi civarındaki kadın velilerin yüzde 70'i ev kadını; yüzde 15'i fabrika ve çarşı esnafı yanında, İŞKUR'un sağladığı işlerde kayıtlı çalışan, yüzde 15'i temizlik, bahçe işleri, çöp toplama gibi geçici işlerde çalışan kadınlardır. Meydan Mahallesi'nde yaklaşık 65 kadın velinin yüzde 60'nın ev kadını, yüzde 20'sinin kayıtlı çalışan, yüzde 20'sinin ise geçici işlerde ekonomik yaşam içerisinde olduğu görülmektedir. Çalışan kadın açısından azımsanamayacak olan bu veriler, bizlere özellikle çalışan kadın velilerin iş yaşamının dışına atılacağının ipuçlarını vermektedir' dedi.

'DAHA AZ TEMEL BESİN MADDESİ DEMEK'

Karaman, Türkiye'nin bugünkü ekonomik koşullarında iş yaşamından koparılan kadınların, çocuklar için daha az temel besin maddesi anlamına geldiğini söylerken; 'Anne çalışmaya karar verdiğinde çocuğun okula gidiş gelişi güvensiz bir biçimde gerçekleşecek. Öğle saatlerinde nerede yemek yiyeceği ve ne yiyeceği de bir soru işareti olarak kalacaktır. Hatta suyu kalmadığında evine teneffüste gidip gelebilen bir çocuğun su sorunu bile ortaya çıkabilecektir' sözlerine yer verdi.

ÇOCUKLARA ETKİSİNİ DEĞERLENDİRDİ

Gazi İlkokulu'na verilen yıkım kararını çocuklar açısından da değerlendiren Karaman; 'Alıştıkları bir öğretmen ve arkadaş grubundan ayırmak bu yaş çocuklar için aslında birer travmadır. İlimizde dezavantajlı bölgelerde devamsızlık sorunu ciddi boyutlardadır. Gazi İlkokulu'nda ise bu sorun tamamen ortadan kaldırılabilmiştir. Öğrencilerin yeni okullarına uyum problemleri durumunda ise orada yitip gidecek olan yine bizim umudumuz çocuklarımız olacaktır. Aslına bakılacak olursa bu devamsızlık sorununun ne şekilde çözüldüğü araştırılmalı ve örnek bir projeyle diğer okullarımızda da uygulanabilmeliydi. Pandemi döneminde daha çok derslik yapılması gerekiyorken, bir okulun gözden çıkarılmasının çocuklarımızın sağlığı açısından da bir risk oluşturacağı açıktır. Okula gidiş geliş mesafesi mahalle okuluna göre daha fazla olacağı için, bu yaş grubunun güvenlikli ulaşımının sağlanması da dikkat gerektiren çok önemli bir durumdur. Ayrıca aldığımız bilgilere göre mahalleler arasında husumet olduğu söylenmektedir. Çocuklara yönelik bir şiddet ya da akran zorbalığı olayının yaşanmaması hususu da yetkililerin dikkatle üzerinde durması gereken önemli bir konudur' dedi.

'TEKRAR OKUL YAPILMASI ZORUNLULUK'

Karaman, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2011 yılında gerçekleştirdiği Eğitim Çalıştayı'nı hatırlatırken; 'Milli Eğitim Bakanlığı'nca 2011 yılında Roman çocuklarına yönelik gerçekleştirilen Eğitim Çalıştayı'nda, Roman öğrencilerin eğitimden kopmamaları adına bu tür okulların mutlaka korunmasına yönelik konular görüşülerek karara varılmıştır. Bu kararın altını çizerek, yetkililerce daima dikkate alınmasını hatırlatıyoruz. Deprem analizleri nedeniyle okulun yıkılması bir gereklilik olabilir. Ancak bölge insanının ihtiyaçları doğrultusunda yerine tekrar bir okul yapılması zorunluluktur' ifadelerine yer verdi.

5 MADDELİK TALEPLERİ AÇIKLADI

EŞİK Edirne İnisiyatifi'nin 5 maddeden oluşan taleplerini açıklayan Karaman; 'EŞİK Edirne İnisiyatifi olarak '˜İstanbul Sözleşmesinden Vazgeçmiyoruz' diyerek kamuoyuna duyurduğumuz 5 maddelik acil taleplerimizi bir kez daha yineliyoruz. Eşit yurttaşlık hakkımızı aşındırmaktan vazgeçin. Kazanılmış haklarımızı tehdit eden söylem ve girişimlere son verin. Evde, işte, sokakta, tüm toplumsal yaşamda şiddetsiz bir yaşam sürme hakkımız için acil eylem planı uygulayın. Eğitimi eşitlikçi, ayrımcılıktan uzak, bilimsel, parasız hale getirin. Eşit istihdam, kreş ve iş yerinde şiddeti önleme mekanizmaları için etkin politikalar uygulayın' sözlerine yer verdi.

'ÇOCUKLARIMIZDAN VAZGEÇMİYORUZ'

Karaman, temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasının, demokratik bir hukuk devletinde eşit, özgür ve şiddetten uzak bir yaşam sürmek olduğunu belirtirken; 'Toplumsal cinsiyet eşitliğinin dikkate alınarak kadınların istihdama katılması, çocukların; eşitlikçi, ayrımcılıktan uzak, parasız, bilimsel ve şiddetten uzak eğitim hakkı sağlanmalıdır. Biz; İstanbul Sözleşmesi'nden, haklarımızdan, çocuklarımızdan vazgeçmiyoruz. Tüm kamuoyunu, tüm siyasi partileri, meslek odalarını, sendikaları, dernekleri, kitle örgütlerini taleplerimizin arkasında durmaya, kendi kurumsal program ve tüzüklerinin bir parçası haline getirmeye davet ediyoruz' diye konuştu.

7 ÖRGÜT İMZA VERDİ

Karaman, konuşmasının ardından Edirne Kent Konseyi Kadın Meclisi, Edirne Kadın Merkezi Danışma Derneği, Türk Üniversiteli Kadınları Derneği Edirne Şubesi, Öğrenci Veli Derneği Edirne Şubesi, Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Edirne Şubesi, KESK Edirne Şubeler Platformu ve DİSK Emekli-Sen'in açıklamayı imzalayıp destek verdiğini söyledi.