ESERLERİYLE ÇAĞLARI VE SINIRLARI AŞAN MİMAR KOCA SİNAN
Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasına inşa ettiği yapılarla tarihin en önemli mimarları arasında yer alan Mimar Sinan, yaklaşık 500 yıldır ayakta duran eserlerindeki ustalık, mimarlık ve mühendislikle hayranlık uyandırmaya devam ediyor.
Yarım asırlık mimarlık serüveninde yaptığı eşsiz eserlerle dünya mimarlık tarihine damga vuran Mimar Sinan, vefatının 434. yılında anılıyor. Alınan bilgilere göre, 1490'da Kayseri'nin Ağırnas köyünde doğan Sinan, Yavuz Sultan Selim döneminde devşirme olarak İstanbul'a getirildi. Yavuz'un Mısır seferine katılarak bölgedeki mimari eserleri tanıma imkanı bulan Sinan, Selçuklu ve Safevi dönemi yapıları kadar antik yapıları da inceleyerek, mimari-şehir ilişkileri konusunda birikim kazandı.
Kanuni Sultan Süleyman döneminde ise yeniçeri olan
Sinan, Kanuni'nin 1521 Belgrad ve 1522 Rodos seferlerine katıldıktan sonra
başarılarıyla hızla yükseldi. Irakeyn seferi sırasında 1534'te Lütfi Paşa'nın
emriyle Tatvan'da 3 kadırga yapan Sinan, bu gemileri top, tüfek gibi silahlarla
donatıp idaresini de üstlenerek Safevi birliklerinin durumu hakkında bilgi
topladı.
Birçok seferde Kanuni'nin yakınında bulunup hizmet
eden, çeşitli rütbeler alan Sinan'ın asıl amacı ise mimarlık yapmaktı. Lütfi
Paşa'nın görevlendirmesiyle 1538'de Karaboğdan (Moldova) seferinde Prut Nehri
üzerine 13 günde yaptığı köprü ile Kanuni Sultan Süleyman'ın takdirini
kazanarak, baş mimarlığa yükseldi. Sinan, bu olay sonrası askerlikten ayrılarak
kendisini büyük eserler vereceği mimarlığa adadı.
Mimar Sinan, baş mimarlık görevini Kanuni Sultan
Süleyman, II. Selim ve III. Murat zamanında 49 yıl süreyle yaptı. Ömrünün son
dönemine kadar üretkenliğini sürdüren Mimar Sinan, 1588'de İstanbul'da vefat
etti . Yukarıdan bakıldığında pergel görünümünde olan türbesi,
"şaheseri" olarak nitelendirilen Süleymaniye Külliyesi'nin kenarında
yer alıyor.
Adına düzenlenen vakfiyeye göre eşi Mihri Hatun olan
Mimar Sinan'ın aynı belgeye göre 3 çocuğu bulunuyor. Bunların kendisi
hayattayken şehit olan oğlu Mehmed, diğerleri ise Neslihan ve Ümmühan
isimlerini taşıyan kızları olduğu biliniyor. Mimar Sinan, yaklaşık 50 yıllık
mimarlık serüveninde irili ufaklı yüzlerce yapıyı tasarlayıp inşa ve tamir etti.
Sinan, yaşamı boyunca 82 cami, 52 mescit, 55 medrese, 7 darülkurra, 20 türbe,
17 imaret, 3 darüşşifa, 6 su yolu, 10 köprü, 20 kervansaray, 36 saray, 8 mahzen
ve 48 de hamam olmak üzere 350'den fazla yapıta imza attı.
Eserleri arasında en çok camiler ve külliyeler
dikkati çekse de Mimar Sinan, köprü ve su kemeri gibi farklı alanlarda da
önemli eserler ortaya koydu. Devrinin sanat dallarının birçoğu ile yakından
ilgilenen Mimar Sinan'ın eserleri 16. yüzyıl Osmanlı çini, hat, oymacılık ve
tezyinat sanatlarını da bünyesinde barındırıyor. Sinan, mimar başı olduğu
sürece sadece cami, külliye ya da köprü inşa etmedi, farklı alanlarda da
çalışmalar yaptı, bazı eski yapıları restore etti. Ayasofya-i Kebir Cami-i
Şerifi'nin ayakta kalması için önemli çalışmalar yapan Sinan, 1573'te buranın
kubbesini onararak çevresine, takviyeli duvarlar yaptı. Bu eserin bugünlere
sağlam olarak gelmesini sağladı.
Eski eserlerle abidelerin yakınına inşa edilen,
onların görünümlerini bozan yapıların yıkılması da onun çalışmaları arasındaydı.
Bu sebeplerle Zeyrek Camii ile Rumeli Hisarı civarına yapılan bazı ev ve
dükkanların yıkımını sağladı. Su yolları, İstanbul caddelerinin genişliği,
evlerin yapımı ve lağımların bağlanmasıyla da uğraştı. Sokakların darlığı
sebebiyle ortaya çıkan yangın tehlikesine dikkati çekip bu hususta ferman
yayınlattı.
Önemli
eserleri
İmparatorluğun birçok noktasında katkılar veren
Mimar Sinan, mesleğinde katettiği aşamaları 3 büyük eseriyle tanımladı. Sinan,
1548'de tamamladığı Şehzade Camisi'ni "çıraklık eseri", 1557'de
tamamladığı Süleymaniye'yi "kalfalık eseri", 1575'te ibadete açılan
Selimiye'yi ise "ustalık eseri" olarak nitelendirdi. Kanuni Sultan
Süleyman'ın, Saruhan Sancak Beyi iken 22 yaşında ölen oğlu Mehmet adına
yaptırdığı Şehzade Camisi, 1543-1548'de adını verdiği semtte inşa edildi. Mimar
Sinan yaptığı ilk büyük sultan camisi olan ve "çıraklık eserim"
dediği Şehzade Camisi'nde, yarım kubbe çalışmasını ilk kez ele aldı.
İlk çift eksenli ve simetrik yapı olma özelliğini
taşıyan kare planlı caminin üzeri, yarım küre biçiminde büyük, çevresinde ise 4
yarım kubbeyle örtülerek inşa edildi. Bütün kubbelerin, 4 büyük fil ayağı
üzerine oturduğu camide de Mimar Sinan'ın diğer eserlerinde görülen sadelik ve
tezyinat göze çarpar. Şehzade Camisi'nin büyük dış avlusu 6 kapılı inşa
edilirken cümle kapısı duvarının iki yanındaki ikişer şerefeli çift minaresi,
yapının en dikkati çeken bölümleri arasında yer alıyor. Külliye olarak inşa
edilen camide ayrıca imaret, medrese, tabhane ve türbeler bulunuyor.
Kalfalık
eseri Süleymaniye
Osmanlı mimarisinin en değerli eserlerinden olan,
İstanbul'un siluetinin önemli yapıtı Süleymaniye Külliyesi, birçok depreme
karşın önemli bir hasar almadan ayakta kalmayı başardı. Kanuni Sultan Süleyman
tarafından 1551-1557'de Mimar Sinan'a yaptırılan Süleymaniye Camisi'nin 53
metre yüksekliği, 27,5 metre çapı olan büyük kubbesi, tıpkı Ayasofya'da olduğu
gibi yarım kubbe ile desteklendi.
Caminin avlusunun dört köşe noktasında yer alan
birbirinden farklı boyutlardaki minarelerden avlunun kuzey bölümünde yer
alanları, ikişer şerefeli ve 56 metre boyunda inşa edildi. Camiye bitişik olan
76 metre yüksekliğindeki diğer iki minare ise üçer şerefeli yapıldı. Caminin
ana kubbe kasnağında Mimar Sinan'ın hesaplarına göre iyi bir aydınlatma
sağlamak amacıyla 32 pencere açıldı.
Mimar Sinan, cami içindeki yağ lambalarından çıkan
isleri bir bölgeye toplayacak hava akımını hesaplayarak, isleri caminin ana
giriş kapısının üzerinde bir odaya topladı. Bu isler, caminin içerisini
çevreleyen tezyinat işlemeleri ve hattatların kullanması için mürekkep
yapımında kullanıldı. Cami avlusunun çevresinde toplamda 28 revak bulunurken
dikdörtgen bir şema üzerinde kurulan bu avlunun tam ortasında şadırvan yer
alıyor.
Süleymaniye Külliyesi, cami, Rabi Medresesi, Salis
Medresesi, Evvel Medresesi, Sani Medresesi, Tıp Medresesi, Kanuni Sultan
Süleyman Türbesi, Hürrem Sultan Türbesi, türbedar odası, darüşşifa,
darüzziyafe, Darülhadis Medresesi, tabhane, Mimar Sinan Türbesi ve hamam olmak
üzere 15 bölümden oluşuyor.
Ustalık eseri
Selimiye Camii
Mimar Sinan'ın "ustalık eseri" Edirne'deki
Selimiye Camisi, sadece Türk-Osmanlı sanatının değil dünya mimarlık tarihinin
de baş yapıtlarından kabul ediliyor. Sultan 2. Selim tarafından yaptırılan 4
minareli eser, kurulduğu yerin seçimiyle Mimar Sinan'ın usta bir şehircilik
uzmanı olduğunu da gösteriyor.
Kesme taştan yapılan cami iç bölümüyle 1620,
avlusuyla birlikte 2475 metrekarelik alana inşa edildi. Yerden yüksekliği 43,28
metre olan kubbe, 31,30 metre çapıyla dikkati çekiyor. Ayasofya'dan daha büyük
olan kubbesi, 6 metre genişliğindeki kemerlerle birbirine bağlanan 8 büyük
filpayeye oturuyor. Köşelerde dört, mihrap yerinde bir yarım kubbe merkezi
kubbeyi destekliyor.
Mimari özelliklerinin erişilmezliğinin yanında taş,
mermer, çini, ahşap ve sedef gibi süsleme özellikleriyle de son derece önemli
olan Selimiye Camisi, mihrap ve minber mermer işçiliğinin şaheserleri arasında
bulunuyor. Osmanlı ve dünya sanatında ayrı bir yeri olan sıraltı tekniğiyle
İznik'te yapılan çini süslemeleri, 16. yüzyıl çiniciliğinin en güzel örnekleri
olarak kabul ediliyor.
Atik Valide Külliyesi
Mimar Sinan'ın yaptığı önemli külliyelerden birisi
de Üsküdar'da inşa ettiği Atik Valide Külliyesi'dir. Üsküdar'a hakim olan
Toptaşı sırtlarına inşa edilen cami, Sultan 2. Selim'in eşi, 3. Murat'ın ise
annesi Nurbanu Valide Sultan tarafından yaptırıldı. Camii, medrese, tekke,
darüşşifa, darülhadis, darülkurra, sıbyan mektebi ve imaretten oluşan tesis,
Mimar Sinan'ın inşa ettiği tam teşekküllü ve tek parça kalabilmiş son külliye
olarak kabul ediliyor.