Erkin'den su kullanım tavsiyeleri

Geride bıraktığımız yıl içerisinde yaşanan kuraklık suyun kıymetini bir kez daha ortaya koyarken, Devlet Su İşleri'nden emekli 11'nci Bölge eski Müdür Yardımcısı Yüksek Mühendis Hüseyin Erkin, suyun değeri konusunda ve kullanımında tavsiyelerde bulundu. Erkin, su tasarrufunda kentsel yerleşim nüfus planlaması yapılması gerektiğini söyledi.

Erkin'den su kullanım tavsiyeleri
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Devlet Su İşleri'nden emekli 11'nci Bölge eski Müdür Yardımcısı Yüksek Mühendis Hüseyin Erkin, suyun önemi ve kullanımında tavsiyelerde bulundu. Erkin, suyu dikkatli ve tasarruflu kullanmanın yanında en önemli konunun ise kentsel yerleşim nüfusunun artışını durdurma planlamaları yapılması gerektiğini belirtti.

Çarpıcı tespitlerde bulunan Erkin, 'Dünya gezegenimizin yüzeyinin dörtte üçü su kütlesi ile kaplı olup, canlı yaşamı için en önemli maddelerden biridir. Su, Güneş ile birlikte canlı yaşam ana mekanizmasını oluşturmaktadırlar. Su kütlesi belli kurallara göre bir döngü içinde gezegende çevrimini tamamlamaktadır. Lakin son yarım yüzyıldan buyana, gelişen teknoloji iklimsel ve meteorolojik değişimler sonucu ötelenmeler dolayısıyla yağış miktar ve zamanlamalarında anormallikler vuku bulmaya başladı' dedi.

YAĞIŞ TAKVİMLERİNDE DEĞİŞİM

Son 20-30 yılın verileri incelendiğinde, yağışların mevsimlere dağılışının kötüleştiği, daha çok kış yağışlarının arttığı, kar yağışlarının azaldığına dair gözlemler bulunduğunu ifade eden Erkin, 'Tarımsal sulama ve kentsel kullanımda, yaz ve sonbahar aylarında ihtiyaç olan yağışların ise azaldığı görülüyor. Uzun kurak geçen dönemlerin ardından, şiddetli sağanak yağışlar ve seller olmaktadır. Meteorolojik verilere bakıldığında önceki yıllara göre yılda ortalama 50 civarında anormal hava olayı vuku bulurken son yıllarda bu 800'ün üstüne çıkmıştır. Bu anormallikler, ülkemizde giderek daha fazla ısınma, yağışlarda düzensizleşme ve sellere bağlı afet sayılarını arttırmaktadır. Bu değişimlerde, küresel iklim değişikliğine bağlanıyor. Bu yüzden ülkemizde doğru bir su politikası uygulanması şarttır' açıklamasında bulundu.

'EN ÇOK SU TARIMSAL SULAMADA KULLANILIYOR'

Ülkemizde yıllık kullanılan toplam suyun, yüzde 10'u kentsel ve kırsal kesimde, yüzde 71'i tarımsal sulamada geri kalan yüzde 29'u endüstriyel hizmetlerde tüketildiğine değinen Erkin, 'Kurak yıllar devam edeceği için, Su tasarrufuna yönelik uygulanabilecek politikalar üretilmelidir. Kentsel su tüketimi tasarrufu yanında, tarım ve sanayi alanında su tüketimi konusunda önlemlerin alınması gerekmektedir. Tabi ki; suyu dikkatli ve tasarruflu kullanma yanında en önemlisi kentsel yerleşim nüfusunun artışını durdurma planlamaları yapmak zorundayız. Yani İstanbul şehri 15 milyona ulaşırsa bu insanlara su tedariği giderek zorlaşacaktır. Diğer önemli bir konuda mevcut su şebekelerinin kaçakları mutlaka giderilerek ıslah edilmelidir. Yani şebeke hesaplarında kişi başına su ihtiyacı günlük 130 litre alınmakta lakin kaçaklar yüzünden kişiler 160 litre su parası ödüyorlar. Türkiye genelinde her su şebekesinde ortalama yüzde 24 su kaçağı mevcuttur ki bu oldukça yüksek bir değerdir.

  Su tasarrufu için kentlerde uygulanan su kesintilerinin su politikası için doğru bir yaklaşım olmayacağı açıktır. Çünkü insanlar pandemi koşullarında hijyene dikkat etmek zorunda kaldıkları için su kesintilerine gidildiği zaman suyu depolamaya yöneleceklerdir. Bunun yerine su tasarrufu kültürünün öğretilmesi şarttır' dedi.

ÖNEMLİ TAVSİYELER

Evde su tüketimi konusunda israf yaşandığını kaydeden Erkin, 'Maalesef, yurttaşlarımız evlerinde hangi kısımlarda ne kadar su tükettiğini tam bilmemektedir. Yapılan incelemeler göstermiştir ki; Evlerde tüketimin çoğunun banyo ve mutfaklarda oluştuğunu göstermiştir. Özellikle kombi, şofben gibi gazlı cihazlarda banyo sırasında açılan musluktan hemen sıcak su gelmez, birkaç dakika sonra su ısınmaya başlar. Suyun ısınması sırasında ortalama 5-10 litre su boşa akıtılır. Halbuki bu su bir kovada toplanıp bulaşık durulanmasında veya ihtiyaç sırasında tuvalet rezervuarına dökülerek kullanılabilir. Örneğin haftada en az iki kez banyo yapan bir kişi yılda bin 40 litre suyu boşa akıtıyor demektir. Edirne merkezde 170 bin kişiye bunu uyguladığımızda yılda 176 bin tondan fazla su boşa akıtılmış oluyor demektir. Su kullanımını azaltacak diğer basit uygulamalar; tuvaletlerin rezervuarlarındaki kapasite düşürebilir. Çamaşır yıkarken de makinaların tam dolu olmasına dikkat edilmeli, birkaç parça eşya için makine çalıştırmamalı, makinamız varsa, bulaşığı elde değil makinada yıkayalım ifadelerine yer verdi.

'SU HASADI YAPILMALI'

Tarımsal sulamada alınacak önlemlerin çok daha önemli olduğunun altını çizen Erkin, 'Çünkü suyumuzun en önemli kısmını tarımda kullanıyoruz. İklimsel ve ava değişiklikleri de en fazla tarım alanlarını etkiliyor. Yeterli ve ekonomik su kullanılacak şebekeler yapılmalıdır. Özellikle bölgemizde çeltik tarımın da normal ihtiyacın iki katı su tüketilmektedir. Buda çeltik girdilerini ayrıca arttırmaktadır. En kıymetli su kaynağımız olan '˜Yeraltı su kaynaklarımız bizim kıymetli bir hazinemizdir' bu yüzden içme ve evsel kullanım dışında yeraltı sularını başka alanlarda kullanmamalıyız. Öncelikle Çerkezköy-Çorlu-Lüleburgaz hinterlandındaki endüstri bölgesinde yeraltı suyu çekimi mutlaka durdurulup, DSİ tarafından projesi hazırlanıp OSB yönetimine teslim edilen '˜Yoncalı Barajının' acilen sanayiciler tarafından yapımına başlanmalıdır. '˜Su hasadı'  kavramını ülkemizde de artık herkesin benimsemesi lazım. Yağmur hasadı sadece kentlerde değil '˜Dağlık alanlarda, meralarda, ormanlarda, küçük küçük göletler yaparak yağan yağmur suyunun oralarda birikmesini sağlayabiliriz.' Bu yapıldığı takdirde dere taşkınlarında yerleşim yerlerine ulaşan yağış sularını da azaltarak seller de kısmen engellenecek ve doğadaki canlıların su ihtiyaçları da karşılanacaktır. Doğada yapılacak bu yöntemli su hasadı, doğal ekosistem yaşamına da katkı sağlayacaktır' dedi.
'YAĞIŞLAR AZALACAK'

İklim değişikliğinin geçici bir sorun olmadığını herkesin kabul etmesi gerektiğini söyleyen Erkin şunları kaydetti; 'Özellikle küresel ısınma moduna girildiği unutulmamalıdır. Bu ısınma kuraklığı ve büyük sıkıntıları beraberinde getirecektir. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre Dünya atmosferi, Türkiye genelinde 2040'lı yıllarda 2-3 derece,  2070'li yıllarda 3-4 derece, yüzyıl sonunda ise 4-5 derece daha sıcak olabileceği öngörülmektedir. Bu dengesizlikte yağışların düzensizleşeceği, özellikle yaz ve sonbahar yağışlarındaki azalmaların yüzde 50'yi bulabileceği tahmin edilmektedir. Bütün bunlar, su kaynaklarını kullanmada suyu yönetmede çok dikkatli olmamız gerektiğini açıkça göstermektedir.'