Ergene'ye platform çağrısı
Edirne İl Genel Meclisi, Ergene Nehri'nde yaklaşık 40 yıldır devam eden kirliliği gündeme getirdi. Çevre ve Sağlık Komisyonu'nun raporuyla gündeme gelen Ergene Nehri kirliliği ile ilgili toplantıda söz alan İl Genel Meclisi Havsa Üyesi Serdar Çığla, kirliliğin çözüme kavuşturulması için Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi'nin ilgili kurumları, Edirne ve Kırklareli İl Genel Meclisleri ve çevre gönüllülerinin katılımıyla ortak bir platform oluşturulmasını teklif etti. Çığla, platformun oluşturulması için Edirne İl Genel Meclisi'nin öncülük etmesini teklif etti.
Edirne İl Genel Meclisi, Ocak ayının üçüncü toplantısında Ergene Nehri'nde yaklaşık 40 yıldır yaşanan kirliliği gündeme getirdi. Çevre ve Sağlık Komisyonu'nun hızlı bir sanayileşme yaşayan bölgemizde doğal kaynakların kullanımı raporu ile tartışılan Ergene Nehri kirliliği hakkında İl Genel Meclisi Üyeleri de önerilerini sundular.
Çevre ve
Sağlık Komisyonu Başkanı Erdoğan Gümülcineli tarafından okunan raporda, Trakya
bölgesinde su miktarını etkileyen en önemli değişkenin iklim olduğu
belirtilirken; 'Bölgenin iklimine göz attığımızda; genelde yazlar kurak ve
sıcak, kışlar serin ve yağışlı geçmektedir. Yağışın önemli bir bölümü yağmur
şeklindedir. Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli illerinde iklim verilerini
incelediğimizde; yağışlarda yaklaşık 10-12 yılda bir kurak yılın oluştuğu
gözlenmektedir. Yağış rejiminde görülen bu dalgalanmalar, su kaynakları üzerine
önemli baskılar oluşturarak başta şehirler olmak üzere diğer tüketici birimlere
su sağlamak amacıyla suyun depolanması büyük önem kazanmaktadır' ifadelerine
yer verdi.
Türkiye'nin
kullanılabilir su varlığının yaklaşık 112 kilometreküp olduğunu söyleyen
Gümülcineli; 'Bu miktar; Trakya bölgesi için 4 kilometreküp olup, bunun 2,9
kilometreküpü yerüstü, 0,7 kilometreküpü dış kaynaklı ve 0,4 kilometreküpü ise
yeraltı suyudur. Geçmiş yıllarda sanayideki plansız artışlar sebebiyle bölgede,
Ergene su havzasının orta kısmında özellikle Çerkezköy, Çorlu ve Lüleburgaz
civarında yeraltı suyu seviyelerinde sayısal düşmeler gözlenmiştir. Bu
yörelerde Çorlu, Karıştıran, Ergene ve Kaynarca dereleri petro-kimyasal
atıkların dışında diğer endüstriyel ve evsel atıklarla yoğun şekilde
kirlenmektedir. Ayrıca bu derelerin yağış havzalarındaki tarımsal faaliyetler
nedeniyle tarımsal ilaç ve gübre kullanımı da kirliliği arttırmaktadır' dedi.
'Kentsel ve endüstriyel atıktan kaynaklı'
Gümülcineli,
Trakya bölgesinde özellikle Ergene havzasındaki su kirliliğinin kentsel ve
endüstriyel atık sudan kaynaklandığını belirtirken; 'Ergene havzasında kentsel
nüfusun çoğunun atık suyunun kanalizasyon şebekesine bağlı olmasına rağmen
neredeyse tamamı arıtılmadan alıcı ortama ulaşmaktadır. Özellikle nüfus
yoğunluğu yaşanan bölgelerde evsel nitelikli atık suların havza kirliliğine
önemli etkisi olmaktadır. Bu durumda belediyelerce evsel nitelikli atık su
arıtma tesisinin yapımı büyük önem kazanmaktadır' sözlerine yer verdi.
'En çok gübre kullanılan bölge'
Trakya
bölgesinin, Türkiye'de birim alana en çok gübre kullanılan bölgesi olduğunu
açıklayan Gümülcineli; 'Bölgede birim alana kullanılan toplam gübre miktarı,
Türkiye ortalamasının iki katı kadardır. Aşırı gübre kullanımı, uzun vadede
bazı sorunları da beraberinde getirmektedir. Özellikle aşırı azot kullanımı,
yeraltı sularının kirlenmesine ve nitrat birikimi sebebiyle canlıların zarar
görmesine neden olmaktadır. Toprakta aşırı fosfor birikiminin de bitki
büyümesini engellediği bilinen bir husustur' dedi.
'Kuru tarımda kirlilik daha az'
Ergene
Nehri'ndeki kirliliğin tarımı etkilediğini ve havza genelinde kuru tarıma
yönelme olduğuna dikkat çeken Gümülcineli; 'Pestisit ve gübrenin en çok sulama
yoluyla yüzeysel ve yeraltı sularına karıştığı göz önünde bulundurulduğunda
kuru tarım yapılan alanların tarımsal kirlilik konusunda daha az etkilendiği
görülmektedir. Trakya bölgesinde hayvan besiciliğinden kaynaklanan hayvan
atıkları, havzada doğal gübre olarak kullanılmaktadır. Ancak son yıllarda artan
hayvan çiftlikleri ile beraber hayvan dışkıları, akarsulara da
karışabilmektedir ve önemli bir kirletici kaynak olarak değerlendirilmektedir.
Bu sebeple artan toplu hayvan yatırımlarının çevresel etkilerini minimize edici
önlemler alınması gerekmektedir' ifadelerine yer verdi.
'Denetimler sıklaştırılmalı'
Gümülcineli,
Trakya bölgesinin, habitat ve biyolojik çeşitlilik açısından zengin bir
ekosisteme sahip olduğunu söylerken; 'Bu ekosistemin korunması, halkın bu
alanlardan bilimsel, eğitim ve yaşamsal olarak faydalanmasının sağlanması
amaçlanmaktadır. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü konusu ile ilgili denetimleri
sıklaştırmalıdır. Tarım ve Orman İl Müdürlüğü'müzce de kırsal alanda büyükbaş
hayvan çiftliklerindeki denetimler titizlikle yıl içinde sağlanmalıdır. Bu iki
kamu kurumu il müdürlüğümüzce gerekli önlemlerin alınması, bölgemizdeki çevresel
etkenlerin en aza indirilmesi açısından önem arz etmektedir' dedi.
Çığla'dan '˜oluşum' çağrısı
Gümülcineli'nin
sunumunun ardından toplantıda komisyon raporu ile ilgili İl Genel Meclisi Havsa
Üyesi Serdar Çığla söz aldı. Çığla, konuşmasında Ergene Nehri'nin 45 yıldan bu
yana berbat edildiğini söylerken; 'Bugüne kadar gelen bütün hükümetler, bu
nehri çalışır, temiz, balık tutulur, yüzülebilir hale getireceklerini
söylediler ama 1980 yılından sonra nehir yüzülmez, etrafından yaşanmaz bir hale
getirildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın burada etkinlikleri olacaktır ama
Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi'nin ilgili kurumları ve Kırklareli ile
Edirne'nin İl Genel Meclisi, çevreci platformlarla bir oluşum hazırlayıp
önlemlerin alınmasını sağlamalı. Alınmış önlemler var ama hayata geçirilmiyor.
Yeraltı sularını da kirletiyorlar. 1973 yılından beri bölgeyi biliyorum. Orada
çıkan kimyasal maddeleri, yeraltı sularına pompa ettiler ve yeraltı sularını da
kirlettiler. Bu açıdan bizler, gelecek nesillere iyi bir çevre bırakmak
istiyorsak Edirne olarak bu konuda öncülük edip Kırklareli ve Tekirdağ
Büyükşehir Belediyesi'nde oluşacak bir komisyon ile beraber çok ciddi bir
çalışma yapmalıyız. Çevre gönüllüleriyle birlikte protestolara varan hareketler
yaparak burasının mutlaka kurtarılması lazım' sözlerine yer verdi.
'Meriç'in suyu Ergene'ye aktarılacak'
Çığla'nın
konuşmasının ardından toplantıda komisyon raporu ile ilgili bir konuşma da İl
Genel Meclisi Uzunköprü Üyesi Nedret Akbulut yaptı. Akbulut, konuşmasında
Ergene Nehri'nde 1980 yılından bugüne 40 yıllık süregelen kirliliğin
bulunduğunu belirtirken; 'Bu kirliliğin sebeplerini hepimiz biliyoruz.
Yıllardan beri bu konuyla ilgili çalışmalar da yapıldı. Belediyelerin
pisliklerini, şu andaki hükümet tarafından artıma tesisleri kurulması suretiyle
son 10 yıl içerisinde temizledik. Ergene havzası üzerindeki belediyelerin
tamamında arıtma tesisleri kuruldu. Belediyeler bu işi kendileri yapamadılar,
hükümet bu konuda katkıda bulunmak suretiyle tamamında arıtma tesisi kurdu. Şu
anda bir kısmında deneme aşamasında, bir kısmında da çalışmalar devam ediyor.
Son yıllarda Ergene Nehri ile ilgili büyük bir çalışma var. Maliyet olarak
yaklaşık 5 milyarlık bir kaynak aktarılmak suretiyle önümüzdeki 1-2 yıl
içerisinde Marmara Denizi'nin dibine aktarımı söz konusudur. Meriç'in suyunun,
iletim kanalı yapılmak suretiyle Ergene Nehri'ne aktarılması projesi de bitti.
Hayata geçmesiyle birlikte de bu bölge sulamalı tarıma geçmiş olacak' dedi.
'Edirne'nin suçu yok'
Akbulut'un
konuşmasının ardından toplantıda komisyon raporu ile ilgili son konuşmayı
Meclis Başkanı Mehmet Geçmiş yaptı. Geçmiş, konuşmasında Ergene Nehri'nin
kirlenmesinde Edirne'nin hiçbir suçu bulunmadığını iddia ederken; 'Bu suç,
Çerkezköy-Çorlu hattında bulunan fabrikalardan kaynaklanmaktadır. Bu
fabrikalar, yıllardan beri arıtma tesislerini çalışmadılar, bütün atıklarını
Ergene Nehri'ne verdiler ve nehrin içinden çıkılmaz bir hal almasına kadar bu
sürdü. Hükümetimiz gerçekten bir müdahalede bulundu. Bu kesin çözüm değil ama
Marmara Denizi'ne deşarj edilecek. Peki, bundan sonra sulu tarımı nereden
yapacağız? Dere kuruyacak, su gelmeyecek. Bununla ilgili ayrı bir sorun var.
Bununla ilgili de çalışmalar var ama bu nereye kadar gidecek? Meriç'ten su
taşıma Uzunköprü hattına gidecek. Ama bölgeden sonra Pehlivanköy hattında
sıkıntı yaşanmaya devam edecek. En önemli şey; Çerkezköy-Çorlu hattında bulunan
fabrikaların arıtma tesislerini çalıştırmalarıdır. Çevreye duyarlı bir sanayi
olarak devam etmeleri gerekmektedir. Bu işin başka türlü çözümü de yoktur'
ifadelerine yer verdi. Geçmiş'in konuşmasının ardından toplantı, komisyon
raporlarının görüşülmesi ile sona erdi.