Edirne'yi nasıl yöneteceksin?
Tarihi Yağlı Güreşler Kırkpınar Ağası Ahmet Çetin, AK Parti Genel Başkan Vekili ve Başbakan Binali Yıldırım'ın katıldığı AK Parti Edirne İl Başkanlığı 6. Olağan İl Kongresi'ndeki protokol sırasını kabul etmeyerek Kongre'yi terk etmesi ile ilgili açıklamalarda bulunarak '4 tane yer gösteriler, 4'üne de oturdum ve 4'ünden de kaldırıldım. Onun üzerine İlyas Bey'i bir daha çağırdım '˜Ağama yer gösterin' dedi. İlyas Bey'in orada gücü de yetmedi. Çünkü oradaki protokol amirlerine söz geçiremedi. Protokol amirlerine söz geçiremeyen bir kişi yarın Edirne'yi nasıl yönetecek?' dedi.
Tarihi Yağlı Güreşler Kırkpınar Ağası Ahmet Çetin, AK Parti Genel Başkan Vekili ve Başbakan Binali Yıldırım'ın katıldığı ve Mimar Sinan Kapalı Spor Salonu'nda AK Parti Edirne İl Başkanlığı tarafından düzenlenen 6. Olağan İl Kongresi'ndeki protokol sırasını kabul etmeyerek Kongre'yi terk etmesi ile ilgili basın toplantısı düzenledi. Erasta AVM'deki Simit Sarayı işletmesinde basın açıklaması yapan Çetin, konuşmasına 2018 yılının sağlıklı ve huzurlu geçmesini dileyerek başladı. Çetin, tüm İslam aleminin ve Edirnelilerin yeni yılını kutlarken; '2017 yılı Türkiye Cumhuriyeti'nde en azından savaşsız bir yıl olmuştur. Savaşlara katılmamışızdır. Ama Edirne için 2017 yılı sıkıcı, insanların ekonomisinin bozulduğu bir yıl olmuştur. Bir şehirde 10 kişinin durumu iyiyken bin kişinin durumu kötüyse o şehrin durumu iyi değildir. 2018 yılından temennim inşallah bu durumu bozarız. İyi bir yıl geçirilmesine vesile oluruz. Şehir büyüyorsa biz de büyüyeceğiz. Şehir iyiyse biz de iyiyiz. Ben büyümüşüm ama şehir büyümemiş, ben o zaman iyi değilim. Herkesin durumu iyiyse ben de iyiyim. İnşallah 2018'de biz bunları aşacağız. Yeni bir çizgimizde Edirne halkının başarılı olduğunu göreceğiz. Örneğin; şu anda AVM'de kiralarımızı Euro ile ödüyoruz. Ülkenin ekonomisi 2 ayda yüzde 25 fakirleşmişken ben halen kiramı Euro ile ödüyorum. Edirne halkı, son yapılan istatistiklere göre göç veriyor. Bu göçün önüne geçilmesi için de iş sahalarının açılması lazım. Kapılardan faydalanmamız lazım, fabrikaların açılması lazım. Şu anda benim işlettiğim Simit Sarayı'nda üniversiteyi bitirmiş gençler çalışıyor. Üniversiteyi 4 yıl okumuş ama bende garson olarak çalışıyor. Peki, bu çocuklar 4 yıl niye okudu? O yüzden tek temennim iş sahalarımızın geliştirilmesidir. Herkes okuduğu alanda büyümeye devam etsin' ifadelerine yer verdi.
'Yalan söylüyoruz'
Edirne'de protokollerde sıkıntı yaşadığını belirten Çetin, Kırkpınar Ağası olarak Türkiye'de veya dünyada 657 yıllık bir gelenekten bahsediyoruz. Böyle bir misyondan bahsediyoruz ama böyle bir misyonun gittiği yerlerde kapıyı açmada zorlandığını görüyoruz. Oysa bu misyon baş tacı edilmeli. Ahmet Çetin'den bahsetmiyoruz; misyondan, gelenekten, 657 yıllık ağalıktan bahsediyoruz. Bu ağalığı birileri kendi koltuk sevdası için zora düşürmemeli. Ağalıktan, Osmanlı geleneğinden bahsediyoruz. Bu geleneğin hem protokolde hem de her yerde yer alması lazım. Varsa başka gelenek birlikte gösterelim. Güreşe Edirne'nin Kabe'si diyoruz ama yalan söylüyoruz. Verilen katkıya, değere bakıyoruz, sıfır. Geçen gün başıma gelen olay, benim için çok büyük bir olaydır. Şahsımdan bahsetmiyorum, gelenekten bahsediyorum' dedi.
'4 yerden kaldırıldım'
CHP Edirne İl Başkanı Fevzi Pekcanlı'nın adaylık açıklaması yaptığı toplantıya da katıldığını söyleyen Çetin; 'Fevzi Bey rica etti ve katıldım. Çünkü geleneğe baktığınız zaman ağalıkta siyaset yok. Ben artık A, B partisini kafamda kaldırdım. Burada bir misyonu sürdürüyorum. Ahmet Çetin diye bir konu da yok. Kırkpınar Ağalığı var. Kırkpınar Ağası; A'da da, B'de de, C'de de olmalı; tüm halkın içinde olmalı. Ayrım yapmadan gitmek zorundayım ve ben bu kuralı uyguluyorum. Ben CHP'nin basın toplantısına gittim ve ağalığa gerekli değeri de verdiler. Ben normalde kutlamaya gitmiştim ama yanlarına oturmaya davet ettiler. Bana değil, Kırkpınar Ağalığına saygı gösterdiler. AK Parti kongresinden bir gün önce arandım. TC numaram alındı, protokoldeki yerim anlatıldı. Protokol davetiyem geldi ve ben de ona icabet ettim. Ahmet Çetin olarak değil, Kırkpınar Ağası olarak gittim. Gittiğimde ismime baktım ama bulamadım. Protokolde bana yer veriyorsun ama ismim yok. Madem ismim yoksa protokole beni niye davet ettin? İlyas Bey'i çağırdım; '˜İlyas Bey, bu nedir?' dedim. İlyas Bey; '˜Ağam istediğin yere otur' dedi. Ama istediğim yere oturmam için orada isimlerin kalkması lazım. Orada isim var. Dediler ki; '˜Kırkpınar Ağası, Milletvekilinden üstün değil.' Nedenini sordum. '˜Onu halk seçti' dediler. Bu da 657 yıllık bir gelenek. Sen daha dün piyasaya çıktın. Kim olursan ol. Neticede bize yer gösterilmedi. 4 tane yer gösteriler, 4'üne de oturdum ve 4'ünden de kaldırıldım. Onun üzerine İlyas Bey'i bir daha çağırdım; '˜Ağama yer gösterin' dedi. İlyas Bey'in orada gücü de yetmedi. Çünkü oradaki protokol amirlerine söz geçiremedi. Protokol amirlerine söz geçiremeyen bir kişi yarın Edirne'yi nasıl yönetecek? Hiçbir söz geçiremez. Geçmiş de geleceğin aynasıdır' sözlerine yer verdi.
'Kimseye yem ettirmem'
AK Parti Edirne İl Başkanlığı'na yeniden seçilen Akmeşe'yi tebrik eden Çetin; 'Ama geçmiş bizim geleceğimizdir. Ne ekerse onu biçecekler. Burada asla taraf tutmuyorum. Ağalık kimliği kalktığı zaman taraflı olurum. Ama ağalık kimliğim varken hiçbir siyaseti üstün tutmam. O günkü tavır bana değil, Kırkpınar Ağalığına idi. Benim tepkim de orada Kırkpınar Ağalığının yere vurulmasıydı. Bu arada protokol amiri geldi; '˜Ben devletim kardeşim. İstediğim her şeyi yaparım. Ağaya kapıyı gösterin' dedi. Şaka gibi. Ben de '˜Sen kimsin? Sen devletin memurusun' dedim. Bir atışma yaşadık ve biraz daha büyüseydi kavgaya dönüşecekti. Biraz daha diretseydim beni yaka paça atacaklardı. '˜Gitmiyorum' deseydim kesin dışarıya atılmıştım. Ben kendim çıktım. Ama şunu gördüm; onların gözünde 657 yıllık ağalık hikâye. Adam; '˜Ben devletim sen kimsin?' dedi. Dedim ki; '˜Ben de ağayım.' Ağalığı sürdürdüğüm sürece tüm partilere herkese yakın olduğum kadar yakın olacağım. Hiçbir partiye iktidar diye yaklaşmayacağım. Ağalığın gerektirdiği şekilde yaklaşacağım. Kırkpınar Ağalığını asla kimseye yem ettirmeyeceğim. Çünkü biz bunu koruyamazsak, Edirne'yi koruyamayız. Bu geleneği elimizden alırlarsa Edirne'ye zarar vermiş oluruz. Edirne'de yaşayanlar bu geleneğe sahip çıkmak zorunda. Bu gelenek, 3 günlük gelenek değildir. 657 yıllık bir gelenekten bahsediyoruz. Osmanlı'dan bahsediyoruz ama Osmanlı'yı kaldırıp yere vuruyoruz. Sen, beni vuramazsın kardeşim. O günkü ortam buydu' dedi.
'Cumhurbaşkanı'na tweet attım'
AK Parti Edirne İl Başkanlığı'nın düzenlediği 6. Olağan Kongre'de hoş bir ortam yaşamadığını söyleyen Çetin; 'Çirkin bir ortam yaşadım ve Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'a tweet attım. Ama dönüş hiçbirinden olmadı diyebilirim. Demek ki devletin memurları gerçekten dedikleri gibi devletmiş. Devletin memurları, devlet değildir. Devletin memurları, devletin memurlarıdır. Ben de o devletin bireyiyim. Ayrıca bana verdiği misyon gereği de Kırkpınar Ağasıyım. Türkiye'de bir tane Kırkpınar Ağası, bir tane Başbakan, bir tane Cumhurbaşkanı var. 550 vekil var. Vekillerin isimlerini yazmışlar, bizim ismimiz yoktu. Bunu sorduğumda İlyas Bey; '˜Ağam ben bir şey yapamıyorum. Bunu başbakanlık yapıyor' dedi. Topu başka tarafa attı. Madem yapamıyorsun beni niye çağırıyorsun? Benim üzüldüğüm nokta ben değilim, geleneğe verilen saygısızlık. Lütfen geleneğin altını doldurun. Ahmet Çetin olması şart değil; yarın Mehmet de Ahmet de gelir. Ama Kırkpınar geleneği yaşamak, yaşatılmak zorunda. Eğer Edirne serhat şehriyse, Osmanlı'nın başkentliğini yapmışsa; Osmanlı'nın başkentliğini yapmış bir şehirde Kırkpınar Ağalığı korunmak zorundadır. O yüzden buna sahip çıkmak zorundayız' ifadelerine yer verdi.
'Ben varım ki devlet var'
AK Parti Edirne İl Başkanlığı'nın düzenlediği 6. Olağan Kongre'de 4 defa protokole oturtulup kaldırıldığını söyleyen Çetin; 'Konu Ahmet, Mehmet değil. Devletin nezdinde Kırkpınar'ın, Kırkpınar Ağalığının gücü olmak zorunda. 657 yıldır bu gelenek korunmuşsa bir güç var demektir. Öyleyse bu gücün altını birileri boşaltmamalı. Ahmet Çetin için değil, gelenekten bahsediyoruz. Devletin memuru sana; '˜Ben devletim sen kimsin?' dememeli. Bunu vatandaşa da dememeli. Vatandaş da devletin vatandaşı değil mi? Devletin devlet olabilmesi için vatandaşın olması gerekmiyor mu? Eğer millet yoksa o devlet olur mu? Ben varım ki devlet var. Bizler olmasak devlet nasıl oluşacak? Oradaki aciz bir adamın kullandığı kelime budur. Aciz bir adam olmasa '˜Ben devletim' diyebilir mi? Devletim demesi için onun aciz olması lazım. '˜Ben devletim' derse ben de devletim çünkü ben bireyim. Hatta bir misyonu sürdürüyorum. Böyle bir geleneğin bu şekilde anılması ne kadar doğru? Burada herkes ağa. Ben, plaka 22 olacak dedim. Bu ağalık da Edirne'den çıkmayacak. Bu, A partisine kızgınlıkla yapılan bir hareket değil. O gün CHP'ye gitmemden dolayı birileri orada ismimi kaldırmış. CHP'ye gittikten sonra bana protokol davetiyesi gelmesine rağmen, TC numaramı almalarına rağmen koltuklarda adınızı göremiyorsanız nasıl bir anlam yüklersiniz? Benim siyasette kararım şudur; ağalığı sürdürdüğüm sürece tüm siyasetçilere herkese yakın olduğum kadar olacağım. Asla kimseyi ayırmayacağım. CHP'ye de, MHP'ye de, AK Parti'ye de, hepsine gideceğim. Ama çizgim aynıdır. Ağalığın bana verdiği güç kadar, yetki kadar gideceğim. Ağalığa zarar vermeden, koruyarak gideceğim. Edirne halkına zarar vermeden gideceğim. Bunun dışına çıkmayacağım. AK Parti Milletvekili Aday Adayı, Belediye Başkan Aday Adayı olmuş olabilirim. Ben İYİ Parti'ye de CHP'ye, AK Parti'ye, herkese gittiğim kadar gideceğim. Bu şehir için elde edebileceğim gelir neyse o bazda gideceğim' dedi.
'AK Parti'ye üyeliğim var'
AK Parti Edirne İl Başkanı İlyas Akmeşe ile protokol sorunu ile ilgili Kongre sırasında görüştüğünü, tekrar görüşmeyeceğini söyleyen Çetin; 'Bana '˜Ağam, istediğin yere otur' dedi. Oturacağım ama orada isim yazıyor. Nereye oturabilirim? Daha sonrasında özür olmadı. Oradaki memurun söylediği; '˜Ben devletim' sözünden sonra herhalde Akmeşe de geri çekildi. AK Parti'ye üyeliğim var. AK Parti'den milletvekili ve belediye başkan aday adayı oldum. Benim söylediğimin üyelikle alakası yok. AK Parti'nin şahsımla ilgili de problemi yok. Ağalık farklı bir misyondur. Bu misyon bizim geçmişten geleceğe taşıdığımız bir misyon değil midir? Bir Osmanlı geleneği değil midir? Ben, bu geleneğe yapılan saygısızlığı hazmedemedim' sözlerine yer verdi.
'Kıyafeti giymeyeceğim'
657 yıllık bir geleneğin altının boş olmaması gerektiğini söyleyen Çetin; 'Altı dolana kadar plaka da takmam, ağalık kıyafeti de giymem. Niye? Ahmet Çetin, AK Parti'ye kıyafetle gitse alkışlanacak. Çok doğru bir hareket değil. Ben palyaço değilim, ben ağayım. Palyaço kıyafeti giydirecekseniz piyasada bir sürü var. Ama ağalık kurumunu tabana oturtmadığın sürece (ağayım) diyemezsiniz. Ağalıktan bahsediyorsunuz ama plaka sahte, herkes kafasına göre kıyafet diktiriyor. Olur mu böyle bir şey? 657 yıllık geleneği birilerine yalakalık yapmak için kıyafet giyeceksem, giymiyorum. Bana VIP, yeşil pasaport, ağalık konağı verirsen tabii ki kıyafet giyilecek. Ama hiçbir şey yok. Parayı ver, ağa ol. Para verilir ama bu bir misyonsa, 657 yıllık gelenekse altını hep beraber doldurun. Ben kongreye kıyafeti giyip gitseydim, başbakanın yanına oturacaktım. 657 yıllık geleneği birileri reklam için kullanmayacak. Kıyafetin altını boşaltmışlar ben nasıl giyeyim? Arabaya plaka takamıyorum çünkü sahte. Kurumsal kimliği, konağı yok, hiçbir şeyi yok ama ağalığı var. Şehirde bir konağın var ama vermiyorlar, (plakayı resmileştirin) diyorum yapmıyorlar, herkes kulağını tıkamış. (Plakaya Ahmet Çetin) yazdırın demiyorum ki. 22 Kırkpınar Ağası Edirne yazdırmak zor bir şey mi? Bunları yapmadığın sürece bana ne anlatırsan anlat. Kıyafeti giyip gezeyim ya (damda deli var) derler ya da (deli geziyor) derler. Ben ağayım, plakayı veya konağı almadığım, kurumsal kimliği oturtmadığım sürece o kıyafeti Kırkpınar'da da giymeyeceğim. Bu nedenlerden dolayı ciddiye alınmıyor. Protokolde yerin yok. Adam seni hiçbir protokole çağırmıyor. Çağırdıkları zaman da sana arka tarafı gösteriyorlarsa kim olsa gitmez. Ben protokolü neden boykot ettim? Edirne kurtuluşuna gittiğimde yerimin arkada olduğunu söylediler. Kim olsa oturmaz. 657 yıllık geleneği temsil ediyorsunuz, bir köşeye oturacaksınız. Protokole oturulacak ve her şeyin altı doldurulacak. Bu gelenek bir daha gelmez. Buna sahip çıkmak zorundayız. Ben kendimi feda etmiş olabilirim. Dediğimi yapana kadar bir daha feda edeceğim' dedi.
'50 bin defa yazsanız umurumda olmaz'
Ağalık bedelinin 1 milyon 200 bin TL'sini ödediğini açıklayan Çetin; '300 bin TL üzerinde ödemem kaldı. Onu da bu hafta ya da en fazla 10 gün içinde tamamlayacağım. Piyasa şartlarını biliyorsunuz. Benim şu anda piyasada 16 milyon TL param var. Ağalık parasını sizlerin, bana yarattığı baskıdan dolayı ödüyor değilim. Ben kendi irademle ödüyorum. Yoksa siz 50 bin defa yazsanız umurumda olmaz. Eyvallah da etmem. Bu şekilde yazarsanız itibar da etmem. Edirne'ye bakalım. Ağalığa sahip çıkarsak hep beraber çıkacağız. Ahmet Çetin tek başına sahip çıkamaz. Bir elin nesi var? İki elin sesi var. Hep beraber olursak ses çıkartacağız. Belediye Başkanı olsun, Belediye olsun çok düzeyli gidiyorlar. Hiçbirimizi kırmaya gerek yok. Ben, ağalık parasını seve seve ödüyorum. Bir dahaki dönem ağalık parası da 3 milyon TL'dir. Bir dahaki sezon da 4,5 milyon TL'dir. 3 milyon TL'nin üzerine çıkan alır. Alamazlarsa da bende kalır. Gücü yeten gelecek, karşımda duracak. Ağalığı bu kadar küçümsemeyin, ağalık bu kadar büyük bir şeydir. Ağalığı kesinlikle bırakmayacağım. Edirneli gelmezse yine ben alacağım. Servet mi gerekiyor? 64 tane tapum var. Hodri meydan. Sadece istediğim bir şey var; Edirne'ye sahip çıkalım' ifadelerine yer verdi.
'AK Parti'den istifa etmeyeceğim'
AK Parti üyeliğinden istifa etmeyeceğini söyleyen Çetin; 'Niye? Kurumsal kimliği alana kadar, Sayın Cumhurbaşkanı Edirne'ye gelene kadar etmeyeceğim. Siyaset ayrı bir şeydir. Ağalık yaparken siyaset yapmayacağım. Ama unutulmasın ki Türkiye'nin yüzü Edirne'dir. Edirne'deki işletmeler büyümediği sürece Edirne'yi bırakmayacağız, sahip çıkacağız' dedi.