Edirne'ye önemli eserler bırakan Başmimar: Mimar Sinan
- Mimar Sinan'ın mimarlık mührünü vurduğu en belirgin şehirlerden birisi olan Edirne'deki Selimiye Camisi, kentin en yüksek noktasında durarak Osmanlı'nın ihtişamını hatırlatırken, kervansaraylar ve köprüler de kentin bir zamanlar ticaret yollarının merkezi olduğunu gözler önüne seriyor - SİSEV Başkanı Mehmet Ali Esmer: - 'Sinan, yeniçeri ocağındayken gittiği her yerde hem yapıları incelemiş onları oluşturan yapım tekniklerini de çok iyi kapmış, oradaki loncalardan gerekli bilgileri öğrenmiş, yılların birikimiyle bunları bir araya getirerek 50 yıllık mimarlık ömrüne 400 eser sığdırmıştır'
Osmanlı Devleti’nin en görkemli döneminde, imparatorluğun dört bir yanında yükselen eserleriyle tarihe adını altın harflerle yazdıran Mimar Sinan, Edirne’yi de mimari ustalığının en önemli duraklarından biri haline getirdi.
Mimar Sinan, 16. yüzyıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu'nun en önemli mimari projelerine imza atarken, kariyerinin zirvesine Edirne’deki Selimiye Camisi ile ulaştı. 1575 yılında tamamlanan bu yapı, onun mimari anlayışının en üst noktası olarak kabul ediliyor. Sinan’ın, "kalfalık eseri" olarak tanımladığı Süleymaniye Camisi’nden sonra, Selimiye Camisi'ni "ustalık eseri" olarak ilan etmesi, bu yapıya yüklediği anlamı açıkça ortaya koyuyor.
Selimiye Camisi'nin en dikkat çekici özelliklerinden biri, devasa kubbesi. Kubbe, İstanbul’daki Ayasofya’nın kubbesinden daha geniş olup, dört fil ayağına oturtularak olarak inşa edildi. Bu sistem, mimari açıdan bir dönüm noktası olarak kabul edildi.
-Sinan’ın Edirne'deki diğer izleri
Mimar Sinan’ın Edirne’de bıraktığı izler yalnızca Selimiye Camisi ile sınırlı değil. Şehrin ticaret yolları ve sosyal yaşamını şekillendiren önemli yapılar da onun mimari anlayışını yansıtıyor.
- Rüstem Paşa Kervansarayı (1561): Kanuni Sultan Süleyman’ın damadı Rüstem Paşa adına yapılan bu kervansaray, Osmanlı ticaret ağının en önemli duraklarından biri oldu. Tüccarların konaklaması için inşa edilen yapı, Sinan’ın fonksiyonel mimari anlayışını yansıtıyor. Günümüzde restore edilerek turistik bir alan haline getirilen kervansaray, Osmanlı ticaret kültürünü gözler önüne seriyor.
- Defterdar Mustafa Paşa Camisi (1570): Sinan’ın taş işçiliğindeki ustalığını gösteren önemli örneklerden biri. Küçük ölçekli bir yapı olmasına rağmen, iç mekân düzenlemesi ve ışık kullanımı açısından dikkat çekiyor.
- Ali Paşa Çarşısı: Kapalı Çarşı'nın bir benzeri olarak kabul edilen çarşı 1569 yılında yapıldı. Savaşlar döneminde ticaretin döndüğü çarşı önemini yitirdi. 1950'ler sonrası tekrar canlılık kazanan çarşı 1992 yılında büyük bir yangında tamamen kül oldu. 1997 yılındaki restorasyon sonrası çarşı ticari canlılığı elinde bulunduran lokasyonlar arasında sayılıyor.
- Yalnızgöz Köprüsü: Tunca Nehri üzerindeki köprü 1567 yılında yapıldı. Şehir Merkezi ile Yeni İmaret Mahallesi arasındaki bağlantıyı kuran köprü II. Bayezid Köprüsü'ne ek olarak yapıldı. Tek kemerli olması nedeniyle "Yalnızgöz" olarak adlandırıldı.
- Sokullu Mehmet Paşa Hamamı: Üç Şerefeli Camisi yanındaki hamam 1569 yılında yaptırıldı. Deprem ve yangınlarda çeşitli onarımlar gördü.1970 yılından bu yana şahıslar tarafından kiralanıp işletiliyor.
-Adalet Kasrı: Kanuni Sultan Süleyman'ın emriyle 1561 yılında yaptırıldı. Edirne Saray'ının bulunduğu alandadır. Üst üste üç odadan oluşan kare plan kule yapının üst katında havuzlu padişah kasrı yer alıyor.
Adalet Kasrı'nın Kanuni Köprüsü'ne bakan kısmında yer alan seng-i arz ve seng-i ibret taşları yer almaktadır. Arzların bırakıldığı taşın diğerinde ise idam edilenlerin kellelerin sergilendiği hatta Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın da kellesi bu taşın üzerinde sergilendiği rivayet ediliyor
Kanuni Köprüsü: Dört gözlü ve sarayı şehre bağlamasıyla Saray Köprüsü olarak da anılmıştır. 1554 yılında Kanuni tarafından Mimar Sinan'a yaptırıldı.Sultan Selim Külliyesi, Sultan II. Selim Darülhadisi, Sultan II. Selim Darülkurrası, Sultan II. Selim Mektebi de Mimar Sinan eserleri arasında yer alıyor.
Havsa Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi: Sokullu Mehmet Paşa tarafından ölen oğlu Kasım Paşa adına 1577 yılında yaptırıldı.
Bunlar dışında imaret, su yolları eserlere de imzasını atan Mimar Sinan’ın mühürleri, sadece taş ve tuğladan ibaret değil. Onun eserleri, Osmanlı’nın sanata ve mimariye verdiği önemi, teknik ustalığı ve mühendislik dehasını anlatıyor. Ve belki de en önemlisi, her yıl binlerce insanı Edirne’ye çekerek, geçmişin izlerini bugüne taşıyor.
- "50 yıllık mimarlık ömrüne 400 eser sığdırmıştır"
Sinan ve Selimiye Camisi Vakfı (SİSEV) Genel Müdürü Yüksek Mimar Mehmet Ali Esmer, Mimar Sinan'ın Edirne'de 13 eserinin bulunduğunu söyledi.
Bu eserlerin en büyüğü ve en önemlisinin Selimiye Camisi olduğunu vurgulayan Esmer, "Bence önemli iki nokta var. Birincisi Mimar Sinan'ın 50 yıllık hayatına sığdırmış olduğu 400 eser ve bu eserlerin oluşmasını hazırlayan altyapı, yani Türk kültürünün binlerce yıllık geçmişi. Sinan'ı Mimar Sinan yapan binlerce yıllık Türk kültürünün o günlere getirdiği birikimdir." dedi.
Esmer, Mimar Sinan'ın büyük eserlerini yaptığında başında durduğunu, Şehzade Camisi'yle başlayıp Süleymaniye Camisi ile devam eden sürecin Selimiye Camisi'nin tamamlanmasının ardından nihayete erdiğini dile getirdi.
Mimar Sinan'ı sadece kendi devrinde değerlendirmenin doğru olmadığını, geçmişin ayak izlerini takip etmenin önemli olduğunu ifade eden Esmer, "Kültür birikimini takip etmek lazım. Mimar Sinan'dan önce kurulmuş bir Hassa Ocağı geleneği var, Türk mimari geleneği var. Binlerce yılda oluşmuş yapım teknikleri var. Sinan yeniçeri ocağındayken gittiği her yerde hem yapıları incelemiş onları oluşturan yapım tekniklerini de çok iyi kapmış, oradaki loncalardan gerekli bilgileri öğrenmiş, yılların birikimiyle bunları bir araya getirerek 50 yıllık mimarlık ömrüne 400 eser sığdırmıştır." diye konuştu.
- "Her şeyi bilimle ve bilinçle yaptığı çok aşikar"
Esmer, Türk kültüründe Karahanlılar'dan Osmanlı'ya uzanan bir mimari gelenek olduğunu, devletler değişse de geleneklere bağlılıkların değişmediğini belirterek, şöyle sürdürdü:
"Bu birikimi ve bilgileri en iyi şekilde değerlendirip en iyi şekilde insanların faydasına sunmuş değerli bir bilim insanıdır Mimar Sinan. Her şeyi bilimle ve bilinçle yaptığı çok aşikar. Türk kültürüne çok bağlı kaldığını, eserlerindeki ipuçlarıyla da anlıyoruz. Selimiye Camisi'ni yaparken, burada 2 eseri daha aynı tarihlere denk geliyor. Biri Sokullu Hamamı, diğeri de Ali Paşa Çarşısı. Onun haricinde yaptığı eserler, 6 senelik dönemin dışında kalan eserler. Rüstem Paşa Kervansarayı da çok dikkat çekici bir eser."
Bakmadan Geçme





