Edirne'nin suyu taşınacak

Trakya Platformu dönem sözcüsü Göksal Çidem, her yıl 2 Şubat tarihinde farkındalık amacıyla kutlanan Dünya Sulak Alanlar Günü kapsamında yazılı basın açıklaması yaparak, Trakya bölgesinde özellikle Ergene, Meriç ve Tunca nehirleri ile en önemli sulak alanlarından biri olan İğneada Longozu ile ilgili açıklamalarda bulundu. Çidem, Trakya topraklarında suyun bittiğini belirtirken 'Edirne'den Meriç ve Tunca'dan su taşınacak. Sanayi için Edirne'den su getirilecek. Ergene'ye verilen atıkların arıtılması için kurulan atık arıtma tesislerinden çıkacak arıtılmış su, Marmara'ya derin deşarj edilecek. Ama Meriç ve Tunca'dan su getirilecek' dedi.

Edirne'nin suyu taşınacak
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Trakya Platformu dönem sözcüsü Göksal Çidem, her yıl 2 Şubat tarihinde farkındalık amacıyla kutlanan Dünya Sulak Alanlar Günü kapsamında basın açıklaması yaptı. Çidem, yazılı basın açıklamasında Trakya bölgesindeki Ergene, Meriç ve Tunca nehirleriyle ilgili projelere dikkat çekerken; Trakya bölgesinin su durumunu açıkladı. 2 Şubat 1971 yılında imzaya açılan Sulak Alanların Korunması Sözleşmesi'ni Türkiye'nin 17 Mayıs 1994 tarihinde imzaladığını hatırlatan Çidem; '1994 yılında ilk dâhil edilen Mersin Göksu Deltası, son dâhil edilen ise 2013 yılında Bitlis'teki Nemrut Kalderası'dır. 2 Şubat kutlama değil, kaybettiğimiz sulak alanlardan ders alma, kalanlar için ise nasıl kurtarırız diye hesap yapma günüdür. Ülkemizde son 50 yılda Marmara Denizi kadar bir sulak alanı kaybettik' ifadelerine yer verdi.

                Çidem, açıklamasında Ergene nehrine dikkat çekerken; 'Yaklaşık 40 yıldır, günlük çıkarlar uğruna milyonlarca canı yok ettik. Bölgemizdeki en çarpıcı örnek Ergene'dir. Yaşı yarım asrı devirenler doğaya çıktıklarında, '˜Bizim zamanımızda şurada pınar, şurada kaynak vardı, pırıl pırıl su akardı' diye söze başlarlar. Ergene'de tutulan yayın ve sazan balıklarını anlatırlar. Yüzmeyi orada öğrendik derler. '˜Peki şimdi neden balık yok? Neden yüzemiyorsunuz dediğinizde' verilen cevap '˜çok kirli', '˜çok kötü kokuyor'.  Çünkü Ergene'den su değil, sıvı akıyor. İyi de, temiz olan su ve içindeki yaşam neden yok oldu? Kim yok etti? Asıl sorun da burada' dedi.

'Sadece yaşamı savunuyoruz'

                Doğal varlıkların yok olmasındaki en büyük etkenin yanlış planlamalar, yanlış planlamaları yapanlar ve onaylayanlar olduğunu söyleyen Çidem; 'Yanlış planlara dava açınca da, '˜Bunlar her şeye karşı çıkıyor' diye hemen bir uyduruk yafta takıyorlar. '˜Yatırım düşmanı', '˜bölücü', '˜marjinal guruplar' v.b. diyorlar. Bizler sadece yaşamı savunuyoruz. Yaşam için de milyonlarca yıldır, yaşam kaynağı olan doğal varlıklarımızı korumak ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakma derdindeyiz' sözlerine yer verdi.

'İğneada RAMSAR'a alınmalı'

                Çidem, dünyanın en önemli sulak alanlarından birinin Trakya'daki İğneada Longozu olduğunu söylerken; 'İğneada Longozu, 2012 Yılında RAMSAR kapsamına alınacağı ilan edilmiş, ancak daha sonra İğneada unutulmuş, yok sayılmış ve yok sayılmaya devam etmektedir. 2012'den sonra termik, nükleer, liman ve barajlar ile gündeme gelmektedir. İğneada RAMSAR kapsamına alınmalı, tüm dünyaya tanıtılmalıdır. Çünkü dünyada Amazon ve Afrika Kongosu'ndan sonra bu ölçekte en büyük subasar (longoz) ormanı, ülkemizde İğneada beldemizdedir. İğneada bölgesinde Küresel Çevre Fonu ve AB katkılarıyla milyon dolarlık projeler yapıldı. Hazırlanan dosyalar UNESCO'ya sunulacaktı, sunulmadı. 10 yıldır sunulmuyor. Sorduk, neyi bekliyoruz? Cevap; '˜Proje sahasının biyosfer alan olarak kabul edilmesine yönelik bir Biyosfer Alan Adaylık Dosyası hazırlanmış ancak UNESCO MAB Komisyonuna sunulmamıştır' deniyor. Turizm bölge planı, doğa turizm master plan, biyosfer rezev alan projesi, İğneada longoz RAMSAR projesi akıbeti? Bilmiyoruz. Şimdi bir daha sormak gerekiyor. O halde bu projeler kapsamındaki dosyalar neden hazırlandı? Neden sunulmuyor?' dedi.

'Derelerimizi İSKİ alıyor'

                Istrancalar ve çevresi için yeni projeler olduğunu açıklayan Çidem; 'Kuzeye akan derelerimizi yıllardır İSKİ alıyor. Kalanları da almak için proje yapıyor, bütçe ayırıyor. Bugün İstanbul`un günlük ortalama su tüketimi yaklaşık 3 milyon m3'tür. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, İSKİ'nin 8,5 milyar liralık 2019 yılı bütçesini onayladı. Kayıp kaçağını önlemeye yönelik bütçe ayırıp,  İstanbul'un 2 haftalık suyu için Istrancaların yaşam kaynağı alan sularımızı neden alsın ki? Trakya'da su bitti. Trakya topraklarında Çorlu ve Malkara'da obruklar oluşmaya başladı. Su, bulunduğu havzaya ve oradaki canlılara aittir, doğal bir varlıktır. Su, tüm canlılar için yaşamın temel koşuludur. Yerin altında da, üstünde de su kalmadı' ifadelerine yer verdi.

Meriç ve Tunca'dan sanayiye su

                Çidem, Trakya'da yeraltı sularının ve yüzey sularının tükendiğine dikkat çekerken; 'Şimdi yapılan projelere bakıldığında Edirne'den Meriç ve Tunca'dan su taşınacak. Sanayi tesisleri arasından kıvrılarak akan Ergene'den su almıyorlar da sanayi için Edirne'den su getirilecek. Ergene'ye verilen atıkların arıtılması için kurulan atık arıtma tesislerinden çıkacak arıtılmış su, Marmara'ya derin deşarj edilecek. Milyarlarca para ayırıp, atık arıtma tesisleri kurup Marmara açıklarına deşarj edilecek. Ama Meriç ve Tunca'dan su getirilecek. Arıtıldı ise neden Marmara'ya deşarj edilir ki? Sanayi, tarımsal sulama da kullanılsın' dedi.

'87 kilometrelik kolektör hattı'

                Çidem, Tekirdağ sınırlarındaki organize sanayi bölgelerinden kaynaklanan endüstriyel ve evsel atıksular için Marmara Denizi'ne Derin Deniz Deşarj Sistemi'nin proje, inşaat ve işletilmesi işlerini Tekirdağ Ergene Derin Deniz Deşarj A.Ş.'nin gerçekleştireceğini açıklarken; 'Marmara Denizi'ne Derin Deniz Deşarj Sistemi, atıksuların ileri biyolojik arıtma tesislerinde arıtıldıktan sonra kolektör hattıyla toplanarak sağlanmaktadır. Tekirdağ Ergene Derin Deniz Deşarj A.Ş., ileri biyolojik atıksu arıtma tesisleri çıkışından itibaren deniz hattı da dahil olmak üzere yaklaşık 87 km'lik bir kolektör hattını inşa edecektir. Bu hattın yaklaşık 20 km'lik bölümü kot farklarını ortadan kaldırmak için tünel şeklinde olacaktır. Arıtılmış atıksular kara kısmından sonra kıyıdan yaklaşık Marmara Denizi kıyısından 4500 metre açıkta, 47,5 m derinliğe deşarj yapılacaktır' sözlerine yer verdi.