Edirne'de Afet Çalıştayında Uyarı: 'Şehir Selleri Büyük Risk Oluşturuyor'
Trakya Üniversitesi'nin ev sahipliğinde düzenlenen Afet Çalıştayı'nda, Edirne'nin sel ve taşkın riskleri masaya yatırıldı. İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Jeomorfoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Turoğlu, şehirde yalnızca Meriç Nehri'ndeki akarsu taşkınlarının değil, şehir sellerinin de büyük bir tehlike oluşturduğunu belirterek, altyapı ve şehir planlamasına yönelik uyarılarda bulundu.
Prof. Dr. Turoğlu, Edirne’nin taşkınlarla ilgili geçmişten bugüne yaşadığı sorunlara dikkat çekerek, Meriç Nehri ve yan kollarında meydana gelen su seviyesi yükselmelerine yönelik önlemlerin alındığını ancak şehir sellerinin yeterince dikkate alınmadığını vurguladı. Turoğlu, “Edirne’de şehirsel gelişme ve altyapı planlaması bugün ele alınmazsa, gelecekte bu sorun daha büyük kayıplara neden olacaktır. Son yıllarda şehir sellerinin sinyallerini alıyoruz” dedi.
“Edirne’de risk sadece Meriç’te değil”
Edirne’nin sadece akarsu taşkınlarıyla tehlike altına olmadığını dile getiren Turoğlu, kentin şehir sellerinin de büyük risk barındırdığını aktardı ve şunları aktardı:
“Öncelikle akarsu taşkını ve selleri akla geldiği için hep buna odaklanılmış. Bu çok yeni bir şey değil tabii. Yani çok geçmişten günümüze gelen, Meriç Nehri'ndeki su seviyesi yükselmeleri ve bunun yarattığı zarar, hasar ve ziyanla hep gündeme gelmiştir. 1500'lü yıllar Osmanlı dönemi, cumhuriyet dönemi, bu hep yaşanmıştır. Ancak buna karşın, bunun zararlarını azaltma yönünde tedbirler alınmıştır, alınmaya çalışılıyor, doğru işler yapılıyor, eksiklikler olmasına rağmen. Ancak şehir seli ve taşkınları biraz göz ardı edilmiş. Zira biraz da şehirsel gelişmenin ve şehrin yayılış alanı itibariyle düşündüğümüzde bu giderek Edirne için çok daha öne çıkacak bir tehlike olarak duruyor. Bu yüzden bunu göz ardı etmemek lazım. Edirne sel ve taşkın deyince sadece Meriç Nehri ve bunun yan kollarının su seviyesinin yükselmesi tehlikesiyle karşı karşıya değil. Bundan belki ileride çok daha fazla zarar görecek olan, vatandaşlarımızın etkileneceği bir sel taşkın, şehir seli taşkınıyla da gündeme gelecektir. Bunun etkilerini son 4-5 senedir yavaş yavaş görmeye başladık, sinyallerini alıyoruz. Ancak bu şehirsel gelişmenin, özellikle planlama ve altyapı itibariyle dikkate eğer bugünlerde alınmaz ise önümüzdeki dönemlerde çok daha fazla olumsuz etkilerini göreceğimiz bir gelişme olacaktır. Edirne sel ve taşkın deyince sadece akarsuyu, Meriç'i düşünmemeliyiz. Belki bundan çok daha etkili olan ve şehrin büyümesiyle, ekonomik ve planlama açısından, şehrin gelişmesi açısından, yüzeysel drenajı, şehir içindeki yağmur sularının davranışı ve buna ait altyapının oluşturulmasıyla ilişkili çok ciddi ve zaman geçirilmeksizin tedbir alınması gerekiyor.”
Meriç Nehri’nde yaşanacak sel ve taşkının nerelere kadar yayılacağını bildiklerini ifade eden Turoğlu, iklim değişikliği, küresel iklim değişikliğinin etkileri açısından bakıldığında şehir selinin kentte daha büyük hasarlara neden olabileceğini dile getirdi.
Küresel iklim değişikliğinin yağış rejimini etkilediğine değinen Turoğlu, bunun engellenemeyeceğinin altını çizdi.
Yağış şekillerinin, frekansın ve rejim değişikliklerinin şehir planlamalarını doğrudan etkilemesi gerektiğine dikkat çeken Turoğlu, “Bunu yönetmek yani şehir planı, altyapının geliştirilmesinde, yağmurla gelen suyun taşkına ve sele neden olmayacak şekilde deşarj edilmesini sağlayabiliriz buna odaklanmalıyız. Dolayısıyla ya yağmurla gelen suyun afete dönüşmemesi için bir tehlike oluşturmadan afet oluşturmasına fırsat vermeden akışını sağlamak için tedbirler almalıyız, bunu yapabiliriz. Uzun yıllar yağış istatistiklerine baktığımız vakit belirli bir trendi var. Ancak bu özellikle 2000'li yıllardan sonra bu trend bozuldu. Sağanak yağışlar beklenmedik anda bir büyük miktarlara ulaşan su kütlesini toplanmasına neden oluyor. Dolayısıyla da burada yerel yönetimin planlamanın ve merkezi idarenin birlikte hareket etmesi gerekiyor. Tek bir kurum ya da kuruluşun bu işin sorumluluğunu alıp taşıması doğru değil. Toplumsal afet farkındalığının oluşturulması, bunun için de bireysel afet bilincinin çok büyük önemi var. Çünkü yöneticiler, idareciler, toplum birlikte bu işe bakmalı, bu sorumluluğu hissetmelidir. Ama tabii ki yöneticiler toplumu yönlendirme ve bu konudaki alınacak kararlar üzerinde etkili oluyorlar. Bununla birlikte belki başarı elde edilebilir diye düşünüyorum.” Diye konuştu