Doğru durabiliyor muyuz?
Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Berna Kuzuoğlu Tunçer, duruşun ruh sağlığı üzerindeki etkileri ve yanlış veya hatalı duruş nedeniyle insan vücudunda meydana gelen çeşitli kas iskelet sistemi rahatsızlıkları ile ilgili farkındalık yaratmak amacıyla açıklamalarda bulundu. Tunçer, Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi Bölümü ve Aktif Yaşlanma Merkezi'nde doğru duruş için ücretsiz değerlendirme ve danışmanlık hizmeti sunulduğunu söyledi.
Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Berna Kuzuoğlu Tunçer, Sağlık Bilimleri Fakültesi toplantı salonunda doğru duruş ve duruş bozuklukları ile ilgili basın toplantısı gerçekleştirdi. Tunçer, basın toplantısında dik duruşu sürekli sağlayabilen tek canlı türünün insan olduğuna dikkat çekerken; duruşun ruh sağlığı üzerindeki etkilerini açıkladı.
İnsan
beyninin gelişimine zemin hazırlayan en önemli olgunun dik yürüme olduğunu
söyleyen Tunçer; Doğada yaşayan canlı türleri arasında tek dik durabilen
canlılar insanlardır. Ara ara dik durabilen goril ve maymun türlerinin de diğer
hayvanlara göre daha zeki olmasının nedeni de aslında budur. Duruşumuz hem
beden sağlığımız hem de ruh sağlığımız açısından yakından ilişkilidir. Mutsuz
ve depresif bir ruh halinde olduğumuz zaman omuzlar düşük, baş aşağıda, gözler
yere doğru bakar pozisyonda dururuz. Mutlu olduğumuzda ve özgüvenimiz yerinde
olduğunda duruşumuz hemen değişir ve omuzlar geride, baş dik, gözler ileri
bakar pozisyonda dururuz. Beyin bir süre sonra bu duruş şekillerine göre
vücutta kimyasal değişiklikler meydana getirmeye başlar' ifadelerine yer verdi.
İyi duruş pozisyonunun minimum çaba ile
maksimum yeterliliği sağlayan duruş olduğunu belirten Tunçer; 'Postür (duruş),
ayakta dururken, otururken ve günlük yaşamda hareket ederken vücudu yerçekimine
karşı doğru tuttuğumuz pozisyondur. Halk dilinde dik ya da sağlıklı duruş
olarak tabir edilen düzgün duruşun kasların en ekonomik olarak çalıştığı durum
olduğu belirtilmektedir. İyi postür, her bir vücut segmentinin ağırlık
merkezinin yukarıdan aşağıya vertikal olarak konumlanmasıdır' dedi.
'Yaşamımızın bir parçası olmalı'
Yanlış veya
hatalı duruş nedeniyle insan vücudunda çeşitli kas iskelet sistemi rahatsızlıkları
meydana gelebildiğini söyleyen Tunçer; 'Hatalı duruş vücut ağırlık merkezinin
destek yapılardaki yer değiştirmesi ile ortaya çıkan normalden sapma durumudur.
Bu durum anatomik yapılara olan yük dağılımını bozar ve zamanla yapısal
değişikliklere neden olur. Bu yapısal değişiklikler sonucunda farklı
kas-iskelet sistemi rahatsızlıkları meydana gelebilmektedir. Hareket etmek
üzere programlanmış olan insanoğlunun uzun süreler statik ve sabit
pozisyonlarda kalması sağlık problemlerine neden olmakta ve yaşam kalitesini
olumsuz etkilemektedir. Günümüzde çevresel, teknolojik sebepler dolayısıyla
hareketsiz kalınan zaman dilimi artmaktadır. Statik duruş dediğimiz duruş
şeklinde vücudumuzun segmentlerinin doğru ve destekli yerleşimine dikkat
etmeliyiz. Bu sebeple doğru duruş yaşamımızın değişmez bir parçası olmalıdır'
sözlerine yer verdi.
Doğru duruşu açıkladı
Ayakta
doğru duruş pozisyonunu açıklayan Tunçer; 'Ayakta dik duruş esnasında baş dik,
gözler karşıya bakacak şekilde, çenemiz yere parelel, kulaklarımız ve
omuzlarımız yandan bakıldığında aynı hizada, omuzlar geride, karın düz, kürek
kemiklerimiz arasında ufak bir topu tutuyormuş gibi sırt gergin, ayaklar
birbirine parelel olacak şekilde durulmalıdır. Doğru duruşu sağlayabilmek için
fizyoterapi kapsamında bireylere boyun, sırt, bel, karın ve bacak kaslarını
güçlendirmeye ve esnetmeye yönelik, nefes egzersizleriyle destekli bir egzersiz
programı verilmesi önemlidir' dedi.
'Erken yaşlarda önlem alınmalı'
Duruş
bozukluğu ya da hatalı postürün çocukluk çağlarından itibaren başladığını ve erken
yaşlarda önlem almanın önemli olduğunu belirten Tunçer; 'Duruş bozuklukları
bazı kas-iskelet ve sinir sistemi hastalıklarına bağlı olabildiği gibi, genelde
çocuklukta başlayan yanlış duruş alışkanlığına, ileri yaşlarda ergonomik
olmayan ortamlarda çalışmaya bağlı olarak da gözlenebiliyor. Erken yaştan
itibaren doğru duruşun öğretilmesinin ve eğitiminin kreşlerde başlanması
gerekmektedir. Ergenlik döneminde de hızlı büyüme ve gelişime bağlı olarak
ortaya çıkabilecek duruş bozukluklarının önlenmesi, ortaya çıkan duruş
bozukluklarının ise tedavi edilmesi gerekmektedir. Düzenli olarak yapılan spor
düzgün duruşu destekleyen kasların hem güçlü, hem de esnek olmasını
sağlamaktadır. Bu nedenle çocuklara küçük yaşta spor alışkanlıklarının
kazandırılması gerekmektedir. Postür, yaşlanma sürecinden etkilenir. Bu sebeple
ileri yaşlarda da düzgün postürü sağlamaya ve korumaya yönelik egzersiz programları
önem teşkil etmektedir' ifadelerine yer verdi.
'Postür egzersizleri yapılmalı'
Kas
iskelet sistemi rahatsızlıklarının, sosyoekonomik yönü büyük olan hastalıklar
olduğuna dikkat çeken Tunçer; 'Bu nedenle hem sporla hem de postüre özel
egzersizlerle omurgayı destekleyen kasların yanında üst ve alt ekstremite
dediğimiz kol ve bacak kaslarının da güçlü ve esnek tutulması gerekmektedir.
Bununla birlikte solunum egzersizleri de mutlaka programda yer almalıdır. Postür
egzersizlerini özellikle sabit pozisyonda baş öne eğik olacak şekilde çalışan
herkes; örneğin bilgisayarı yoğun kullanan ofis çalışanları, uzun süre araç
kullananlar, yemek ve temizlik yapan ev hanımları, uzun süreli sabit pozisyonda
ve eklemlerini zorlayıcı pozisyonlarda kullanan meslek grupları ve öğrenciler
mutlaka yapmalıdırlar' dedi.
Vücut sistemine etkilerini açıkladı
Doğru
duruşun vücuttaki birçok sistemi etkilediğini söyleyen Tunçer; 'Yapılan
çalışmalarda düzgün duruşun kanda TSH düzeyine etki ettiği, beyin aktivitesini
arttırdığı ve bu sebeple de kişinin ruh halini olumlu etkilediği ifade
edilmektedir. Postürün oral-motor fonksiyonları etkilediği belirtilmektedir.
Yutmak, konuşmak ve hatta salya kontrolünde de postürün rolü bulunmaktadır.
Yanlış duruşun göğüs kafesimizin hareketliliğini bozduğu, kalp ve
akciğerlerimizin çalışma alanını daralttığı ve nefes akışını bozduğu yapılan
çalışmalarda ifade edilmektedir. Düzgün bir duruş yoksa derin ve kaliteli bir
nefes alıp verme de mümkün değildir. Dengeli kaslar ve düzgün bir vücut duruşu
vücudun enerji seviyesini de arttırmaktadır. Postüral bozuklukların sonucunda
dolaşım, solunum, kan basıncı, uyku problemi, yorgunluk, solunum kapasitesinde
azalma, denge sorunu, düşme ve psikososyal problemler gibi farklı durumlar
açığa çıkabilir' sözlerine yer verdi.
Tunçer,
doğru duruşun sağlanması için toplumsal farkındalığın da artırılması
gerektiğini belirtirken; Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi
Fizyoterapi Bölümü ve Aktif Yaşlanma Merkezi'nde doğru duruş için ücretsiz
değerlendirme ve danışmanlık hizmeti sunulduğunu söyledi.