DOĞADAKİ ACI GERÇEK
Trakya Platformu Kırklareli Sözcüsü Göksal Çidem, 21 Mart Dünya Ormancılık Günü ve 22 Mart Dünya Su Günü açıklamasında Istrancalar'ın Bulgaristan ve Türkiye'deki bölgelerine dikkat çekti. Çidem, Bulgaristan Istrancalarında hayvanlar bulunurken, Türkiye Istrancalarında iş makinelerinin gezdiğini söyledi. Istrancalar'dan doğan suyun Velika nehrinde temiz olmasına rağmen Ergene nehrinde kirlendiğini belirtti.
Trakya Platformu Kırklareli Sözcüsü ve Kırklareli Kent Konseyi Çevre Meclisi Başkanı Göksal Çidem, 21 Mart Dünya Ormancılık Günü ve 22 Mart Dünya Su Günü nedeniyle yazılı açıklama yaptı. Çidem, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 2012'de 21 Mart tarihini Dünya Ormancılık Günü, 1993'te de 22 Mart tarihini Dünya Su Günü ilan ettiğini belirtirken; 2021'de ormanların ve suların durumuna dikkat çekti.
Ormanın
sesinin, suyun ise renginin değiştiğini söyleyen Çidem; 'Ormanların sesinin
değişmesine neden tahribatlar, adına yatırım denen projelerle her geçen gün çoğaldı,
çoğalıyor. Projeler artarken ormanlar azalıyor, sular kirleniyor. Orman
alanları daraldı. Hem de inanılmaz bir biçimde daraldı. Daralma tüm hızıyla
devam ediyor. Daralma devam ettikçe yaban hayatı da sığınacak yer arıyor.
Bulamayınca yok oluş hızlanıyor' ifadelerini kullandı.
'6'NCI KİTLESEL YOK OLUŞ KAPIDA'
Çidem, ormanların,
bitki ve hayvan türlerinin yaşamı için kritik barınma ve üreme alanları
olduğunu vurgularken; 'Ormanlarda yaşayan türler, orman sağlığının
korunmasında önemli bir rol oynar. Ormanlık habitatlarda meydana gelen değişiklikler,
onlara bağlı olan türlerin yok olmasına yol açıyor. Kritik yaban hayatı
alanlarının ormansızlaşmaya karşı korunamaması, biyolojik çeşitliliğin kaybı ve
nesli tükenmekte olan türlerin neslinin tükenmesi anlamına gelir. Karasal
türlerin yüzde 80'i ormanlarda yaşıyor. Bugüne kadar dünya üzerindeki canlılar
5 defa kitlesel yok oluşla karşı karşı karşıya geldi. Tahribat ve kirlilik bu
hızla devam ederse, şu andaki türlerin altıncı büyük kitlesel yok oluşla karşı
karşıya olduğunu düşünüyoruz. Orman habitatlarının korunması, biyoçeşitliliği
korumanın anahtarıdır' dedi.
'CAN VE MAL KAYIPLARINA NEDEN OLACAK'
Ormanların
eski haline getirilmesi ve biyoçeşitliliğin var olmasının sağlamasının yanı
sıra ormanların korunmasının da su güvenliği için önemli olduğunu belirten
Çidem; 'Ormanlar, dünya çapında temiz ve bol miktarda su sağlamak için kritik
öneme sahiptir. Sağlıklı ormanlar suyu filtreler, erozyonu azaltır,
yağışları düzenler, yeraltı suyu alanlarını doldurur ve kuraklık ve sellerin
etkilerine karşı tampon görevi görür. Su varlığı çevre sağlığı ve gıda
güvenliği açısından da ayrıca büyük önem taşımaktadır. Tahribata uğramış orman
alanları, suyu düzgün bir şekilde filtreleyemez. Buna bağlı olarak yaşamını
sürdürebilecek olan topluluklar için su rejimini düzenleyemez. Erozyon, sel ve
heyelan riskleri artacaktır. Günümüzde iklim krizi etkisiyle de şiddetlenen
beklenmeye aşırı hava olayları daha da artacak, can ve mal kayıplarına neden
olacaktır' sözlerine yer verdi.
'BULGARİSTAN'DA HAYVANLAR, TÜRKİYE'DE KAMYONLAR'
Çidem,
Orman Genel Müdürlüğü'nün odun üretimi hedefine dikkat çekerken; 'OGM'ye göre
2020 yılı için öngördükleri 31 milyon metreküp hedefi tutturulursa, ülkedeki
odun üretimi miktarı sadece 15 yıl içinde 2,5 kata yakın arttırılmış olacak. Bu
miktar, önceki dönemlere göre kabul edilemez bir artışı ifade ediyor ve
ormanların geleceğini tehdit ediyor. Dünya orman gününde 1/3'ü Bulgaristan'da,
2/3'ü Türkiye'de bulunan Istrancalar'dan bir örnek. Karşı tarafta hayvanlar
orman içinde dolaşırken, bizim tarafta maden işletmelerine ait kamyon ve iş
makinaları dolaşıyor. Bir tarafta hayvanlar, bir tarafta kamyonlar dolaşıyor'
dedi.
VELİKA-ERGENE KARŞILAŞTIRMASI
Dünya Su
Günü örneğini de Istrancalar'dan gösteren Çidem; 'Karşı taraftaki Istrancalar'dan
Velika nehri, bizim tarafta ise Ergene nehri. Velika nehrindeki, Istrancalardan
tertemiz doğan su, Ergene nehrinde sanayi ile buluştuktan sonra sıvı akıyor. Doğaya
yapılan zulmün hesabı da, bedeli de ağır oluyor. Can ve mal ile ödeniyor. Her
şeyi yasalara, kanunlara, yönetmeliklere göre yapsanız da, '˜ÇED olumlu', '˜ÇED
gerekli değil' deseniz de, doğa bu planlardan anlamaz. Su akar yolunu bulur
der. Yoluna yaptıklarınızı yok eder, geçer gider. Biz dünyayı bir an ferahlayınca hatırlıyoruz,
'˜Oh be dünya varmış' diyoruz. Ama dünya her geçen gün daha kötüye gidiyor.
Tahribat bu şekilde devam ederse '˜bir varmış, bir yokmuş' demeye az kaldı.
Bizler yaşamı savunuyoruz. Milyonlarca yıldır, yaşam kaynağı olan doğal
varlıklarımızı korumak ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakma
derdindeyiz' diye konuştu.