Diğdem'i kim öldürdü?
Keşan'da bir gece kulübünde oryantallik yapan kızını öldürdükten sonra parçalara ayırarak ormanlık alana gömdüğü öne sürülen baba ve anne ilk kez hakim karşısına çıktı. Baba Hasan U., cinayet anını 'Anlatılanları yeniden yaşamak istemiyorum' diyerek geçiştirdi. Hasan U., 'Ben ve eşimin olayla ilgimiz yok' dedi. Savcılık ve sorgu hakimliğinde kızını boğduğunu söylediği kısımların doğru olmadığını belirten baba Hasan U., ceset parçalarını dondurmak için derin dondurucu aldığını da inkar etti. Sanık 'Her derin dondurucu alan ceset parçalayarak donduracak değil ya' şeklinde savunma yaptı. Savcı, baba Hasan U.'nun 'Altsoydan akrabayı kasten öldürmekten' cezalandırılmasını isterken anne için bu suçtan beraatını, 'suçu bildirmeme' suçundan ise cezalandırılmasını istedi.
Edirne'nin Keşan ilçesindeki bir gece kulübünde oryantallik yaparken öldürülen ve parçalanmış cesedi gömülü bulunan Diğdem U.'nun katil zanlıları anne ve babasının yargılanmasına başlandı. Edirne 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar anne Satı U. ve baba Hasan U. ile avukatları katıldı. Duruşmaya ayrıca ölen Diğdem U.'nun kardeşi Ö. U. da müşteki sıfatıyla katıldı. Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da davaya katılma talebinde bulundu.
'Pavyonda çalışıyordu'
İddianamenin okunmasının ardından Hasan
U. savunma yaptı. Kızı Diğdem'in hastalık derecesinde psikolojik sorunları
olduğunu ileri süren U., kızının yaşam tarzından rahatsızlık duyduğunu söyledi.
U., kızını tedavi ettirmek için uğraştıklarını ifade ederek, 'Üniversite
okuması için teşvik ettim. Daha sonra üniversite eğitimini bıraktı. Gece geç
saatlerde eve sarhoş gelmeye başladı. Keşan'da bir pavyonda çalışıyordu. Gidip
görmedim bana kendisi söylemiştir. Eve sarhoş gelip annesine bana hakaret edip,
darp etti. Pavyonda birlikte olduğu adamlar kapıya dayanıyorlardı' dedi.
'Olayla ilgimiz yok'
U., olay günü de Diğdem'in annesiyle
kavga ettiğini söyleyerek, 'Saldırıp hakaret etmeye başladı. Yüzüme gözüme
yumrukla vurdu. Küfür etti. Eşim bizi ayırmaya çalıştı. Başaramadı.
Anlatılanları tekrar yaşamak istemiyorum. Her şey bir anda oldu. Eşim ve benim
bu olayla hiçbir alakamız yoktur. Tamamen yanlışlık sonucu buradayız' şeklinde
konuştu.
'Susma hakkımızı
kullandık'
U., eşinin ve kendisinin bildikleri her
şeyi polise güvenip anlattıklarını ifade ederek, 'Bize verilen evrakları
okumadan imzaladık. Karakolda anlattıklarımız ile imzaladıklarımız aynı değil.
Susma hakkımızı kullandığımız halde ifade vermişiz gibi imza attırdılar. Sonra
kendimizi cezaevinde bulduk. Yazılı ve görsel medyada, kamuoyunda katil, cani
olarak yer aldık' dedi.
'Şuurumu kaybetmişim'
Çok pişman olduğunu söyleyen U., 'Kızım
Diğdem yaptığı işten dolayı utanç duyduğunu söyledik. Kendisini her türlü
tedaviye götürdük. Kız kardeşi, annesi ve bana sürekli saldırgan bir tutum
içerisindeydi. Bir insan evladının kötü yola düşmesini ne kadar içine
sindirebilir. Ailesi olarak biz böyle olmasını istemedik. Çok ağır küfürler
ederek annesine saldırdı. Annesi bayıldı. Bir anda şuurumu kaybetmişim kendime
geldiğimde eşimi salona yatırdım' şeklinde konuştu.
'Cesedi ilk defa orada
gördüm'
Cesedin bulunduğu yere kendisini ilk defa
polislerin götürdüğünü öne süren U., 'Cesedi ilk defa orada gördüm' dedi. Bir
kızının daha olduğunu söyleyen U., aile düzenleri bozulduğu için üniversite
mezunu kızının komilik yaptığını söyleyerek, 'Devlet kızıma sahip çıksın' ifadelerini
kullandı.
İfadelerini inkar etti
U., savunmasının ardından mahkeme
başkanının sorularını cevapladı. U., mahkeme başkanının 'Savcılıkta da boğarak
öldürdüğünü söylemişsin' sorusuna savcılıkta da tehdit edildiğini söyledi. U.,
'Neden derin dondurucu aldığı sorusuna ise 'Ben esnafım. Derin dondurucu aldım,
geri sattım. Her dondurucu alan ceset parçalayıp donduracak değil ya' şeklinde
yanıt verdi. Savcılık ve sorgu hakimliğinde verdiği ifadeler okunana U., kızını
boğduğunu söylediği kısımların doğru olmadığını söyledi. Sırtında çantayla
köpeği gezdirirken kamera görüntüleri olduğu hatırlatılan U., her sabah köpeği
gezmeye götürdüğünü çantaya da oyuncaklarını ve tasmasını koyduğunu söyledi.
Anne savunma yaptı
Hasan U.'nun ardından savunma yapana Satı
U., 'Şuurum gitti benim. Benim iki tane kızım vardı. Bir tane kaldı. Mezara
giren kızımla mezara girdim. Her gün ben onun için ağlıyorum. Keşke ben
ölseydim onun yerine. Bir kere ölmek daha iyi ama ben her gün ölüyorum' dedi.
Kızının bipolar olduğunu söyleyen U.,
'Kızım kötü de olsa iyi de olsa benim kızımdı. Hala durumu kabullenebilmiş
değilim. Her gün ölüyorum. Benim kızımın bir saati bir saatine bir günü bir
gününe uymazdı. Bir depresif bir manikti. Ben onun neye nasıl tepki vereceğini
ölçemezdim. Yaklaşık 10 senedir sakinleştirici ve antidepresan kullanıyordum' dedi.
'Öldüğünü karakolda
öğrendim'
Keşan'a taşınmalarının ardından kızının
alkol kullanımının arttığını söyleyen U., 'Uyuşturucu kullandığını da tahmin
ediyorum' dedi. Olay günü kızının eve çok sarhoş geldiğini söyleyen U.,
'Kafasına bir şeyleri takmış herhalde, ne söylediğini hatırlamıyorum. Bana
saldırdı. Ben bayıldım kaldım. Beni kim götürdü onu da hatırlamıyorum.
Bayıldıktan sonrasını bilmiyorum. Kızımın öldüğünü karakola götürdüklerinde
öğrendim. Sağ olsaydı da ayağının altında paspas olsaydım' ifadelerini
kullandı.
Eşi Hasan U.'nun derin dondurucu alıp almadığını hatırlamadığını ifade eden U.,
'Kızımın odasına hiç bakmadım. Hiçbir şey bilmiyorum' dedi.
'Evden gitti, dönecek
sandım'
Kızının evden gittiğini, sonrasında
döneceğini sandığını ifade eden U., daha önce verdiği ifadeler için 'Nasıl bir
şey altındaydım nasıl bir ifade verdim, söylediklerimi hatırlamıyorum. Ben
sadece nefes alan bir insanım. Geride bir tane kızım var. Ona tutunmaya
çalışıyorum' şeklinde konuştu.
Duruşmada kriz
geçirdi?
U., savunmasının ardından sinir krizi
geçirdi. 'Benim kızım gitti. Ben niye gitmedim?' diye ağlayan U.'ya 112
ekibinin müdahale edebilmesi için duruşmaya ara verildi. Aranın ardından
müşteki Ö. U.'nun beyanlarıyla duruşmaya devam edildi. Ablasının ölümünü
medyadan öğrendiğini söyleyerek, 'Ablamla son 4 yıldır görüşmüyordum. Olan her
şeye şikayetim var. Şu an kim suçlu kim değil tahayyül edemiyorum. Annem ve
babamın ciddi psikolojik desteğe ihtiyacı var. Annem zaten ben kendimi bildim
bileli ilaç kullanır' dedi. Ablası hakkında uzaklaştırma kararı aldırdığını
söyleyen U., 'Ablama uzaklaştırma kararı çıkartmıştım. Beni okuldan aldırmaya
çalışmıştı. '˜Elinden her şeyini alacağım' diye evimi basmıştı' dedi.
U., mahkeme başkanının 'Şikayetçi misin?
Onların öldürdüklerini iddia ediyorlar?' sorusuna ise 'Şikayetim yok. Ölen
ablamın yasını tutarken, annem ve babam için de yaşam mücadelesi veriyorum'
şeklinde konuştu.
Savcı haksız tahrik
indirimi istedi
İfadelerin ardından duruşma savcısı esas
hakkındaki mütalaasını açıkladı. Savcı, sanık Satı U.'nun 'Altsoydan akrabayı kasten
öldürme' suçundan beraatını, hakkında 'Suçu bildirmeme' suçundan suç
duyurusunda bulunulmasını talep etti. Savcı, sanık Hasan U.'nun ise 'Altsoydan
akrabayı kasten öldürme' suçundan cezalandırılmasını, verilecek cezada 'haksız
tahrik' hükümlerinin uygulanmasını ancak 'Takdiri indirim' nedenlerinin
uygulanmamasını talep ederek, U.'nun tutukluluk halinin devamını talep etti.
Tahliye yok
Sanık avukatlarının savunma hazırlamak
üzere süre talep etmesinin üzerine mahkeme heyeti, sanık avukatlarına savunma
hazırlamak için süre vererek yargılamayı ileri bir tarihe erteledi. Heyet,
ayrıca Satı U. ve Hasan U.'nun tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.