Burun kasları bile çaba gösteriyor
Edirne Sultan 1. Murat Devlet Hastanesinde görev yapan doktorlar, yeni tip koronavirüse (Kovid-19) yakalanan ağır hastaların ne denli zorluklar yaşadıklarını anlattı.
Acil tıp uzmanı Abidin Aygün, Kovid-19 salgınına karşı özveriyle mücadele ettiklerini söyledi. Hem sağlık çalışanları hem de hastalar açısından sürecin yıpratıcı ve tedirgin edici olduğunu belirten Aygün, "Sağlık çalışanlarımız uzun süre ailelerinden uzak kaldı. Temizlik görevlilerimiz ve hasta transfer görevlilerimiz de sıkıntılar yaşadı. Hastayı sedyeye koyan, tomografi ünitelerine götürenler onlardı. Onlar gizli kahramanlardır." dedi.
Salgın
belirtisi gösteren hastaların ciddi anlamda solunum şikayetiyle hastaneye
başvurduğunu anlatan Aygün, şöyle devam etti: "Entübasyon ya da makineye
bağlanma ciddi anlamda sıkıntılı bir süreç. Daha entübe olmadan konuşma fırsatı
bulduğumuz hastalar vardı. 'Sanki ciğerlerimin içerisi su dolu gibi
hissediyorum' diyorlardı. Solunum sıkıntısı içerisindeki hastaların birçoğu
maske kullanmamışlardı ya da yanlış şekilde kullanmışlardı. Şimdi maskeyi
kollarına, çenenin altına takanlar ya da maskeyi kulaklarına takıp sallayanlar görüyoruz.
Bu şekilde korunmak mümkün değil."
Aygün,
maskenin doğru kullanımının sağlığın korunması açısından çok önemli olduğunu
vurgulayarak, "Biz her hastamıza bunu anlatmaya çalıştık fakat maalesef,
işte düğün, cenaze törenlerine katılımlar, burada yakınlaşmalar, sosyal
izolasyon mesafesinden de ziyade, sarılmalar, öpüşmeler, ağıtlar... Tabii
insanların acısını da anlamak gerekiyor ama aynı acıyı kendi yakınlarına da
yaşatmamak adına dikkat edilmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Abidin
Aygün, 42-43 yaşlarında bir hastasının kendisine "Bir susuzluk hissi gibi
nefes açlığı yaşıyorum. Nefes almama rağmen nefese doyamıyorum.'' dediğini
anlattı.
"BİR MASKE HAYAT
KURTARIR"
Kovid-19'a
yakalanan hastaların büyük sıkıntılar yaşadığına dikkati çeken Aygün, şunları
söyledi: "Kovid-19'a yakalananların göğüs kasları nefes almaya gücü
yetmediğinde, karın hatta köprücük kemikleri hatta burnumuzun ucunda küçük
kasçıklar var, bunlar bile nefes almak için çaba sarf etmeye çalışıyor. Ciddi
anlamda yorucu bir iş ve bu seviyeye gelen hastalarda maalesef ölüm oranları
yüksek seviyeye geliyor. Bir maske hayat kurtarır."
Aynı
hastanede görevli enfeksiyon hastalıkları uzmanı Bahar Yenigün de koronavirüs
nedeniyle nefes almakta güçlük çeken bir hastanın, yoğun bakıma alınacağını
duyduğu zaman yaşadığı mutluluğun, hastaların nefes almaya çalışırken ne kadar
yorulduğunu gözler önüne serdiğini belirtti. Yenigün, koronavirüs teşhisiyle
yatırdıkları hastalarda ciddi solunum sıkıntısıyla karşılaştıklarını ifade
etti. Bu dönemin hastalar için zorlu geçtiğini belirten Yenigün, "Hava
açlığı çekiyorlar ve bunun süresi uzadıkça bu hastaların kas yorgunlukları çok
fazla artıyor." dedi.
"KEŞKE O DÜĞÜNE
GİTMESEYDİK'
Koronavirüs
tedavisi gören bir hastanın yoğun bakıma gideceğini duyunca sevinmesine
şaşırdığını anlatan Yenigün, şöyle devam etti: "Bir kadın hastam, çok da
yaşlı değildi, 4 gün boyunca ciddi bir solunum sıkıntısı yaşadı. O, hava
açlığını çok net yaşadı. Her türlü müdahaleye rağmen bunu yükseltemeyince,
yoğun bakım şartı gelişti. Yoğun bakıma alacağımızı, biraz orada dinlendirmek
istediğimizi söylediğimde bana, 'Çok şükür hocam bu akşam rahat uyuyacağım
nihayet' dedi. Sabaha kadar solunum sıkıntısı, hava açlığı, öksürük, solunum
kaslarının yorgunluğu ve bitkinlik o kadar yorucu bir hal alabiliyor ki yoğun
bakıma gidip orada uyutulmayı 'Çok şükür ben bu akşam rahat uyuyacağım'
şeklinde değerlendirebiliyor."
Bu dönemde hastanın tuvalete gidip
gelmesinin bile nefes nefese kalarak tekrar oksijen almasını gerektirecek
düzeyde olduğunu ifade eden Yenigün, "Hastanın yoğun bakıma gideceği zaman
söyledikleri gerçekten düşündürücü. Bir iki hastam da pişmanlıklarını dile
getirerek, 'Keşke o düğüne gitmeseydik' dedi. Tipik herkesin söylediği 'Keşke
düğüne gitmeseydik, en azından bu dönem yapmasaydık' gibi cümleler yattıktan
sonra oluyor ama çok da bir anlamı kalmıyor açıkçası. " dedi.