Bir canın cezası 1902 TL!
Edirne'nin Uzunköprü ilçesinde bir aile tarafından sokaktan alınarak balkonda bakıldığı sırada feci halde can veren köpek, çok sayıda vatandaşın tepkisini çekti. Olayın ardından aileye 1902 TL para cezası kesilirken Bir El Bin Nefes Derneği Başkanı Yağmur Islattı, hayvan sahiplenmedeki bilincin önemi ve Hayvan Hakları Yasası'na dikkat çekti. Islattı, yasanın değişmesi gerektiğini vurgularken isteyen herkesin hayvan sahiplenmemesi gerektiğini söyledi.
Türkiye'de hayvanseverler tarafından yetersiz olduğu sık sık dile getirilen Hayvan Hakları Yasası'nın değiştirilmesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde gerçekleştirilen bütçe görüşmeleri sırasında sık sık dile getirilirken; Edirne'de de hayvana yönelik şiddet olayları artmaya devam ediyor. Edirne'nin Sabuni Mahallesi'nde 'Fil Yokuşu' diye adlandırılan bölgede 6 kedi ölü bulunması, Uzunköprü ilçesinde Mareşal Fevzi Çakmak Mahallesinde birisi hamile olan iki köpeğin zehirlenerek öldürülmesinin ardından hafta sonu yaşanan bir olay daha hayvanseverleri isyan ettirdi.
Uzunköprü'nün
Kırkkavak köyü yolunda yer alan sitelerde meydana gelen olayda bir köpek feci
şekilde can verdi. 20 Aralık Pazar günü meydana gelen olayda, bir aile
tarafından sokaktan alınan köpeğin, evin balkonuna zincirlenerek bakılması
faciaya neden oldu. İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri ve vatandaşların fark
ettiği olay, köpeği sokaktan sahiplenen aileye bildirilirken; balkondan
atladığı iddia edilen köpek zincire bağlı olması nedeniyle can verdi. Olayın
ardından İlçe Emniyet Müdürlüğü ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü
ekipleri olay yerinde incelemelerde bulundu. Hayatını kaybeden köpeğin ise aile
bireyleri tarafından sokaktan alınarak eve getirildiği ortaya çıktı.
1902 TL CEZA KESİLDİ
Uzunköprü
Hayvanları Koruma ve Kurtarma Derneği Başkanı Görkem Şipka ve Edirne Bir El Bin
Nefes Derneği'nin tepki gösterdiği olayın sonucunda aileye 1902 TL para cezası
uygulandığı ve Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunulduğu açıklanırken;
hayvan sahiplenmedeki bilincin önemi bir kez daha ortaya çıktı. Bir El Bin
Nefes Derneği Başkanı Yağmur Islattı, GÜNDEM'e hayvan sahiplenmenin
prosedürleri ve hayvanseverlerin Hayvan Hakları Yasası'nda yapılmasını dile
getirdiği değişiklikleri anlattı.
'YASA DEĞİŞMEZSE DEVAM EDER'
Edirne
genelinde son günlerde hayvanlara yönelik şiddet olaylarında artış yaşandığını
belirten Islattı; 'Çünkü hayvana yönelik şiddet olaylarını, mevcut durumdan
cesaret alarak yapmaya başladılar. Türkiye genelinde son zamanlarda yasa
konuşulmaya başladıkça şiddet haberlerinin de doğru orantılı bir şekilde
arttığını görüyoruz. Ceza almadıklarını görerek şiddeti, kendilerini tatmin
etmek amacıyla bile yapıyor olabilirler. Bence bu bir hastalıktır. Yasa
yürürlüğe girmedikçe de bu olaylarla karşılaşmaya devam edebiliriz. Örneğin;
mahallede sokak hayvanı istemeyen biri var. Televizyonda haberleri açıyor ve
bir köpeğin dört patisinin kesildiğini, sadece 181 TL ceza aldığını görüyor. Bu
canlardan kurtulmak için 181 TL'yi ödemeyi düşünebiliyor' ifadelerini kullandı.
'HERKES HAYVAN SAHİPLENMEMELİ'
Islattı,
hayvanların hediye olmadığını vurgularken; 'Çocuklarına, sevgililerine hediye
olarak alıyor, kurdele ile hayvan süsleyip götürüyorlar. Böyle bir şey olabilir
mi? Bu bir canlı. Sen kendine bir ev arkadaşı, ailene bir birey alıyorsun ama
bunu parayla alıyorsun. Sonucunda manevi bir anlam yüklemeyip sadece maddi bir
anlamda bıraktığın için o maddiyatın değeri belirli bir süre sonra eskiyor ve
onu sokağa atıyorsun. Sistem değişmediği sürece çözülmez. Bu da yasalara
bağlıdır. Çünkü yasalarda herkesin hayvan sahiplenmemesi için maddeler olması
lazım' dedi.
'ÇOCUĞU İSTEDİ DİYE HAYVAN ALIYORLAR'
Hayvan
sahiplenmeden önce zorunlu tutulması gereken prosedürlere dikkat çeken Islattı;
'Bir insanın, hayvan sahiplenme ehliyetine nail olması lazım. Bunun için
gerekirse psikolog raporu, geçmişine dair bilgiler, birkaç tane veteriner hekim
onayı gibi zorunluluklar olabilir. Çocuğu istedi diye hayvan alıyorlar. Ama
önümüzde Enez gibi bir örnek var. Yaz tatilinde çocuğu hayvanlarla zaman
geçirsin diye sahiplenmiş; tatili bittikten sonra Enez'den ayrılırken sokağa
salmayı bırakın bahçesinden dışarı bırakmamış. Hayvan bahçede aç kalmış,
kapısını kilitleyip gitmiş. Biz bunları gözümüzle görüyoruz' sözlerine yer
verdi.
'İHTİYAÇLARI HESAPLANARAK SAHİPLENİLMELİ'
Islattı,
hayvanların barınma, beslenme ve sağlık ihtiyaçlarını da hatırlatırken; 'İnsanların
çocuğu olduğu zaman okul, sağlık, bakım gibi giderlerini düşünmüyor. Bu
giderleri hem maddi, hem manevi anlamda karşılıyorlar. Hayvanları da evimize
alırken aslında bu şekilde düşünmemiz lazım. O bizim ailemizden biri olursa
masrafı da zaten gözümüzde olmayacak. Çünkü bu masrafı ailemizden birine
yapacağız. Önemli olan böyle görebilecek insanların hayvan sahiplenebilecek
durumda olmasıdır. Çocuğumuza nasıl ki, '˜Bunun maddi yükümlülüğü bana çok fazla
olmaya başladı, bırakıyorum' diyemiyorsak; hayvana da demememiz gerekiyor. Bu
durumun artı ve eksilerini, hayvanı eve almadan önce düşünmeliyiz. Hayvan
hastalanabilir, tedavi masraflarını karşılayabilecek misin? Bazı tedaviler çok
pahalı. Hayvan yılda belirli oranda mama yemek zorunda, bunu karşılayabilecek
misin? Örneğin; bir köpeğin sabah ve akşam tuvalete çıkması lazım, bu zamanı
ona ayırabilecek misin? Bunların hesaplanarak sahiplenilmesi lazım' dedi.
'ÖLÜME TERK EDİLİYORLAR'
Her
insanın hayvan sevmesinin olağan olduğunu belirten Islattı; 'Elbette herkes
hayvan sevsin ama sokaktakine yardım etsin. Herkes evine almak zorunda değil.
Bakamayacaklarsa da almasınlar. Çünkü hayvanları terk ettikleri anda sadece
sokağa bırakmıyorlar, ölüme terk ediyorlar. Çoğu hayvan intihara kadar
sürükleniyor. Hayvanlar dışarıdaki yaşam şartlarına alışkın değil; trafikten
kaçamıyor, araba çarpıyor, diğer hayvanlar beslenmesine müsaade etmiyor. Bir
çocuk, hiç tanımadığı bir dünyada yapayalnız kalmış oluyor. Kısa bir süre
dayanabiliyorlar. Eğer bir hayvansever onu fark edip yuvalandırıyorsa
kurtulabiliyorlar ama aksi halde ölüyorlar' ifadelerine yer verdi.
'İHMAL VE BİLİNÇSİZLİK VAR'
Islattı,
Uzunköprü'de bir köpeğin hayatını kaybettiği olaya dikkat çekerken; 'Uzunköprü'deki
olayda çocuk, hayvanı sokaktan alıp eve getirmiş. Aslında birinci yanlış burada
başlıyor. Bu durumu o çocuğun kararına mı bıraktılar? Aile istedi mi, istemedi
mi? Çocuğun hevesini aldıktan sonra bırakacağını mı düşündüler? Yoksa bilinçli
bir şekilde sahiplenmeyi mi düşündüler? Edindiğimiz bilgilere göre ne yazık ki
bilinçli bir sahiplenme yok. O hayvanı balkonda kısa bir zincirle tutarken,
hayvanın balkondan atlama ihtimalini düşünmeleri lazım. Orada tamamen ihmal ve
bilinçsizlik var. Hayvan sahipleniyorsan ilk olarak veteriner hekime
götüreceksin. Hayvanın karnesinin çıkartılması ve sahiplenme belgesinin
alınması lazım. Hayvan zaten küpeli ve belli ki belediye tarafından
kısırlaştırılmış. Belediye ile görüşülerek bu hayvanın takibinin yapılması
lazım. Bu prosedürler yapılmamış. Hayvan aslında resmi olarak sahiplenilmemiş;
sokaktan alınıp orada durmasına neden olunmuş. Niyetleri çok iyi de olabilir
ama bilinçsizlik sonucunda çok kötü bir sonuca sebep olundu' dedi.
'OY KULLANMIYORLAR DİYE Mİ ÖNEMSİZLER?'
Hayvana
şiddet ve ölüm olaylarına neden olan kişi ya da kişilerin cezalandırılması
gerektiğini söyleyen Islattı; 'Uzunköprü'deki olayla ilgili biz de dilekçe
vereceğiz. Buradan, o insanlardan nefret ettiğimiz sonucu çıkmasın. Her suçun
bir sonucu var. Ne yazık ki bu tür suçların sonucu çok küçük para cezaları
oluyor. Ama o bile olsa yapılan ihmalin cezası olması gerekiyor. Bu hayvanların
bir koruyucusu olması lazım. Hayvanlar oy kullanamıyorlar diye mi bu kadar
önemsizler?' sözlerine yer verdi.
'İNSANA ŞİDDET HAYVANA ŞİDDETLE BAŞLIYOR'
Islattı,
Türkiye'deki mevcut Hayvan Hakları Yasası'na göre sahiplenilen hayvanın mal
olarak kabul edildiğini açıklarken; 'Benim evimdeki köpeğim ile televizyonumun
yasalara göre bir farkı yok. Biz her şiddet olayında yasanın yetersizliğini
görüyoruz. Türkiye genelinde Uzunköprü'deki olaydan çok daha kötülerini
yaşadık. Ama bu olayları yapan insanlar elini kolunu sallayıp sokakta
geziyorlar. Yapılan birçok bilimsel araştırma var. İnsana şiddet, hayvana
şiddetle başlıyor. Çocuklara tecavüz edenlerin, kadınları öldürenlerin geçmişleri
araştırıldığında büyük bir çoğunluğunun hayvana eziyet ederek bu işe başladığı
ortaya çıkıyor. Hayvan hakları yasası bunun için gelmeli. Biz de dernek olarak
bu olayı takip etmeye devam edeceğiz' diye konuştu.