Barışı hayal etmek
Edirneli kadınlar için 'Barışı Hayal Etmek' projesi kapsamında Dr. Fatma Şakir Memik Kadın Merkezinde atölye çalışmaları düzenlendi. Edirne Kent Konseyi Kadın Meclisi'nin düzenlediği etkinlikte kadınlar, nasıl bir toplumda ve nasıl bir dünyada yaşamak istedikleri konusunda da birbirleriyle hayallerini paylaştılar.
Edirne Kent Konseyi Kadın Meclisi (EKAMEDER) üyeleri, 7-8-9 Kasım 2019 tarihlerinde; Ankara'da Demir Leblebi Kadın Derneği'nin Kanada Büyükelçiliği'nin desteğiyle yürüttüğü 'Barışı Hayal Etmek' projesi kapsamında; 'Barış Hayal Atölyesi Kolaylaştırıcılığı Eğitimi'ne katıldı.
Barış kültürü ve
atölye kolaylaştırıcılığı konularında yetkinleşmeleri, bilgi ve becerilerinin
güçlendirilmesinin hedeflendiği projeye; yerel bağımsız kadın örgütlerinden,
kadın girişimcilerden, üniversitelerden ve yerel yönetimlerde bulunan
kişilerden coğrafi dağılıma göre seçildi.
Eğitim sonrası, EKAMEDER adına katılan Sevim
Karaman'ın kolaylaştırıcılığında Dr. Fatma Şakir Memik Kadın Merkezinde; 16 ve
18 Aralık 2019 tarihlerinde, iki grup halinde gerçekleştirilen atölye
çalışmalarına, toplam 36 kadın katıldı.
Çalışmaya katılan
kadınlar; kendileriyle, aileleriyle çatışmadan barışık bir şekilde nasıl
yaşamak istediklerini ifade ederken, nasıl bir kentte, nasıl bir ülkede, nasıl
bir toplumda ve nasıl bir dünyada yaşamak istedikleri konusunda da
birbirleriyle hayallerini paylaştılar. Atölye sonunda katılımcılar; 'Barış
Hayal Atölyesi'ne katılmaya gönüllü olmaları ve bu projeye sundukları katkılar
için birbirlerini kutlayarak karşılıklı katılım belgelerini verdiler.
'Şiddetsiz
iletişim mümkün'
Dernek Başkanı Hülya
Bodur; 'Toplumsal bir varlık olarak insanın sürekli bir iletişim halinde
olduğunu ifade ederek 'Kendimizle başlayan iletişimimiz, çocuğumuzdan,
ailemize, çevremizden tüm topluma kadar hayatımızın her aşamasında doğru,
etkili ve şiddetsiz bir iletişim ile mümkün olabilecektir. Ve şiddetsiz
iletişim ile empati yaparak, birbirimizi olduğumuz gibi kabul etmeyi, karşımızdakinin
duygularını ve ihtiyaçlarını anlayabilmemizi, reddetmeden kabul vermeyi
öğrenebiliriz. Aile içinde ve toplum içindeki dayanışma arttıkça toplumsal
boyutta da barış kültüründen söz edilebilir. İçimizdeki şiddeti dönüştürdükçe
ve işbirliği içinde ilişki kurdukça; kendimizi daha iyi ifade edebilecek,
karşımızdakini doğru şekilde anlayabilecek, olaylara ve kişilere
yaklaşımlarımızla hayatımız kolaylaşacak, daha sağlıklı ve adil olacaktır. Kendi
içimizde ve dışımızda, bireysel ve toplumsal barışı inşa etmek için anlamak,
yargılamadan, suçlamadan empati geliştirmeye, farklı düşünen bireylerin
birbirine temas etmeleri ve iletişime geçmeleriyle mümkün olacaktır. EKAMEDER
olarak şiddetsiz iletişimin mümkün olduğuna dikkat çekmek ve bu konuda bir
farkındalık yaratmak amacı ile yaptığımız atölye çalışmaları bundan sonra da
devam edecek' dedi.
Bodur, 'Son söz'
notuyla şunları paylaştı: 'Gelecek şimdidir, şimdi nasılsak gelecek de öyle
olacaktır. Topyekûn insanlığı ilgilendiren 'Barış' herkesin sahip çıkması gereken
ortak bir kavramdır. Barış, başkasına gelen zararı hissedebilmektir, karşı
tarafı dinleyip saygı göstermek, yani empati yapabilmektir. Barış,
önyargılardan uzaklaşmaktır. Barış, hoşgörü ile bakmak, herkesi olduğu gibi
kabul etmektir. Barış; çocukların ve kadınların istismara uğramaması,
insanların ölmemesi ve sokakta korkmadan, rahat gezebilmesidir. Barış kendi
çocuğunu 'en' olarak görmeden başka çocukların başını okşamaktır. Barış uyum,
karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortamdır. Barış içimizdeki ve
birbirimizle olan savaşın bitmesidir. Kendimizden başlatacağımız zihinsel
dönüşüm, toplumsal bir dönüşüme evrilebilecektir. Kadına yönelik şiddetin,
tecavüzlerin, çocuk istismarlarının ve savaşların son bulması için bu zihniyet
dönüşümünü yaratmak ve bunun için bireysel ve kurumsal hep birlikte
çalışmalıyız.'