- Haberler
- Edirne
- Bal karşılığı aldıkları alabalık yavrularıyla kurdukları çiftlikte talebe yetişemiyorlar
Bal karşılığı aldıkları alabalık yavrularıyla kurdukları çiftlikte talebe yetişemiyorlar
Kırklareli'nde yıllar önce ürettikleri bal karşılığı alabalık yavruları alan ailenin fertleri, kurdukları tesiste yoğun talebe yetişmeye çalışıyor.
Vize ilçesinin Balkaya köyünde 38 yıl önce arazi satın alan Ali Çodar ve ailesi, burada arıcılık yapmaya başladı.
1985 yılında Ali Çodar, gazetede okuduğu "Bilecik Bozüyük'te balık ihracatı" haberi üzerine oğulları Hasan ve Hüseyin ile arıcılığın yanı sıra balık üretimi de yapmaya karar verdi.
Kendi imkanlarıyla evlerinin bahçesine havuz yapan aile, ürettikleri bal karşılığında alabalık yavrusu alarak 1989 yılında üretime başladı.
Yetiştirdikleri balıkların bir kısmını satan aile, damızlık balıklarla her geçen gün üretimi artırdı.
Hüseyin Çodar, Giresun'dan göç ederek geldikleri Kırklareli'nde tüm zorluklara rağmen çok çalışarak başarıya ulaştıklarını söyledi.
Kısıtlı imkanlarla kurdukları çiftlikte bugün yılda 25 ton alabalık ürettiklerini ve talebi karşılamakta güçlük çektiklerini belirten Çodar, şöyle devam etti:
"Köyden arazi aldık, evimizi yaptık. Paramız kalmadığı için balık havuzunu kendi imkanlarımızla yapmaya çalıştık. Adapazarı'nda biraz yavru bulduk. Bunu da paramız olmadığı için alamadık ama balımız vardı, arıcılık da yaptığımız için rahmetli babamla beraber... Balla yavruyu takas etme teklifini götürdük, oradaki abiler de kabul etti sağolsunlar. Bize yaklaşık 10 bin yavru balık getirip, 300 kilogram bal aldılar."
Çodar, bir havuzla başladıkları tesiste şimdi 35-40 metrekare büyüklüğünde 15 havuz bulunduğunu, yanlarında 10 kişinin çalıştığını ifade etti.
- Çiftliğin yanına balık restoranı da açtılar
Az sayıda yavru balıkla başladıkları üretimin her geçen gün arttığını, taleplere yetişemez duruma geldiklerini anlatan Çodar, çiftliğin yanına bir de restoran açıp ürünlerini pişirerek satma fırsatı bulduklarını dile getirdi.
Çodar, balıkları kendi işletmelerinde sattıklarını ve İstanbul'un yanı sıra Türkiye'nin çeşitli illerine gönderdiklerini söyledi.
Restoranda tek tavayla başladıkları işte de sekiz tavaya çıktıklarını belirten Çodar, "Yani günde beş balık, on balık pişirirken, günde binin üzerine çıktık. Allah'a çok şükür. Süreç böyle devam etti ama bu süreçlere gelene kadar tabii bizim en büyük desteğimiz ailemiz oldu." diye konuştu.