Ayçiçeğinde verim kaybını önlemek için çalışmalar sürüyor
Ayçiçeğinde verim kaybıyla mücadele için Tarım ve Orman Bakanlığı Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından 10 binlerce genetik materyal çalışma yapılıyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü, canavar otu ile mücadele için mücadele ediyor. Bu kapsamda 10 binlerce genetik materyal üzerinde çalışma yapılıyor.
Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Türkiye’nin ayçiçeği ıslah çalışmalarının koordinatörlüğünü yapıyor.
Yapılan çalışmalarla hastalıklara ve zararlılara karşı dayanıklı ayçiçeği çeşitleri geliştiriliyor. Ayçiçeğine en büyük zararı veren canavar otu olarak bilinen bitki veriyor. İstilacı ot, ayçiçeğinin köküne sarılıp, bitkinin besin maddeleri ve suyu ile yaşamına devam ediyor.
Enstitüde canavar otuna karşı en dayanıklı çeşidi bulmak için her yıl 10 bin materyal üzerine deneme çalışmaları sürüyor.
Tarla koşullarındaki zararlı otların tohumları alınıp laboratuvar ortamında sağlıklı bitkilere kontrollü olarak bulaştırılıyor. Binlerce denemenin ardından hastalığa dayanıklı çeşitler belirlenip piyasaya sürülüyor.
Islah çalışmaları yıllarca sürüyor. Başarılı bir çeşit 10 – 12 yılda ortaya çıkarılabiliyor. Enstitüde ıslah çalışmaları sonrasında 50 ayçiçeği çeşidi geliştirildi.
Enstitü Müdürü Doç. Dr. Adnan Tülek, Ayçiçeğinde canavar otunun verimi düşüren en önemli etkenlerden biri olduğunu dile getirdi.
Ayçiçeği ekimi yapıldıktan sonra canavar otu tohumunun ayçiçeğinin köküne bulaşıp çimlendiğini aktaran Tülek, “Kış dönemindeki ıslah çalışmaları kapsamında çeşit öncesi materyali buradaki serada test ediyoruz. Kontrollü koşullarda yürüttüğümüz sera çalışmalarında yılda yaklaşık 10 bin materyali canavar otuna karşı test ediyoruz. Ayçiçeğinde canavar otunun verimi düşüren en önemli etkenlerden biri olduğunu biliyoruz. Ayçiçeği ekimi yapıldıktan sonra canavar otu tohumunun ayçiçeğinin köküne bulaşıp çimleniyor. Canavar otu bu noktadan sonra ihtiyaç duyduğu su, mineral ve diğer besin maddelerini tutunduğu ayçiçeğinden karşılıyor. Eğer çok bulaşık durumdaysa yüzde 100'e kadar verim kayıpları yaşanıyor. Islah çalışmalarında yapay olarak canavar otu karıştırılmış toprak kullanılarak saksılarda test ediyoruz. Canavar otunun tam bir parazit bitki. Binlerce materyal üzerinde denemeler yapılıyor. Hepsi tek tek inceleniyor ve hastalığın etkileri gözleniyor. Yüksek derecede toleranslı olan çeşitler ya da çeşit adaylarında tam parazit bu bitkinin gelişemediğini görüyoruz. Tohumlarıyla yayılan ve bulaşan bir bitki. Bulaşık arazilerde 10 yıla kadar varlığını koruyabilen bir yabancı ot. O yüzden bu otla mücadelenin en önemli yollarından biri kültürel yöntem olarak bilinen toleranslı çeşitlerin ekilmesi, böylelikle hastalığı bertaraf ediyoruz." Şeklinde konuştu.
Tülek, çalışmalarının uzun sürdüğünü ve yıllar aldığını dile getirdi. Başarılı bir çeşidin 10-12 yılda geliştirildiğine dikkat çeken Tülek, 1970 yılında enstitüde başlayan çalışmalar neticesinde 50 çeşidin çiftçilere sunulduğunu aktardı.