Armüfika müziğe arkeolog eli

Edirne'de müzik tutkunu iki arkeolog, Trakya Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nde yüksek lisans yapmak amacıyla çıktıkları yolda '˜Armüfika' adını verdikleri gruplarıyla bir araya geldi. Müzik ve arkeolojinin ortaklığında birleşen Türker Arslan ve Serhat Ergün, besteledikleri 6 şarkıyı Edirneliler ile paylaşmaya hazırlanırken GÜNDEM'in sorularını yanıtladılar. '˜Armüfika', şarkılarının kliplerini de antik kentlerde çekmeyi hedeflerken Edirne'de de Sarayiçi bölgesindeki Edirne Sarayı'nın Hasbahçesi Tavuk Ormanı'nda klip hazırlamayı planlıyor.

Armüfika müziğe arkeolog eli
TAKİP ET Google News ile Takip Et

                Trakya Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nde başladıkları yüksek lisans eğitimiyle bir araya gelen iki müzik tutkunu Türker Arslan (27) ve Serhat Ergün (26), insanoğlunun antik çağlardan günümüze kadar taşıdığı en önemli sanat dallarından biri olan müzik ile bir araya gelerek '˜Armüfika' adını verdikleri gruplarıyla çalışmalarına başladılar. İlk sahnelerine Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği'nin düzenlediği bir etkinlikte çıkan '˜Armüfika', kuruluşundan itibaren kendilerine ait 6 besteyi dinleyicilere sunmaya hazırlanırken; tanıtım amaçlı gerçekleştirdikleri video kayıtlarını ise video paylaşım platformu '˜Youtube'tan müzikseverlerle paylaştılar.

                '˜Armüfika', günümüz insanın yaşadığı bireysel sorunları konu edindiği şarkılarının yanı sıra toplumsal sorunlara da temas etme hedefiyle çalışmalarına devam ederken; GÜNDEM'e de kuruluş aşamasından bugüne yaşananları anlattı. Antik kentlere dikkat çekmek amacıyla bestelerine video klipler hazırlamayı planlayan grup, Edirne'de de Edirne'nin tarihi bölgelerinden biri olan Sarayiçi'ndeki Hasbahçe'de de video klip çekimi gerçekleştirmeyi hedefliyor. Doğa dostu, hayvan haklarına saygılı iki arkeologun bir araya gelmesiyle kurulan '˜Armüfika', şarkılarını Edirnelilerin de beğenisine sunarak, müzikseverlerden destek bekliyor.

GÜNDEM: Müziğe ilk adımınızı nasıl attınız ve '˜Armüfika'yı ne zaman kurmaya karar verdiniz?

Türker Arslan: Lisede Kasdav Liselerarası Müzik Yarışması'na hazırlanmak amacıyla müziğe ilk adımlarımı attım. Şu anda Boğaziçi Caz Korosu'nda yer alan bir arkadaşımın gitar hediye etmesiyle birlikte müzik serüvenim başladı. İstanbul Üniversitesi Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı'nda okurken grup kurma girişimlerim oldu ama bazı şeyler eksik kalınca grup da yarıda kalıyor. Grup kurma girişimleri yarıda kaldıkça da müzik yapma fikri aklınızın bir köşesinde sürekli kalıyor. Trakya Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'ne yüksek lisans yapmak amacıyla geldiğimde de Serhat Ergün ile tanıştım. Tanışalı birkaç saat olmasına rağmen grup kurarak müzik yapmaya karar verdik. O günden sonra süreç bugüne kadar geldi.

Serhat Ergün: Lisede okuduğum dönemde klasik gitarı elime almamla müziğe ilk adımımı attım. Lisede müzik grubum oldu, hatta Bursa'da bazı sahnelere de çıkma deneyimi yaşadım. Grup elemanlarının üniversite eğitimine devam etmesiyle birlikte müzik yapma çabamız yarıda kaldı. Ben de Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nde okudum. Konya'da müzik tarzıma uygun yerler yoktu. Konya'dan Edirne'ye geldikten sonra müzik yapabileceğime inandım. Ekim ayında Türker Arslan ile tanıştık. O güne kadar sanki aynı hayalleri kurup tanışamamış iki insandık. Bir araya gelince birlikte bir yol çizmeye karar verdik. Bu yolda ilerlemeye devam ediyoruz.

GÜNDEM: '˜Armüfika' farklı ismiyle dikkat çekiyor. Grubun ismini nasıl belirlediniz?

Türker Arslan: Grup kurmaya karar verdikten sonra isim bulma çabalarımız oldu. Grup isminin söyleniş biçimi olarak kulağa hoş gelmesini istiyorduk. Bunun yanında içinin de dolu olmasını amaçlıyorduk. Bilinen bir kelime olması zorunlu değildi. Birkaç isim bulduk fakat aynı isimde farklı gruplar vardı ve vazgeçtik. Daha sonra düşüncelerimize uygun olacak tek konseptin, birbirimizin ortak özelliklerini baz alarak bir kelime türetmenin olduğuna karar verdik. Arkeoloji, müzik, fikir, sanat, karakter gibi kelimeler yazdık. Böylece ortaya arkeoloji, müzik, fikir ve karakter kelimelerinden oluşan '˜Armüfika' adı ortaya çıktı. Söylenişini de çok beğendik. Armüfika'yı kurduktan sonra evimizde prova alabileceğimiz bir ortam olmadığını fark ettik. Öncelikle evimizde stüdyo ortamı yarattık. Bu işi yapmak için ses kartı, mikrofon, kamera, gitar vs. lazım. Bizim en şanslı olduğumuz konu da bu oldu. Bende ses kartı yoktu ama Serhat'ta vardı. Çekimlerimiz için 2 ayrı kameramız vardı ve elimizdeki birleştirdik. Birçok malzeme bir araya gelince de bir şeyin müzik yapma isteğimizi gerçekleştirmemiz için bizi ittiğini hissettik. Birbirimizi tamamladık diyebiliriz.

GÜNDEM: Edirnelilerin şarkılarınızı dinleyebilecekleri bir yer var mı?

Serhat Ergün: Müziğimizi tanıtmak için şu anlık internet üzerinden gitmeyi planlıyoruz. Bazı sevilen şarkıları kendimize uyarlayıp video kaydı almamızın daha etkili olacağını düşündük. Çünkü Edirne'de bir mekânda haftada bir sahne alsak, her hafta en fazla 100 kişi görecektir. Ama internetten daha hızlı bir şekilde insanlara ulaşabileceğimizi düşündük. Kendi şarkılarımızın da duyulmasıyla da Edirne'de de birçok insana ulaşabileceğimize inanıyoruz.

Türker Arslan: Bizim herhangi bir müzik şirketiyle şu anda anlaşmamız yok. Çok fazla reklam yapabilecek bir gelirimiz de yok. Bu nedenle bilinen şarkıların üzerinden kendimizi tanıtabilmek amacıyla böyle bir yönteme başvurduk. Bu süreçte Edirnelilerin bize yapabilecekleri en büyük destek takip etmek olacaktır. Bize '˜Instagram', '˜Facebook', '˜Twitter' ve '˜Youtube' gibi sosyal medya platformlarından Armüfika yazarak ulaşabilirler. Örneğin; '˜Youtube'a '˜Allı Turnam' yazdığınızda bizim yüklediğimiz videoyu insanlar görecekler, dinleyecekler. Belirli bir kitle oluşturduğumuz zaman kendi şarkılarımızı da paylaşmaya başlayacağız. Tabi bu sevdiğimiz şarkıları kendimize özgü bir tarz ile çalmayacağımız anlamına gelmiyor. Kendi yorumumuzu katarak dinleyiciye sunabiliriz.

GÜNDEM: Şarkılarınızda klasik gitar ve akustik gitar kullanmayı tercih ediyorsunuz. Günümüz müziğinde ise dijitalleşme artmaya devam ediyor. Bu durumun müziğinizi sekteye uğratmasından çekinmiyor musunuz?

Türker Arslan: Müzikte dijitalleşme bizim müziğimizi herhangi bir sekteye uğratmaz ama bilgisayar üretimi müzik, yeni jenerasyonda absürt derecede iyi tutuyor. Dijital miksler, günümüzde rap müziğin de ön plana çıkmasıyla daha çok gündemde kalıyor. Bizim yaptığımız tarz ise 40 yıl önce dinlenen şarkılar gibi. Dijitalleşmenin bizim müziğimizi etkileyeceğini ya da canlı performanslarımıza olumsuz etki yaratacağını hiç düşünmüyoruz ama insanlara ulaşma konusunda biraz gecikmeye neden olabilir. Çünkü bugünün şartlarında istenen müzik tarzı bu değil. Bugüne kadar yaptığımız 2 video kaydının alt yapısına dijital bir ritim vs. koysak daha çok dinlenecektir. Ama insanın içine sinmedikten sonra yapmasının da bir anlamı yok.

GÜNDEM: Arkeologlar arasında sizin gibi hem müziği, hem de arkeolojiyi bir arada götürenler de var. Örneğin; Redd'in gitaristi Güneş Duru, bu isimlerden biri. Arkeoloji ile müzik arasında özel bir bağ mı var?

Serhat Ergün: Müzik ve arkeoloji bizim ortak noktamız. Hayatımızın her zaman bir yerinde devam edecek. Müzik de, arkeoloji de bizim için büyük bir tutku. Bu yolculukta ikisini de sürdüreceğiz.

GÜNDEM: Armüfika, beste çalışmalarına ne zaman başladı? Hazır olan şarkılarınız var mı? Varsa şarkılarınız karakterini nasıl tanımlıyorsunuz?

Türker Arslan: Beste çalışmalarımıza ilk kez kazılarda başladık. Aynı kazıya katılmayı denk getirmeyi başardık. Kazılardan kalan boş zamanımızda gitarlarımızla doğaçlama müzik yaparken besteler ortaya çıkıyor ve sözlerini yazıyoruz. Daha sonra şarkıları kayıt altına alıyoruz ve üzerinde çalışma fırsatımız oluyor. Şu anda da çalışmalarımız devam ediyor. Elimizde 6 adet tamamlanmış şarkımız var. Yakın bir zamanda da şarkılarımızı tüm dijital platformlardan dinleyicilerimize sunacağız. Dinlendirici, düşündürücü bir tarzımız var. Soft bir müzik karakterimizin var. Yaptığımız bestelerde sözün anlamlı olmasına özellikle dikkat ediyoruz. Her dinleyen kendine göre bir anlam da çıkartacaktır. Müziğimizi dinleyenlerin dalıp gitmesinden haz duyarız. Çünkü biz de bunu yaşıyoruz.

GÜNDEM: Geçtiğimiz günlerde Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği'nin bir etkinliğinde sahne aldınız. Sivil toplum örgütleriyle bağınız nasıl oluştu? Armüfika çevre, hayvan, doğa gibi konular hakkında ne düşünüyor?

Serhat Ergün: Müzik yaparken, sivil toplum örgütlerine yönelik çalışmalar da yapıyoruz. Biz de doğayı, hayvaları seviyoruz ve bu konuda çalışma yapan sivil toplum örgütlerinin yanında müziğimiz ile yer alabiliriz. Prof. Dr. Ahmet Yaraş da bize bir kapı açtı ve Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği'nin düzenlediği bir gecede sahne alma şansı yakaladık. Güzel bir sahne oldu. Ayrıca Uludağ'ın su kaynaklarının sömürülmesi ile ilgili bir belgeselin müziklerinin yapılmasında da yer alacağız. Nisan-Haziran ayları arasında Uludağ'da düzenlenecek bir kampa katılacağız ve Armüfika olarak yaptığımız enstrümental şarkıları çalacağız. Şarkılarımızı da belgeselde dış kayıt olarak kullanacaklar. Şarkılarımızda insanın, hayatında yaşadığı yorgunluk, geç kalmışlık, imkânsızlık gibi birçok bireysel soruna değiniyoruz ve bunlar hepimizin yaşadıkları aslında. Zamanla farklı şeyler de çıkabilir.

Türker Arslan: Ayrıca arkeoloji ile ilgili de müzik çalışmalarımız var. Antik kentlere giderek kayıtlar almayı düşünüyoruz. Şu anda Vize'ye giderek antik tiyatroda kayıt almayı düşünüyoruz. Edirne için de bir projemiz var. Has Bahçe'de böyle bir kayıt yapmayı düşünüyoruz. Farkındalık yaratmak amacıyla dünyanın neresi olursa olsun gidip destek vereceğiz. Bizim şu andaki çalışmalarımızı destekleyen insanlar var. Onların olması, Edirne'nin müziğimize farklı bir ivme kazandırmasını sağlayacaktır. Edirne'de çevre, doğa, hayvan hakları gibi konulara hassasiyeti olan daha fazla aktif insan olduğunu görüyoruz. Biz de bu doğrultuda işler yapmak istiyoruz ve mutlaka Edirne de müziğimize bir şeyler katıyor. Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği ile gerçekleştirdiğimiz sahne bir ilk oldu. Şu anda yapabileceğimiz en somut destek de müziktir. Müzikle bir farkındalık yaratabiliriz. Edirnelilerden bizi takip etmelerini istiyoruz. Müziğimizi beğenirlerse onları konserlerimizde bir arada getirmek isteriz. Bu süreçte bizi destekleyen Prof. Dr. Ahmet Yaraş'a, Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ayten Eren ve Edirne Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Ertuğrul Tanrıkulu'na çok teşekkür ederiz. 

Bakmadan Geçme