Trakya'da KOAH'lı fazla

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı ve Toraks Derneği Şube Başkanı Prof. Dr. Osman Nuri Hatipoğlu, Dünya KOAH Günü kapsamında yaptığı basın açıklamasında Türkiye'de 40 yaş üstü her 5 kişiden birinde KOAH olduğunu söylerken Trakya'da KOAH hasta rakamlarının bilinmemesine rağmen Tıp Fakültesi'nde takip edilen KOAH'lı hasta sayısının çok fazla olduğunu açıkladı. Hatipoğlu, son günlerde özellikle gençler arasında yaygın olarak kullanılan elektronik sigaraların da KOAH'ın gelişmesine neden olduğunu söyledi.

TAKİP ET

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı ve Toraks Derneği Şube Başkanı Prof. Dr. Osman Nuri Hatipoğlu ve Şube Sekreteri Dr. Öğr. Üyesi Bilkay Sezer, her yıl Kasım ayının üçüncü haftasında farkındalık oluşturmak amacıyla kutlanan Dünya KOAH Günü kapsamında basın açıklaması gerçekleştirdi.

Tıp Fakültesi toplantı salonunda düzenlenen basın açıklamasında Prof. Dr. Hatipoğlu, '˜KOAH'ı tanıyın, hayat sizden uzaklaşmasın' sloganıyla kutlanan Dünya KOAH Günü'nün, KOAH'ı tanıma ve kavrama nedeniyle önemli bir gün olduğunu belirtirken; 'T.C. Sağlık Bakanlığı ve Türk Toraks Derneği, dünyada KOAH bilincini artırmak üzere kurulan GOLD (Global Initiative of Obstructive Lung Disease) ve Dünya Sağlık Örgütü önderliğinde ortak GARD (Global Alliance Against Chronic Respiratory Diseases) Türkiye Projesi kapsamında her yıl Dünya KOAH Günü etkinlikleri yaparak toplumumuzda KOAH farkındalığını ve bilincini artırmayı hedeflemektedir. Bu yıl Dünya KOAH Günü 20 Kasım 2019 olarak belirlendi. Hedefimiz KOAH'ın her yıl daha fazla kişi tarafından bilinmesi ve risk faktörü taşıyan kişilerin sağlık kuruluşlarına başvurmalarını sağlayarak yaşamlarını daha kaliteli sürdürmelerini sağlanmasıdır' ifadelerine yer verdi.

KOAH'ın tanımını açıklayan Hatipoğlu; 'KOAH [Kronik (Müzmin) Obstrüktif (Tıkayıcı) Akciğer Hastalığı] nefes yollarında mikroplarla oluşmayan bir iltihaplanmaya bağlı oluşan ilerleyici bir akciğer hastalığıdır. KOAH, tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunu olmasına karşın, kamuoyu tarafından yeterince bilinmeyen bir hastalıktır. KOAH'ın görülme sıklığı 40 yaş üstü yetişkinlerde yüzde 15-20'dir. Bir diğer deyişle toplumumuzda 40 yaş üstü her 5 kişiden birinde KOAH vardır. Oysa 10 KOAH hastasının sadece biri doktora başvurmuş ve doğru tanı alabilmiştir. Bu durumda, ülkemizde bulunan 3-5 milyona yakın KOAH'lı hastanın sadece 300-500 bini kendisinde hastalık olduğunu bilmektedir. Küresel Hastalık Yükü Çalışması verilerine göre, KOAH yılda 2,9 milyon ölüme neden olmaktadır. Günümüzde tüm dünyada 3'üncü ölüm nedeni haline gelen KOAH, tüm ölümlerin de yüzde 5,5'inden sorumludur. Türkiye'de solunum sistemi hastalıkları en sık görülen 3'üncü ölüm nedenidir ve bu ölümlerin yüzde 61,5'i KOAH nedeniyledir. Toplumun KOAH konusunda yeterli bilgiye sahip olmaması, hastalığın erken tanısını ve etkin tedavisini güçleştirmektedir' dedi.

'En yaygın risk tütündür'

KOAH'ın ortaya çıkma nedenlerini açıklayan Hatipoğlu; 'KOAH gelişimi için tüm dünyada en yaygın görülen risk faktörü tütün kullanımıdır. Sigara içenler, içmeyenlere göre, daha fazla solunumsal şikâyetlere, daha fazla solunum fonksiyon kaybına ve daha yüksek KOAH ölüm oranlarına sahiptirler. Diğer tip tütün kullanımı (pipo, puro, nargile vb.) ve çevresel tütün dumanı da KOAH gelişimine neden olur. KOAH gelişiminde genetik risk faktörlerinin rolü henüz çok iyi aydınlatılamamıştır. Bununla birlikte yapılan araştırmalarda gebelik ve çocukluk dönemindeki akciğer kapasitesi gelişimi üzerine özellikle yoksulluğun olumsuz etkisinin yetişkin dönemde KOAH gelişimine yol açan önemli bir faktör olduğu gösterilmiştir. Bu nedenle toplum genelindeki eşitsizliğin azaltılması o toplumda yaşayan kişilerde KOAH gelişimini önleyen bir politikadır. Öte yandan özellikle biyomas yani odun, tezek, kök benzeri yakıtların yanmasına bağlı olarak gelişen iç ortam hava kirliliği ve tozlu-dumanlı işyerlerinde çalışmanın en önemli çevresel risk faktörleri olduğu bilinmektedir. Benzer biçimde dış ortam hava kirliliğinin de KOAH gelişiminde ve KOAH hastalığının alevlenmesinde önemli rol oynadığı bilinmektedir. Araştırmalar hava kirliliğinin arttığı dönemlerde KOAH'a bağlı ölümlerin de arttığına işaret etmektedir. Son olarak her geçen gün önemi giderek vurgulanmaya başlayan fiziksel aktivitede azalma ve hareketsizlik de artık bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir' sözlerine yer verdi.

'Fiziksel aktivite artırılmalı'

KOAH'lı bir hastanın şikâyetlerine dikkat çeken Hatipoğlu; 'KOAH'da en sık görülen yakınmalar nefes darlığı, öksürük ve balgam çıkarmadır. Sigara içen kişiler öksürük ve balgamı kanıksarlar ve bu nedenle doktora başvurmazlar. Nefes darlığı nedeniyle fizik aktivitede azalma ortaya çıkar. Eforda nefes darlığı çeken kişi, yol yürümek istemez, günlük işlerini azaltır, markete gitmeye çekinir ve zamanla evden çıkmamayı tercih eder hale gelir. Bu şekilde giderek artan fiziksel aktivite azalması, hastanın yaşam kalitesini bozarak hastalığın ilerlemesine neden olur, sakatlık ve ölüme yol açar. Yirmi yıl boyunca izlenen KOAH'lı olgularda haftada iki saat ve daha fazla yürüyüş yapan hastalarda hem KOAH nedeniyle hastaneye başvurularda hem de bu hastalık nedeniyle ortaya çıkan ölüm oranlarında yüzde 30-40 azalma saptanmıştır. Bu nedenle, hem bu hastalığın önlenmesi hem de ilerlemesinin engellenmesinde fiziksel aktivitenin arttırılması gerekmektedir' dedi.

'Nefes ölçüm testi yaptırılmalı'

KOAH'ın tanısının, basit ve ağrısız bir test olan '˜nefes ölçüm testi' ile kolayca konabildiğini söyleyen Hatipoğlu; 'KOAH'ın erken tanısı, hastalığa bağlı sakatlık ve ölüm oranlarını azaltacaktır. Bu nedenle, 40 yaş üstü, sigara içmiş ya da içmekte olan ve/veya meslek icabı ya da çevresel ortam gereği tozlu ortamlarda bulunan kişilerde müzmin seyirli öksürük, balgam ve nefes darlığı yakınmalarından en az birinin bulunması halinde kişinin bir göğüs hastalıkları hekimi tarafından görülüp '˜nefes ölçüm testini' yaptırması gerekir. KOAH ilerleyici bir hastalık olmasına karşı önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. KOAH'lı bir hastanın yapması gereken ilk iş sigarayı bırakmak amacıyla hekime başvurmasıdır. Sigara bağımlılığı tedavi edilebilen bir hastalıktır. Bunun dışında, diğer zararlı toz ve dumandan uzak durulması, grip ve zatürre aşılarının yapılması ve nefes yoluyla alınan ilaç tedavisinin yanı sıra fiziksel aktivitenin önerilmesi ve uygulanmasının sağlanması; hem hastalık gelişimi, hem hastalığın ilerlemesi ve kötü sonuçlarının önlenmesinde önemli bir adımdır. Yeterli bir fiziksel aktivite için ağır egzersizlere gerek yoktur, haftanın çoğu günleri yapılan orta yoğunluktaki fiziksel aktivite yeterlidir. Herkesin yapabileceği bir aktivite olan yürüyüş, düzenli fiziksel aktivitenin sağladığı hemen tüm yararları sağlayabilmektedir' ifadelerine yer verdi.

'Elektronik sigaradan KOAH gelişebilir'

Hatipoğlu, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Son yıllarda sigaraya alternatif olarak yayılan elektronik sigara kullanımının KOAH'a etkilerinin sorulması üzerine cevap veren Hatipoğlu; 'Her türlü duman, toz, partikül, gaz sürekli olarak solunursa, bunlar hava yollarından iltihaplanmaya yol açıyor. Sigara dumanında olduğu gibi aynı mekanizmayla da KOAH gelişebilir. Elektronik sigara, özellikle ergenlik dönemindeki çocuklarda ve gençlerde yaygın kullanım alanı bulmaya başladı. Tüm dünyada elektronik sigaranın kullanımı ile ilgili ölüm vakaları bildirildi. Elektronik sigaranın kullanımına bağlı olarak solunum yetmezliğiyle hastalar, yoğun bakımlara alınıp cihazlara bağlanmaya başlandı. Bu veriler biriktikçe, elektronik sigaraların görünenden çok daha fazla zararlı olduğunun ortaya çıkacağını düşünüyorum' dedi.

'KOAH'lı hasta sayısı fazla'

Trakya'daki KOAH verilerinin sorulması üzerine cevap veren Hatipoğlu; 'Türkiye'de bilimsel olarak yapılmış en önemli çalışma Adana'da yapıldı. Bu çalışmada da 40 yaşın üzerindeki risk faktörü olan hastalara solunum fonksiyon testleri yapıldı ve yüzde 19,6 oranında KOAH tanısı kondu. Önemli risk faktörlerinden bir tanesi de dış ortamdaki hava kirliliğidir. Ama tek başına değildir. O yüzden Trakya ya da Edirne için bir şey söylemek için bilimsel verilere dayalı konuşmak gerekiyor. Ama bizim KOAH'lı takip ettiğimiz hasta sayısı son derece fazladır. Aslında KOAH'lı olduğunu bilmeyen hastalar ortaya çıksa, gerçek sayılar o zaman ortaya çıkar. Yaklaşık 10'da 1'inin tanısı konabiliyor. Türkiye'de 3-5 milyon olduğu tahmin edilebiliyor ama 300-500 binine tanı konuyor' sözlerine yer verdi. Hatipoğlu'nun açıklamalarının ardından toplantı sona erdi.