Temcit pilavı gibi toplantı
Edirne Tabip Odası Başkanı Dr. Ertuğrul Tanrıkulu, Oda Genel Sekreteri Alper Eker, Dr. Zeynep Erişkin Kaya ve Dr. Özlem Önal'ın 14 Mart Tıp Haftası ile ilgili düzenledikleri basın toplantısında hekimlerin ve sağlık çalışanlarının sorunlarının 2017 yılı ile aynı olması dikkat çekti. 2018 yılında da gündeme getirilecek konuların aynı olması '˜Temcit pilavı gibi toplantı' yorumlarının yapılmasına neden oldu.
Edirne Tabip Odası Başkanı Dr. Ertuğrul Tanrıkulu, Oda Genel Sekreteri Alper Eker, Dr. Zeynep Erişkin Kaya ve Dr. Özlem Önal; 14 Mart Tıp Haftası ile ilgili basın toplantısı düzenlediler. Edirne Tabip Odası Lokali'nde düzenlenen toplantıda, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının sorunlarının 2017 yılı Tıp Haftası ile aynı konular olmasına dikkat çekildi. Toplantının açılış konuşmasının yapan Dr. Tanrıkulu, Türk Tabipleri Birliği'nin ve yerelde Tabip Odaları'nın, halkın nitelikli, ulaşılabilir ve ücretsiz sağlık hizmeti alması için yıllardır mücadele ettiğini söyleyerek; 'Hekimlerin, sağlık çalışanlarının özlük hakları için mücadele ediyor. Türk Tabipleri Birliği geleneği olarak da biz Türkiye'deki hekim-hasta, hekim-hekim ilişkisi ve sağlık sistemleri ile ilgili birçok önerilerde bulunuyoruz. Yıllardır gündemimizden çıkaramadığımız 14 Mart Tıp Haftası'nı bir bayram havasında kutlayamadığımız konu başlıklarımız var. Biz istiyoruz ki artık Tıp Haftası'nı bayram kelimesinin içeriğinde dolu dolu yaşamak ve mutlu bir şekilde kutlamak istiyoruz' ifadelerine yer verdi.
Tanrıkulu, 14 Mart Tıp Haftası'nın önemine dikkat çekerek; 'Ülkemizdeki çağdaş hekimlik eğitiminin başladığı dönem 14 Mart'tır. Sembolik durumundan öte gerçekten Türk tıp camiasının çok önemli bir günüdür. Fakat çok uzun yıllardır çözemediğimiz, çözülemeyen sorunlarımız birikerek ve ne yazık ki aynı sorunları konuşmaktan bizler de yorulduk. '˜Bu konuda ne yapabiliriz?'i Türk Tabipler Birliği olarak her zaman tartışıyoruz. Uzman kurullarımızda ve bilim insanlarımızla hep gündeme getiriyoruz. Bizi yönetenlere, Sağlık Bakanlığı'na ve kanun koyuculara bu konularla ilgili çok fazla önerilerimiz oluyor. Bu önerilerimizi her seferinde bilimsel platformlarda ve uygulanabilir halde de gündeme getiriyoruz' dedi.
'Bize de danışsınlar'Türk Tabipleri Birliği'nin kanunla kurulmuş olan kamu yararına çalışan bir meslek odası olduğunu vurgulayan Tanrıkulu; 'Biz istiyoruz ki Türkiye'de sağlık hizmeti sunucuları, sağlık kanun koyucuları bir işlem yaptığı zaman Türk Tabipleri Birliği'ne de fikir danışsınlar. Bu çoğunlukla olmuyor ama biz yine de birçok konuda fikirlerimizi sunuyoruz, bilimsel çalışmalar yapıyoruz, Sağlık Bakanlığı'na, Maliye Bakanlığı'na ve ilgili bakanlıklara bunları sunuyoruz' sözlerine yer verdi.
'İyi mi oldu?'6 yıl önce sağlık ortamının Kamu Hastane Birlikleri, Halk Sağlığı Müdürlüğü ve Sağlık Müdürlüğü diye 3'e bölündüğünü hatırlatan Tanrıkulu; 'Biz o zaman da bunun sakıncalarını Türk Tabipleri Birliği olarak Sağlık Bakanlığı'na ilettik. O zaman da karşı çıktık. Öyle bir şey oluyor ki sanki biz her şeye karşı çıkıyoruz, yapılan hiçbir şeyi onaylamıyoruz. Asla öyle bir şey değil. Biz sadece hem hekim ortamı, hem bilimsel çalışmaları, hem de sağlık sisteminin bize verdiği yetki ile bir birikim, kurumsal akla sahip, tarihi olan bir meslek örgütüyüz. '˜Yapmayın, sağlıkta bunu 3'e ayırmayın. Bu doğru değil' dedik. Ne oldu? 6 yıl sonra '˜bu doğru değilmiş. O zaman biz tekrar başa dönelim' oldu. Bu 6 yıl içerisinde Türk sağlık sisteminin kaybettiklerini nasıl telafi edecekler? Türkiye'nin her yerinde Kamu Hastane Birlikleri kuruldu. Büyükşehirlerde 5-6 tane kuruldu. İhaleler yaptılar, hekim arkadaşlarımızı il dışına görevlendirmelere başladılar. O zaman da söyledik. '˜Biz demiştik' lafı hoşumuza giden bir laf değil ama bir de bilimin ve aklın, dünya sağlık ortamının bize verdiği doneler var. Onlardan yola çıkarak biz bunları söyledik. Ne oldu? 6 yıl sonra sağlık sistemi tekrar birleştirildi. İyi mi oldu?' dedi.
'3 madde var'Türk Tabipleri Birliği'nin Sağlık Bakanlığı'nın veya sağlık sisteminin kanun koyucularının yaptığı işleri baştan reddetmediğini söyleyen Tanrıkulu; 'Tartışalım, konuşalım, '˜ben yaptım, oldu'dan çıkalım istiyoruz. Edirne Tabip Odası olarak 14 Mart Tıp Haftası'nda Türk Tabipleri Birliği'nin bize söylediği 3 maddelik bir durum var. Ama başat olarak en önemli gündemimiz, ne yazık ki çok yakın bir zamanda başımıza da gelen sağlıkta şiddet. Biz artık Tıp Haftası'nda bunu konuşmak istemiyoruz, gündemimizden çıksın istiyoruz. Çıkıyor mu? Hayır. Türk Tabipleri Birliği'nin önerileri dikkate alınıyor mu? Hayır. Çözülebiliyor mu? Hayır. Biz ne yapacağız? Polikliniklerde, acil servislerde, yoğun bakımlarda şiddete uğramadan nasıl çalışacağız? Gelin bunları birlikte çözelim. Çok önemli önerilerimiz oldu' ifadelerine yer verdi.
Kutlamalar kahvaltı ile başlayacakTürk Tabipleri Birliği'nin çok önemli bir hukuk bürosu olduğunu söyleyen Tanrıkulu; 'Çalıştık ama dikkate bile alınmadık. Artık yoğun bakımda bir hekim arkadaşımızın, hasta yakınları tarafından darp edilmesi belki de son nokta oldu. Biz nerede güvenli çalışacağız. 14 Mart Tıp Haftası'nda Edirne Tabip Odası olarak yarın sabah geleneksel hale getirdiğimiz engelli dernekleri, Edirne Bisiklet Derneği ile beraber bir kahvaltımız olacak. Engelli dostlarımız ile beraber hekimler olarak buluşacağız. Bisikletçiler de sağlıkta bir pedal çevir etkinliği yapacaklar. EBİS her yıl yapıyor ve geleneksel hale geldi. Edirne'de bisiklet sürecekler. Bu sene Kazanova Spor Kulübü'müz, dezavantajlı çocuklara spor yaptırarak kötü alışkanlıklardan uzaklaştıran spor kulübümüz, onu da Tabipler Lokali'ne çağırdık. Yarın 09.30'da bir kahvaltı yapacağız. 10 Mart'tan itibaren Tıp Haftamızı kutlamaya, hastalarımızla ve hasta yakınlarımızla, engellilerimizle, bisiklet sporunu seven dostlarımızla ve Kazanova Spor Kulübü'nün çocuklarıyla bir araya geleceğiz' dedi.
İlk kez Edirne'de imzalayacak14 Mart'ta çelenk töreni ve Balkan Kongre Merkezi'nde program düzenleneceğini açıklayan Tanrıkulu; 'Burada Edirne Tabip Odası olarak hekim arkadaşlara fuaye alanında kokteyl yapıyoruz. Onu da geleneksel hale getirdik. 14.00'da da sağlıkta şiddet ve diğer konularla ilgili basın açıklamamız olacak. 15 Mart'ta da Edirne'mizde, Trakya Üniversite'mizde çok değerli bir çizerimiz var. Bu çizerimiz, sanatçı dostumuz Soner Tuna, Yordam Yayınları'ndan çıkan son kitabı '˜Çizgilerle Nazım Hikmet' kitabının imza gününü Türkiye'de ilk defa Edirne'de yapacak. Edirneli dostumuz Soner Tuna, daha önce de birçok farklı yayınevlerinden çok önemli kitaplar ortaya çıkardı. Birçok çizgi romanları var. Çok kıymetli çizerimizin de Tabipler Lokali'nde hem orijinal resimlerinin sergisini hem de saat 18.00'da Soner Tuna çizerimizi de halkımızla buluşturacağız. Tıp camiası o kadar stresli ve yoğun bir meslek ki sanatla, edebiyatla ilgilenmezsek çok eksik kalıyoruz. O yüzden hekimlerimizin birçoğu müzikle ilgilenir, şiir yazar, yazarlarımız vardır, tiyatro sanatçılarımız vardır. Örneğin; Ercan Kesal da önemli bir oyuncu ve tiyatro yazarıdır. Kitapları vardır ve o da hekim dostumuzdur. Bu anlamda birçok farklı sanat dallarıyla uğraşan hekimlerimiz var. Onları da Tabipler Lokali'nde buluşturuyoruz' sözlerine yer verdi.
'Meclis'e taşıyoruz'Türk Tabipleri Birliği'nin 14 Mart ile ilgili 3 maddesini açıklayan Oda Genel Sekreteri Alper Eker ise 2017 yılında kutlanan 14 Mart Tıp Haftası'nda dikkat çeken 4 maddenin 2018 yılı 14 Mart Tıp Haftası ile benzerliğine dikkat çekerek; 'Geçen yıl 14 Mart'ta 4 başlıkta aynı şeyler toparlanmıştı. Kanunla kurulmuş olan bir meslek odası üzerine haklılığı ya da haksızlığı tartışılan bir yüklenme durumu oldu. Sonuçta ne olursa olsun, yapılan anketlerde de aynı şekilde hekimler saygınlığı en yüksek olan meslek grupları arasında. Ne kadar değersizleştirilmeye çalışılsa da, ne kadar beyin takımı olan bizleri ayak takımı haline getirmeye çalışsalar da yine de saygınlığını koruyan bir mesleğe sahibiz. Olması gerektiği gibi olmayabilir ama benim umudum her zaman için var. Layık olduğu yere tekrardan gelecektir. Bu amaçla Türk Tabipleri Birliği, 14 Mart Tıp Haftası etkinliğinde sağlıkta şiddet yasa tasarısı ile birlikte fiili hizmet zammı yasa tasarısını tekrar Meclis'e taşıyor. Acilen bu yasa tasarılarının yasallaşması için çaba sarf ediyor. Kendisi direkt başvuramadığı için siyasi partiler aracılığıyla bu işlemi yapıyorlar' dedi.
'Alabileceğim bir derece kalmadı'Eker, açıklamalarında hekimlerin ve sağlık çalışanlarının her zaman olduğu gibi hak ettikleri ücret, çalışma koşulları, mesai saatleri ve emekliliğe yansıyan ücretler konusunu gündeme getireceğini söyleyerek; 'Performansa dayalı sistemle yürümeyen, insanca yaşayabileceğimiz ücretleri istiyoruz. Bunu geçen yıl uzun uzun konuştuk. Yine bir anekdot olarak belirtmek gerekirse mesleğimin 21'inci yılındayım. Alabileceğim bir derece kalmadı 1'in 4'ündeyim. 2 tane çocuğum var. Onların çocuk parasıyla birlikte maaşım 3 bin 480 TL. Bunun düzeltilmesi için uğraşıyorum' ifadelerine yer verdi.
'İşsiz hekimlik yaratılıyor'2018 yılında yeni gündeme gelen konulardan birinin güvenlik soruşturmaları olduğuna dikkat çeken Eker; '18 aydan daha fazladır KHK'lar ile yönetiliyoruz. Bunun dışında mezun olan hekimlerde ve uzmanlık sınavını kazanıp asistan uzmanlık eğitimine başlayacak olan hekimlerin bir kısmı güvenlik soruşturmalarından geçemediler. O yüzden Türk Tabipleri Birliği bu konuda güvenlik soruşturmalarının bir an önce tamamlanması ya da hızlandırılmasını istedi. Çalışma izninin verilmemesinin gerekçeleri yok. Hukuki boyutu nedir? Daha göreve başlamadan, ataması yapılmadan ve mecburi hizmet yükümlüsü olan bir mesleğiz. Bir kanun, bir kanunla örtüşmüyor. Devlet hizmet yükümlülüğümüz var. Mecburi hizmetinizi bitirmeden diplomanızı alamıyorsunuz. Atamanız yapılıyor ama bir taraftan da güvenlik soruşturmasını geçemediğiniz için bir mahkeme kararı olmadan soruşturma geçirme gerekçesi olmadığından atamaları olmayan meslektaşlarımız var. Tamamen sosyal güvencesi yok. İşsiz bir hekim kadrosu yaratılmaya başlanıyor. Hem çok fazla hekim sayısına ihtiyaç olduğu söylenerek mantar gibi Tıp Fakülteleri açılıyor, bir taraftan da sistemde işsiz hekimlik ortamı yaratılıyor. Mecburi hizmetini bitirmeyen ve diplomasını almayan hiçbir hekimin başka yerde çalışması mümkün değil. Doğal olarak da farklı yöntemlerle para kazanma yöntemleri ortaya çıkıyor. Var olan değer de düşmüş oluyor' dedi.
Tanrıkulu, 14 Mart Tıp Haftası'nın önemine dikkat çekerek; 'Ülkemizdeki çağdaş hekimlik eğitiminin başladığı dönem 14 Mart'tır. Sembolik durumundan öte gerçekten Türk tıp camiasının çok önemli bir günüdür. Fakat çok uzun yıllardır çözemediğimiz, çözülemeyen sorunlarımız birikerek ve ne yazık ki aynı sorunları konuşmaktan bizler de yorulduk. '˜Bu konuda ne yapabiliriz?'i Türk Tabipler Birliği olarak her zaman tartışıyoruz. Uzman kurullarımızda ve bilim insanlarımızla hep gündeme getiriyoruz. Bizi yönetenlere, Sağlık Bakanlığı'na ve kanun koyuculara bu konularla ilgili çok fazla önerilerimiz oluyor. Bu önerilerimizi her seferinde bilimsel platformlarda ve uygulanabilir halde de gündeme getiriyoruz' dedi.
'Bize de danışsınlar'Türk Tabipleri Birliği'nin kanunla kurulmuş olan kamu yararına çalışan bir meslek odası olduğunu vurgulayan Tanrıkulu; 'Biz istiyoruz ki Türkiye'de sağlık hizmeti sunucuları, sağlık kanun koyucuları bir işlem yaptığı zaman Türk Tabipleri Birliği'ne de fikir danışsınlar. Bu çoğunlukla olmuyor ama biz yine de birçok konuda fikirlerimizi sunuyoruz, bilimsel çalışmalar yapıyoruz, Sağlık Bakanlığı'na, Maliye Bakanlığı'na ve ilgili bakanlıklara bunları sunuyoruz' sözlerine yer verdi.
'İyi mi oldu?'6 yıl önce sağlık ortamının Kamu Hastane Birlikleri, Halk Sağlığı Müdürlüğü ve Sağlık Müdürlüğü diye 3'e bölündüğünü hatırlatan Tanrıkulu; 'Biz o zaman da bunun sakıncalarını Türk Tabipleri Birliği olarak Sağlık Bakanlığı'na ilettik. O zaman da karşı çıktık. Öyle bir şey oluyor ki sanki biz her şeye karşı çıkıyoruz, yapılan hiçbir şeyi onaylamıyoruz. Asla öyle bir şey değil. Biz sadece hem hekim ortamı, hem bilimsel çalışmaları, hem de sağlık sisteminin bize verdiği yetki ile bir birikim, kurumsal akla sahip, tarihi olan bir meslek örgütüyüz. '˜Yapmayın, sağlıkta bunu 3'e ayırmayın. Bu doğru değil' dedik. Ne oldu? 6 yıl sonra '˜bu doğru değilmiş. O zaman biz tekrar başa dönelim' oldu. Bu 6 yıl içerisinde Türk sağlık sisteminin kaybettiklerini nasıl telafi edecekler? Türkiye'nin her yerinde Kamu Hastane Birlikleri kuruldu. Büyükşehirlerde 5-6 tane kuruldu. İhaleler yaptılar, hekim arkadaşlarımızı il dışına görevlendirmelere başladılar. O zaman da söyledik. '˜Biz demiştik' lafı hoşumuza giden bir laf değil ama bir de bilimin ve aklın, dünya sağlık ortamının bize verdiği doneler var. Onlardan yola çıkarak biz bunları söyledik. Ne oldu? 6 yıl sonra sağlık sistemi tekrar birleştirildi. İyi mi oldu?' dedi.
'3 madde var'Türk Tabipleri Birliği'nin Sağlık Bakanlığı'nın veya sağlık sisteminin kanun koyucularının yaptığı işleri baştan reddetmediğini söyleyen Tanrıkulu; 'Tartışalım, konuşalım, '˜ben yaptım, oldu'dan çıkalım istiyoruz. Edirne Tabip Odası olarak 14 Mart Tıp Haftası'nda Türk Tabipleri Birliği'nin bize söylediği 3 maddelik bir durum var. Ama başat olarak en önemli gündemimiz, ne yazık ki çok yakın bir zamanda başımıza da gelen sağlıkta şiddet. Biz artık Tıp Haftası'nda bunu konuşmak istemiyoruz, gündemimizden çıksın istiyoruz. Çıkıyor mu? Hayır. Türk Tabipleri Birliği'nin önerileri dikkate alınıyor mu? Hayır. Çözülebiliyor mu? Hayır. Biz ne yapacağız? Polikliniklerde, acil servislerde, yoğun bakımlarda şiddete uğramadan nasıl çalışacağız? Gelin bunları birlikte çözelim. Çok önemli önerilerimiz oldu' ifadelerine yer verdi.
Kutlamalar kahvaltı ile başlayacakTürk Tabipleri Birliği'nin çok önemli bir hukuk bürosu olduğunu söyleyen Tanrıkulu; 'Çalıştık ama dikkate bile alınmadık. Artık yoğun bakımda bir hekim arkadaşımızın, hasta yakınları tarafından darp edilmesi belki de son nokta oldu. Biz nerede güvenli çalışacağız. 14 Mart Tıp Haftası'nda Edirne Tabip Odası olarak yarın sabah geleneksel hale getirdiğimiz engelli dernekleri, Edirne Bisiklet Derneği ile beraber bir kahvaltımız olacak. Engelli dostlarımız ile beraber hekimler olarak buluşacağız. Bisikletçiler de sağlıkta bir pedal çevir etkinliği yapacaklar. EBİS her yıl yapıyor ve geleneksel hale geldi. Edirne'de bisiklet sürecekler. Bu sene Kazanova Spor Kulübü'müz, dezavantajlı çocuklara spor yaptırarak kötü alışkanlıklardan uzaklaştıran spor kulübümüz, onu da Tabipler Lokali'ne çağırdık. Yarın 09.30'da bir kahvaltı yapacağız. 10 Mart'tan itibaren Tıp Haftamızı kutlamaya, hastalarımızla ve hasta yakınlarımızla, engellilerimizle, bisiklet sporunu seven dostlarımızla ve Kazanova Spor Kulübü'nün çocuklarıyla bir araya geleceğiz' dedi.
İlk kez Edirne'de imzalayacak14 Mart'ta çelenk töreni ve Balkan Kongre Merkezi'nde program düzenleneceğini açıklayan Tanrıkulu; 'Burada Edirne Tabip Odası olarak hekim arkadaşlara fuaye alanında kokteyl yapıyoruz. Onu da geleneksel hale getirdik. 14.00'da da sağlıkta şiddet ve diğer konularla ilgili basın açıklamamız olacak. 15 Mart'ta da Edirne'mizde, Trakya Üniversite'mizde çok değerli bir çizerimiz var. Bu çizerimiz, sanatçı dostumuz Soner Tuna, Yordam Yayınları'ndan çıkan son kitabı '˜Çizgilerle Nazım Hikmet' kitabının imza gününü Türkiye'de ilk defa Edirne'de yapacak. Edirneli dostumuz Soner Tuna, daha önce de birçok farklı yayınevlerinden çok önemli kitaplar ortaya çıkardı. Birçok çizgi romanları var. Çok kıymetli çizerimizin de Tabipler Lokali'nde hem orijinal resimlerinin sergisini hem de saat 18.00'da Soner Tuna çizerimizi de halkımızla buluşturacağız. Tıp camiası o kadar stresli ve yoğun bir meslek ki sanatla, edebiyatla ilgilenmezsek çok eksik kalıyoruz. O yüzden hekimlerimizin birçoğu müzikle ilgilenir, şiir yazar, yazarlarımız vardır, tiyatro sanatçılarımız vardır. Örneğin; Ercan Kesal da önemli bir oyuncu ve tiyatro yazarıdır. Kitapları vardır ve o da hekim dostumuzdur. Bu anlamda birçok farklı sanat dallarıyla uğraşan hekimlerimiz var. Onları da Tabipler Lokali'nde buluşturuyoruz' sözlerine yer verdi.
'Meclis'e taşıyoruz'Türk Tabipleri Birliği'nin 14 Mart ile ilgili 3 maddesini açıklayan Oda Genel Sekreteri Alper Eker ise 2017 yılında kutlanan 14 Mart Tıp Haftası'nda dikkat çeken 4 maddenin 2018 yılı 14 Mart Tıp Haftası ile benzerliğine dikkat çekerek; 'Geçen yıl 14 Mart'ta 4 başlıkta aynı şeyler toparlanmıştı. Kanunla kurulmuş olan bir meslek odası üzerine haklılığı ya da haksızlığı tartışılan bir yüklenme durumu oldu. Sonuçta ne olursa olsun, yapılan anketlerde de aynı şekilde hekimler saygınlığı en yüksek olan meslek grupları arasında. Ne kadar değersizleştirilmeye çalışılsa da, ne kadar beyin takımı olan bizleri ayak takımı haline getirmeye çalışsalar da yine de saygınlığını koruyan bir mesleğe sahibiz. Olması gerektiği gibi olmayabilir ama benim umudum her zaman için var. Layık olduğu yere tekrardan gelecektir. Bu amaçla Türk Tabipleri Birliği, 14 Mart Tıp Haftası etkinliğinde sağlıkta şiddet yasa tasarısı ile birlikte fiili hizmet zammı yasa tasarısını tekrar Meclis'e taşıyor. Acilen bu yasa tasarılarının yasallaşması için çaba sarf ediyor. Kendisi direkt başvuramadığı için siyasi partiler aracılığıyla bu işlemi yapıyorlar' dedi.
'Alabileceğim bir derece kalmadı'Eker, açıklamalarında hekimlerin ve sağlık çalışanlarının her zaman olduğu gibi hak ettikleri ücret, çalışma koşulları, mesai saatleri ve emekliliğe yansıyan ücretler konusunu gündeme getireceğini söyleyerek; 'Performansa dayalı sistemle yürümeyen, insanca yaşayabileceğimiz ücretleri istiyoruz. Bunu geçen yıl uzun uzun konuştuk. Yine bir anekdot olarak belirtmek gerekirse mesleğimin 21'inci yılındayım. Alabileceğim bir derece kalmadı 1'in 4'ündeyim. 2 tane çocuğum var. Onların çocuk parasıyla birlikte maaşım 3 bin 480 TL. Bunun düzeltilmesi için uğraşıyorum' ifadelerine yer verdi.
'İşsiz hekimlik yaratılıyor'2018 yılında yeni gündeme gelen konulardan birinin güvenlik soruşturmaları olduğuna dikkat çeken Eker; '18 aydan daha fazladır KHK'lar ile yönetiliyoruz. Bunun dışında mezun olan hekimlerde ve uzmanlık sınavını kazanıp asistan uzmanlık eğitimine başlayacak olan hekimlerin bir kısmı güvenlik soruşturmalarından geçemediler. O yüzden Türk Tabipleri Birliği bu konuda güvenlik soruşturmalarının bir an önce tamamlanması ya da hızlandırılmasını istedi. Çalışma izninin verilmemesinin gerekçeleri yok. Hukuki boyutu nedir? Daha göreve başlamadan, ataması yapılmadan ve mecburi hizmet yükümlüsü olan bir mesleğiz. Bir kanun, bir kanunla örtüşmüyor. Devlet hizmet yükümlülüğümüz var. Mecburi hizmetinizi bitirmeden diplomanızı alamıyorsunuz. Atamanız yapılıyor ama bir taraftan da güvenlik soruşturmasını geçemediğiniz için bir mahkeme kararı olmadan soruşturma geçirme gerekçesi olmadığından atamaları olmayan meslektaşlarımız var. Tamamen sosyal güvencesi yok. İşsiz bir hekim kadrosu yaratılmaya başlanıyor. Hem çok fazla hekim sayısına ihtiyaç olduğu söylenerek mantar gibi Tıp Fakülteleri açılıyor, bir taraftan da sistemde işsiz hekimlik ortamı yaratılıyor. Mecburi hizmetini bitirmeyen ve diplomasını almayan hiçbir hekimin başka yerde çalışması mümkün değil. Doğal olarak da farklı yöntemlerle para kazanma yöntemleri ortaya çıkıyor. Var olan değer de düşmüş oluyor' dedi.