Tarlamızı ekemiyoruz
Edirne'nin üretim deposu olarak bilinen Karaağaç Mahallesi çiftçileri, Pazarkule Sınır Kapısı'na binlerce mültecinin akın etmesinin ardından üretim yapamaz hale geldiklerini açıkladılar. Çiftçi Yılmaz Ule, mültecilerin konaklamaya devam ettiği bölgede tarlasının bulunduğunu ve tohum ekim zamanının gelmesine rağmen polis barikatı nedeniyle ekim yapamadığını söylerken mağdur olan çiftçilerin yetkililerden destek beklediğini söyledi. Ule, Yunanistan polisleri tarafından atılan gaz bombasının da toprak ve mahsule etkisinin araştırılmasını istedi.
Türkiye'nin Avrupa'ya geçmek isteyen mültecilere sınır kapılarını açtığını duyurmasının ardından Edirne'nin Pazarkule Sınır Kapısı'na binlerce mülteci geldi. Mülteciler, tampon bölgede konaklamaya devam ederken; sınır hattı boyunca tarlaları bulunan Karaağaç mahallesi çiftçileri ise meydana gelen maddi zarara isyan etti. Mültecilerin tarlaları konaklama ve geçiş hattı olarak kullandığını belirten çiftçiler, tampon bölgenin polis barikatı ile çevrilmesi nedeniyle tarlalarına ulaşamadıklarını açıkladılar.
Edirne'nin üretim deposu olarak bilinen Karaağaç Mahallesi çiftçileri, yetiştirecekleri ürünlerin ekim zamanının da geldiğini söylerken, üretim amacıyla satın aldıkları tohum ve gübreleri tarlalara ulaşım olmaması nedeniyle bekletmek zorunda kaldıklarını söylediler. Devlet yetkililerinden destek beklediklerini açıklayan çiftçi Yılmaz Ule, bölge çiftçisinin yaşadığı mağduriyeti anlattı. Ule, 28 Şubat Cuma günü Pazarkule Sınır Kapısı'na gelmeye başlayan mültecilerin geçiş güzergâhı olarak bölge çiftçisinin tarlalarını seçtiğini belirtirken; 'Tarlalarımıza gidemiyoruz, mağdur kaldık. Mart ayı geldi, ekim yapmamız lazım. Ne yapacağımızı bilmiyoruz, herkes tedirgin oldu. Karaağaç Mahallesi'nde çok sayıda çiftçi var. Herkesin de 100 dönümlük tarlası yok. 5-10 dönümlük tarlasından çıkan mahsulle geçinen çiftçilerimiz var. Tarlalarımız ne olacak? Burada nasıl çalışacağız?' ifadelerine yer verdi.
'Tarlamızı çalışacak mıyız?'
Pazarkule Sınır Kapısı'nda konaklayan mültecilerin, cep telefonlarını şarj etmek amacıyla tarlalarda bulunan trafolara da hasar verdiğini söyleyen Ule; 'Anlatmakla da bitmiyor, çiftçinin çilesi büyük. Biz topraktan geçiniyoruz. Tarlalarımıza çadır kurulmuş. Elbette kurulacak ama devlet de buraya gelip çiftçilere bir şeyler söylesin. Buraya ne gelen var, ne giden. Biz tarlalarımızı çalışacak mıyız, çalışmayacak mıyız? Tarım ve Orman İl Müdürlüğü'nden Çiftçi Kayıt Sistemi'ne (ÇKS) baksınlar, kimin burada tarlası varsa, mağdur olan varsa gelip mağduriyetlerini dinlesinler' dedi.
'Çiftçilerin borcu var'
Karaağaç mahallesi çiftçisinin 2020 üretim sezonu için tohumdan gübreye birçok ihtiyacını satın aldığını açıklayan Ule; 'Tohumların toprakla buluşması lazım. Başka çaremiz yok. Tohumlar, gübreler elimizde kalırsa ne olacak? Buradaki tüm çiftçilerin borcu var. Benim Pazarkule Sınır Kapısı'ndaki tampon bölgede de tarlam var. Orasını da polis barikatla kapatmış. Tarlaya giriş yapamıyoruz. Karaağaç Mahallesi'nde yaşayan birçok insanın orada tarlası var. Oraya nasıl gireceğiz? Böyle devam ederse çalışamayız. Devlet yetkilileri mahallemizi ziyaret etse, çiftçilerle konuşsa, mağduriyetlerin giderileceğini söylese çiftçi de rahatlayacak' sözlerine yer verdi.
'Gaz bombasının toprağa etkisi araştırılsın'
Ule, Pazarkule Sınır Kapısı'nın tampon bölgesinde bulunan tarlasına da Yunanistan polisleri tarafından çok sayıda gaz bombası atıldığını belirtirken; 'Devlet yetkililerin gelip gaz bombasının mahsule ve toprağa etkisinin olup olmadığını tahlil etmesi gerekiyor. Tarladan çıkacak mahsulü insanlarımız yiyecek. Çiftçinin bu konuda da tedirginliği var. Gaz bombasının toprağa tesiri var mı, yok mu? Bunun açıklanması gerek' dedi.