Su havzalarına yurttaş yaklaşımı

Meriç, Ergene, Marmara su havzası ve Susurluk su havzası ile ilgili Avrupa Birliği destekli 'Kamu Politikalarında Yurttaşın Sözü' adlı bir proje yürüten merkezi İstanbul'da bulunan Yurttaşlık Derneği, Edirne'de sivil toplum kuruluşlarıyla buluşuyor. İlk olarak basın mensuplarıyla buluşan dernek yönetimi, amaçlarının ortak akıl yürütüp bundan sonraki adımı belirlemek olarak açıkladı.

TAKİP ET

Merkezi İstanbul'da bulunan 1993 yılından bu yana faaliyet gösteren Yurttaşlık Derneği temsilcileri Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği finansmanı ile yürütülen 'Kamu Politikalarında Yurttaşın Sözü' adlı projeyi Edirne'de düzenlediği basın toplantısında kamuoyu ile paylaştı.

Yurttaşlık Derneği'nden Koordinatör Soner Şimşek, Araştırmacı Atakan Büke, İdari Koordinatör Çağrı Kurter, Savunuculuk ve İletişim Koordinatörü Cansu Gürkan, projeyle ilgili bilgiler verdi. Koordinatör Soner Şimşek, çeşitli konularda yurttaşın gündemlerini dinleyip değerlendirmeye çalıştıklarını belirtti. Yurttaşın gıda meselelerini gündeme aldıklarını kaydeden Şimşek, 'Derneğimiz, İstanbul merkezli 1993 yılından beri faaliyetlerini sürdüren bir sivil toplum kuruluşu. Daha çok demokratikleşme, temel yurttaşlık hakları, insan haklarının savunulması, çatışma çözümü ve barış süreci gibi konularda çalışmalar yürütüyor. Çalışmamızı 3 su havzasında yürütüyoruz. Meriç, Ergene, Marmara su havzası ve Susurluk su havzası. Bu su havzalarının tam ortasında mega kent var, İstanbul. Yurttaşların dertlerini dinleyip değerlendirmeye çalıştık. Önümüze gıda meselesini aldık. Bizim için yurttaşların gıdaya erişebilmesi, sağlıklı güvenilir gıdaya erişim önemliydi. Yurttaşın gıda gündemlerini ele aldık. Patates, soğan, ıspanak, tanzim satışı gibi. Bu kapsamda İstanbul'da arama toplantısı yaptık. Havzalardan katılımcılar oldu. Edirne'den de oldu. Şimdi Edirne'ye geliş amacımız havzalarda ilk sivil toplum atölyelerini gerçekleştirip beraber akıl yürüterek bundan sonraki adımı belirlemeye çalışacağız. Eski Elektrik Fabrikasında Meriç-Ergene havzası için bu çalışmayı basına kapalı olarak gerçekleştireceğiz. Daha sonraki süreçte gelişmeleri kamuoyu ile paylaşacağız' dedi.

Trakya'yı dert edindik

Tarım ve gıda alanında çalışmalar yürüten Araştırmacı Atakan Büke de, gençlik gündemiyle geldiklerini ve araştırmada neler yaptıklarını anlattı. Çalışmalarında Trakya'yı dert edindiklerini belirten Büke, bu projede Trakya'da gençlik odağında araştırmasını yürütme fırsatı olduğunu kaydetti. Büke, 'Görüşmelerde Genç Çiftçi Projesi çok konuşuldu. Genç Çiftçi Projesi'ne dair bir araştırmaya rastlamadım. Fakat ziraat odaları ve kırsal kalınma örgütlenme birimlerinde çok gündeme geldi. En çok eleştirilenlerden bir tanesi, hedefine ulaşmada güçlük çekmesi. Kıymetli bir çaba olduğu fakat sonuçları itibariyle istenileni üretmekte güçlük çekiyor. Gençlerin karşılayabileceği kriterlerden uzaktı. Tarımsal üretimle uğraşan gençlerin en büyük sorunu bir kere toprağı yok. Toprak mülkiyeti ya babada ya da atada. Finansal kaynakları sınırlı. Bilgiye erişimi kısıtlı. Sözü kamu politikalarında pek fazla dinlenilmiyor. Kraterler de pek uygun değildi. Benim en sık duyduğum eleştiri, '˜Tarımda olanları değil de tarımda olmayanları hedeflediği için.' Benim duyduğum eleştiri, '˜Tarımda, kırda olanı desteklemek varken, gençleri orada tutmak varken neden İstanbul'dan gelecek bir genci hayvancılığı teşvik etmek adına desteklersiniz?' Ana eleştiri buydu' ifadelerini kullandı.