Şiddete karşı tabip çağrısı
Edirne Tabip Odası, Gaziantep Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi'nde görevi sırasında hasta yakını tarafından vahşice katledilen Dr. Ersin Arslan'ın 7'nci ölüm yıl dönümünde basın açıklaması düzenleyerek, Sağlık Bakanlığı'nı hekimlerin ve tüm sağlık çalışanlarının can güvenliğini sağlamak konusundaki sorumluluğunu yerine getirmeye davet etti. Dr. Memet Akbal, okuduğu basın açıklamasında 'Şiddete karşı Sağlık Bakanlığı'nı, hekimlerin yegâne örgütü TTB ile ortak hareket etmeye çağırıyoruz' sözlerine yer verdi.
Türk Tabipler Birliği Edirne Tabip Odası, Gaziantep Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi'nde görevi sırasında hasta yakını tarafından vahşice katledilen Dr. Ersin Arslan'ın 7'nci ölüm yıl dönümünde basın açıklaması yaparak sağlıkta şiddete karşı Sağlık Bakanlığı'nı göreve çağırdı. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi önünde düzenlenen basın açıklamasına Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Memet Akbal, Tabip Odası Onur Kurulu Üyesi Dr. Ertuğrul Tanrıkulu, Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyeleri, hekimler ve sağlık çalışanları katıldılar.
Basın açıklamasını okuyan Dr. Memet Akbal, Türkiye'deki hekim cinayetlerini hatırlayarak; 'Arkadaşlarımız sağlık hizmeti üretirken yaşamlarını kaybettiler. Dr. Edip Kürklü 21 Temmuz 1988 tarihinde hastasının yakını tarafından katledildi. Dr. Göksel Kalaycı 12 Kasım 2005 tarihinde Çapa Tıp Fakültesi'nde uzun süredir tedavisi için uğraştığı bir hastanın yakını tarafından öldürüldü. Dr. Ersin Arslan sonradan kendi adını alacak olan Gaziantep Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi'nde vahşice katledildi, uzun süredir tedavisini sürdürdüğü hastasının yakını tarafından 17 Nisan 2012 yılında yaşamdan alıkonuldu. Dr. Kamil Furtun 29 Mayıs 2015 tarihinde Samsun Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi'nde yargıda çok sayıda dosyası bulunan ve hastanede çalıştırılan bir kişi tarafından katledildi. Dr. Aynur Dağdemir'in 19 Kasım 2015 tarihinde Samsun'da bir özel hastanede yaşamına son verildi. 29 Mart 2017 tarihinde Dr. Hüseyin Ağır Aksaray'da çalıştığı ASM'de saldırıya uğradı ve vahşice yaşamını yitirdi. Dr. Fikret Hacıosman 2 Ekim 2018 tarihinde İstanbul'da çalıştığı bir özel hastanede hastası tarafından öldürüldü. Çalışma koşullarının ağırlığından ve idari baskılar yüzünden Dr. Melike Erdem 30 Kasım 2012 tarihinde Samatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yaşamına son verdi' ifadelerine yer verdi.
Yüzlerce hekim ve sağlık çalışanının ise çalıştığı kurumlarda ölümle yüz yüze geldiğini söyleyen Akbal; 'Kimi zaman Suruç'ta olduğu gibi hastaneler basıldı, kimi zaman Urfa'da tanıklık ettiğimiz gibi hekimlerin kafalarında kaldırım taşları parçalandı, bazen İzmir'de olduğu gibi Aile Sağlık Merkezleri basılıp hekimlerin kafaları kırıldı. Sağlıkta şiddet bitmiyor, gün geçmiyor ki yeni ve planlanmış saldırılarla karşı karşıya kalmayalım. Daha dün Adana'da bir Aile Sağlığı Merkezi'nde korkunç bir saldırı ile yüz yüze kaldı hekimler. Tüm bu saldırılardan sonra kimi zaman iş bıraktık, kimi zaman hastanelerimizin, sağlık kurumlarının bahçelerine çıktık uyarı eylemleri yaptık, kimi zaman halka şiddete birlikte dur diyelim dedik nöbetler tuttuk, bazı gün geldi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde sabahlara kadar komisyon toplantılarına katıldık ve bu şiddeti durdurmanın çarelerini bulmaya çalıştık, yürüyüşler yaptık' dedi.
'Ellerinin tersiyle ittiler'
Akbal, hükümetin tüm katliamları ve hekimlerin sağduyusunu görmesine rağmen şiddeti durdurma noktasında bir adım atmadığını belirterek; 'Tam tersine hekimlerin yaşamlarını ve çalışma haklarını yok sayan uygulamalarını, arttırarak sürdürdü. SABİM ve CİMER gibi uygulamalarıyla hekimleri hedef tahtasına oturtmaktan asla geri adım atmadı. Neredeyse '˜biraz da hak ediyorsunuz' dercesine hekimlere iletişim dersleri vermeye çalıştılar. Performans ve özelleştirme uygulamalarının sağlıkta şiddeti arttırdığına yönelik görüşlerimizi dikkate almadılar. Sağlıkta şiddeti önlemeye yönelik hazırladığımız yasa tasarını görmezden geldiler. 17 Nisan '˜Sağlıkta Şiddetle Mücadele Günü' olsun dedik, onu bile ellerinin tersiyle ittiler' sözlerine yer verdi.
'Mücadeleden geri adım atmayacağız'
Sağlık Bakanlığı'nın, Türk Tabipleri Birliği'nin sağlıkta şiddeti önlemeye yönelik görüşlerini umursamazdan geldiğini, taleplerine kulaklarını tıkadığını ve öldürülen tüm hekimlerin katliamında kolaylaştırıcı olduğunu söyleyen Akbal; 'Öldürülen hekimlerin çalıştıkları hastanelerde yöneticilik yapanlar hakkında bir soruşturma açma gereğini bile görmeyerek sağlıkta şiddeti durdurma konusunda ne kadar samimi olduğunu göstermiştir. Türk Tabipleri Birliği, Dr. Ersin Arslan'nın ölüm yıldönümünde tüm hekimlerin can güvenliğini sağlamak için sürdürdüğü mücadeleyi bir an olsun bile gündeminden düşürmeyecek ve başarıyı yakalayana kadar mücadelesinden geri adım atmayacaktır' dedi.
Sağlık Bakanlığı'na seslendi
Akbal, konuşmasında Sağlık Bakanlığı'na çağrıda bulunarak; 'Bugün tekrar Sağlık Bakanlığı'nı hekimlerin ve tüm sağlık çalışanlarının can güvenliğini sağlamak konusundaki sorumluluğunu yerine getirmeye davet ediyoruz. Şiddete karşı Sağlık Bakanlığı'nı, hekimlerin yegâne örgütü TTB ile ortak hareket etmeye çağırıyoruz. Bu doğrultuda 17 Nisan'ın Sağlıkta Şiddetle Mücadele Günü olarak kabul edilmesinin ve sağlıkta şiddeti önlemeye yönelik yasa talebimizin yaşama geçirilmesinin önemli bir adım olacağını tüm kamuoyu önünde Sağlık Bakanlığı'ndan talep ediyoruz' ifadelerine yer verdi. Basın açıklamasının ardından katılımcılar, sağlıkta şiddeti alkışlarla protesto ettiler.