Meriç'in çöp utancı
Edirne'nin en değerli varlıklarından biri olan Meriç Nehri, kıyısında insan eliyle meydana gelen kirlilik ile dikkat çekiyor. Cam ve plastik şişelerden birçok ürünün plastik ambalajına kadar çok sayıda atığın atıldığı nehir kıyısı, temizlenmeyi bekliyor. Çevreye duyarsız bazı kişi veya kişiler tarafından meydana getirilen kirlilik, Meriç Nehri'nin utancı olmaya devam ediyor.
Balkanlar'ın en büyük nehirlerinden biri Meriç Nehri. Bulgaristan'dan doğarak Edirne'ye ulaşan ve Türkiye ile Yunanistan sınırının bir bölümünü oluşturan nehir, kış mevsiminde taşkınları, yaz mevsiminde ise ziyaretçilerine sunduğu eşsiz manzarasıyla dikkat çeker. Edirne'nin gerdanlıkları olarak adlandırılan tarihi köprülerinden Meriç (Mecidiye) Köprüsü ile uyumu, özellikle fotoğraf sanatçılarının vazgeçilmez karelerini süsler.
Meriç Nehri, yağış oranlarının artmasıyla Edirne Doğa Sporları Kulübü'nün (EDOSK) kano sporcuları nehir boyunca çektikleri küreklerle ilgi odağı olurken; yaz aylarındaki kuralıkla birlikte ortaya çıkan kum adacıklarıyla da '˜Yoksa kuruyor mu?' tedirginliği yaşatır. Edirne'den Bulgaristan ve Yunanistan'a gidenlerin de dillerine pelesenk olur bu 490 kilometrelik nehir. Bulgaristan ve Yunanistan'daki nehirlerin ne kadar temiz ve kullanılabilir olduğu yıllardır anlatılır; 'Su akar Türk bakar' sözü senelerdir tekrarlanır. Edirne Valiliği'nin Meriç Nehri kıyısında oluşturduğu oturma alanları da belki de bu söze karşı bir iyi niyet çalışmasıdır.
MERİÇ KARAAĞAÇ'I, KARAAĞAÇ EDİRNE'Yİ BESLİYOR
Meriç Nehri, Lozan Antlaşması'nda Türkiye'nin kazandığı topraklar olan Karaağaç Mahallesi için de büyük önem taşır. Karaağaç Mahallesi sakinleri, ata mesleği olarak adlandırdıkları meyve ve sebze yetiştiriciliğinde nehir suyundan faydalanırken; her kentlinin sofrasına Meriç'in suyu ile hayat bulan domatesinden karpuzuna, biberinden kavununa birçok gıda ürünü sunar. Karaağaç'a yıllardır Edirne'nin tarım deposu denilmesinin nedenlerinden biri de budur. Meriç Nehri, mahalledeki üretimi desteklerken; Edirne gastronomisinde önemli bir yer tutan Edirne ciğerine de olmazsa olmazı Karaağaç Biberi'ni sunmuştur.
GÜNEŞİN EN GÜZEL BATTIĞI YER
Güneşin ertesi gün yeniden Edirne'ye yüzünü dönmek üzere veda ettiği saatlerdeki eşsiz manzarasıyla da dikkat çeker Meriç Nehri. Osmanlı Devleti padişahlarından Sultan Abdülmecit zamanında yapımına başlanan 1847'de tamamlanan Meriç Köprüsü'ne padişahlar için seyir terası oluşturulması da şaşırtıcı değildir. Günümüzde Edirne'ye yurt içi ve yurt dışından gelen turistlerin de hem fotoğraf çektirdiği, hem de o eşsiz manzarayı izlediği yer olan seyir terasından bakıldığında hissedilen duygu tarif edilemez boyuttadır.
KIYISINDAKİ KİRLİLİK DİKKAT ÇEKİYOR
Edirne için böyle büyük bir öneme sahip Meriç Nehri, bugünlerde ise kıyısındaki kirlilik ile dikkat çekiyor. Edirne Valiliği tarafından oluşturulan oturma alanının altında bulunan kıyı şeridindeki kirlilik, Meriç Nehri'nin öneminin anlaşılamadığını gözler önüne seriyor. Cam ve plastik şişelerden poşetlere, sigara paketlerinden korona virüsü salgınında kullanılması alışkanlık haline gelen maskelere, sigara izmaritlerinden birçok ürünün plastik ambalajına kadar birçok tüketim ürününün çöpü, ziyaretçiler tarafından Meriç Nehri'nin kıyısına atılmış ve temizlenmeyi bekliyor.
UTANILACAK GÖRÜNTÜ
Kıyıda oluşturulan oturma alanlarında çöp kutuları bulunmasına rağmen insan eliyle meydana gelen kirlilik, Meriç Nehri'nin yükselmesiyle beraber suyuna karışma tehlikesiyle de karşı karşıya. Çevre duyarlılığı bulunmadığı halde Meriç Nehri'nin eşsiz güzelliğinde birkaç saat vakit geçirmek isteyen bazı kişi veya kişilerce atılan çöpler, kirliliği arttırmaya devam ederken; Meriç Nehri'nde utanılacak görüntülerin ortaya çıkmasına neden oldu.