Kara Nine canlanıyor
Ressamın Yolu projesinin resim ve fotoğraf sergisinde Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan ve katılımcıların özel ilgisini çeken Kara Nine tablosunun Edirne'nin Keşan İlçesi'ne bağlı Çamlıca köyüne ait bir efsane sonucu ortaya çıktığı açıklandı. Ressam Şule Küçükoğlu ve efsaneyi yazıya döken Billur Ocak, Kara Nine efsanesini GÜNDEM'e anlattılar.
Avrupa Birliği Bakanlığı'nın ulusal otorite görevini yürüttüğü Interreg - IPA Bulgaristan '' Türkiye Sınır Ötesi İşbirliği Programının birinci teklif çağrısı kapsamında yürütülmekte olan '˜Ressamın Yolu' isimli projenin resim ve fotoğraf sergisinde dikkat çeken tablolardan biri ressam Şule Küçükoğlu'nun hazırladığı '˜Kara Nine' tablosu oldu.
Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan ve Edirne İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Hacıoğlu'nun ilgiyle karşıladığı '˜Kara Nine' tablosu ve efsanesiyle ilgili proje katılımcıları Şule Küçükoğlu ve Billur Ocak sorularımızı yanıtladılar. Ocak, '˜Kara Nine' efsanesinin Çamlıca Köyü'nde yıllardan beri anlatılan bir hikaye olduğunu söylerken; Küçükoğlu ise Türkiye'de kendisinin kullandığı özel bir teknikle yapıldığını açıkladı.
'˜Kara Nine' efsanesinin Edirne'nin Keşan ilçesine bağlı Çamlıca Köyü'ne ait Bocuk efsanesi gibi bir hikaye olduğunu söyleyen Ocak; 'Yıllardır dilden dile anlatılmış. Ninelerimiz, bizi çocukken hep korkuturlardı. Sokakta gece geç saate kadar oynadığımız zaman; '˜Kara Nine gelip sizi kaçıracak. Geç saate kadar kalmayın' derlerdi. Biz de sorduğumuz zaman, Kara Nine'nin kara çarşafıyla sokaklarda dolanan, çocuklara musallat olan korkutucu bir suret olduğunu anlatırlardı' ifadelerine yer verdi.
Kara Nine ve lanetli bebekleri'¦Ocak, '˜Kara Nine' efsanesinin zamanla herkes tarafından farklı bir şekilde tanımlandığını belirterek; 'Kara Nine'nin yıllardır sokaklarda kara çarşafıyla dolaştığı söyleniyor. Genelde lohusa kadınlara musallat olduğu ve lohusaların sütlerini çalmak için çeşitli entrikalar yapıp sütlerini kestiği, lohusalara yaptığı lanetle sütü kendine akıttığı, böylelikle lanetli bebekleri doyurduğu ve köye lanetli bebekleri saldığı bir efsanedir. Bir ağlayan bebek efsanemiz, bir de Kara Nine efsanemiz var. İkisini beraber derleyerek bir efsane ortaya çıkardık. Çünkü Kara Nine'nin bağlantısı da ağlayan bebeklerdi. İkisini beraber derleyerek, ağlayan bebeklerin Kara Nine'nin lanetli bebekleriymiş gibi bir hikâye ortaya çıktı. Yazdıklarımız da destansı bir hal aldı' dedi.
Film senaryosu yazılıyor'˜Kara Nine' efsanesinin tiyatro perdesine de yansıtıldığını söyleyen Ocak; ' Kara Nine'yi tiyatro grubumuzla beraber birkaç yerde sahneledik. Bulgaristan'da ve Türkiye'de sahne aldık. Şimdi ise senaryolaştırmayı yapıyorum. Film senaryosu şeklinde genişletmeyi düşünüyoruz. Oyunu, Bulgaristan'ın Ivaylovgrad kasabasında sergiledik. Dillerimiz çok benzemediği için hikâye anlatımındansa müzikal olarak ortaya koyduk. Amatör bazda bir oyun ortaya çıktı ama çok ilgilerini çekti. Onlar da oyunun ardından Bulgaristan'da da loğusalara musallat olma hikâyesi olduğunu söylediler. Türkiye'nin pek çok bölgesinde de bu hikâyeler var ama Çamlıca'da Kara Nine olarak ortaya çıktı' sözlerine yer verdi.
'Birbirimizden habersizdik'Ocak, '˜Kara Nine' efsanesini yazıya döktüğü dönemde '˜Ressamın Yolu' isimli projeye ressam olarak katılan Şule Küçükoğlu'nun da efsanenin resmini yaptığını ifade ederek; 'Kara Nine efsanesi anlatılırken Ressam arkadaşımız Şule Küçükoğlu'nun da kulağına gelmiş. Birbirimizden habersiz bir şekilde o bir yandan resmederken, ben de bir yandan yazıyormuşum. Avrupa Birliği Bakanlığı'nın ulusal otorite görevini yürüttüğü Interreg-IPA Bulgaristan '' Türkiye Sınır Ötesi İşbirliği Programının birinci teklif çağrısı kapsamında yürütülmekte olan '˜Ressamın Yolu' isimli projede tanıştırılıyoruz. Güzel bir tesadüf oldu' dedi.
Efsane büyüyecekBocuk efsanesini de destansı bir şekilde sunduğunu belirten Ocak; 'Bocuk efsanesinin ardından Kara Nine efsanesi geldi. Efsaneleri tek tek kaleme alarak somutlaştırıyorum. Bir de Su Perileri ve Ölü Gelinler ile ilgili hikâyelerimiz var. Ama öncelikle Kara Nine hikâyesini büyütmek istiyoruz. Köyde çok az yaşlı insan kaldı. Onlarla birlikte artık hikâyeler de bitiyor. Genç nesil ya kendisine göre hikâyeleri yontacak, ya şekil değiştirecek, ya da belki de unutulacak. Ben de elimizde bu kadar değerli malzemeler varken somutlaştırmak istedim' ifadelerine yer verdi.
'Tanışmamız tesadüf değil'Proje sergisinde hazırladığı '˜Kara Nine' tablosu yoğun ilgi gören Ressam Şule Küçükoğlu ise '˜Kara Nine' efsanesini yazıya döken Billur Ocak ile tanışmalarının spontane gerçekleştiğini açıklayarak; 'O hikayesini yazıyorken ben de resmimi yapıyordum ve birbirimizden haberimiz yoktu. Bir şekilde tesadüfen tanıştık ve o benim resmimi gördü, ben de onun yazılarını okudum. Aslında tanışmamızı tesadüf olarak da görmüyorum. Bir şeylerin olması gerekiyordu ve biz de buna sebebiyet verdik' dedi.
'Türkiye'deki tek teknik''˜Kara Nine' tablosunu Türkiye'de ilk kez kendisinin kullandığı doğal boya tekniği ile hazırladığını açıklayan Küçükoğlu; 'Resmimde sadece siyah görünen yerde kimyasal boya var. Kara Nine'nin yüzünde ve siyah olmayan yerlerinde boya kullanmadım. Tamamen doğal, kendi üretimim olan boyalardan yüzünü yaptım. Tablolarda boya çok nadir kullanıyorum. Boya kullanımı konusunda kendime özel bir tarzım var. Bu tekniği Türkiye'de sadece ben kullanıyorum. Doğal malzemelerden boya elde ediyorum. Örneğin; kahveden kahverengi elde ediyorum. Daha önce de sergilerim oldu. Çamlıca'da Bocuk gecesinde bir sergi açmıştım. Keşan Ticaret ve Sanayi Odası'nın katkısıyla bir sergi düzenlemiştim. Bugün de '˜Ressamın Yolu' isimli projede '˜Kara Nine' tablosu ile yer alıyorum' sözlerine yer verdi.
Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan ve Edirne İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Hacıoğlu'nun ilgiyle karşıladığı '˜Kara Nine' tablosu ve efsanesiyle ilgili proje katılımcıları Şule Küçükoğlu ve Billur Ocak sorularımızı yanıtladılar. Ocak, '˜Kara Nine' efsanesinin Çamlıca Köyü'nde yıllardan beri anlatılan bir hikaye olduğunu söylerken; Küçükoğlu ise Türkiye'de kendisinin kullandığı özel bir teknikle yapıldığını açıkladı.
'˜Kara Nine' efsanesinin Edirne'nin Keşan ilçesine bağlı Çamlıca Köyü'ne ait Bocuk efsanesi gibi bir hikaye olduğunu söyleyen Ocak; 'Yıllardır dilden dile anlatılmış. Ninelerimiz, bizi çocukken hep korkuturlardı. Sokakta gece geç saate kadar oynadığımız zaman; '˜Kara Nine gelip sizi kaçıracak. Geç saate kadar kalmayın' derlerdi. Biz de sorduğumuz zaman, Kara Nine'nin kara çarşafıyla sokaklarda dolanan, çocuklara musallat olan korkutucu bir suret olduğunu anlatırlardı' ifadelerine yer verdi.
Kara Nine ve lanetli bebekleri'¦Ocak, '˜Kara Nine' efsanesinin zamanla herkes tarafından farklı bir şekilde tanımlandığını belirterek; 'Kara Nine'nin yıllardır sokaklarda kara çarşafıyla dolaştığı söyleniyor. Genelde lohusa kadınlara musallat olduğu ve lohusaların sütlerini çalmak için çeşitli entrikalar yapıp sütlerini kestiği, lohusalara yaptığı lanetle sütü kendine akıttığı, böylelikle lanetli bebekleri doyurduğu ve köye lanetli bebekleri saldığı bir efsanedir. Bir ağlayan bebek efsanemiz, bir de Kara Nine efsanemiz var. İkisini beraber derleyerek bir efsane ortaya çıkardık. Çünkü Kara Nine'nin bağlantısı da ağlayan bebeklerdi. İkisini beraber derleyerek, ağlayan bebeklerin Kara Nine'nin lanetli bebekleriymiş gibi bir hikâye ortaya çıktı. Yazdıklarımız da destansı bir hal aldı' dedi.
Film senaryosu yazılıyor'˜Kara Nine' efsanesinin tiyatro perdesine de yansıtıldığını söyleyen Ocak; ' Kara Nine'yi tiyatro grubumuzla beraber birkaç yerde sahneledik. Bulgaristan'da ve Türkiye'de sahne aldık. Şimdi ise senaryolaştırmayı yapıyorum. Film senaryosu şeklinde genişletmeyi düşünüyoruz. Oyunu, Bulgaristan'ın Ivaylovgrad kasabasında sergiledik. Dillerimiz çok benzemediği için hikâye anlatımındansa müzikal olarak ortaya koyduk. Amatör bazda bir oyun ortaya çıktı ama çok ilgilerini çekti. Onlar da oyunun ardından Bulgaristan'da da loğusalara musallat olma hikâyesi olduğunu söylediler. Türkiye'nin pek çok bölgesinde de bu hikâyeler var ama Çamlıca'da Kara Nine olarak ortaya çıktı' sözlerine yer verdi.
'Birbirimizden habersizdik'Ocak, '˜Kara Nine' efsanesini yazıya döktüğü dönemde '˜Ressamın Yolu' isimli projeye ressam olarak katılan Şule Küçükoğlu'nun da efsanenin resmini yaptığını ifade ederek; 'Kara Nine efsanesi anlatılırken Ressam arkadaşımız Şule Küçükoğlu'nun da kulağına gelmiş. Birbirimizden habersiz bir şekilde o bir yandan resmederken, ben de bir yandan yazıyormuşum. Avrupa Birliği Bakanlığı'nın ulusal otorite görevini yürüttüğü Interreg-IPA Bulgaristan '' Türkiye Sınır Ötesi İşbirliği Programının birinci teklif çağrısı kapsamında yürütülmekte olan '˜Ressamın Yolu' isimli projede tanıştırılıyoruz. Güzel bir tesadüf oldu' dedi.
Efsane büyüyecekBocuk efsanesini de destansı bir şekilde sunduğunu belirten Ocak; 'Bocuk efsanesinin ardından Kara Nine efsanesi geldi. Efsaneleri tek tek kaleme alarak somutlaştırıyorum. Bir de Su Perileri ve Ölü Gelinler ile ilgili hikâyelerimiz var. Ama öncelikle Kara Nine hikâyesini büyütmek istiyoruz. Köyde çok az yaşlı insan kaldı. Onlarla birlikte artık hikâyeler de bitiyor. Genç nesil ya kendisine göre hikâyeleri yontacak, ya şekil değiştirecek, ya da belki de unutulacak. Ben de elimizde bu kadar değerli malzemeler varken somutlaştırmak istedim' ifadelerine yer verdi.
'Tanışmamız tesadüf değil'Proje sergisinde hazırladığı '˜Kara Nine' tablosu yoğun ilgi gören Ressam Şule Küçükoğlu ise '˜Kara Nine' efsanesini yazıya döken Billur Ocak ile tanışmalarının spontane gerçekleştiğini açıklayarak; 'O hikayesini yazıyorken ben de resmimi yapıyordum ve birbirimizden haberimiz yoktu. Bir şekilde tesadüfen tanıştık ve o benim resmimi gördü, ben de onun yazılarını okudum. Aslında tanışmamızı tesadüf olarak da görmüyorum. Bir şeylerin olması gerekiyordu ve biz de buna sebebiyet verdik' dedi.
'Türkiye'deki tek teknik''˜Kara Nine' tablosunu Türkiye'de ilk kez kendisinin kullandığı doğal boya tekniği ile hazırladığını açıklayan Küçükoğlu; 'Resmimde sadece siyah görünen yerde kimyasal boya var. Kara Nine'nin yüzünde ve siyah olmayan yerlerinde boya kullanmadım. Tamamen doğal, kendi üretimim olan boyalardan yüzünü yaptım. Tablolarda boya çok nadir kullanıyorum. Boya kullanımı konusunda kendime özel bir tarzım var. Bu tekniği Türkiye'de sadece ben kullanıyorum. Doğal malzemelerden boya elde ediyorum. Örneğin; kahveden kahverengi elde ediyorum. Daha önce de sergilerim oldu. Çamlıca'da Bocuk gecesinde bir sergi açmıştım. Keşan Ticaret ve Sanayi Odası'nın katkısıyla bir sergi düzenlemiştim. Bugün de '˜Ressamın Yolu' isimli projede '˜Kara Nine' tablosu ile yer alıyorum' sözlerine yer verdi.