İmamoğlu'na AK Partililer oy verdi

SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Edirne İl Başkanlığı tarafından düzenlenen olağan kongrede yaptığı açıklamada Türkiye'de KHK'ler ile cezalandırılanlara, emeklilikte yaşa takılanlara, işsizliğe, başkanlık sistemine ve İstanbul seçimlerine dikkat çekti. Karamollaoğlu, İstanbul seçimlerinden iktidar partisinin ders çıkarmadığını belirtirken '806 bin oyun en az 350 bini bir seçim önce AK Parti'ye oy vermiş olan insanlardır. Bu insanlar direnç, tepki gösterdiler ve onların zıddına oy kullandı, İmamoğlu'na oy verdi' dedi.

TAKİP ET

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, SP Edirne İl Başkanlığı tarafından düzenlenen 6'ncı olağan kongreye katıldı. Keyif Düğün Salonu'nda düzenlenen kongrede partililere seslenen Karamollaoğlu, dünyanın çeşitli bölgelerinde devam eden savaşlara, KHK'ler ile cezalandırılanlara, emeklilikte yaşa takılanlara, işsizliğe, başkanlık sistemine ve İstanbul seçimlerine dikkat çekti. Karamollaoğlu, konuşmasında hem Türkiye'nin, hem de Dünya'nın çok badireli bir dönemden geçtiğini söylerken; 'Çok uzun zamandır, dünyanın bu kadar karıştığı, bölgemizin bu kadar kargaşa içine sürüklendiği, ne yazık ki bir takım iddialara rağmen, ülkemizde de kutuplaşmanın arttığı, ekonomik problemlerin zirveye çıktığı, dış politikada bir kargaşanın oluştuğu ortamda kendimizi buluyoruz. Bu yönüyle üzüntümüz fazla. Gönlümüz istiyor ki bu ülkede yaşayan kardeşlerimiz farklı görüşlere sahip olmalarına rağmen birlik ve beraberliğimizi, huzurumuzu temin etmekte birbirlerine destek olsalar. Gönlümüz istiyor ki iktidarda bulunan kardeşlerimiz, bu ülkenin geleceği için herkesi kucaklama çabasını gösterseler. Ama ne yazık ki bugün memleketimizde böyle bir ortamın oluşmasından çok kendi taraflarında olan kitleyi kendisine bağlı tutabilmek için bir gerginlik havasından bir medet umuluyor' ifadelerine yer verdi.

Türkiye'nin dışında dünyanın pek çok bölgesinde karışıklıkların yaşandığına dikkat çeken Karamollaoğlu; 'Dünyanın diğer tarafları da karışık durumda. Hepimiz Amerika'da olup biteni de görüyoruz, Avrupa'yı da görüyoruz, hemen yanı başımızda İran, Irak, Suriye, bir anlaşma yapıp riskleri göze aldığımız Libya, Mısır, Cezayir, Tunus, Sudan, Somali, Yemen. Nereye gitsek ne yazık ki bir gözyaşı, bir feryat çığlığıyla karşılaşıyoruz. Ülkemizde her şey iyiye gidiyor denmesine rağmen 4 buçuk milyon işsizin resmi rakam olarak yetkililer tarafından ilan edilmesine rağmen her şey iyiye nasıl gidiyor denildiğini anlamakta zorluk çekiyorum. Tok acın halinden anlamazmış. Bir kısım insanlar, iktidarda bulunanlar, onlarla beraber bu ülkede bir takım köşe başlarını işgal edip, kendi menfaatlerini yürütenler, sıkıntı çeken, eziyet çeken, haksızlığa uğrayan, mahrumiyet içinde bulunan insanların halini bir türlü anlayamıyor. Bizim gibi ülkelerde ayağa kalkmamız, huzurun gelmesi bir takım temel ilkelerin kabul görmesiyle mümkün. Herkes barış istiyor. Ama '˜benim dediğim gibi olacak' dediğinizde, sizin gibi düşünenlere, yol arayanlara, fikir üretenlere fırsat vermediğinizde, o zaman bu ülkede huzurun olduğunu sadece güçlü olanlar hissediyor, diğerleri hissetmiyor ki. Memlekette birçok mağdur var' dedi.

KHK'lere dikkat çekti

Karamollaoğlu, konuşmasında KHK'lerle cezalandırılanlara dikkat çekerken; 'Adaletin tesis edildiğini, mahkemelerin çalıştığını, hükümler verdiğin söylüyorlar ama biz diyoruz ki bu ülkede kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) mahrum edilen on binler değil, yüzbinlerce insan var. KHK ne demek? Bir kararname neden oluyor? Meclisten böyle bir kararname çıkarılmış. Bu kararlar, ülkelerde yeri geldiğinde uygulanabilir mi, uygulanabilir. Hangi hallerde, olağanüstü şartlar altında, mahkemeler uzayabileceği için süratle hükümetlerin karar vermesi, sükûneti sağlaması için onlara bir takım yetkiler verilir. Ama bu yetkiler kısıtlıdır. 3 ay, 6 ay, bilemediniz 9 aydır. Hadi kendimizi zorlayalım 1 senelik bir süre için bu yetkiler verilebilir. Ama bu yetkiler 3 buçuk sene sürer ve artık mahkemelerden çok KHK'lerle idare edilir bir hale gelirse, bu ülkede adalet tesis edildiğini söylemek ne yazık ki mümkün olmaz. Hâlâ bu kararnamelerle bu insanlar görevlerinden alınabiliyor, uzaklaştırılabiliyor, tutuklanabiliyor. Bizim böyle bir ortamda ülkemizde huzurun, barışın, saadetin olduğunu söyleme imkânımız var mı?' sözlerine yer verdi.

'EYT'lilere yol bulmak hükümetin görevi'

Türkiye'de kanunlarla da mağdur edilenlerin bulunduğunu söyleyen Karamollaoğlu; 'Yüzbinlerce insan bundan dolayı cezalandırılıyor. Evet belki bu hükümet zamanında çıkmamış, ta geçmişte yapılmış Özal zamanında çıkan kanunlar bunlar. Ama arkasından tedbir alıyoruz derken cezalandırılan insanlardan bahsediyoruz. Elinde yetkiyi bulunduranlar, '˜ben bu sözleşmenin kurallarını değiştirdim' derse o zaman ortaya sıkıntı çıkar. İşte EYT dediğimiz böyle bir grup. İlk başlangıçta süresiz olarak kendilerine emeklilik hakkı verilmiş yaşına bakılmadan. Sonradan bu bize yük getiriyor, değiştirelim denmiş. Şimdi geldiğimiz noktada beni en çok şaşırtan şu oldu. Bir iktidar, kendisinin çalıştırdığı memurlara karşı, belli bir süre içerisinde emekli etmek istiyorum, çalışmaya devam edersen ne kadar çok vergi verirsen ver alacağın emeklilik maaşı giderek azalacak. Şimdi emekli olursan biraz daha fazla maaş alabilirsin. Dünya'da başka hiçbir ülkede böyle bir yanlışlığın kanunen tespit edilebileceğine aklım ermiyor. Ne kadar çok çalışıp, ne kadar çok prim öderseniz o kadar az maaş alacaksınız. Hükümetin bunu çözmesi icap eder. Bu yükü garibanın sırtına vurmak hakkın mı senin? O yükü gariban mı kaldıracak? Buna bir çözüm bulmak hükümetlerin vazifesi. Gücünüz yetmiyorsa bile sistemi düzeltir, bir yol bulursunuz. Yol bulmak hükümetlerin görevidir' dedi.

'8 milyon işsiz var'

Türkiye'de 4 buçuk milyon işsizin bulunduğunu söyleyen Karamollaoğlu; '300, 400 yerine göre 500 lira devlet yardımı aldığı için '˜ben işsizim' diyemeyen en az 4 milyon daha insan var. 82 milyon nüfusu olan bir ülkede 8 milyon işsiz akıl almayacak kadar büyük bir rakam. Çalışma çağına gelmiş, üniversiteyi bitirmiş, en az yüzde 25 '' 30 civarında iş bulamayan insanımız var. İş üretme imkânını hükümetler sağlar. İş üretilemiyorsa bu vebal hükümetlerin omuzlarındadır. Siz Türkiye'de yatırım ortamını darmadağın ederseniz, ne devlet ne de kişiler yatırım yapamazsa üretime dönük, geleceğimiz nokta burasıdır. Bunun temel sebebi hükümetlerin yanlış yatırım politikalarıdır' ifadelerine yer verdi.

'Başkanlık sistemine karşı çıkmazdık'

Şeffaflık ve denetlenebilirliğin önemini vurgulayan Karamollaoğlu; 'Biz başkanlık sistemine karşı çıktığımız zaman, başkanlık sisteminin kendisine değil; denetlenemez olmasına karşı çıktık. Meclis, başkanı sorgulayabilecek yetkilerle donatılmış olsaydı biz, ona karşı çıkmazdık. Ama şu anda öyle bir başkanlık sistemiyle karşı karşıyayız ki hiçbir denetim mekanizması yok. 5 senede bir seçime gittiğimizi söylüyorlar. Seçim ile denetimi birbiriyle karıştırmayın. Halkın tercihi, etki altında kaldığı zaman yanlış yönde olabilir. Adalet başka, halkın tercihi başka bir şeydir. Bizim buna rızamız yok' dedi.

'AK Partililer zıddına oy verdi'

Siyasi partilerin yaşadığı sıkıntıların, Türkiye'de temel ilkelerin ortadan kaldırılmasından kaynaklandığını söyleyen Karamollaoğlu; 'Temel ilkelerin rayına oturtulması lazım. Bugün iktidarda bulunan arkadaşlarımız artık Türkiye'de güveni kaybettiler. Ankara ve İstanbul seçimleri bunun sadece bir nişanesidir. Halkımızın duyarlılığının bir işaretidir. İstanbul'da seçimler iptal edildi. Oy çokluğuyla iptaline karar verildi ama iyi ki verildi. Neden? Çünkü arkasından iktidar bambaşka bir manzarayla karşılaştı. 12 bin oyda hile var mı, yok mu münakaşasını yaparken karşısına 806 bin oy farkı çıkınca şoka girdi. Ama dönüp de kendine bakıp; '˜Ben nerede hata yapıyorum' da demedi. 806 bin oyun en az 350 bini bir seçim önce AK Parti'ye oy vermiş olan insanlardır. Bu insanlar direnç, tepki gösterdiler ve onların zıddına oy kullandı, İmamoğlu'na oy verdi. Ama bundan bile ders almış değiller. Bu iş böyle gitmez. Nereye baksan dökülüyor. Siz, bu politikalarla ne Batı'ya, ne Doğu'ya, hiçbir yere gidemezsiniz' sözlerine yer verdi. Karamollaoğlu, konuşmasının ardından kongrede tek liste ile İl Başkanlığı'na yeniden aday olan mevcut İl Başkanı Ali Erhan Demirkıran ve yönetim kurulu üyeliği adaylarıyla fotoğraf çektirdi. Fotoğrafın ardından Karamollaoğlu, kongreden ayrıldı.