Huzur hakkı huzursuzluğu
Trakya Birlik 2016/2017 İş Yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı'nda konuşma yapan Ahmetbey Yağlı Tohumlar Kooperatifi Delegesi Süha Yılmaz, Pınarbaşı Mahallesi Alım Merkezi'ni yeniden gündeme getirirken Malkara Yağlı Tohumlar Kooperatifi Başkanı Cem Özkan ise Trakya Birlik Yönetim Kurulu üyelerinin huzur haklarına dikkat çekerek 'Çiftçinin bu parayı 1 yılda alabilmesi için mazot, gübre, çapa ve diğer masrafları hariç tam 120 ton ayçiçeği dökmesi gerekir' dedi. Genel Kurulda konuşma yapan Edirne Yağlı Tohumlar Kooperatifi Başkanı Şafak Kırbiç ise gruplaşmalara dikkat çekerek 'O, bunun adamı bu çalışan şunun adamı' sözlerine yer verdi.
Trakya Birlik'in hafta sonunda gerçekleştirdiği 2016/2017 İş Yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı'nda, Ahmetbey Yağlı Tohumlar Kooperatifi Delegesi Süha Yılmaz, Malkara Yağlı Tohumlar Kooperatifi Başkanı Cem Özkan ve Edirne Yağlı Tohumlar Kooperatifi Başkanı Şafak Kırbiç'in konuşmaları dikkat çekti. Genel Kurul'da Trakya Birlik Yönetim Kurulu Başkanı Rafet Sezen'in açılış konuşmasının ardından ilk sözü Ahmetbey Kooperatifi Delegesi Süha Yılmaz aldı. Yılmaz, konuşmasında bir önceki genel kurulda gerçekleştirdiği konuşmayı hatırlatarak; 'Geçen yıl yapılan genel kurulumuzda yine bu kürsüden sayın yönetim kurulumuza Ayçiçek desteğinin nasıl olup da 135 kuruştan 75 kuruşa düşebildiğini sormuştum. Aradan geçen 1 yıla rağmen sayın yönetimden bu sorumun cevabını yazılı ya da sözlü olarak alabilmiş değilim. Hâlâ cevap bekliyorum. Cevap verilmemesi susacağımız veya sorumuzu unuttuğumuz anlamına da gelmesin' ifadelerine yer verdi.'Tüccarın ekmeğine yağ sürüldü'Yılmaz, konuşmasında bir önceki genel kurulda gündeme getirdiği Pınarbaşı Mahallesi Alım Merkezi'ni yeniden gündeme getirerek; 'Pınarbaşı Mahallesi Alım Merkezi önümüzdeki dönemde açılacak mı? Bugüne kadar bağlı olduğumuz Birlik'e her sözlü müracaatımızda aldığımız cevap, ilk üretim yılında alım merkezimizin hizmete açılacağı ve üreticilere de bu müjdenin verileceği oldu. Gelin görün ki sonuç böyle olmadı. Her defasında erteleme yoluna gidildi. Bu, 7-8 yıldan beri böyle devam ediyor. Kooperatif maliyet getireceği için alım merkezi açılmıyor. Son yıllarda ise yağ ölçüm cihazının yüksek fiyatı bizlere sebep olarak gösteriliyor. Bu durum, üreticilerde hem maddi kayıplara hem de zaman kaybına yol açtı. Üreticinin istekleri göz ardı edilerek tüccarın ekmeğine yağ sürüldü. Üretici bin bir zahmete girerek ürettiği ayçiçeğini alım merkezi açılmadığından Birlik'e teslim zahmetine katlanmayarak tüccara teslim etti. Tüccarı kendine çıkar yolu olarak gördü' dedi.'Neden çürümeye terk edildi?'Yıllar geçtikçe Trakya Birlik'in üye sayısının azaldığını söyleyen Yılmaz; 'Bu da Birlik'in zarara uğramasına sebep oldu. Şunu hiçbir zaman unutmayalım; büyük sel baskınları ve afetler küçük yağmur tanecikleri ile başlar. Birlik'in sorumluluğunun bilince bir delegesi olarak üst yönetime soruyorum; ortakların parasıyla kurulup hazır hale getirilen bir alım merkezinin bu kadar uzun bir süre atıl vaziyette bekletilmesinin ve çürümeye terk edilmesinin sebebi nedir? Biz üreticilerin kaybı ve zararı büyükken, merkezin bu durumdan ne kazancı olabilir?' sözlerine yer verdi.'Tohumluk dağıtımları neye göre yapılıyor?'Yılmaz, konuşmasında ekim öncesi yaşanan bölgelere göre iyi tohumun temininde kooperatiflerin yetersiz kaldığını söyleyerek; 'Hatırlarsanız 2017 yıl başı itibariyle bazı tohumlukların temininde sıkıntıya düştük. İlk adresimiz ve en büyük destekçimiz olan kooperatife sorduğumuzda aradığımız tohumun çok az miktarda geldiği ve onun da kısa sürede bittiği, temininin zor olduğu söylendi. Üretimi ve Ar-Ge çalışmaları için bölge topraklarımızı sunduğumuz, toprağa düştüğü andan itibaren gelişimini izlediğimiz ve '˜bu ekilir' dediğimiz tohumu bulamadığımızda canımız sıkıldı. Her defasında kendi alanında rakip tanımayan ve gücünü biz üreticilerden alan Birlik Yöneticilerimizin bu duruma canı sıkılmıyor mu? Bundan rahatsız olmuyorlar mı? Tohumluk dağıtımları neye göre yapılıyor? Ekilecek alana göre mi? Yoksa Birlik'e yakın veya uzak duran kooperatiflere göre mi?' dedi.'100 tonda 1,5 ton elimizden alınıyor'Yılmaz, konuşmasından bir diğer sorunun da fire uygulaması olduğunu söyleyerek; 'Yağ ölçümünün ilk başladığı yıllarda ürettiğiniz ürün yağlı çıkarsa fire kesilmiyordu. Kesilse bile 0,5 oranında kesiliyordu. Ama son yıllara baktığımızda bu oran en az 1,5 ve daha üstü olabiliyor. Bu durumda ürettiğimiz 100 ton ürünün 1,5 tonu elimizden alınmış oluyor. Bu oran genele yayıldığında azımsanacak bir rakam olmuyor' ifadelerine yer verdi.'Nasıl hesaplanıyor?'Trakya Birlik'teki sermaye artırımlarına da dikkat çeken Yılmaz; 'Bizler, üretim yılında ürünümüzü Birlik'e teslim ettiğimizde, bizlerden sermaye artırımı payı kesiliyor. Kesilen bu miktarlar ana sermayemize ekleniyor. Yıllar sonra ölüm veya ayrılık neticesiyle sonuçlanan durumlarda bize ödenecek olan tutarda nasıl bir hesaplama yöntemi uygulanıyor? Bu miktar nasıl ortaya çıkarılıyor? Şahsım adına bir üretici olarak Birlik'in her zaman yaşamasını ve bizden sonraki kuşaklara da hizmet vermesini isterim. Konuda öneri olarak sermayemize eklenen paranın TL olarak değil, o yılın alım fiyatından ödenen miktar kadar kilogram ayçiçeği yazılmasını ve bunun da biz üreticilere bir tutanakla teslim edilmesini, bu yolla vefat veya ayrılıkta bir üreticinin veya yakınlarının yıllar sonra da olsa alacağı meblağın belli olmasının daha iyi olacağı kanaatindeyim' dedi.'Üreticinin beklentilerini yok saydı'Yılmaz'ın konuşmasının ardından Genel Kurul'da bir konuşma da Malkara Kooperatifi Başkanı Cem Özkan yaptı. Özkan, konuşmasında Trakya Birlik'in Türkiye'nin sayılı birliklerinden biri olduğunu söyleyerek; 'Üretici ile sanayici arasında dengeyi kurmayı her zaman üreticinin çıkarlarını korumayı hedef edinmiş bir kurumdur. Fakat üzülerek görüyoruz ki Trakya Birlik yönetimi, sanayici ile kol kola girerek kendi menfaatlerini ön planda tutmuş, üreticinin beklentilerini yok saymıştır' sözlerine yer verdi.'Her şeyin farkındayız'Trakya Birlik Genel Kurul kitapçığını incelediğini söyleyen Özkan; 'Kitapçıkta diyor ki; Yönetim Kurulu Genel Müdürü hariç, yıllık huzur hakları toplam 1 milyon 364 bin 840 TL. Yani eski parayla 1 trilyon 364 milyar 840 milyon Lira. Bu parayı 6 kişilik yönetim kuruluna böldüğümüzde kişi başına yıllık 227 bin 473 TL, aylık ise 19 bin 500 TL'ye tekâmül eder. Yönetim kurulunun her birinin 1 aylık maaşı, bir çiftçi emeklisinin 1 yıllık maaşına denk gelmektedir. Sayın Başkanımız Rafet Sezen, geçmiş yıllarda yine bir genel kurulda; '˜Sen hiç biçerdöver arkasında ayçiçeği kafası topladın mı?' diye sormuştu. Ben topladım, toplamaya da devam ediyorum. Peki sen kaç ayçiçeği kafasını 227 bin 473 TL ettiğini biliyor musun? Ben çok iyi biliyorum. Çiftçinin bu parayı 1 yılda alabilmesi için mazot, gübre, çapa ve diğer masrafları hariç tam 120 ton ayçiçeği dökmesi gerekir. Hangi arkadaşımız 1 yılda 120 ton ayçiçeği dökmüştür? Kullandığınız kredi ve faiz giderlerinden, yaklaşık 100 TL üzerinde sattığınız gübre fiyatlarından, tarla içinde yerli tohumumuzu yok ettiğinizden, Karacabey Fabrikası'na zamanında yatırım yapılmadığından dolayı çalıştırılmamasından, fason firmalara üretim yaptırdığınızdan, personel alımlarındaki usulsüzlüklerinizden, hangi yönetim kurulu üyelerinin Trakya Birlik'te çok sayıda birinci derece akrabalarını çalıştırdığından, faturası Trakya Birlik'e kesilen yurtdışı gezilerinizden haberdar olmadığınızı sanmayın. Her şeyin farkındayız' dedi.'Baskıyla yönetilemez'Liyakat sisteminin olmadığı yerlerde başarı sağlanamayacağına dikkat çeken Özkan; 'Trakya Birlik; '˜çocuğunu işten çıkartırım. Çocuğunu buradan sürerim' deyip baskıyla, keyfi uygulamalarla yönetilemez. Trakya Birlik, projelerle, teknik ekiple yönetilir. Panko Birlik gibi Türkiye devi bir firma haline getirilmelidir' ifadelerine yer verdi.'Yeni kazanç kapıları açmamız kaçınılmaz'Özkan'ın konuşmasının ardından Genel Kurul da bir konuşma da Edirne Kooperatifi Başkanı Şafak Kırbiç yaptı. Kırbiç, konuşmasında Trakya Birlik'in 2017 yılında 62 trilyon lira kâr ettiğini söyleyerek; 'Geriye dönüp baktığımızda bu kâr, Trakya Birlik'in son 5 yılından daha fazla bir kâr oranıdır. Ben bunun artarak devam etmesini istiyorum. İnşallah bundan sonra daha yüksek kârlarla bu genel kurullarda buluşuruz. Küresel ekonomide tüm sektörler ağır rekabet şartları ile karşı karşıya kalmıştır. Ağır rekabet koşulları, kâr marjlarını düşürmektedir. Bu yüzden dünyadaki ve ülkemizdeki birçok şirket, farklı alanlardaki iştirakleriyle kârlılık oranlarını artırma yoluna gitmişlerdir. Bizim de Trakya Birlik olarak mevcut iştiraklerimizi geliştirerek, belki de yeni iştirakler kurarak yeni kazanç kapıları açmamız kaçınılmaz hale gelmiştir' dedi.'Muhasebe ve bürokrasi yükü nasıl azalacak?'Kırbiç, Trakya Birlik'in satış ve pazarlama ağında değişen dünya koşullarına ayak uydurması gerektiğini söyleyerek; 'Klasik pazarlama anlayışında çalışanlarımızın çoğu muhasebe ve bürokrasi işlemleri ile uğraşmaktadır. Üzerimizdeki muhasebe ve bürokrasi yükü nasıl azalacak? Öncelikle bilgi işlem teknolojimizin değiştirilmesi gerekmektedir. Personelin işgücü ve enerjisini satış işlemleri ve pazarlamaya daha fazla ayırması için zemin hazırlamak gerekmektedir. Planlama sadece yatırımların sağlıklı bir şekilde planlanması değil, işgücünün de sağlıklı, ekonomik ve tasarruflu planlamaya dayalı bir olgudur. Üretim kapasitesi, idari personel, teknik personel, üretim işçisinin sayıları, niteliği ve işgücü verimliliği için oldukça önemlidir' sözlerine yer verdi.'O, bunun adamı; bu, şunun adamı'Trakya Birlik'in sıkıntılarının birlik, beraberlik, istişare ve çalışma içinde çözümünün gerektiğini söyleyen Kırbiç; 'Bakıyorum da kurum çalışanlarımız bizden çok kurum politikalarıyla ilgilenir hâle gelmişler. Gruplaşmalar, bölgecilik, bazılarının ise bazılarının başarısızlığı için elinden geleni yaparak mesai harcamakta. O, bunun adamı; bu çalışan şunun adamı'¦ Benim de bu kurumda adamlarım var. İsterseniz açıklayabilirim. Bu kurumu bir adım daha ileriye götürmek için işiyle uğraşan, proje üreten, çalışan, kuruma faydalı olan herkes benim adamımdır. Bizim adımımız olmaz, çalışanımız olur. Bizim için alım yerindeki arkadaşımız da, yem taşıyan kamyonu kullanan arkadaşımız da, fabrikada makinanın başında çalışan arkadaşımız da, kurumun genel müdürü de bizim çalışanımızdır. Bizim için hepsi değerli ve önemlidir. Burası sıradan bir iş yeri değil, burası biçerdöverin arkasında kafa toplayarak, sırtında çuval ile ürün getirerek, üreticinin alın teri ile kurulmuş bir kuruluştur. Bu kurumdaki herkes bunu, böyle bilecek. Bu kurumdaki herkes de haddini ve yetkisini unutmayacak' dedi.