Gençlerde Estetik Kaygısını Artırıyor

Sosyal medyada kadınlara yönelik uygulanan güzellik algısı her geçen gün başka bir boyut kazanıyor. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte dijital ortamdaki fotoğraflarla çeşitli programlar yardımıyla oynanabiliyor. Uzman Psikolog M. Utku Tohumcu, sosyal medyadaki güzellik algısının etkilerini değerlendirdi.

TAKİP ET

Günümüzde sosyal medyada oluşturulan mükemmel güzellik ve estetik algısı, özellikle kadınlar ve gençler arasında estetik kaygısına yol açıyor. Teknolojinin hayatımızdaki etkisi arttıkça, birçok insan sosyal medyada daha fazla vakit geçiriyor. Paylaşılan fotoğrafların filtreler ve düzenlemelerle idealize edilmesi, bireyler üzerinde olumsuz etkiler yaratabiliyor. Bu durum, gençlerde özgüven eksikliğine ve dış görünüşlerini sürekli sorgulamalarına neden oluyor.

Uzmanlar, sosyal medya kullanımının artışıyla birlikte gençlerin daha sağlıklı bir beden imajı geliştirmeleri için farkındalık oluşturulması gerektiğini vurguluyor.

Güzellik algısının tarih boyunca pek çok kez değişime uğradığını söyleyen Uzman Psikolog M. Utku Tohumcu, "Yakın tarih, yani 90'lar ve 2000'lerin başları ile bu günlerdeki güzellik algısını kıyaslamak bile bu değişim sürecini gözlemleyebilmek ve anlayabilmek adına aslında yeterli. Günümüzde yaratılan güzellik algısının ise geçmişe kıyasla büyük bir farkı var; o da teknolojinin gelişimi ile beraber değişen yaşam stilimiz ve buna bağlı olarak akıllı telefonlar ile sosyal medya kullanımının hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelmesi. Yani kişilerin bu idealize edilmiş ve gerçeği yansıtmayan güzellik algısı dayatmasına geçmiş dönemlere kıyasla çok daha fazla maruz kalması. Bu durumun kişilerde bazı olumsuz etkilere sebep olması neredeyse kaçınılmaz" ifadelerine yer verdi.

Olumsuz etkilerin temelinde ‘'sosyal karşılaştırma'' eğiliminin yer aldığını söyleyen Uzman Psikolog Tohumcu, Sosyal medyanın kişilerin kendilerini diğerleriyle kıyaslama eğilimine girmesine sebep olabildiğine dikkat çekti.

Kişilerin yansıtılan bu abartılı ya da gerçek dışı güzellik standartlarını temel alarak kendilerini kıyasladıkları senaryoda eksiklik duygusu, yetersizlik hissi ve depresif düşünceleri tetiklenebildiğine değinen Uzman Psikolog Tohumcu, "Sürekli olarak filtrelenmiş, mükemmel görünen beden ve yüz hatlarının paylaşıldığı içeriklerle karşılaşmak, bireylerin kendi görünümlerini sorgulamalarına ve daha düşük özgüven hissetmelerine neden olabilir. Bu durum, vücut imajı memnuniyetsizliği ve beden dismorfisi gibi sorunlara da yol açabilir.Mükemmel görünme baskısı, sosyal medyada sürekli var olma ihtiyacı ve beğeni sayısına bağlı olarak gelişen onay arayışı, kaygı ve depresyon gibi psikolojik sorunları artırabilir. Tüm bu görünüş odaklı paylaşımlar ve buna verilen tepkiler kişilerde ayrıca sosyal kaygıyı da tetikleyebilir" şeklinde açıklamada bulundu.

Sosyal medyada sergilenen mükemmel yaşamların, bireylerde sürekli daha iyisini başarma baskısı yaratabildiğine dikkat çeken Uzman Psikolog Tohumcu, Bunun kişilerde başarısızlık korkusunu ve sürekli tatminsizlik hissini tetikleyebildiğini söyledi.

Gençlerin bu konuda daha savunmasız olduğunu aktaran Uzman Psikolog Tohumcu, "Özellikle gençler sosyal medyada yaratılan güzellik algısına karşı çok daha savunmasızdır. Çünkü ergenlik dönemi beden algısının ve özgüvenin şekillendiği bir dönemdir ve bu süreçte sosyal medyada sürekli maruz kalınan idealize edilmiş görüntüler, gençlerin kendilerine dair olumsuz düşünceler geliştirmelerine neden olabilir. Kimlik gelişimleri ve psikolojik sağlıkları bu durumdan olumsuz etkilenebilir. Tüm o filtre kullanımları ve yapılan dijital manipülasyonların neticesinde artan kaygıların ise estetik operasyonlara olan talebi yükseltmesi bu baskının oldukça öngörülebilir bir sonucu aslında. Günümüzde estetik operasyon geçirenlerin, rekontsruktif (bozulan, işlevini yitiren yeri onarma) oprerasyon geçiren kişilere göre internet, basın ve televizyonu daha fazla kullandıkları bilgisi literatürde yer almaktadır. Bu noktada talebin büyük çoğunluğu da az önce bahsetmiş olduğumuz ve bu konuda daha ‘'savunmasız'' olan genç popülasyondan gelmektedir" ifadelerine yer verdi.

Bu sorunla başa çıkma yöntemlerine ilişkin de açıklamada bulunan Uzman Psikolog Tohumcu, Diğer bütün sorunlarda olduğu gibi bu durumla da başa çıkmanın ilk basamağının öz farkındalık olduğunu söyledi.

Kişilerin sosyal medyada takip ettikleri hesapları neden bu kadar merak ettiklerini sorgulamaya başlamaları ve kendi hayatlarına odaklanma noktasında bir takım yeni hedefler koymaları gerektiğini ifade eden Uzman Psikolog Tohumcu, ayrıca sosyal medyada geçirilen zaman ve günlük ekran süresinin sınırlandırılması ve benzeri atılacak bir takım basit adımlar sayesinde bu kaygının derinleşmesinin önüne geçilebileceğini belirtti.

Tüm denemelere rağmen başarısız olunması halinde farkındalık ve özgüven gelişimini destekleyici nitelikte bir psikoterapi desteği almasında fayda olduğunu söyleyen Uzman Psikolog Tohumcu, "Sosyal medyanın ‘'bilinçli'' kullanımının pek çok pozitif yönü de var. Hayatın her alanında olduğu gibi sosyal medya kullanımında da aşırıya kaçmamaya dikkat etmeli ve kendilerini kıyaslamadan ve ‘'dengeli'' bir biçimde yaşamaya özen göstermeliyiz" dedi. Ebru Yıldız Günenç

EBRU YILDIZ GÜNENÇ