Doğaçlama terapiye davam
Ud, ney ve perküsyon sanatçısı Hakan Konyar, vibrafon sanatçısı Can Tutuğ ve kemençe sanatçısı Neva Günaydın, Trakya Üniversitesi Rektörlüğü tarafından düzenlenen doğaçlama müzik konserinin ikincisinde Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi'nin yurtiçi ve yurtdışından gelen ziyaretçilerine adeta müzik terapi sundular.
Ülkemizin en çok ilgi çeken müzelerinden biri durumuna gelen ve almış olduğu uluslararası ödüllerle adını yurt içi ve yurt dışında duyuran Osmanlı darüşşifası Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi, doğaçlama müzik konserleri devam ediyor. Ud, ney ve perküsyon sanatçısı Hakan Konyar, vibrafon sanatçısı Can Tutuğ ve kemençe sanatçısı Neva Günaydın'dan oluşan 3 kişilik doğaçlama ekibi, musikinin ve su sesinin huzur verici tınılarının taş duvarlarda yankılanarak şifaya dönüştüğü şifahanede 2'nci doğaçlama konserlerini gerçekleştirdiler.Yaklaşık bir saat süren konserde sanatçılar, ziyaretçilere adeta zaman yolculuğu yaşatırken; müzik terapi anlayışının en özel örneklerini sundular. Trakya Üniversitesi Rektörlüğü tarafından düzenlenen doğaçlama konser etkinliğinde sanatçılar hanende ve sazende topluluğunu temsil eden heykellerin önünde sahne alırken; hafta sonunu değerlendirmek amacıyla Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi'ni ziyaret eden çok sayıda yerli ve yabancı turiste de müzik ziyafeti yaşattılar.
'Müzik şifanın parçası'Doğaçlama müzik konseriyle ilgili açıklamalarda bulunan Vibrafonist Can Tutuğ, akustik ve tarihi açıdan önem taşıyan Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi'nde doğaçlama konserin 2'ncisinde sahne almaktan mutlu olduklarını belirterek; 'Konser serimizin ilkini Hakan Akıncı'nın önerisiyle yapmıştık. Türkiye'deki şifahane olarak, Avrupa'da ilk kez insan haklarına önem verilen, hastalara daha iyi davranılan; yani önemi, anlamı olan bir yerde '˜musiki ile şifa' diye anılan bir yerde bunu yapmıştık. İkinci doğaçlama konserimizin teklifi rektörlükten geldi. Bunu tekrar burada sahnelediğimiz için onurlu ve gururluyuz. Maksat insanlara şifa vermek ve iyilik yapmaksa bu da onun bir parçası. Atatürk'ün dediği gibi sanatsız kalan bir milletin hayat damarı yoktur' ifadelerine yer verdi.
'Hem dinliyor hem dinletiyor'Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi'nin tarihi önemine değinerek akustik yapısının müzik yapmadaki uygunluğuna dikkat çekerek Tutuğ; 'Bu bizim birlikte çaldığımız 9'uncu konser. Kırklareli'de geçen yaz Hakan Konyar ile ilk olarak 2 kişi başlamıştık. Umarım şu anki kadro böyle devam edecek. Çok sayıda mekânda çaldık ve her birinin akustiği farklıydı. Burası zaten akustik enstrümanıyla müzik icra edilmek için yapıldığı için müthiş bir his. Çalarken insan kendini daha iyi dinliyor, kendi de dinliyor ve dolayısıyla çalan kişiye de iyi geliyor' dedi.
'İnsan burada çok duygulanıyor'Ud, ney ve perküsyon sanatçısı Hakan Konyar ise Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi'nin soğuk olmasına rağmen müzikal açıdan sıcak bir yer olduğunu belirterek; 'İnsan burada çok duygulanıyor. Biz konserlerin ardından bir araya gelerek hiç prova yapmıyoruz. Burada tamamen doğaçlama çalıyoruz. Geçen çaldığımız zamandan bugüne hiç birlikte çalmadık. Burada çalacağız, o anda ne gelirse onu çalacağız. Mükemmel bir yer burası. Osmanlı zaten o zamanlarda bu konuda bayağı ilerideymiş' sözlerine yer verdi.
'Müzik şifanın parçası'Doğaçlama müzik konseriyle ilgili açıklamalarda bulunan Vibrafonist Can Tutuğ, akustik ve tarihi açıdan önem taşıyan Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi'nde doğaçlama konserin 2'ncisinde sahne almaktan mutlu olduklarını belirterek; 'Konser serimizin ilkini Hakan Akıncı'nın önerisiyle yapmıştık. Türkiye'deki şifahane olarak, Avrupa'da ilk kez insan haklarına önem verilen, hastalara daha iyi davranılan; yani önemi, anlamı olan bir yerde '˜musiki ile şifa' diye anılan bir yerde bunu yapmıştık. İkinci doğaçlama konserimizin teklifi rektörlükten geldi. Bunu tekrar burada sahnelediğimiz için onurlu ve gururluyuz. Maksat insanlara şifa vermek ve iyilik yapmaksa bu da onun bir parçası. Atatürk'ün dediği gibi sanatsız kalan bir milletin hayat damarı yoktur' ifadelerine yer verdi.
'Hem dinliyor hem dinletiyor'Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi'nin tarihi önemine değinerek akustik yapısının müzik yapmadaki uygunluğuna dikkat çekerek Tutuğ; 'Bu bizim birlikte çaldığımız 9'uncu konser. Kırklareli'de geçen yaz Hakan Konyar ile ilk olarak 2 kişi başlamıştık. Umarım şu anki kadro böyle devam edecek. Çok sayıda mekânda çaldık ve her birinin akustiği farklıydı. Burası zaten akustik enstrümanıyla müzik icra edilmek için yapıldığı için müthiş bir his. Çalarken insan kendini daha iyi dinliyor, kendi de dinliyor ve dolayısıyla çalan kişiye de iyi geliyor' dedi.
'İnsan burada çok duygulanıyor'Ud, ney ve perküsyon sanatçısı Hakan Konyar ise Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi'nin soğuk olmasına rağmen müzikal açıdan sıcak bir yer olduğunu belirterek; 'İnsan burada çok duygulanıyor. Biz konserlerin ardından bir araya gelerek hiç prova yapmıyoruz. Burada tamamen doğaçlama çalıyoruz. Geçen çaldığımız zamandan bugüne hiç birlikte çalmadık. Burada çalacağız, o anda ne gelirse onu çalacağız. Mükemmel bir yer burası. Osmanlı zaten o zamanlarda bu konuda bayağı ilerideymiş' sözlerine yer verdi.