Babasının koltuğuna talip
Edirne Barosu önceki baro başkanlarından Av. İbrahim Karakoç'un oğlu Av. Gökhan Karakoç, baro başkanlığına aday olduğunu açıkladı. Düzenlediği basın toplantısında 'İlke Grubu' adını verdiği listedeki arkadaşlarını da tanıtan Karakoç, baroların kuşatılmaya çalışıldığını belirterek 'Savunma kendisini savunmak zorunda bırakılmaktadır' dedi.
Ekim ayında yapılması planlanan Edirne Barosu seçimleri için Gökhan Karakoç, daha önce babası Av. İbrahim Karakoç'un da başkanlığını yaptığı Edirne Baro Başkanlığı'na adaylığını açıkladı.
Dün Edirne Barosu toplantı salonunda düzenlediği bir toplantıyla ekibini tanıtan ve projeleri hakkında bilgiler veren Karakoç, hayalindeki baronun hiçbir kurum, kuruluş ve örgütten icazet almayan, sadece hukukun üstünlüğüne inanan, bunu kendine düstur edinmiş, Atatürk'ün prensip ve ilkeleri ışığında şeffaf bir yönetimi benimsemiş baro olduğunu söyledi. Seçilmeleri halinde birçok sosyal sorumluluk projeleri olduğunu söyleyen Av. Karakoç bu projelerinden birisi hakkında bilgi verdi. Karakoç; dezavantajlı bir okulu ziyaret ederek çocuklara hayallerini sormak ve ikinci ziyaretlerinde de çocukların bu hayallerini gerçekleştirmek istediklerini söyledi.
Kavga değil mesleki çözüm
Av. Gökhan Karakoç 'Benim hayalimde yarattığım baro, hiçbir kurum kuruluş örgütten icazet, izin almayan; sadece hukukun üstünlüğüne inanan ve bunu kendine düstur edinmiş, Atatürk'ün prensipleri ve ilkeleri ışığında bir şeffaf yönetimi benimsemiş baro. Edirne barosunda bizden önceki başkan ve yönetimlerin günahıyla sevabıyla bir yere kadar getirdiği bir bayrak var bunu yadsıyamayız. Burada yapılan çok büyük hizmetler vardır. Aramızda yok ama gıyabında övelim kendisini Sayın Özgür Yıldırım başkanımızın şu oturduğumuz bina bile hizmetlerin bir tezahürüdür. Diğer yandan da gerek yerel basında gerek ulusal basında sıkça yer alan barolar birliğinin önündeki TC'yi kaldıralım, avukatların savunmaya dair haklarını kısıtlayalım, avukatlığı, müdafiliği, savunma makamını şekli bir unsura dönüştürelim, içi boş bir cübbe olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarında geçtiği şekilde ama içi boş olarak dursun diyen bir zihniyet var. Biz bunu kabul etmeyiz. Benim başkanlığımda da kısmet olursa asla böyle bir baro olmayacak Edirne'de. Bu sadece Barolar Birliği veya avukatların sorunu değil, basınında hali ortada. Türkiye'de gerçek manada, Avrupai kriterlerde bir basın var diyemiyoruz. Bizim hayalimizde yaşattığımız baro kavga etmeye değil, mesleki sorunları tartışmaya, hukukun üstünlüğünü ülkemizde, şehrimizde tesis etmeye ve meslektaşların sorunlarını çözmeye gelen bir baro ama bunu yaparken de bizi dışlar, içimizi boşaltmaya çalışır, sadece şekli bir unsura dönüştürmeye çalışan birileri, bir gurup, bir örgüt varsa da bununla da mücadele etmeyi kendimize borç edindik. Bu kapsamda bir yönetim tasarlıyoruz planlıyoruz' dedi.
'Barolar siyaset yapmamalı'
Baroların siyaset yapmasıyla ilgili bir soru sorulmasına ise şöyle cevap verdi: 'Biz baroların siyaset yapmaması fikrine inanıyoruz, bu anlamda Sayın Cumhurbaşkanı'nın fikriyle örtüşüyor benim görüşüm. Ancak şunu da yadsımamak lazım; hukuksuz siyaset, siyasetsiz hukuk olmaz. Hukukla siyaset çok iç içe geçmiş kavramlardır. Bir yerde siyasilerin yanlış yaptığı, olmaması gereken bir şeyi olması gerektiği gibi anlattığı her halde, hukuk devreye girer, avukatların örgütlü hali devreye girer ve itiraz eder. Barolar bu anlamda kamuyu çimdikler, rahatsız ederler. Yanlış bildiği, yanlış gördüğü bir şey varsa bunu söylemekten çekinmezler, çekinmemelidir de. Bir ülkede siyasi iktidarın her yaptığı doğru diye alkışlanıyorsa orada bir sorun vardır. İyi niyetle, iyi zannederek yapmış olsa da bazen hata da yapabilir siyasi iktidarlar. Bu bağlamda barolar yanlış gördüğü bir şeyi söyler bu siyaset değildir.'
'Avukatlığın temeli bağımsızlık'
Baroların kuşatılmaya çalıştığını belirten Karakoç 'Ülkemiz hepimiz için ortak payda, ortak değer olan demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve düşünce özgürlüğü gibi insanlığın büyük mücadelelerle elde ettiği evrensel ilke ve değerlerden uzaklaşmıştır. Silahı fikir ve kalem olan meslektaşlarımızın ülkemizi saran bu iklimden etkilenmediklerini düşünmek de olanaksızdır. Bilindiği gibi savunmanın olmazsa olmazı avukatlık mesleğinin temeli, bağımsızlıktır. Bu cümleden olarak; savunmanın şövalyesi avukatlar ve onların mesleki örgütü Türkiye Baroları, gelinen noktada kuşatılmaya çalışılmakta, savunma kendini savunmak zorunda bırakılmaktadır. Mesleğimizin temel mevzuatı olan 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun baroların kuruluşu ve nitelikleri başlıklı76. maddesinde Barolar; avukatlık mesleğini geliştirmek, meslek mensuplarının birbirleri ve iş sahipleri ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni sağlamak; meslek düzenini, ahlakını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tüm çalışmaları yürüten, tüzel kişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları olarak tanımlanmıştır. Bu bağlamda barolar, yalnızca mesleki faaliyetler için kurulmuş müesseseler değildir. Barolar, hukukun üstünlüğünü savunan, insan hak ve özgürlüklerini koruyan Avukatların yasa ile kurulmuş örgütleri, hukuk devletinin olmazsa olmazı, savunmanın kaleleridir. Kuruluşu Cumhuriyetimiz ile yaşıt olan Baromuzun bizden evvelki yönetimlerinin günahı ve sevabıyla bir noktaya kadar getirdikleri bu bayrağın, daha da yüceltilmesi, baromuzun etkinliğinin arttırılması ve hak ettiği saygınlığın korunması tüm meslektaşların ortak istek ve iradesidir. Bu gayeye ulaşmak içinse Baromuz yönetiminin başkan, yönetim, disiplin, denetleme kurulları ve Türkiye Barolar Birliği delegeleri olarak tüm organ ve kişileri ile bir bütün olarak çalışması gerektiği hususu da her türlü izahtan varestedir. Edirne Barosu yönetimine talibiz' diye konuştu.
Nasıl bir baro olacak?
Av. Karakoç daha sonra ise şunları söyledi: 'Ekibimiz savunmanın ihmal edildiği, fuzuli bir uğraş olarak görülmeye çalışıldığı, içinin boşaltılarak şekli bir unsura dönüştürüldüğü bir Türkiye'de önce adaletin bizzat kendisinin savunulması gerektiğini içselleştirmiş ve bu fikre sadakatle bağlıdır. Baromuz yönetiminin hiçbir siyasi, dini kurum, kuruluş, düşünce, cemaat ve liderle bağlantısının olmaması, salt hukukun üstünlüğü, insan hakları ve demokrasi ekseninde ulu önder Atatürk'ün her tür dogmayı dışlayan ilke ve devrimleri ışığında kuruluşundaki amaca hizmet ve aksi yöndeki her nevi saldırı ile mücadele etmesi ortak idealimizdir.'
Listeyi açıkladı
Ekim ayında yapılması planlanan baro seçimlerinde yarışacak İlke Grubunun listesi şu isimlerden oluşuyor. Baro başkan adayı; Av. Gökhan Karakoç, yönetim kurulu üye adayları; Av. Arzu Çağatay, Av. Figen Gönül, Av. Kaan Polat, Av. Sinan Tekin, Av. Melike Özbey, Av. Üzeyir Yüksel, Av. Kadir Orçun İşsevenler. Listeye Keşan'daki avukatların önereceği iki ve Uzunköprü'deki avukatların önereceği bir üye eklenecek. İlke grubunun Türkiye Barolar Birliği delege adayları ise Av. Hüsnü Portakal, Av. Tülin Kutlu ve Av. Tevfik Hatunoğlu'ndan oluşuyor.