Almanya'dan GÜNDEM'e anlattı: Tarihi hazinenin romanı

Edirne'de Ceren Yayıncılık ve Kitabevi'nden yayınladığı kitaplarla kent edebiyatına katkı sunan yazar Sabriye Cemboluk, yeni romanı Edirne Kırmızısı'nı okurlarına sundu. Cemboluk, Edirne'deki birçok tarihi mekânın yanı sıra Edirne Kırmızısı gibi tarihi ve kültürel bir değeri hikâyeleştirdiği romanını GÜNDEM'e anlattı. Edirne Kırmızısı'nı ilk öğrendiği gün mücevher bulmuş gibi hissettiğini belirten Cemboluk, Edirne'nin büyük bir tarih hazinesine sahip olduğunu söyledi.

TAKİP ET

Edirne'de Ceren Yayıncılık ve Kitabevi'nden Son Talika, Okyanusun Şarkısı, Suyun Öteki Yakası ve Mordoğan Mor Mehmet romanlarını okurlara sunan yazar Sabriye Cemboluk'un yeni kitabı Edirne Kırmızısı raflardaki yerini aldı. Cemboluk, kent edebiyatına kazandırdığı Edirne Kırmızısı'nı Almanya'nın Karlsruhe şehrinden GÜNDEM'e anlattı.

Ceren Yayıncılık ve Kitabevi sahibi Şeref Kurtiş'in genel koordinatörlüğü, Osmanlı Saray Mutfağı Araştırmacısı Müşerref Gizerler ve Edirne Belediye Başkanlığı Turizm Danışmanı Aydemir Ay'ın konsept danışmanlığı görevlerinde bulunduğu Edirne Kırmızısı romanı, Cemboluk'un kaleminde hayat buldu. Murat Can Papiroğlu'nun kapak tasarımını yaptığı Edirne Kırmızısı, Ceren Yayıncılık ve Kitabevi'nin raflarındaki yerini aldı. İnternet üzerinden de okurlar için satışa sunulan roman, Edirne tanıtımının yanı sıra son yıllarda yeniden gün yüzüne çıkan Edirne Kırmızısı'na da katkı sunuyor.

Cemboluk, hayatına devam ettiği Almanya'nın Karlsruhe şehrinden internet aracılığıyla GÜNDEM'in sorularını yanıtlarken; Edirne Kırmızısı romanında yer verdiği mekânlardan, kent edebiyatının önemine kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu. 2019'daki Edirne ziyaretinde Edirne Kırmızısı ile ilgili roman yazacağını ilk kez GÜNDEM'e açıklayan Cemboluk, gelecekteki yeni kitapları ile ilgili bilgiler de verdi.

'MÜCEVHER BULMUŞ HİSSİ YARATTI'

Edirne Kırmızısı romanını yazmaya karar verdiği süreci açıklayan Cemboluk; 'Edirne Kırmızısı romanımın konsept danışmanı Aydemir Ay, Edirne ziyaretimde benimle Edirne Kırmızısı ile ilgili bir gazete kupürü paylaşmıştı. Konuyu incelediğimde enteresan geldi ve Aydemir Ay'dan Edirne Kırmızısı ilgili bilgi istedim. Anlattıktan sonra iyi bir roman dokusunun oluşturacağını düşündüm. Edirne tarihinden gelen bir dokumuz olduğu için toprağın altından bir mücevher bulmuş hissi yarattı. Sonucunda da bir an önce yazmaya karar verdim. Fakat o dönemde bir önceki romanım Mordoğan Mor Mehmet'i yazıyordum. Öncelikle onun bitmesini bekledim' ifadelerini kullandı.

'GİZERLER VE AY İLE ÇALIŞTIK'

Cemboluk, Mordoğan Mor Mehmet romanının tamamlanmasının ardından Edirne Kırmızı ile ilgili araştırma yapmaya başladığını söylerken; 'Araştırma dönemi de uzun sürdü. Aydemir Ay, olayın bel kemiğini oluşturdu ve başından sonuna kadar ihtiyacım olan her konuda kendisine danıştım. Romanda Edirne gastronomisi de var. Bu konuda da yine romanımın konsept danışmanlarından Müşerref Gizerler yardımcı oldu. Gastronomi derken sadece yiyecek değil; mutfakta kullanılan malzemelerden sofra adabına kadar birçok şeyi Müşerref Gizerler'e danıştım. Ona da çok teşekkür ederim. Saray dönemini yazarken Edirne gastronomisine dokunmazsak eksik olurdu. O yüzden kendisiyle titiz bir çalışma gerçekleştirdik' dedi.

'TAYAKADIN EFSANESİNİ DE KULLANDIM'

Edirne Kırmızısı romanını 'Yüzde 100 Edirne kitabı' olarak tanımlayan Cemboluk; 'Ama Edirne'ye gelmeden önce geçirilen bir evre de var. Edirne Kırmızısı'nın peşinde olan ülkeleri ve casusları da var ama merkezinde Edirne var. Kitabın bir tarafında tarihi gerçekler, diğer tarafında da bu tarihi gerçeklerin üzerine kurulmuş olan kurgu var. Edirne'de dolaştığımız bütün mekânlar, dönemle ilgili yazdığım kültürel olaylar gerçektir. Hatta Tayakadın'a kadar ulaştık. Tayakadın köyünün bir efsanesi var. Ben de bu efsaneyi kullanmak istedim. Romanda her şeyi kullanabilirsiniz ve bu efsane uzun zamandır aklımda olduğu için bir şekilde kullanmak istiyordum. Bu kitapta da o efsaneye yer verdim. Tayakadın, çocukluğumda birkaç defa düğüne gittiğim bir köydür. Aklımda kaldığı için kullandım. Bütün bu gerçeklerin üzerine kurgusal bir manto giydirdim. Hikâyemiz o mantonun içerisindedir' sözlerine yer verdi.

'100 YIL SONRA DA OKUNACAK'

Cemboluk, dünya edebiyatında birçok tarihi ve kültürel değerlerin bulunduğuna dikkat çekerken; 'Birçok tarihi ve kültürel değerin edebiyatta yer aldıktan sonra daha çok yayıldığını görüyoruz. 6-7 yıl önce bütün dünyadaki şehirlerin hikâyelerinin yer aldığı kitaplar okudum. Bu romanlardaki şehirlerin dünya çapında tanıtılmasında çok büyük gücü olduğu gördüm. Ben de Edirne'ye böyle bir kitabın çok yakışacağını düşündüm. Şehirler üzerine yazılan edebiyatın hem çok güçlü bir tanıtımı, hem de kalıcılığı var. 100 sene sonra bile dünyanın herhangi bir yerinde Edirne Kırmızısı okunacak. Ben zaten şehir romanlarına da çok önem veriyorum. Keşke her şehrimiz için bir yazarımız olsa ve kitaplar yazsa' dedi.

CEMBOLUK'TAN YENİ KİTAP MÜJDESİ

Edirne Kırmızısı romanının ardından okurlarıyla buluşturmayı istediği 2 kitabının daha olduğunu açıklayan Cemboluk; 'Bir kitap fırında pişerken, diğerinin de hazırlıkları oluyor. Şu anda önümde 2 kitabım var ve bir tanesi hazır durumda. 7 yıldır sosyal medya platformundaki kişisel hesabımda '˜Facebook Mahallesi' adını verdiğim yazılarımın bir kısmı ve kısa hikâyelerden oluşacak. Bunun da ilkbahar döneminde yeni bir kitap olarak çıkmasını planlıyoruz. Ondan sonra da 10 yıl önce yazmaya başladığım ve anılarımın bulunduğu bir kitap daha olacak. Siirt'te Ilısu barajının altında kalan bir köyde geçirdiğim 2 yıllık dönemi yazacağım. 1966-1968 yıllarında henüz 18-19 yaşlarındayken eşimle birlikte gitmiştik ve o dönemi yazmayı istiyorum. 2 kitabımda da Ceren Yayıncılık ile çalışmaya devam edeceğim. Şeref Kurtiş ile çok eskiye dayanan bir dostluğumuz var. Benim de okuyucuya ulaşmaktan başka bir beklentim yok. Ben biraz torunlarıma yatırım yapıyorum. Onlar büyüdüğü zaman ellerinde kalıcı eserler olacak. Böyle şeyler kartopu etkisi yaratır; küçük başlar ve zamanla büyür' dedi.

'EDİRNE'DE TARİH HAZİNESİ VAR'

Cemboluk, Edirne'nin tarihi ve kültürel değerleriyle ilgili Edirnelilere de seslenirken; 'Benim yetiştiğim dönemde de, yakın zamana kadar da Edirne Kırmızısı'ndan haberimiz olmadı. Şehrimizin tarihi ile ilgili çok eksik yaşadık. Artık çok fazla imkânlar ortaya konuyor. Edirneliler, bu imkânları iyi kullansınlar, yaşadıkları toprakların geçmişini daha iyi anlamaya çalışsınlar. Çünkü her dokunulan yerde başka bir tarih hazinesi var. Bu kitapla farkındalık yaratmak istiyorum. Edirne'de yaşamak gerçekten mutluluktur. Edirne'de yaşadığım dönemlerde de, ziyaret için geldiğim dönemlerde de çok mutlu oldum. Edirne, sanatçılara ilham veren bir şehirdir. Neresine dokunursanız başka bir ilham kaynağı bulursunuz. Örneğin; Edirne Kırmızısı'nda Rüstem Paşa Kervansarayı'nı, Edirne Sarayı'nı kullandım. Okurlarımız kitapta diğer mekânları da görecekler. İster müzisyen, ister ressam olsun; Edirne çok ilham veren bir şehir' ifadelerine yer verdi.

'İNTERNET ARACILIĞIYLA BULUŞABİLİRİZ'

Edirne'yi en son Edirne Belediyesi tarafından düzenlenen Kitap Fuarı'na katılma amacıyla ziyaret ettiğini belirten Cemboluk; '11 gün boyunca çok dolu zaman geçirdim. Fakat şu anda korona virüsü salgını olması nedeniyle yeni bir ziyaret programı ve imza günü için belirli bir tarih veremiyoruz. Ama pandemi süreciyle birlikte hayatımızda bazı teknik gelişmeler oldu. Artık internet üzerinden programlarla görüşmeler başladı. Bu hafta Gazi Osman Paşa Ortaokulu öğrencileri ile '˜Zoom' programı üzerinden bir toplantım var. Ayrıca Edirne'deki bir kolej ile daha önce '˜Zoom' toplantısı yapmıştım. Artık toplantıları bu şekilde yapıyoruz. Ceren Yayıncılık sahibi Şeref Kurtiş kitabevinde bir '˜Zoom' toplantısı ayalar ve okurlarımız gelirse ben de katılırım' diye konuştu.

SABRİYE CEMBOLUK KİMDİR?

1948 yılında İstanbul'da doğan Sabriye Cemboluk, ilkokul dördüncü sınıfta ailesiyle birlikte Edirne'ye geldi. Bolu Kız Öğretmen Okulu'nda eğitim öğretim hayatına devam etme amacıyla 1960'ta Edirne'den ayrılan Cemboluk, ilk hikâyesini de 15 yaşındayken Bolu'daki bir yerel gazete yayınladı. Bolu'daki yerel gazete çeşitli yazılar ve hikâyeler yazan Cemboluk, bu dönemde çeşitli dergilerin düzenlediği yarışmalara katılırken; Varlık Dergisi gibi dergilerde de öyküleriyle yer aldı. 1966'da evlenen Cemboluk, eşinin öğretmenlik görevi nedeniyle Siirt, Amasya, Adapazarı gibi şehirlerde yaklaşık 7 yıl yaşadı. 1975 yılında İsviçre'ye yerleşen Cemboluk, bir yıl sonra taşındığı Almanya'da da hem işçi, hem de gazeteci olarak çalıştı. Milliyet Gazetesi'nde 12 yıl boyunca bölge muhabirliği yapan Cemboluk, ayrıca yerel gazete ve dergilerde de yazılarıyla yer aldı. 1984-2000 yılları arasında başta Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi olmak üzere çeşitli yayın organlarında öyküleri yer alan Cemboluk, 1994'te ise '˜Kahraman ve Gölgesi' adlı hikâye kitabını okurlarına sundu. 1997'de Almanya'nın Köln Radyosu'nda bir öyküsü de seslendirilen Cemboluk, 2003'te Almanya'nın '˜Luftküsse' adlı öykü antolojisine alınan tek Türk yazar oldu. 2005'te '˜Hayal Haritası' adlı oyunu Almanya'nın Karlsruhe şehrinde sahnelenen Cemboluk'un, 2006'da TRT tarafından üç dilde hazırlanan '˜Evinde Yabancı' adlı öyküler kitabında bir öyküsü yer aldı. Cemboluk'un '˜Kardelenler Kar Altında Kalmasın' adlı tiyatro oyunu Almanya'da 2008'de sahneye konulurken; 2014'te bir sosyal sorumluluk projesine destek olmak için yazdığı '˜Çıkmaz Sokak' adlı tiyatro oyunu da 2015'te Türkiye'deki sanatseverlerle buluştu. Evli ve 4 çocuk annesi olan Cemboluk halen Almanya'nın Karlsruhe kentinde yaşıyor.