Akran zorbalığının kurtarıcısı aileler

Okul çağında olan birçok çocuk akranları tarafından zorbalığa uğruyor. Bu durum özellikle kötü etkilenen çocuklarda okul yaşamı olmak zere birçok alanda zorluk yaşamalarına sebep oluyor.

TAKİP ET

Akran Zorbalığının çocuklarda meydana getirdiği olumsuz durumlar son günlerde oldukça sık rastlanan bir durum. Çocukların piskolojisini etkileyen duruma karşı aileleri uyaran TED Edirne Koleji Psikolojik Danışmanı ve Rehber Öğretmeni Miray Gizerler, bu süreçte yapılması gerekenleri aktardı.

Gizerler, akran zorbalığı, bir veya bir grup çocuğun akranına, aralarında güç dengesizliği olan bir duruma(fiziksel görünüm, popülerlik vb.) yönelik istikrarlı bir şekilde rahatsızlık ve davranış örüntülerini içerdiğini belirtti.

Gizerler, zorbalığa uğrayan çocuklarda içe kapanmanın yanı sıra özgüvensizlik, sürekli mutsuzluk, sosyal iletişim ve ilişkilerinde azalma, okula gelmeme isteği gelişebileceğini sözlerini ekledi.

Ailelerin çocukları dinlemesi gerektiğini söyleyen Gizerler, “Hem çocukluk hem de ergenlik döneminde akran zorbalığına maruz kalan öğrenciler için öncelikle aileler hassas bir tutum sergileyerek yargılayıcı olmadan, yorum yapmadan çocuklarını dinlemelidir. Çocuklarının sosyal becerilerini eleştirmemelidirler. Burada çocuklarının sosyal becerilerinin değil, zorbanın davranışlarının sorun olduğu çocuklara anlatılmalıdır. Çocuklar zorbalık yapan kişinin daha güçlü, haklı veya tercih edilen çocuklar olduğunu düşünmektedirler. Çocuklara zorbalık yapanın bu özelliklerinden ziyade haksız ve yanlış davranış örüntüleri içinde olduğu aile tarafından aktarılırken kendini savunması ve destek istemesi gerektiğinin altını çizmelisiniz. Ancak kendini savunma biçiminin karşı tarafa zarar vermek olmadığı özellikle belirtilmelidir. Zorbalığa maruz kalma durumunda çocuğa tepkisel olarak karşılık vermesinden ziyade durumu yönetmesi için öncelikle kendini korumaya çalışması(karşı tarafa dur diyebilme), ardından o ortamdan daha güvenli bir ortama ayrılarak bir öğretmenden/yetişkinden destek istemesi gerektiği anlatılmalıdır.” Dedi.

Okulda yaşanan duruma maruz kalan öğrencinin ailesinin okula bildirmesi ve okul-aile işbirliği içinde olması gerektiğini belirten Gizerler, “bazen aileler durumu karşı taraf ile kendileri iletişime geçerek sağlıklı olmayan tutumlar ile çözmeye çalışsalar da durum çözülmüyor hatta daha da büyüyor. Olayın içine tamamen dahil olursanız çocuğunuzun kendini savunacağı alanı da yok etmiş olursunuz. Okulun durumu doğru yöntemler ile çözmesi için okulu destekleyici noktada olup çocuklarına okula, öğretmen ve yöneticilerine güvenmeleri gerektiğini; en hassas bir şekilde okul tarafından durumun çözüleceğini bildiklerini aktarmaları önemli.” Sözlerini ekledi.

Ailenin akran zorbalığı karşısında panik ve kaygı yaşadığı zaman çocukların da bu davranışları rol-model alarak daha da kaygılandığını ifade eden Gizerler, “duygularını yönetmekte zorlanıyor ve okuldan uzaklaşmaya başlıyor. Aileler çocuklarına destek verirken kendilerine bağımlı kalmalarını sağlayarak bu süreci yönetmemelidir. Çünkü ailenin zorbalık karşısındaki tutumu, çocuğun okul dışı ve yetişkinlik hayatında geliştireceği problem çözme becerilerini de doğrudan etkileyecektir.” Sözlerine değindi.

Durumun çözüm sürecinde sabırlı olunmasını gerektiğinin altını çizen Gizerler, “zorbalık bir günde oluşan bir durum olmadığı gibi bir günde çözülecek bir problem de değil. O yüzden ailelerin sabırlı olması, çocuklarının yeni arkadaşlıklar geliştirmesi için ve mevcut arkadaşlık ilişkilerini güçlendirmesi için destekleyici olmaları yeniden diğer kişiler ile bağ kurmalarına ve özgüvenlerinin artmasına katkı sağlayacaktır.” Şeklinde konuştu. Kumru Öngün

KUMRU ÖNGÜN